Artvin Türk Eğitim Sen Başkanı Nizamettin Torun 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle bir mesaj yayınladı. Torun mesajında şu duygu ve düşüncelerini ifade etti "Ağustos ayı Türk tarihinde zaferler ayıdır. Anadolu'nun kapılarının Türklere açıldığı Malazgirt Savaşı (1071) ve İmparatorluğun küllerinden yeni bir devletin doğmasını sağlayan Büyük Taarruz (1922) 26 Ağustosta başlamıştır. 30 Ağustos 1922'de Yunanlılara karşı kazanılan zafer ile emperyalist Batıya diz çöktürüldü.
25 Ağustos gecesi, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa ve Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa, Kocatepe'nin eteğindeki çadırlı ordugâha geçtiler. Bu sırada, Yunanlılar, Afyon'daki orduevinde balo veriyordu. . Yunan Başkomutanı Hacı Anesti Büyük Taarruz ile başlayan muharebeleri İzmir'den yönetirken Gazi M. Kemal Paşa Taarruz başlamadan cepheye gelecek ve harekâtı bizzat idare edecekti.
26 Ağustos'ta saat 05. 30'da bataryalara ateş emri verildi. Türk ordusu Kalecik, Tınaztepe, Çiğil tepe ve Afyon mevzilerinin en kritik yerlerini tek tek ele geçirdi. Mustafa Kemal'in önderliğinde, Kemal'in askerleri zaferi gerçekleştirmişti.
Mustafa Kemal'e söz verdiği üzere, Çiğil tepe'yi yarım saat içinde alamayan 57. Tümen komutanı Albay Reşat Bey intihar etmişti. Yazdığı notta, "Yarım saat zarfında bu tepeyi almak için söz verdiğim halde sözümü yapamamış olduğumdan dolayı yaşayamam komutanım", diyordu. Durumu telefonla öğrenen Mustafa Kemal'in gözlerinden yaşlar boşanır:-Allah rahmet eylesin, Reşat Bey büyük bir vatanseverdir.
30 Ağustosta Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile Yunan kuvvetleri, yaklaşık 900 yıl önceki Bizans ordusu gibi çember içine alınarak imha edildi. İmhadan kurtulan kuvvetleri çeşitli yönlere çekilmeye başlamışlardı. 2 Eylül'de Yunan Başkomutanı General Trikopis, 300 kadar Yunan subayı ve 5000 er ile esir edildi. (Malazgirt'te de Bizans İmparatoru Romen Diyojen aynı şekilde esir edilmişti. )
7- 8 Eylül geceleri, Müslüman İzmir, düşmandan gelecek katliamı bekliyordu. Kadınlar ve çocuklar, İkiçeşmelik'te, mahallede, nispeten en korunaklı evde toplanmıştı. Erkekler yoktu. Ya kurtarıcı ordudaydılar, ya da silahlı direnişin bir parçası. Bu ikinciler, o birkaç gün ve gece bölünmüş şehrin iç sınırlarında, elde tüfek nöbetteydi. Kadınlar, 9 Eylül günü karşı tepelerden "karınca gibi" askerin geldiğini gördüler. Kadınlar ağlamaya başlamıştı. "Geliyorlar, bizi de kesecekler. " Halbuki gelen, Yüzbaşı Tatar Şerafettin Bey komutasındaki o süvarilerdir. İşkodralı Fahrettin Paşa'nın, Selanikli Mustafa Kemal Paşa'nın süvarileri. . . Kadınlar süvarilere kovayla su uzatmışlardı, atları içsin diye. Fakat onlar öyle susuzdu, öyle bir hızla ve durup dinlenmeden at sürmüşlerdi ki, ikram edenlerin şaşkın bakışları arasında kovalardan önce kendileri içmişti. . . Piyadenin günler değil, saatler sonra süvariye yetişmesi de bir başka hikâyedir.
Daha önce, Taarruz planına karşı çıkmış olan İkinci Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşa, "Ben tecrübesiz, kararsız, korkak bir asker değilim. . . "dedi kendine dargın bir sesle, ". . . ama ne iddia ettimse tersi çıktı. Neye karşı durdumsa mahcup oldum. Yahu, bu mucizenin sırrı ne?"
Fevzi Paşa, Yakup Şevki Paşa'nın elini okşadı ve sorusunu cevapladı:
"Mustafa Kemal Paşa. "
Zaferin 87. yıl dönümünde, Türksüz ve ATATÜRKSÜZ bir Türkiye için bütün şer güçlerinin harekete geçtiklerini görüyoruz. Yıllardır sürdürülen, Türkiye'nin mozaik bir ülke olduğu propagandası artık zehirli meyvelerini vermeye başlamıştır. İkinci aşamada, Türk milletini birbirinden ayırmanın, parçalamanın bir aracı olan "farklılıklarımız gücümüzdür" yalanını toplumumuza kabul ettirme noktasına gelmişlerdir. Hiçbir millet farklılıkları kutsayarak, farklılıkları canlandırarak" güçlenemez, milli birlik ve beraberliğini sağlayamaz.
Dolayısıyla, Türk milleti olarak, müştereklerimiz gücümüzdür ve müştereklerimiz farklılıklarımızla mukayese edilmeyecek kadar çoktur.
Gazi M. Kemal ve silah arkadaşlarını saygı ve rahmetle anıyor, Zafer Bayramının milletimizin birlik ve beraberliğini pekiştirmesini diliyorum. "
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 01.09.2009 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle