Artvin Tehlikenin Farkına Varmaya Başladı

14/06/2016 11:27

Karahan “Artvin Bütüncül Olarak Yok Olma Tehlikesiyle Karşı Karşıya”.


Haber: Hayati Akbaş







Aşağı ve Yukarı Hod Halkı’nın daveti üzerine Hod’a gelen Yeşil Artvin Derneği Başkanı Karahan ve Yönetim Kurulu Üyeleri köylülerle sohbet eti. Onları dinledi. 3 ayrı yerde yapılan toplantıda burada yapılacak madenciliğin, köyü tamamen yok edeceğini ve verilen 4 adet arama ve sondaj ruhsat alanının Cerattepe’nin neredeyse 2 katı büyük olduğu anlatıldı.

Hod Halkı ile Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan, Yönetim kurulu Üyeleri Av. Bedrettin Kalın, Bahattin Altıntaş, Selçuk Ulutürk katıldı.

ARTVİN BÜTÜNCÜL OLARAK YOK OLMA TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYA!

Türkiye’de 60 binin üstünde maden ruhsatının verildiğini anlatan Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan, bunun 325’inin Artvin’de olduğunu ve bunların toplam alanının Artvin’i bütüncül olarak yok ettiğini savundu. Başkan Karahan, “ Artvin 25 yıldır madene karşı mücadele veriyor. Cerattepe Artvin Merkezi yok edecek toplam alanı 4 bin 406 hektar, HOD’da ise Cerattepe’nin neredeyse 2 katına yakın alanı ruhsat almışlar.

HOD’UN RUHSAT ALANI CERATTEPE’NİN YAKLAŞIK 2 KATI CİVAR KÖYLERİ DE KAPSIYOR!

Yaklaşık 7 bin 500 hektar. Biz bunu harita üzerinde çalışma yaptırdık. Aşağı ve Yukarı HOD’un tamamı maden alanıdır. Şu an maden arama ve sondaj çalışmaları yapılıyor. Yukarı Hod gördüğümüz kadarıyla adeta delik deşik ediliyor. Önceki hafta Bilirkişi heyetiyle ile birlikte bizde buradaydık. Mezarlıklara yakın yerlerde bile sondaj ve arama çalışması yapıldığını öğrendik. Madencilerin ne ölüye ne diriye, ne de doğaya saygıları vardır.

MADENCİLERİN TEK DERDİ ÇIKARACAKLARI MADEN BURADAKİ DOĞANIN İNSANIN HİÇ BİR DEĞERİ YOK!. .

Onların tek derdi var. Buradaki madeni çıkarıp almak, götürmek. Sizin binlerce yıllık yaşam alanınız, kültürünüz, milyarlarca yılda var olmuş bu doğanın, ormanın, derenin hiçbir değeri yok. Varsa yoksa aşağıdaki maden. Onun için mücadele etmek zorundasınız. Bakın Henüz Aşağı maden’de sondaja başlayamamışlar. Ama buraya da inecekler.

DİYORLAR Kİ MADEN ÜLKENİN ZENGİNLİĞİDİR! NASIL?

Diyorlar ki, Madenler ülkenin zenginliğidir. Ama çıkan madenin %98’i çıkaran Maden Şirketinindir. Çıkarıp yurt dışına satıyorlar. Bunun adına da İhracat diyorlar. %2’yi de vermiyorlar. Bir çok indirimden faydalanıyorlar. Devlet bunlara yatırım yaptığı ve istihdam sağladığı gerekçesiyle %1 indirim daha sağlıyor. Kısaca çıkan maden de Milli servetimiz değil.

Şirketin kasasına gidiyor. Peki, bize ne kalıyor? Pasası kalır, pisliği ve asırlarca miras kalacak ağır metal içeren atıklar kalacak. Ve ne yazık ki bu dünyanın en güzel vadilerinden birisi olan Hod Vadisi sonsuza dek yok olacak. Bu vadide dünyanın en lezzetli zeytini yetişiyor. HOD halkı öyle bir yerde yaşıyor ki, geçenlerde bilirkişinin geldiği gün bir avukat arkadaşımızın, HOD’u girişten kapatın dünya ile bağlantısını kesin, kendi kendisine yetecek ve yaşam döngüsünü sürdürecek muhteşem bir yaşam alanıdır. ”dedi. Hakikaten öyle.

BİZ BİRLİK VE BERABERLİĞİN ÇOK ÖNEMLİ OLDUĞUNU ANLATMAYA GELDİK

Biz bu mücadelede birlik ve beraberliğin çok önemli olduğunu anlatmaya geldik. Çünkü maden şirketleri önce yöre halkından kendilerine taraftar bulur. Onlara ayrıcalık tanır, iş verir, yakınlarını işe alır, birçok vaatlerde bulunur. Köylüyü böler.

MADENCİLER ASLA İSTİMLÂK ETMEZ! SİZİ GÖÇE MECBUR EDER!

Bu tam da onların istediği ve dünyanın her yerinde başarılı oldukları yöntemdir. Burada da bunu yaptılar. Köyün önemli kişileriyle temas kurdular, yerlerini kiraladılar, bazılarına çok cüzi paralar vererek özel mülklerde sondajlar yaptılar. Madenciler istimlâk etmez. Bakın az önce bir şey dedik.

HOD’un tüm alanını yani 7 bin 500 Hektarlık alanı zaten onlar almış. Şu an bu ruhsatlara göre onların maden alanı içindesiniz ve siz buradan gitmek zorundasınız!. Maden çıkmaya başladığında siz zaten kendiliğinden mecburiyetten gideceksiniz. Havanız kirlenecek, suyunuz elinizden alınacak, siyanür havuzları gördüğünüz bu alanların tümünü kaplayacak. Kanser hastalıkları artacak ve sonuç; zaten göç etmiş olacaksınız.

BİZ BU YÜZDEN MÜCADELE EDİYORUZ!

Biz bu yüzden yaşam alanlarımızı koruyoruz. Biz bu yüzden onlar gelirse, yaşam alanlarımız yok, olur, biz gideriz diyoruz. Bu mücadelede birlik ve beraberlik çok önemli Kadınlarımız toprağa, köye, bağa, bahçeye daha çok değer verir. Öldürseniz bir parça toprak sattıramazsınız. Kadın toprağını, evini, barkını namusu sayar. Daha çok değer verir. Onun için bu mücadelede en önde kadınlarımız yer alacak. Kadınların yer almadığı mücadele başarıya ulaşamaz. Kendi eşleriyle, çocuklarıyla konuşacak. ”dedi.

AV. BEDRETTİN KALIN, MURGUL- DAMAR ÖRNEĞİNİ VERDİ

Maden mücadelesi ve hukuki konularda bilgi veren Yeşil Artvin Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Bedrettin Kalın, Maden şirketinin bir alana girdikten sonra maden bitene kadar oradan ayrılmadığını ve çevreye hiç dikkat etmediğini, maden alanı yakınlarında bulunan her şeyin, her canlının ve her bitkinin büyük zarar görüp, daha sonra bir şekilde yok olduğunu anlatarak Damar örneğini verdi. Kalın, “Neşe hanım size madencileri ve maden çıkarılan bölgeler, alanları anlattı. Ben bunları tekrar etmeyeceğim.

EĞER MADEN BÖLGESİ YAŞAM ALANI OLSAYDI DAMAR KÖY OLMAZ BELEDİYE DEVAM EDERDİ!

Bakın Murgul-Damar belediye idi. Köy oldu. Neden? Bir yasa çıkarıldı. Nüfusu 2 binin altında beldeler kapatıldı. Türkiye’nin en büyük Bakır fabrikasının bulunduğu damar’da işçiler dahil. Çocukları dahil, orada yaşayan köylüler dahil 2 bin kişi olmadı!. . Onun için Damar köy oldu ve belediyesi kapatıldı.

DAMAR’I GEZİP GÖRMEK, GÖSTERMEK LAZIM!

Aslında Damar’ı gezmek, göstermek lazım. Oradaki yaşam alanlarını görmek lazım. . Demek ki maden çıkarılan yerlerde insanlar yaşayamıyor. Bir tane örnek vereyim. Damar’da patlatmalar sonucu bir evin içine kocaman taşlar düştü ve ev kullanılamaz hale geldi. Siz maden çıkaran şirket sahiplerinin maden bölgesinde yaşadığını duydunuz mu? Sahiplerini hayatta görmeyeceksiniz, tanıyamayacaksınız!. Onlar işçileriyle makineleriyle gelir, madenini çıkarır ve bir daha geriye bakmadan pisliğini geride bırakarak gider.

Dava sonuçlandı ve itirazımız sonunda ancak 48 bin TL verdiler. Ve o evin sahibi bu para ile nerede nasıl bir ev alacak şimdi? Arazi gitti, ev gitti. Neşe hanımın dediği gibi bunlar istimlâk yapmazlar. Çok nadir olur. Zaten tüm alanı aldıkları için her yeri kendilerinin sayıyorlar!.

MUHTARLAR AZALAR VE KÖY HALKI BİR OLMAK ZORUNDADIR!

Ne konuşursak konuşalım, burada birlik ve beraberlik içinde mücadele etmemiz gerekiyor. Aşağı ve Yukarı HOD birlikte hareket etmeli. Bunun en önemli şartı budur. Muhtarları, ağzaları, köylüleri hep bir olmak mecburiyetindedir. Eğer bu sağlanmazsa, hiçbir şey yapamayız Buda maden şirketlerinin en çok arzu ettiği ve amaçlarına ulaştığı bir durum olur. ”dedi.

BURADA MADEN ÇIKARILMASINI BİZ İSTEDİK! AMA ŞİMDİ DAHA ZOR DURUMDA KALDIK!. .

Yukarı HOD’da yapılan toplantıda Muhtar Ayhan Karadeniz, burada madenciliğin başlatılması için köy halkının isteğiyle bizzat Ankara’ya gidildiğini anlatarak; “Bu köy çok göç verdi. Köydeki göçü durdurmak için eskiden yapılan madenciliğin yeniden yapılmasının geriye göç sağlayacağını düşündük. Eski Muhtarımız Mehmet Genç ve köyün ileri gelenleriyle birlikte Ankara’ya gittik. Onlar da geldiler. Biz eskiden nasıl yapılmışsa, köye zarar vermeden, maden üretimi yapılmasını istedik. Nasıl ki Murgul’da yapılıyor, bakır üretiliyor. Ama sonra farklı şeyler oldu.

Tüm alan maden alanı oldu. Sondaj çalışmalarına başladılar. İlk başlarda sorun yoktu. Sonra karşı çıkılmaya başlandı. Köyümüzün üstünden yüksek gerilim hatları geçti. Özel mülklerden geçtiler. Şu an yukarılarda 80 metre genişliğinde orman tıraşlanıyor. Muhtar olarak onların geçtiği özel tapulu yeri kapattık. Şikâyet edildik. Dava savcılıkta. . Yani biz ne yapacağız?. “ dedi. Muhtarın yapacağı ilk işin maden şirketiyle olan ilişkilerini gözden geçirerek köyün ve köy halkının menfaatine olacak şekilde tarafını madenden ya da köyden yana netleştirilmesi gerektiği ifade edildi.

AŞAĞI VE YUKARI MADEN KÖYLERİ DERNEĞİ BU MÜCADELEDE AKTİF ROL ÜSTLENMELİ!

Muhtar Karadeniz’in bu açıklaması sonrası sivil inisiyatif olan HOD Derneği’nin bu mücadelede öncülük ederek aktif rol alması gündeme geldi. Derneğin Artvin’de bulunan lokal ve bürosunun HOD maden mücadelesi için panel, toplantı konunun takibi için çalışmalar başlatması ve köy halkının her gelişmeden haberdar edilerek mücadele yol haritasının birlikte belirlenmesi gerektiği konuşuldu.

BİR MEZRADAN 100 TENEKE BUĞDAY KALDIRIRDIK. AMBARLARIMIZDA YER OLMAZDI!

GAZ VE TUZ DIŞINDA ŞEHİRLE İŞİMİZ OLMAZDI ŞİMDİ KURU MAAŞ İLE GEÇİNİYORLAR!. .

HOD’un çok değerli topraklara sahip olduğunu ve burada çok mutlu olduklarını söyleyen 75 yaşındaki Ahmet ve Lütfiye Altun, “Biz burada doğduk. Burada büyüdük. Çocuklarımızı burada büyüttük. Eskiden Hepimizin durumu çok iyi idi. Yukarıdaki mezradan 100 teneke buğday kaldırırdık. Meyvelerimiz sebzelerimiz ambarlara sığmazdı. Bizim çarşı ile tuz ve gaz dışında hiçbir işimiz olmazdı. Burada zeytin ağaçlarımız bize önemli gelir sağlardı. Şimdi insanlar bir maaşa bakıyor. Tarlalar ekilmedi, köye bakılmadı, hep göç edildi. İnsanlar fakirleşti. Şimdi ambarlarımızda çok az şey var.

MADEN ÇIKARSA KİME NE FAYDASI VAR?

Biz bu köyün dışında hiçbir yerde yaşayamayız. Maden çıkarsa biz yok olacağız. Kime faydası olacak? Biz onların madenini istemiyoruz. Biz burada yaşamak istiyoruz. Bundan sonrasında torunlarımız yaşasın istiyoruz. ”şeklinde konuşurken,

BURSA’DA 4-6 AY YAŞAYAMADIM, NEFES ALAMADIM KAÇTIM. KÖYÜMDE SAĞLIKLIYIM

Mihriban Yılmaz ise, “ Ben kışın 4-5 ay Bursa’da kalıyorum. Orada hastalandım Nefes alamadım. Geriye kaçtım. Şimdi çok iyiyim. Böyle güzel havayı, suyu nerede bulursunuz. Burada yetişen meyve sebze, yiyecek çok sağlıklı. Köyümün yok olmasına asla razı olamam. Aşağı Hod köyünün kızı yukarı

"ŞİMDİ HOD BİR YANA MADEN ŞİRKETİ BİR YANAMI OLACAK? ASIL MADEN HOD’UN KENİDİSİDİR. DOĞASI, ORMANI, İNSANI DERESİ, HAVASI, SUYUDUR. BUNLARIN DEĞERİNİ BİLEN VAR MI?"

Hod’un gelini olduğunu söyleyen Çulhaoğlu şarküteri’nin sahibi Hülya Dokur, Hod’un yerüstündeki madenlerinin çok daha değerli olduğunu, bu madenin çıkarken binlerce yıldır yaşam ve sağlık sunduğunu belirterek; “Hod’un yerüstü madenlerini neden kimse görmüyor. Burada yetişen zeytini, meyveleri, balı, , bitkileri, ormanı, suyu ve bu insanları neden kimse görmüyor? Yüzlerce yıldır bu arada insanlar yaşıyor.

BİZİM BAŞIMIZA NELER GELECEĞİNİ BİZİM NE OLACAĞIMIZI KONUŞAN BİR YETKİLİ VAR MI?

Aşağı ve Yukarı Hod’da 5 ilkokul2 ortaokul vardı bir zamanlar. Bu kadar çok insanı rahatlıkla besleyen bereketli toprakları var. Hod’un, çalışkan, üretken, vatanını milletini seven halkı var. Türkiye genelinde 30 binden fazla Hod’lu var. Şimdi bütün bunlar bir yana maden şirketi bir yana mı oldu? Her şeyi bir maden şirketinin zenginleşmesi için kurban vermemiz mi gerekiyor? Biz köy halkı olarak buna nasıl razı olabiliriz? Hiç kimse ne olacağımızı, başımıza ne geleceğini söylüyor mu? Onlar işlerine bakıyor

TEMA ÜYESİ OLARAK KÖY HALKI OLARAK SÖYLÜYORUM HOD SAHİPSİZ DEĞİLDİR

Köy halkından Dursun Kurt, HOD’luların kendilerini bekleyen tehlikenin farkına vardığını ve Türkiye’nin değişik illerinde yaşayan Hodluların köylerinin yok edilmesine izin vermeyeceğini belirterek; “Hod sahipsiz değildir. Ben aynı zamanda bir TEMA üyesi olarak şunu söylemek istiyorum. Az önce konuşulanlara baktığımızda ortak nokta, birlik ve beraberliktir.

KÖYÜN KULLANILMAYAN OKULUNU KÖY MÜZESİ MİSAFİRHANE VE KÖY KÜTÜPHANESİ YAPACAĞIZ

Köy okulumuzun Kütüphane misafirhane ve köy müzesine dönüştürülme projesi ortaya çıktı. Bu bizim için çok önemli bir gelişmedir. Bu köyün yüzlerce yıllık tarihi var. Onlarca kitap yazılmıştır. Burası çok özel bir kültürdür. Bugün köyümüzdeki maden projesinin detayları ortaya çıktıkça, köyümüzün yok sayıldığı aşikârdır. Yani maden şirketi, bu köylü ne olacak? Nasıl zarar görecek, doğanın tahribatı hiçbir şey yok!. 7 bin 500 hektar alan onların olmuş.

SORUN TEMELDE HOD’UN, ARTVİN’İN TÜRKİYE’NİN DÜNYANIN SORUNUDUR!

Soru şu; Biz ne olacağız? Köyümüz ne olacak. Sorun ise hem Aşağı hem yukarı Hod’un sorunudur. Daha geniş çerçeveden bakarsak, Artvin’in bütüncül sorunudur, Türkiye’nin, hatta dünyanın sorunudur. Çünkü maden şirketleri maalesef her yerde böyle. Sadece kendi çıkarları ile ilgileniyor ve dünyanın en vahşi madenciliğini maalesef bizim gibi ülkelerde yapıyorlar. ” Dedi.

ÇOK SEVDİĞİM KÖYÜMDE 3 KATLI ÇOK GÜZEL EV YAPTIM

Hod’da 3 katlı çok güzel bir ev yapan Hod halkından Şemsettin Kaya, “Ben 30 yıldır İstanbul’dayım. Köyümü çok seviyorum. Çünkü burada geçmişim var, geleceğim var. Anılarım, umutlarım, sevinçlerim var. Köyümü tamamen tüm değerleriyle yok edecek böyle bir maden projesine nasıl evet diyebilirim? Biz ne olacağız sorusunun şu anda cevabı yok. Buna cevap verecek muhatap yok. Biz ülkemizin zengin olmasını istemez miyiz? Biz milletimizin iyi şartlarda yaşamasını istemez miyiz? Ama sorum şu; Biz ne olacağız?” dedi.

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 14.06.2016 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Benzer Haberler
Benzer içerik bulunamadı.


En Çok Okunan Yaşam Haberleri
 » Şehir Plancıları Hopa’nın Haritasın...
 » Hopa’da Gergin Anlar...
 » Makedonyalı Türk Gençler Çaykur'un...
 » Hopa Uluslararası Lojistik Kongresi...
 » Dsi Artvin Bölge Müdürü Yıldız’dan...
 » Tiflis - Trabzon Direkt Uçuşları Ba...
 » Bakan Uraloğlu’ndan Rize - Artvin H...
 » Kemalpaşa Kaymakamı Ayaz Denetime Ç...
 » Kokarca Böceği İstilasına Rize Bele...
 » Hopa’da 2’nci Lojistik Çalıştayı Dü...