Çiftçi-Sen’in şeker fabrikalarının özelleştirilmesi konusunda bir basın açıklaması yayınlayarak “Türkiye Şeker Fabrikaları Özelleştirilmemeli, teknolojileri yenilerek kapasitesi arttırılması; çiftçi, işçi, besici, nakliyeci, sanayici ve ekoloji özetle Türkiye’nin yararınadır. Vazgeçilmelidir!” dediler.
Çiftçi-Sen tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:“Türkiye Şeker fabrikaları özelleştiriliyor. Türkiye şeker fabrikalarını satıyor!…
Özelleştirme Yüksek Kurulu -ÖYK’nın 21. 11. 2016 kararına göre, Türkşeker’in özelleştirmesinin 2018 sonuna kadar tamamlanması gerekiyor.
Özelleştirme kapsamda yer alan fabrikalar şunlar: Kars, Erciş, Ağrı, Muş, Erzurum, Elazığ, Malatya, Erzincan, Elbistan, Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum, Çarşamba, Bor, Ereğli, Iılgın, Uşak, Alpullu, Burdur, Afyon, Susurluk, Eskişehir ve Ankara.
Bu hafta içinde satışa çıkması gündeme gelen fabrika sayısı 14 adet. Bunlar da şunlar: Afyon, Ağrı, Bor, Burdur, Çorum, Elbistan, Erzincan, Erzurum, Ilgın, Kastamonu, Kırşehir, Muş, Turhal ve Yozgat fabrikaları. Özelleştirmeler varlık satışı şeklinde yapılacak. İhalelerin, iki ay gibi bir sürede tamamlanması hedefleniyor. Öne Türkiye Şeker Fabrikalarının rakamsal ifadesine bir bakalım.
Rakamlarla Şeker fabrikaları:
– 25 şeker fabrikası,
– 4 alkol fabrikası,
– 2 Makine fabrikası,
– 1 Elektromekanik Aygıtlar Fabrikası,
– 1 Tohum İşleme Fabrikası,
– 1 Araştırma Enstitüsü’ne sahip.
– Türkiye Şeker Fabrikaları A. Ş. ’nin yurt çapında kurduğu 150’den fazla bölge şefliği, 300’ün üstünde pancar alım merkezi, 1996 yılında yapımına başlanan ve 1998’de tamamlanarak günde 3 bin ton pancar işleme kapasitesine sahip Özbekistan Horezm Şeker Fabrikası var. Türkiye bu fabrikanın yüzde 53, 7’lik payına sahip.
– 2016 yılında İSO 500 sıralamasında 21’inci sırada,
– Geçen yılki net satış rakamı 3, 6 milyar lira.
– Şirketin aktif toplamı ise 3 milyar 861 milyon lira.
– 9 bin kişiye istihdam yaratıyor,
Türkiye’de uygulanan pancar politikalarının rakamsal sonuçları nedir?
Türkiye pancarda kota sistemine 1998 yılında geçti ve çıkardığı Şeker Kanunu ile de NBŞ’ye AB’nin üç katı kota tanıdı. 2000 yılında şeker sanayini özelleştirme kapsamına aldı. Yani şekerpancarı üretimi bu politikalarla dinamitlendi.
Rakamlara Bakalım;
– Kota öncesi (1998) şekerpancarı üreten aile sayısı 490 bindi. Şimdi 105 bine geriledi.
– Kota öncesi 500 bin hektar alanda, şimdi 320 bin hektar alanda pancar üretimi yapılmaktadır.
– Üretim, kota öncesi 22 milyon tondu, şimdi 15 milyon ton.
Oysa şekerpancarı, tarımın dinamosu ve önemli bir sanayi hammaddesi. Üstelik şekerpancarı üretimi mısıra göre daha yararlı.
Yararları;
– Bir dekar şekerpancarı alanı, üç (3) dekar çam ormanından daha fazla oksijen sağlar. Ekolojiktir.
– Buğdaya oranla 6, ayçiçeğine göre ise 3, 5 kat fazla katma değer üretir.
– Şekerpancarı aile için iş ve aş demektir. Buğdaydan 13, mısırdan 8, ayçiçeğinden 5 kat daha fazla istihdam sağlar.
– Çapa ve hasat döneminde 250 bin tarım işçisine,
– Fabrikalarda 30 bin işçiye 100 gün süre ile iş sağlar.
– Yaprak, baş ve posası besicilikte yem olarak değerlendirilir.
Melasından etil alkol üretilir.
– Dekara (doğal) 4 kg saf fosfat, 15 kg potas sağlar. Kendisinden sonra ekilen buğday ve arpa verimliliğini %20 arttırır.
Şekerpancarının anılan bu yararlarından dolayı, bir bilim adamı, “olmasaydı yaratılması gereken bir bitkiydi” demiştir. Bunca yararı bilindiği ve uygulanan yanlış politikalarla tahribatı görüldüğü halde ders alınmaması ve Türkiye Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesi anlaşılır değil.
Gelelim bugüne; 14 şeker fabrikasının özelleştirilmesi için deniyor ki; özelleştirildikten sonra üretime devam etmesine yönelik olarak, şartnamede hükümlerin yer verilecek. Acaba?
Bizde özelleştirmenin, eşittir kapatma olduğu yaşanarak kanıtlanmıştır. Türkiye’nin en büyük (Ankara’daki) Et ve Balık Kurumu’nun (EBK) yerinde özelleştirmenin hemen akabinde yatay ve dikey biçimde bir alışveriş merkezi konduruldu. İstanbul Yeni Bosna’daki en büyük Türkiye Süt endüstrisi Kurumu (TSEK) yerine alışveriş merkezi çöreklendi. Bu ibareler EBK ve TSEK için de yer alıyordu. Engellendi mi? Hayır!
İbarelerin bu özelleştirmelerde de yer alma nedeni; özelleştirme sürecinde tepkileri en aza indirmeye yönelik önlemlerden başka bir şey değildir.
Yine deniyor ki; fabrikalara satış yapan çiftçiler, özelleştirmeden sonra, satış yapmaya devam edebilecek ibaresi yer alacak…
Özelleştirme sonrası göstermelik birkaç yıl çalıştırıldıktan sonra kapanacak olan fabrikalara çiftçiler ne için kim için üretim yapacak? Yapılacak olsa bile nasıl, ne şekilde olacak? Devlet garantör olarak yer alacak mı? Hayır. O zaman bugünden söyleyelim; şekerpancarı üretimi Türkiye’de lokal bazı yerlerde üretilebilecek ancak!
Bir başka açıklama da şöyle: Şartnamelerde çalışanların durumu da yer alacak. Buna ilişkin olarak, çalışanların fabrikada devam edebileceği veya 4B kadrosuna geçiş yapabileceği ifade ediliyor.
Sahibi olmadığın/ ol(a)mayacağın bir fabrikaya nasıl, hangi hakla müdahale edilebilecek? Açıkçası fabrikaların kapanmasıyla birlikte işçiler işinden olabilecek. Bu konulan ibareler sadece bugünü kurtarmak, yanılsama yaratarak tepkiyi en aza indirmekten başka bir şey değildir.
Bir diğer düzenleme de, şeker fabrikalarının arazileriyle ilgili şöyle; ihale sürecine, şeker fabrikalarının ihtiyaç fazlası arsaları dahil edilmeyecek. Böylece arsaların fabrikaların önüne geçmeyeceği ve üretim dışı amaçlarla ihalelere katılımın engellenebileceği kaydediliyor.
Neye göre ihtiyaç fazlası? Fazla olduğunu kim belirleyecek? Ne zaman belirlenecek?
Eğer şeker fabrikaları özelleştirilecek olursa Türkiye’de birçok denge değişecek. Şöyle ki;
1- Şekerpancarının üretiminin sağladığı temiz hava sağlanamayacağı için temiz hava kirli hava ile yer değiştirecek.
2- Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi sonrasında o ovalarda kurulacak olan termik santrallere sular verilecek. Dolayısıyla su tarımdan koparılacak enerji sektörünün kullanımına sunulacak.
3- Kurulacak termik santral sonucunda, santrallerin yayacağı kirlilik nedeniyle sağlıklı tarım yapılamayacak. Tarım ile enerji, sağlıklı gıda ile sağlıksız gıda yer değiştirecek.
4- Pancar şekeri Nişasta Bazlı Şeker ile yer değiştirecek. Bazı uzmanlara bu durum sağlıklı gıda ile sağlıksız gıda yer değiştirmesine neden olacak.
5- Besiciler zarar görecek, hammaddesi dışardan temin edilen GDO’lu yem kullanımı artacak.
Ayrıca, şeker fabrikaları sıradan bir kuruluş değil. Onun için üretim yapan yüzbinlerce çiftçi aile var. Ona bağlı besiciler var. Nakliyeciler, mevsimlik tarım işçileri ve fabrika işçileri var. Bu özelleştirme öyle böyle bir özelleştirme değil. Birçok dengeyi değiştirecek bir özelleştirmedir. Yeniden gözden geçirmeyi ve vazgeçilmeyi gerekli kılar. “Ben yaptım oldu” demekle olacak basit bir şey değil.
Evet, bizde özelleştirmeler genellikle kapatma olduğu için bu durum şekerpancarı üretimini bitirmezse bile iyice azaltacak; üreticileri mağdur edecek. Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) sektörüne daha geniş alan açılacak. Yukarıda saydığımız türden pekçokdengeyi değiştirecek, deprem niteliğinde bir özelleştirmedir.
Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu olarak diyoruz ki;
– Şeker fabrikalarının özelleştirilmemesi,
– Şekerpancarı üretiminin azaltılması yerine arttırılması,
– NBŞ kotasının aşağıya çekilmesi, hatta mümkünse NBŞ üretiminin ortadan kaldırılması, çiftçi ve ülke ekonomisinin yararınadır.
– Türkiye Şeker Fabrikaları Özelleştirilmemeli, teknolojileri yenilerek kapasitesi arttırılması; çiftçi, işçi, besici, nakliyeci, sanayici ve ekoloji özetle Türkiye’nin yararınadır. Vazgeçilmelidir!
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 24.02.2018 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle