Karayolları Genel Müdürlüğü, Karadeniz Sahil Yolu deniz dolgusu için gerekli olan taş ve mıcırı üretmek için Bakanlar Kurulu Kararı'yla Acele Kamulaştırma Kanun'uyla istimlak ettiği tarlalara ödediği bedelin yaklaşık yüzde 75'ini 7 ay sonra vatandaştan geri istiyor.
Taşocağındaki çalışmalar nedeniyle kalan arazisi de heyelana uğrayan, evleri hasar gören vatandaş ise isyanda.
Bayındırlık Bakanlığı tarafından daha önce yapılan açıklamalarda, Takdir Komisyonu ile mahkemelerin bilirkişiler aracılığıyla yaptıkları fiyat tespitleri arasında yaklaşık 25 kat fark olduğunu açıklamıştı.
Karadeniz Sahil yolu'nun 2005 yılı sonuna kadar bitirilmesi yönünde 2004 yılında hazırlanan Başbakanlık Genelgesi doğrultusunda normal kamulaştırma yerine acele kamulaştırma ile el koyma' yoluna giden Karayolları, mahkemeye başvurarak bilirkişi tespiti istedi. Yasa gereği bilirkişinin tespit ettiği kamulaştırma bedelini arazi sahiplerinin hesabına yatırmak zorunda kalan Karayolları, 7 ay sonra mahkemeye başvurarak, "bedelin bilirkişi tespitinden değil, taktir komisyonunun belirlediği bedelle ödenmesini, arazilerin tapuya tescilini" istedi.
Doğu Karadeniz Bölgesi boyunca taş ocakları nedeniyle mağdur olan vatandaşlar şimdi, mahkemenin karayollarının istemini kabul etmesi halinde bu bedeli nasıl geri ödeyeceklerini karar kara düşünüyor. Engebeli olması nedeniyle zaten az bir tarım arazisine sahip olan Karadenizliler, "Denizle aramıza set çektikleri yetmezmiş gibi tarım topraklarımızı elimizden aldılar. Kalan topraklarımız da heyelana uğradı. Taş ocaklarında patlatılan dinamitler, zaten heyelan bölgesinde olan arazilerimizi mahvetti. Yağan yağmurların da etkisiyle ölüm tehlikesi yaşadığımız için her birimiz aldığımız bu bedellerle kent merkezlerine ev aldık. Bu parayı nereden bulur da geri öderiz. Biz araziyi satmak istemeyince olağanüstü bir uygulamayla toprağımıza zorla el kondu. Şimdi taş ocaklarıyla delik deşik edilen tarım arazilerimizi geri alma şansımız da yok. Yoksa bu bir oyun muydu" diyorlar. Çünkü Karayolları yalnızca Arhavi'nin Güngören Köyü'nde taş ocağı açmak için kamulaştırdığı toplam 8. 7 milyon YTL'nin yaklaşık 6 milyon YTL' sini yasal faiziyle geri istiyor. Arhavi Asliye Hukuk Mahkemesi'ne başvuran karayolları, ödenen bedelin yaklaşın yüzde 75'ini yasal faiziyle geri isterken, arazilerin tapuya tescilinin de yapılmasını talep ediyor.
Güngören'de 45 ayrı parselle ilgili 45 ayrı dava açan Karayolları Genel Müdürlüğü'nün mahkemeye verdiği dilekçesi şöyle:
"Karadeniz sahil Yolu iyileştirme Projesi , 23 Kasım 2004 tarih ve 25640 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Başbakanlık Genelgesi ile 2005 yılı sonuna kadar bitirilmesi planlandığından, dava konusu taşınmaza acele el koyma zorunluluğu doğmuş, bu nedenle kamulaştırma yasasına 27. Maddesine göre dava açılmıştır. 22 mart 2005 tarihli Bilirkişi raporunda kamulaştırma bedeli çok yüksek tespit edilmiştir. Bu nedenle kamulaştırma bedelinin tespiti ve bu bedelin davalılara önceden ödenen paranın ödeme tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle davalılardan tahsili "
Yalızca Birol Öztürk ve 6 kardeşinin 1820 metrekare taşınmasının 1687 metrekaresini kamulaştırılmıştı. Taktir komisyonunun 14. 735 YTL olarak tespit ettiği bu araziye, bilirkişinin 76 bin 683 YTL değer biçtiğini belirten Karayolları, 61 bin 948 YTL' yi mahkeme kanalıyla geri istiyor.
"Aslında paranın tümün geri istiyorlar"
Güngören Köyü'nde arazisi kamulaştırıldığı için yaklaşık 200 kişinin mağdur olduğunu söyleyen Birol Öztürk ise "Toplam 9 dönüm arazimiz kamulaştırıldı. Taşocağı faaliyete geçince 4 dönüm arazimde heyelan meydana geldi. Karayolları onu da kamulaştırdı. Sürekli dinamit atıldığı için tehlikeli diyerek tarlalarımıza gitmemize izin vermiyorlar. Zaten tarlaya giden yollar da çöktü. Biz çiftçiyiz neyle geçinelim? Evler hasar gördü. Tarlamızı evlerimizi mahvettiler şimdi de fazla bedel ödemişiz diyerek faiziyle parayı geri istiyorlar. Üstelik avukat masrafını da biz ödeyecekmişiz. Yani bize verilen parayı aynen geri ödeyeceğiz. Bu bir oyun mu? " diye konuştu.
Uğur Aslan ise "Önce tarlayı kiralamak istediler. Tarım arazisi olduğu için bunu yapamadılar. Kamulaştırmaya karşı çıkınca da Bakanlar Kurulu Kararıyla kamulaştırma yaptılar. Bizim verilen paraya itiraz hakkımız dahi olmadı. Nisan ayında paraları almıştık. Aradan 11 ay geçti. Kimimiz iş kurdu. Tarlası olmayan ne yiyip içecek? 11 ay boyunca akılları neredeydi? Hani nerede devletin sorumluluk ilkesi?" diye soruyor.
8 ev oturulmaz halde
Arhavi Sahilleri Koruma Platformu sözcüsü Hasan Sıtkı Özkazanç, "Taşocağı, uygun patlatma yapılmadığı için kamulaştırılan alanların bitişiğindeki yüz dönümlük arazi ve 8 ev ekim ayında meydana gelen heyelandan zarar gördü. Karayolları şimdi bunları için de kamulaştırma kararı aldı. İşi çabuk bitirmek adına standardın üzerinde patlatılan dinamitler, vatandaşı sürekli 5 şiddetinde deprem sarsıntısına maruz bırakıyor. Denizin yanı sara bir başka çevre felaketi de dağlardan geliyor" dedi.
Selman Zaim de, patlatılan dinamitler nedeniyle evi oturulamaz hale gelen 8 kişiden biri. Zaim, "15 dönüm tarlam kamulaştırıldı. 15 dönüm de heyelan nedeniyle kullanılamaz hale geldi. Bu üç katlı evimi Rusya'da inşaatlarda para kazanarak yapmıştım. Kiraya çıkmak zorunda kaldık. Müteahhit firma ev kiralarımızı şimdilik ödüyor. Ancak yol inşaatı bitince bu evin parasını kim ödeyecek? Biz nerede yaşayacağız? Aldığımız parayla aç kalmamak için yatırım yaptık. Şimdiye kadar akılları neredeydi? Bizi göçe zorluyorlar" diye konuştu.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 09.03.2006 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle