Artvin Türk Eğitim-sen Başkanı Nizamettin Torun ". Herkesin Bilmesi Gerekir Ki, Şaibe Bulaşmış Sınavlar Toplum Vicdanında Hiçbir Şekilde Kabul Görmeyecektir." Dedi.
Bir yıldır milletçe ÖSYM dizisini seyrediyoruz diyen Nizamettin torun şunları söyledi: " Dizi, KPSS rezaletiyle başladı, YGS ile klasikleşti ve şimdi ALES ile zirveye ulaştı. 26 Nisan itibariyle ÖSYM'nin son skandalı, 8 ilde cezaevlerinde yapılan YGS sınavındaki Fen Bilimleri sınavını iptal edilmesidir. Şimdi hep birlikte sıradaki skandalı bekliyoruz.
Bu kadar olaydan sonra kendisine inananların olmasını bir tarafa bırakalım ama ÖSYM Başkanının istifa için neyi beklediğini anlamakta zorlanıyoruz. Normal demokrasilerde böyle bir kurumun sorumlularının derhal istifa etmiş olması gerekirdi. Ancak ileri demokraside böyle bir mecburiyet bulunmuyor.
1 milyon 700 bin genç ve anne babalar sonuç bekliyor. ÖSYM hakkında soruşturma sürüyor. (KPSS soruşturması da henüz sonuçlanmış değil). Şimdiden sonucun nereye varacağını kestirmek mümkün değil. Soruşturma sonucuna göre YGS sonuçları açıklanacak veya YGS iptal edilecek. LYS' ye başvurular bu çerçevede başlayacak. Tek sınav yapılması da söz konusu.
1 milyon 700 bin şifre mağduru, KPSS ve ALES kurbanlarının uğradıkları haksızlıkların hem sorumluları hem mağdurları vardır. Hâlâ, ÖSYM Başkanını savunma telaşı içinde komplo hikâyelerine sığınanlar var. Ali Demir'in yıpratılmak istendiği söyleniyor. Bunca ÖSYM rezaletinin Tanzanya'da geçtiği düşünüldüğünden olsa gerek ki, mağdur olanlar değil, mağdur edenler savunuluyor. Şifre mağduru öğrencilerin motivasyonlarını tamamen kaybetmiş olduklarını görüyoruz. Birçoğu sınav yokmuş gibi bir ruh haline bürünmüş durumda. 12 yıllık emeklerinin çalınmış olduğu duygusuyla şaşırmış bir haldeler. Uykusuz, kabus dolu gecelerin böyle bitmesi tam bir hayal kırıklığı yaratmış bulunuyor. Bir kısmı şaşkın ve panik halinde. Varını yoğunu dershaneye yatırmış beklenti içindeki veliler meraklarını giderecek bir merci bulamıyor. ÖSYM Başkanı yaptığı açıklama ile bu konuda ekibiyle beraber ne kadar yetersiz olduğunu ispatlamış oldu. Bunu sadece kendisinin anlamadığını görüyoruz.
Hatalar birbirini takip ederken ÖSYM'nin bildiğini okuması inanılmaz. ÖSYM'nin tüm bu olanlara rağmen, ısrarla Meteksan firmasıyla çalışmasını da manidar buluyoruz. KPSS, YGS derken bir de ALES skandalı çıktı. ÖSYM, gençlere ALES'te çektirdiği bu eziyetin hesabını vermek zorundadır. Hata yapma lüksü olmayan bir kurumun önce KPSS, ardından YGS, şimdi de ALES' te yaptığı bu kepazeliklere iktidarın hiçbir mensubu dur' dememektedir. Bu noktada ÖSYM Başkanının siyasi erk tarafından sürekli korunup, kollanmasının nedenini merak ediyoruz. ÖSYM Başkanı Ali Demir ve ekibi acaba ne tür meziyetlere sahiptir ki, hâlâ görevinin başındadır? İktidar artık ÖSYM'yi temize çıkarmaktan vazgeçmeli, ÖSYM'yi temize çekmelidir. "
ÖSYM'nin adı beceriksiz yöneticiler yüzünden hataların, hırsızlığın, yolsuzluğun, hüllenin merkezi olarak anılmaktadır. Gelecekleri çalınan, haksızlığa uğrayan gençlerimiz artık sınavların temiz eller tarafından yapılmasını istemektedir. Herkesin bilmesi gerekir ki, şaibe bulaşmış sınavlar toplum vicdanında hiçbir şekilde kabul görmeyecektir.
Öte yandan eğitim çalışanları arasındaki bölünmüşlük devam ediyor. Kadrolu, 4/B'li, 4/C'li, ücretli ayrımı ortadan kaldırılmalıdır. Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasını başlatan, fabrikalarını haraç-mezat satarak işçileri 4/C kapsamına geçiren mevcut iktidar şimdi onları kadroya alacağı vaadinde bulunuyor. Sekiz yıldır elinizi tutan mı vardı? Üstelik iki Milli Eğitim Bakanı 4/B'lileri kadroya geçirme sözü verdiği tarihten sonra yaklaşık iki yıl geçti.
9 yıldır sözleşmeli uygulamayı her alana yaydıktan sonra seçime 1. 5 ay kala akıllarına, hele hükümete yakın olduğu bilinen bir sendikanın genel kurulunda bir cümle ile dile getirmek sonra da bunu müjde olarak âleme ilan etmek sözleşmelilerle alay etmekten öte bir anlam taşımamaktadır. "
Son olarak Torun "Seçim sonrasında değil hemen ve hiçbir şarta bağlı kalmaksızın sözleşmeliler kadroya alınmalıdır. Buna ilaveten yıllardır çözülmeyen memur ve hizmetlilerin görev tanımları yapılıp, atamaları bir esasa bağlanmalıdır. Eğitime Başlama Ödeneği bütün eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmelidir. "
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 03.05.2011 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle