Bugün, Türk Ulus’unun emperyalist güçlere karşı yaptığı mücadelenin son vuruşu olan Büyük Zafer’in 95. yıldönümünü milletçe idrak edeceğimiz 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın günü.
Milletçe yine bir arada olduğumuz, son dönemlerde yaşanan terör olaylarına karşı bu birlikteliğin asla yıkılmadığı ve parçalanmadığını bir kez daha göstereceğimiz bu güne kolay kolay gelmediğimizin bilinmesini istedik. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı bir kez daha kutlarken, Büyük Zafer’i bizlere kazandıran başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile canlarını hiçe sayarak bu zaferlerin gururunu bize yaşatan şehit ve gazilerimizi şükranla anıyoruz. İşte bu gururun anlam ve önemi:
30 Ağustos Zafer Bayramının Anlam ve Önemi
Birinci Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması, koşulları itibariyle Türk topraklarının tamamen işgalini hedef alıyordu. 10 Ağustos 1920’de yine Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan Sevr Antlaşması da Türk milletinin yok sayılmasına neden olan çok ağır koşullar içeriyordu. Türk milleti bu antlaşma hükümlerini hiçbir zaman kabul etmediğini, Atatürk’ün önderliğinde başlattığı bağımsızlık mücadelesi ile bütün dünyaya ilan etmiştir.
19 Mayıs 1919’da Atatürk’ün Samsun’a gelerek başlattığı bağımsızlık mücadelesi adeta bir çığ gibi büyümüş, yapılan kongreler ile birlikte daha da sağlam bir milli hareket haline dönüşmüştür. 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması ile memleket yönetiminin halkın kendisine verilmiş olması, milli mücadelenin zaferle sonuçlanmasındaki ki en büyük etkenlerden biri olmuştur.
Vatanın ve milletin bağımsız bütünlüğünü korumanın yolunun, düşmanla top yekûn mücadele edilmesiyle mümkün olacağı fikrine sahip olan Meclis, bir çok önemli kararlara imza atmış, düzenli ordu kurularak ilk olarak Doğu’da Ermeni çetelerine karşı önemli başarılar elde edilmiştir. Elde edilen her başarı halkın moral gücünü yüksek tutmuş, İnönü Muharebeleri ile Batı’da Yunanlılara çok ağır kayıplar verdirilmiştir. 23 Ağustos-12 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan Sakarya Meydan Muharebesi ile Yunanlılar büyük bir bozguna uğratılmış, bu savaş sonrasında TBMM tarafından, Mustafa Kemal’e “Gazi” unvanı ve “Mareşal” rütbesi verilmiştir.
Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olan Sakarya Savaşı’nın Türk ordusu tarafından kazanılması ile artık büyük zafere çok yaklaşılmıştır. Düşmanın son bir harekat ile vatan topraklarından atılması için tüm hazırlıklara son hızıyla devam ediliyordu. Tahrip olan toplar onarılmış, silah ve cephaneler temin edilmiş, Güneydeki Türk birlikleri gizlilik içerisinde Batı cephesine kaydırılmış, ordu taarruz eğitiminden geçirilmiş böylelikle 1922 yılı Ağustos ayına kadar tüm hazırlıklar tamamlanmıştı.
Başkomutanlığını Gazi Mustafa Kemal’in yaptığı ordumuz 26 Ağustos 1922’de düşmana karşı taarruza geçerek bir saat gibi kısa bir sürede düşman mevzilerini ele geçirdi. 30 Ağustos günü çember içine alınan düşman kuvvetleri yok edilirken, elde edilen esirler arasında Yunan Başkomutanı Trikopis’te bulunuyordu. Bu savaş Mustafa Kemal’in önderliğinde yapıldığı için Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak adlandırıldı.
Büyük Taarruz ’un başarı ile sonuçlanmasının ardından kaçan düşman askerleri İzmir’e kadar takip edilerek 9 Eylül 1922’de İzmir’inde kurtarılması ile yurdumuz tamamen düşmanlardan temizlenmiş oldu.
Türk’ün olağan üstü gayret ve gücünü tüm dünyaya göstermiş olması açısından büyük bir öneme sahip olan 30 Ağustos Zaferi, milli bir bayram olarak her yıl büyük bir coşku içerisinde kutlanmakta, dosta güven, düşmana korku veren kahraman ordumuzla milletçe gurur duymaktayız.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 30.08.2017 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle