Yusufeli’nin yeni yerleşim yerinde incelemelerde bulunan Yusufeli Kültür Derneği Başkan Yardımcısı Ali Yıldırım ve Yusufeli Kültür Derneği Üyesi Nizamettin Torun basın mensuplarına açıklamalarda bulundular.
Burada vatandaşlar şu soruları soruyor; Yeni Yerleşim yeri üç ayrı parça halinde olup bunların aralarını doldurmak ve düzlemek neredeyse imkânsız gibi görünüyor? Ayrı ayrı mahalle şeklinde mi yapılacak? Salonlarda anlatılan, yansılarda, maketlerle gösterilen yer ile mevcut yer arasında dağlar kadar(!) fark var. Bu nasıl olacak? Diyor.
Konuyu yerinde araştırmak ve konuşmak için Sakut Deresi Mevkii’ne gittik. Yusufeli Kültür Derneği Başkan Yardımcısı Ali Yıldırım ile Dernek üyesi TES Denetleme Kurulu Üyesi Nizamettin Torun, yeni yerleşim alanında açıklamalarda bulundu.
Yusufeli Kültür Derneği Başkan Yardımcısı Ali Yıldırım, bu bölgenin bırakın ilçe olmayı köy yerleşim yeri bile olamayacağını söyledi. Yıldırım; “ Burası nasıl yeni Yusufeli olur aklım almıyor? Açık söyleyeyim, bu bölgeye ilk kez geliyorum. Çıkıp moralim bozulmasın diye gelmiyordum. Sizinle birlikte gelmek zorunda kaldım. Gelmemek için ne kadar haklı olduğumu gördüm. Aslında tüm Yusufeli halkı buraya gelip bir görmesi lazım…
Burada ilçe Olur mu? Olmaz mı? Olursa nasıl olur? Kaça olur? Devlet bunu yapar mı? Benim düşüncem yapma niyetinde olsaydı, Yusufeli Barajı’nın hikâyesi 40 yıldır vardır. O zaman yapardı, şu ana kadar yapardı. Barajda çalışma hızla devam ederken, burada seçim öncesi binbir şaşaa ile güya makineler sokulmuş, sonra seçim bitince de hepsini alıp gitmişler. Baraj temeli atıldığı neredeyse 3 yıl oldu. Hani burada ne var? Makineler, yok, çalışma yok. Yerleşim yeri olabilecek arazi yok. Öyle görülüyor ki, burada çok fazla dolgu alanı çıkacak. Yusufeli dolgu alanı üzerine inşa edilecek öyle mi? Bana sorarsanız burada ne köy olur ne kasaba” dedi.
Yusufeli Kültür Derneği Üyesi Nizamettin Torun da alanda yaptığı açıklamasında; “ Açıkçası ben de ilk defa buraya çıkıyorum. Şoktayım!. . Neden çıkmadığımı sorarsanız, az önce Ali Bey’in söylediği gibi, görüpte moralimi bozmayayım istedim. Ama bugün sizlerle birlikte hayretle etrafa bakıyorum. Acaba burası mı? Yoksa başka bir yer mi? Burası sürgün kampı gibi. Burası olsa olsa şaka yaptık olur.
Burada bin konut nasıl sığar? Zaten sürekli rakamlarla da oynuyorlar. Söylenildiğine göre bin konut, aradan biraz zaman geçiyor bin 200 konut, sonra bakıyorlar ki kesmiyor, bin 600 konut şeklinde konuşuyorlar. Ama benim gördüğüm kadarıyla buraya bin konutu da sığdıramazlar. Yani düz bir alan yok ki? Kuru derelerin açtığı vadileri, çukurları doldurarak mı ilçe yapacaklar? Arkası sarp kayalık, gelişime açık değil, sağ yanı, sol yanı kapalı, önü baraj gölü ile kesilmiş bir ilçe nasıl gelişir de ilçe olur? Bakan Eroğlu, ‘ Çiçek Gibi ilçe kuracağız!’ dedi. Burada olsa olsa saksılarda çiçek olur!
Dönemin başbakanı da deniz manzaralı Yusufeli” dedi. Aradan 3 yıla yakın zaman geçti. Allah aşkına bir bakın. Ne yapmışlar? Burada bir tane çalışma yok. Seçimler öncesi DSİ’nin iş makineleri büyük bir törenle Yusufeli’nin içinden geçirildi. Seçimler bitti, makineler gitti, olmuş. Görünen o ki, Yusufeli insansızlaştırma projesine tabi tutuluyor. Benim akli melekelerim, “burada ilçe falan olmaz” diyor.
Diğer taraftan altın madenciliği konuşulmaya başlandı. Burada madencilik yapılırsa nasıl etkileneceğimiz konusunda kimsenin bilgisi yok. Hiç kimsenin bir bildiği yok. Yusufeli Maalesef bu sefer de siyanürlü altın madenciliği ile anılmaya başlandı. Bunları alt alta topladığımızda sonuç, hiçbir şekilde bizim lehimize çıkmıyor.
Daha sonra Yusufeli Belediye Başkanı Eyüp Aytekin ile makamında yapılan röportajda yeni yerleşim alanı ve son durum hakkında bilgi alındı. Aytekin, yeni yerleşim alanını savunarak yaklaşık 3 yıl önce “Çiçek gibi Yusufeli kuracağız diyen Orman Ve Su İşleri Bakanı Eroğlu ile, “Deniz manzaralı bir Yusufeli kuracağız!” diyen dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a destek verdi. Yusufeli barajı inşaatı hıza 24 saat vardiya ile 3 yıldır yapılmaya devam edilirken, bu süre içinde neden yeni yerleşim yeri için henüz hiçbir şeyin yapılmadığı sorusuna cevap veren Başkan Aytekin; “Yeni yerleşim yeri bakanlar kurulu tarafından kabul edilmiş, Türkiye’de özel İskân kanunu çıkarılan tek yer özelliği taşıyor. Biz özel İskan Kanunu çıkarttırdık. Bu bölge zor bir coğrafya mı? Zor bir coğrafya. . Ama devletimiz güçlü mü? Güçlü, Burada güzel bir Yusufeli inşa eder mi? Eder… Siz bu alana bakıp, burada ilçe olur mu derseniz, ben olur derim. 715 kotundan itibaren 45 metre yüksekliğinde dolgu alanı yapılacak. 9 milyon ton dolgu yapılacak. Bunlar pahalı yatırım mı evet pahalı. Yeni yerleşim yerini kurma görevi devletindir. Başka yer olsaydı olur muydu, olurdu elbet. Ama orası uygun görülmüşse orada yapılacak demektir. Sakut Deresi Mevkii için küçük diyorlar. Şu an ilçe merkezimiz 70 hektar alan üzerinde kurulu bir ilçedir. Orada yapılacak çalışma sonrası 105 Hektar alan ortaya çıkıyor. Buna nasıl küçük denebiliyor.
Yusufeli halkının mağdur edilmeyeceğini iddia eden Başkan Aytekin, Yusufeli halkı mağdur olmayacak. Köylerde kamulaştırma bedelleri 42-58 bin TL arasında yapıldı. Şehir merkezi’nde bu rakam çok daha yüksek olacak. Şu an yeni yerleşim yerinin olduğu yerde yeri olanlar 260 bin TL’den kamulaştırma bedeli aldılar.
Yusufeli üç bölüm halinde kurulacak. Bir bölümü sadece kamu kurumlarının olduğu yer olacak. Diğer iki parçasında ise binalar, işyerleri, park alanları, yeşil alanlar şeklinde olacak. Mevcut Yusufeli 70 hektarlık alan üzerinde kuruludur. En alt Mahallesi’nden en üst mahallesine 70 hektardır. Yeni yerleşim yeri ise projede olduğu gibi tamamlandığında 105 hektar alana kurulacak. Yani orası küçüktür diyenlere söylüyorum. 1. 000-1. 200 konut yapılacak. Buda yaklaşık 4-5 bin kişinin yaşadığı bir ilçe olacak demektir” dedi.
Yusufeli ilçe merkezinin 6 bin 400 nüfusa sahip olduğunu belirten Aytekin; “Buna göre yeni yerleşim yeri elbette ki önemli sayıda göçe neden olacak. Ama bir şeyi gözden kaçırıyorlar. Yusufeli nüfusunun %60’ından fazlası köylerde yaşamaktadır. İlçede yaşayanlar köylerine veya başka illere göç edebilirler. Yusufeli’nde göç şimdi yok ki, her zaman olmuştur. Yusufeli halkı Tokat’a, Samsun’a, İstanbul’a, Ankara’ya Bursa, Kocaeli’ne, Tekirdağ’a akmıştır.
Şimdi barajlar yapıldı. Muratlı, Borçka, Deriner Barajlarından dolayı kamulaştırılan köyler için bir şey yapıldı mı? Yapılmadı. Ama Yusufeli için yeni yerleşim yeri yapılıyor. Belediye’nin girişine led ekran koydum. Özel kamera sistemi ile yeni yerleşim yerini an be an halka göstereceğiz. Ne yapılıyor, nasıl çalışmalar yapılıyor halk hepsini görecek. Şu an yeni müteahhide yer teslimi yapıldı. En kısa sürede çalışma başlayacak. Biz de Yusufeli halkı ile birlikte çalışmaları takip edeceğiz. Yavaş ilerlemesinin bir nedeni, Yusufeli’ni kurmak daha kolay, erken biterse orada yığılma olur, talep çok olur diye geriye atılıyor. Şimdiden bunun kaygısı yaşanıyor!.
Göreve geldikten sonra yapılaşmaya izin verdiği için medya ve bazı kesimlerden eleştiri aldığını belirten Başkan Aytekin; “ 2009 yılına göreve geldiğimde altyapı ve yapılaşmaya önem verdik. Yusufeli çok farklı ve güzel bir ilçe oldu. Bana, sular altında kalacak olan bir yere neden yatırım yapıyor eleştirileri yapıldı. Ne yani Yusufeli çadırda mı kalacaktı. Bugün ilçemizde kiralar 500-600 TL olmuşsa bu yeni ve güzel binalar sayesinde olmuştur. Daha buradayız. Ne zaman yeni yerleşim yeri yapılır, taşınma olur, o zaman ayrılırız. Ama bu süre içinde Yusufeli halkı yaşayacak, normal yaşamını sürdürecektir. Onun için bir ilçe ne gerekiyorsa yapılacak. DSİ bize yapılaşma yapmayın yazısı yazdı. Ama kanunen ben imar izni verebilirim. Bu hakkımız vardır” dedi.
Yusufeli’nde bu yıl açıkça dillendirilmeye başlanan madencilik konusuna da değinen Başkan Aytekin; “Biz bugüne kadar baraj ve yeni yerleşim yeri ile dertlendik, çözüm aradık. Ama şimdi de maden konusu eklendi. Bu maden konusu bir kere çok yeni. . . Daha önce arama aşamasında söyleniyordu.
Ancak şimdi rezerv bulunduğu ve işletmeye açılacağı maden şirketi tarafından bilgilendirme toplantısıyla anlatılmaya çalışıldı. Burada yapılacak madenciliğin geniş kapsamlı bir şekilde etkilerini, bize getirisini, ötürüsünü iyice öğrendikten sonra fikrimizi söyleyeceğiz. Murgul’daki madencilik örneği bizim tasvip etmediğimiz kötü bir örnektir. Benim düşüncem, Murgul örneği Cerattepe’yi olumsuz etkilemiştir.
Yusufeli halkı 7 kez yer değiştirmiştir. Devletin çıkarları söz konusu olduğunda bir kere daha değiştirir. Bu aşamada Yusufeli halkını mağdur ettirmeyeceğiz. Yeni yerleşim yerinde çok uygun şartlarda ev ve işyeri sahibi olacaklar. Kriter; merkezde evi olanlar evini, işyeri ve evi olanlar aynı şekilde işyeri ve evlerini alacaklar. İşyeri olmayanlara işyeri verilmeyecek. Kiracılara da verilmeyecek. İşyerlerini sadece işyeri sahipleri alacak. Süreç devam ediyor. Biz henüz buradayız. Yeni yerleşim yeri kuruluncaya, bitinceye kadar da burada yaşamaya devam edeceğiz.
Gelecek kuşakların yeni yaşam kalitesini oluşturmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yusufeli Baraj ile birlikte buraya bir sosyal değişim gelecek. Plansız yaşam alanından doğru bir yaşam alanına geçilecek. Türkiye’ye model olacak yeni bir Yusufeli kurulacak. Burada baraj gölleri ile tabii ekolojide değişecek. Bu güzel coğrafyadaki baraj gölleri yeni bir atmosfer oluşturacak. Yeniden oluşacak bu coğrafyanın dünyada farklı yankılar bulmasını arzu ediyorum. Ve biliyorum ki Yusufeli Barajı ve HES projesi ülkemizin gurur kaynağı olacaktır” ifadelerine yer verdi.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 12.08.2015 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle