Tekel İşçilerine Destek İçin Türkiye Genelinde Uygulanan 1 Günlük İş Bırakma Eylemine Hopa'da Da Uyan Stö'leri Ve Sendikalar Basın Açıklaması Yaptılar.
Tekel işçilerinin eylemlerine destek vermek için İşçi konfederasyonlarının almış olduğu ülke genelinde bir günlük iş bırakma eylemine Hopa'dan da destek geldi. Hopa ve Kemalpaşa Belediyelerinde çalışan tüm işçi ve memurlar iş bırakma eylemine katılırken, eyleme değişik siyasi partiler, sendikalar ve sivil toplum örgütleri de destek verdi.
Hopa Belediye parkında toplanan KESK üyesi sendikalar, Tek Gıda iş, Belediye İş, Tüm Bel-Sen, Ses, Eğitim Sen, ÖDP, Halkevleri, ESP, Gençlik Muhalefeti, üyeleri sloganlar atarak İnönü Caddesi üzerinden devam ettikleri yürüyüşlerine Dumlupınar Caddesi üzerinden Cumhuriyet Meydanına kadar sürdürdüler.
Cumhuriyet Meydanında toplanan gruplar burada da AKP aleyhine sloganlar atarak "Tekel İşçisi direnişin simgesi, AKP susacak, Halk konuşacak" sloganları attılar. Cumhuriyet meydanında Aslan Cancı tarafından okunan Basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi. "Günümüz Türkiye'si sermaye için dikensiz gül bahçesine çevrilmiştir. Neo-Liberal politikalara sıkı sıkıya sarılmış Hükümet tarafından 30 yılı aşan bir süredir bu ülkede sermayenin her istediği anında ve fazlasıyla yapılırken, emekçilerin en temel ve en insani talepleri sistemli bir şekilde bastırılmış, hakları gasp edilmiştir. AKP İktidarı emekçilere yönelik bu çok yönlü kuşatmanın son, fakat en kararlı temsilcisi olarak bu politikalarda ısrar ediyor. Bu politikaların özü üç temel ayak üzerinde yükseliyor. Birincisi kamu alanının, bütün yurttaşlara ait olan değerlerin piyasa güçlerine terk edilmesi, en temel insani ihtiyaçlarının dahi bir kar alanı haline getirilmesi; bu konuda AKP özelleştirme şampiyonudur.
İkincisi 12 Eylül artığı bir Anayasa'nın gölgesinde yurttaşlarını en temel haklardan mahrum bırakan, öteleyen, dinsel inanca dayalı ya da etnik kimliklerini tanımayarak onları dışlayan otoriter devlet anlayışı, AKP baskıda, gözaltılar da, kitle gösterilerine yönelik şiddet şampiyonudur.
Üçüncüsü, örgütlenerek, birleşerek kendi çıkarları için bu gidişata dur diyebilecek, hak gaspları karşısında sesini yükseltecek, sermayenin karşısında emeğin onurunu savunacak, emekçilerin istihdam politikaları yolunda bölünmesi, emekçilerin farklı statülerle farklılaştırılması, böylelikle işçi-memur, kadrolu işçi-taşeron işçisi, sözleşmeli, 4/c'li, 4 /b'li adı altında parçalanmış emekçilerin örgütsüzleştirilmesi, etkisizleştirilmesi, eşit işe eşit ücret ilkesinin ayaklar altına alınması. AKP kuralsız istihdam alanında da şampiyondur.
4/C statüsü tamamen özelleştirme mantığının ürünüdür. AKP karlı kamu işletmelerini yok pahasına sermayeye aktarırken bu işletmeleri karlı hale getiren, etiyle, kanıyla, dişiyle, tırnağıyla bu işletmelerin her bir tuğlasında, makinesinde hakkı bulunan emekçileri de sokağa bırakmak, açlığa ve sefalete mahkûm etmeye kararlıdır.
Bunun en son somut örneği Tekel işçilerinin durumudur. Bugün Ankara'da sürmekte olan Tekel işçileri direnişi bu noktada Türkiye'nin bütün emekçileri için önemli bir sınav niteliği kazanmıştır. Hamasi sloganların ötesinde bir gerçek olarak ifade edilecek olursa bugün tüm emekçilerin yüreği Tekel işçileri için atmakta, umutları, talepleri Tekel direnişinde somutlanmaktadır. Tekel direnişi emekçileri için bir direngi noktasıdır. Direnişin kaybedilmesinin sonuçları bütün emekçiler için ağır olacaktır. Direnişin kazanılması durumunda ise aynı 25 Kasım grevinde yaşandığı gibi emekçiler için daha aydınlık, daha demokratik bir Türkiye umudu güçlenecektir. Bu nedenle emek güçlerinin herhangi birinin bu direnişi hafifsemeye hakkı yoktur.
DİSK ve KESK'in çağrısıyla bir araya gelen 6 Konfederasyonun toplantısı sonucunda Hükümete sorunu çözmesi için 26 Ocak'a kadar mühlet verildi. Bu süre içerisinde sorunun çözülememesi durumunda dayanışma grevi yapılacağı vurgulandı. Siyasi İktidar bu çağrıyı savsakladı. Yeni bir randevu vererek soğukta ekmek ve demokrasi mücadelesi veren Tekel emekçilerini 1 hafta oyaladı. Bu bir haftanın sonunda işçilere yine 4/C'yi dayatabileceğini sandı.
Siyasi iktidar Tekel işçilerini pervasızca kapının önüne koyabileceğini, kimsenin onlara sahip çıkmayacağını düşünerek bu adımı attı. Tekel işçileri yıllardır süren bu karanlığa karşı bir meşale yaktılar. Bu meşalenin sönmesine izin vermeyeceğiz.
Eğer biz susarsak, Tekel işçilerinin yanlarında durmazsak, çok iyi biliyoruz ki sıra bize gelecek, sıra Çay kur'un özelleştirilmesine gelecek. . Çaya ve Çay kur'a sahip çıkmak tekel işçilerinin şanlı direnişinin yanında yer almalıyız.
Emekçilerin kararlılığını bugün 4 Şubat Perşembe günü, 1 günlük dayanışma greviyle bir kez daha gösteriyoruz. Emek, Barış ve Demokrasi mücadelesini yükselteceğiz" denildi.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 04.02.2010 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle