Türk Eğitim Sen Artvin Şube Başkanı Nizamettin Torun yaptığı yazılı açıklamada Adalete İnanıyor musunuz?''dedi.
Torun yaptığı açıklamada; Konfüçyüs talebeleriyle şehirden uzaklaşıp dağlarda gezerken yol kenarına oturup ağlayan bir kadın gördü. Niçin ağladığını sordu. Kadın, "Dayımı ve kocamı burada vahşî bir kaplan öldürdü!" dedi, "Kaplan şimdi de oğlumu öldürdü!" Konfüçyüs "O halde niye bu tehlikeli yerde oturuyor da şehre inmiyorsun?" diye sorunca kadın, "Burada imparatorun ve memurların zulmünden uzağız!" dedi.
Konfüçyüs talebelerine dönerek "Görüyor musunuz?" dedi, "Zalim bir imparator yırtıcı bir kaplandan daha korkunçtur!" İktidara yakın bir "Araştırma Şirketi"nin yaptığı araştırmaya göre Türk toplumunun yüzde 67'si adalete, yani Türkiye'de adaletin olduğuna inanmıyor. Bu haberin, demokrasi ile yönetilen bir ülkede büyük bir yankı uyandırması beklenirdi. Ama öyle olmadı. Oysa ülkede adaletin hüküm sürdüğünü, hiç kimseye zulüm yapılamayacağını göstermek için haftanın birkaç gününü Divan-ı Mezalim'e ayıran Ortaçağ Türk Sultanlarını bile bu sonuç ürkütürdü. Çünkü "Adalet mülkün (devletin) temelidir" Eğitim çalışanlarına, "MEB'de adaletin varlığına inanıyor musunuz" sorusu sorulsaydı inanmayanların oran çok daha yüksek çıkardı. Gerçekte, Milli Eğitim Bakanlığı'ndan kovulan adalet ve liyakatin bir daha Bakanlığa dönüşüne izin verilmedi, kapılar tamamen yüzlerine kapatıldı. Avrupa'nın "Muhteşem" diye adlandırdığı, Süleyman Han'a Türklerin "Kanuni" unvanını vermesi, bu büyük hükümdarın kanunlara riayetinden kaynaklanıyordu. Mohaç Savaşı'nda (1526) büyük kahramanlık gösteren Semendire Sancak Beyi Gazi Bali Bey, Kanuni'den rütbesinin yükseltilmesini ister. İşte, Muhteşem Süleyman'ın Bali Bey'e cevabı: "Bilesin ki bey olmak iki kefeli terazidir. Bir kefesi Cennet ve bir kefesi cehennem'dir. Bir an adaletle hükmetmek, yetmiş yıllık ibadetten daha değerlidir. Ahireti hatırdan çıkarmayasın. Serasker olduğun yerlerde ve hükmünün geçtiği mahallerde, zulüm ve düşmanlık etmekten şiddetle sakınasın. "
Bir de Osman Gazi'nin, oğlu Orhan Gazi'ye nasihatine bakalım: "Alimler, fazıllar, sanatkarlar, edipler; devletin bedeninin gücüdür. Bunlara iltifat ve ikramda bulun.
Allah'ın hakkını ve kulların hukukunu gözet!. . Ve senden sonrakilere böyle nasihat etmekten geri durma. Ve adalet ve insafa riayet ile zulmü kaldırmaya devam ile her bir işe teşebbüs de Allah'ın yardımına güven. "
İnancımız bize İlahi adaletin, "Diyar-ı Dicle'de bir kurdun kaptığı koyunun hesabını; yönetenlerden mutlaka soracağını haber vermiyor mu?.
Bir ülkede adalet yoksa o ülkede iyi olan, güzel olan hiçbir şey yoktur'' ifadelerine yer verdi.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 27.05.2012 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle