CHP’nin ekonomi kökenli isimlerinden TBMM Başkanvekili Akif Hamzaçebi, başta Ziraat Bankası, PTT, Çaykur gibi köklü kamu kurumlarının Türkiye Varlık Fonu’na (TVF) aktarılmasıyla, hükümetin ekonomideki kötü gidişi durduramayacağına dikkat çekerek, mevcut ekonomik süreç bu şekilde devam ettiği takdirde, Varlık Fonu gibi kurumlar da, bu kurumlar aracılığıyla sağlanan fonlar da yeterli olmayacak. Türkiye IMF ile bir stand-by anlaşması imzalamaya mecbur kalacak, gidiş böyle” dedi.
Eski Gelirler Genel Müdürü de olan Akif Hamzaçebi, kimileri Türkiye Cumhuriyeti’nden de eski köklü kamu kurumlarının, Türkiye Varlık Fonu’na aktarılması hamlesini Cumhuriyet’e şöyle değerlendirdi:
* Düyun-u Umumiye yerine IMF var: Günümüz uluslararası ilişkilerinde “Düyun-u Umumiye” diye bir kavram yok. Düyun-u Umumiye Osmanlı İmparatorluğu’nun borçlarını ödeyemez noktaya geldiği bir dönemde birtakım imparatorluk gelirlerini yabancılara karşılık göstermek suretiyle borçların ödenmesini sağlamaya yönelik bir sistemdi. Bunun yerine IMF var şimdi. IMF’nin stand-by anlaşması imzaladığı bir ülke uluslararası ekonomik ilişkilerde artık güvenilir bir ülke demektir.
* Fon çözüm olmaz: Ancak mevcut ekonomik süreç bu şekilde devam ettiği takdirde Varlık Fonu gibi kurumlar da bu kurumlar aracılığıyla sağlanacak fonlar da yeterli olmayacak. Türkiye, IMF ile bir stand-by anlaşması imzalamaya mecbur kalacak. Gidiş böyle.
* Not iyi olmalı: Varlık Fonu’nu genellikle bütçe fazlası veren ülkeler bunu kullanır. Bütçe fazlası veren ülkeler bu fazlalıklarını gelecek kuşaklara refah aktarmanın bir aracı olarak kullanmak üzere değerlendirirler. Bütçe açığı veren ülkeler, cari açığı olan bir kısım ülkelerin de Varlık Fonu uygulamasına gittiğini görüyoruz. Ancak bu ülkelerin uluslararası derecelendirme kuruluşları nezdinde ülke notlarının olumsuz olmadığını görüyoruz. Türkiye’nin en son iki derecelendirme kuruluşu tarafından notu yatırım yapılamaz seviyeye düşürüldü. Böyle bir süreçte Varlık Fonu’na hayatiyet kazandırılmak istenmesi borçlanmada karşılaşılan zorlukların Varlık Fonu’ndaki varlıkların karşılık gösterilmesi suretiyle ya da bu varlıklara dayalı menkul kıymetler çıkarılması suretiyle borçlanılması gibi bir yola gidileceğini gösteriyor. Bu çaresizliktir.
* Çay borsası zorlanıyor: Çay kur’un Varlık Fonu’nda ne işi var. Çaykur çay üreticisini destekleyen Türkiye’ye özel bir kuruluş. Çay üzerinde büyük uluslararası oyunlar var. Türkiye çay borsası kurmaya zorlanıyor. Çay kur’u Varlık Fonu’na koyuyor iseniz, Türkiye’nin çay varlığı karşılık gösterilmek suretiyle borçlanma yoluna gideceksiniz demektir. Çaykur üreticisi uluslararası çay tekellerinin insafına terk edildi.
* Tulumbanın suyu kalmadı: İlk anda bir borçlanmayı sağlamanız mümkün olabilir. Ama sonuçta toplam borçluluk denen bir kavram vardır. Türkiye’nin kamu olsun özel sektör olsun yurtdışına olan döviz cinsinden borçları, 352 milyar dolar. Böylesi bir borç toplamının olduğu bir ülkede fon aracılığıyla yapılacak olan borçlanmalarının Türkiye’nin toplam borcundan ayrı değerlendirilmesi mümkün değil. Kreditörler, uluslararası yatırımcılar, ya da uluslararası derecelendirme kuruluşları, Türkiye’nin toplam borcunu ya da kredi notunu değerlendirirken Varlık Fonu aracılığıyla temin edilmiş olan fonları da dikkate alırlar. Tulumbanın suyu kalmamıştı, tulumbaya su koymaya çalışıyorlar. Ama taşıma suyla tulumba çalışmaz.
* Kurumlar rehinediliyor: Varlık Fonu’nun temin edeceği fonların karşılığı Varlık Fonu’nun aktifinde bulunan kamu varlıkları. Yabancılar Varlık Fonu’na borç verirken, Varlık Fonu’nun aktifindeki bu varlıklara bakarlar. Bunlar onun teminatıdır. Ödeyemediği anda Varlık Fonu’nun varlıklarını nakite çevirme imkânına sahiptir alacaklılar. Ziraat Bankası’nın Halk Bankası’nın hisse senetleri Varlık Fonu’nun aktifindeyse, alacaklı alacağını tahsil edemediği zaman fonun aktifindeki bu varlıklara haciz koyabilir. Ziraat, Halk Bankası, THY’nin hisse senetleri, Çay kur’un varlıkları, teminat gösterilmek ya da rehinedilmek suretiyle kredi alınacaktır. Herhalde Cumhuriyet tarihinde çay üreticisine bunu reva gören hiçbir hükümet olmamıştır.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 22.02.2017 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle