Ankara Büyükşehir Belediyesi eski Belediye Başkanı ve SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın “Sosyal Belediyecilik ve Türkiye Gerçekleri’ konulu panel için Artvin’e geldi.
Ahmet Hamdi Tanpınar Kültür Merkezinde başlayan program, Cumhuriyet Halk Partisinin diğer programlarında yada mitinglerinde olduğu gibi maden konusunu ele alarak başladı. Program beş dakikalık Artvin’de çıkartılmak istenen madenle ilgi sunumla başladı. Panele CHP Artvin Milletvekili Uğurbayraktutan, Belediye Başkanı Emin Özgün, İl Başkanı Seçkin Kurt, Merkez İlçe Başkanı İlyas Şahin partililer ve çok sayıda vatandaş katıldı. İlk olarak Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan kürsüye çıkarak konuşmasını gerçekleştirdi. Bayraktutan, konuşmasında önümüzdeki günlerde Artvin’e başka önemli isimlerin getireceğinin sözünü verdi. Bayraktutan konuşmasının devamında, “değerli Artvinliler bir şeye dikkat ediyor musunuz Emin Özgün’le dün paylaştım 2009 Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı da gelmemişti sayın genel başkan çok yoğundu gelmemişti. Fakat bu seçimde Muharrem İnce, Mustafa Balbay, Gülsüm Bilgehan, Kamer Genç, Sevgili Genel başkanımız şimdi de bu gün SHP’nin eski genel Başkanı, Ankara Büyükşehir eski Belediye Başkanımız, birçok yerde söyledim burada da söyleyeceğim sayın genel Başkanım size en çok yakışan Büyükşehir belediye başkanlığıydı, Halkın Belediye başkanıydınız.
Pazartesi akşamı yine aynı saatte burada İstanbul Milletvekilimiz Oktay Ekşi ile Eskişehir Milletvekilimiz Süheyl Batum burada olacaklar. Hepiniz davetlisiniz, Perşembe veya Cuma günü, muhtemel Murgul’da da İstanbul Milletvekilimiz Süleyman Celebi bizlerle beraber olacak Cuma veya Cumartesi söz aldım çok yoğun bir programı var genel Başkan yardımcımız Gürel Tekin’de Artvin’de olacak. ” dedi.
Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan konuşmasının devamında ise aynı gün ilimize gelen ve miting düzenleyen Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan mitingiyle ilgili açıklamada bulundu. Bayraktutan, “Bu günle ilgi bir şeylerde söylemek istiyorum bu kent göç veren bir kent ama bu gün ne kadar sevindirici haber ki bu kent göç aldı. Geliyorken gördüm her firmadan araba gördük, Artvin’de olmayan firmaları gördük. Bingöl’den Gümüşhane’den, Trabzon’dan, Rize’den Kars’tan, Ardahan’dan, Güneydoğu’dan gelen tüm yurttaşlarımı yöre milletvekili olarak saygı ile selamlıyorum bu cumhuriyet kentine hoş geldiniz. Burada söyleyeceğim bazı şeylerde var. Biz sayın genel başkan mitinge geldiği zaman Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü Helikopterin sahaya inmesine izin vermedi. Dikkatle takip ediyordum yazılı olarak değerli il başkanım başvurdu cevap olarak cimlerin zarar gördüğü için CHP genel başkanının Helikopteri sahaya inerse çok kötü olur. Bu gün dikkatle takip ettim aynı yere başbakanın helikopteri inmiş, herkese sesleniyorum, bütün kamu dairesinin müdürlerine sesleniyorum bana milletvekilliği yaptırmayın burada, sizin anladığınız dilden de konuşurum. Devlet memurluğu yapanlara saygım sonsuz, ama AKP’nin partizanlığın yapanlara buradan sesleniyorum CHP İktidarında nereye giderseniz gidin bunun hesabını size sormasam namerdim. Onlara Artvin milletvekilliği nasıl yapılır göstereceğim” dedi.
Devamımda ise sahneye Artvin Belediye Başkanı ve 30 Mart Yerel seçimlerinde CHP’den Belediye Başkan adayı Emin Özgün çıktı. Özgün konuşmasında, “ sizleri görünce dostluğu görüyorum sizlere bakınca yürekli insanları görüyorum. Sizlere bakınca dik duran insanları görüyorum ne mutlu bana sizin adayınız olmuşum. İnanılmaz duygular içerisindeyim, bakın inanılmaz çalışma yapıyoruz. Ben dördüncü dönem adayı olarak böylesine bir örgütün arkamda olduğu böylesine kadınlarımızın, gençlerimizin yüreklerinin ortaya koyduğu bir çalışma ortamı oluşturuldu. İnanın bir aday olarak bir adayın yaşayabileceği bütün mutlulukları yaşattı bana örgütüm kendilerin huzurlarınızda teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi, sosyal demokrat düşünce benim onurumdur şerefimdir ama ben herkesin belediye başkanı olmaya çalıştım. Artvin’de. Artvin Belediye başkanı olmaya çalıştım. Bakın sayın başbakan son cümlelerini söyle bitirdi Artvin Emin ellerde dedi. Başbakanın onu söylemsinin çok önemi yok ben sizin ellerinizdeyim, ben sizin yüreklerinizdeyim ben Artvin halkının desteği ile belediye başkanı oldum Allah kısmet ederse yine sizlerin çalışmalarıyla CHP Bayrağı Artvin Belediyesinde dalgalanacak” dedi.
Ardından “Sosyal Belediyecilik ve Türkiye Gerçekleri’ konulu panel gerçekleştirmek üzere Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, eski Başbakan yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Murat Karayalçın sahneye çıktı. Karayalçın şunları söyledi: “Burada olmaktan dolayı büyük bir mutluluk ve gurur içindeyim. Sizlere sosyal demokrat belediyecilik ve Türkiye gerçekleri konulu bir sunum yapacağım söylendi ama doğrusu şu ana kadar sizlerin göstermiş olduğu coşku ve konuşan arkadaşlarımız ve aday arkadaşımıza göstermiş olduğunuz sevgi, benim böyle bir konuşma yapmamın çokta gerekli olmayacağını gösteriyor.
Görüyorum ki hepiniz coşku, sevgi ve eylem dolusunuz. Laf dinleyecek haliniz yok, yani bir an önce şu konuşmalar bitse de sokağa çıkıp çalışalım, bir şeyler yapalım durumundasınız. Bu gerçekten de çok güzel bir şey ve bizleri de gururlandırıyor. Böyle bir ortamda seçime 8 gün gibi bir süre kala, sosyal demokrat belediyecilikle ilgili kuramsal teorik bir sunuşu yapmak kolay değil. Ama yine de denemek istiyorum ve uygun olacağını düşünüyorum. Değerli arkadaşlarım benim bildiğim kadarıyla sosyal demokrat belediyeciliğin yazılı bir kitabı yok. Özellikle 1989 yılında Türkiye genelinde çok büyük bir yerel yönetim seçiminin zaferini kazandığımız dönemde temel siyasi söylem olarak dile getirilen ‘saydamlığın ve katılımcılığın’ geldiğini düşünüyorum. Yani sosyal demokrat belediye başkanı Borçka’da olsun, Ankara’da olsun, Avrupa’da Amerika’da, Afrika’da ve isterse Asya’da olsun saydam ve katılımcı bir yönetimin sosyal demokrat belediyeciliğin olmazsa olmazı olduğunu bilmelidir. Öteki her şey bir yana bırakılabilir ama katılımcı ve saydam bir belediye yönetimi asla ve asla göz ardı edilemez. Sosyal demokrat belediyecilikte temel ilke budur.
Geçmişte kimi dönemlerde bu ilke unutuldu unutturuldu veya göz ardı edildi, bu kavramlar dile getirilmedi veya dikkat edilmedi ama 2013 yılında Gezi direnişine katılan gençlerimiz ve tüm yurttaşlarımız bize tekrar saydam ve katılımcı belediye yönetiminin ne kadar çok değerli ve önemli olduğunu anımsattılar. Eğer bir belediye yönetimi saydamsa ve burada olduğu gibi hemşerilerini katılımını sağlayarak ve görüşlerini alarak uygulama yapmaktaysa o belediye yönetimi aynı zamanda hesap verebilen, hesap verilebilirliği yüksek olan bir belediye yönetimidir.
Dolayısıyla saydamlığı, katılımcılığı ve hesap verilebilirliği sosyal demokrat belediyeciliğin ilk ve temel ilkesi olarak bilgilerinize ve değerlendirmenize sunmak istiyorum. İkinci ilke ise kamu alanının genişliği ve kamu çıkarlarının yüksekliği ilkesidir. Borçka’da ise kamu alanlarının yetersizliğine ilişkin sorunlar mevcut. Sosyal demokrat bir belediye başkanının yönetiminde kamu alanları geniş olacaktır ve geniş tutulacaktır. O alanlarda kamusal çıkarlar gözetilerek, halkın ihtiyaçları doğrultusunda yine hemşerilerin katılımı sonucunda belirlenecek ihtiyaçlar doğrultusunda hizmetler gerçekleştirilecektir.
Doğu Karadeniz’in tüm kentlerinde Avrupa birliği norm ve standartlarına uyulması demek, buraların tam anlamıyla bir cennete dönüşmesi demektir. Amma velâkin hiçbir şey nutukla olmuyor. Proje hazırlamak ve çalışmakla oluyor, bunu da adım adım yapmamız gerekir. Kent rantının önlenmesi sosyal demokrat bir belediye başkanının boynunun borcudur. Çok da teorik konuşmak istemiyorum, bizim bunları inanarak uygulamamız lazım. Şimdilerde yeni bir hak kavramı doğuyor; şehir hakları. Nasıl ki canlıların hakları varsa şehirlerinde hakları olmalı, nasıl ki insanlara karşı suç işleniyor ve bunun doğrultusunda suç işleyene ceza veriliyorsa, şehre karşı suç kavramının da olması ve aynı şekilde suç işleyenlere de cezalarının verilmesi gerekiyor.
Sevgili hemşerilerim bu söylediğimiz ilkelerin hepsinin akılcı ve pratik uygulamaları vardır ve hepsine denk düşen projeler mevcuttur. Sayın Kılıçdaroğlu yaptığı konuşmalarda belediyelerimizin sosyal demokrat uygulamalarını anlatıyor ve ben bununla gurur duyuyorum. Türkiye’nin ilk metrosunu sosyal demokratlar olarak biz yaptık. 1 milyar dolar kredi bulduk ve Ankara’da 24 kilometrelik metro hattını biz sosyal demokratlar yaptık, solcular yaptı. Ey AKP siz yapmadınız, CHP olarak biz yaptık! Sosyal demokratlar olarak Batıkent’i biz yaptık, Birleşmiş Milletlerin Toplu Konut Yılı ödülünü biz aldık. Daha Türkiye’de kentsel dönüşümün adı yokken biz bunu uyguladık. Derecelendirme kuruluşu olan Standard&Poor’dan 3B notunu aldık. Kaynak yaratmak amaçlı olarak uluslararası sermaye piyasalarında tahvil satan biz olduk. Şunu bilin ki; bu ülkede ilk olan ne varsa, bunu sosyal demokratlar yaptı, CHP yaptı.
Arif kardeşime buradan örnekler vermek ve tavsiyelerde bulunmak istiyorum. Biz saydam ve katılımcı belediyecilik anlamında proje karar kurulları kurmuştuk, bu oldukça önemli bir mevzudur. Her projenin bir arka planı, hedef kitlesi ve toplumsal bir tabanı vardır. Buradan yola çıkarak bu kurullarda herkesin bu projelerin uygulanması aşamasında katılımı sağlanır. Arif kardeşime de bunu öneriyorum. Öte yandan belediyeyi şeffaflaştırmak adına radyodan zaman kiralayıp belediye meclis toplantılarını canlı olarak yayınlayabilirsiniz.
Bu seçimler yerel yönetimler seçimi olmaktan çıkıp başka bir şeye dönüşüyor, referanduma dönüşüyor. Ama bu devlet referandumu ya da devlet krizi değildir. Bu bir hükümet krizidir, yürütme krizidir. Diken hükümetin başındadır, o yüzden dikeni oradan çıkaracağız. Tayyip Erdoğan aklanmadan Türk halkı ona başbakanlık yaptırmaz. Boşluğuma, saflığıma geldi bahaneleri geçersizdir. 12 yıldır bu ülkeyi yönetip de yine de yok efendim boşluğuma saflığıma geldi diyorsan gideceksin. Yönetemiyorsan, beceremiyorsan gideceksin, becerebilen gelecek.
Evet değerli arkadaşlar ben ömrüm boyunca solun birleşebilmesi için çalıştım, SHP genel başkanlığı yaptığım dönemleri de sevdim ama en çok solu birleştirmek istedim, hep bunu sevdim ve bunu istedim. Şimdi CHP ileyim arkadaşlar ve biz CHP olarak hepsine varız, bütün yarışlara varız. Hepinizi saygı ve sevgilerimle selamlıyorum sağlıcakla kalın” dedi.
Karayalçın’ın konuşmasını bitirmesinin ardından panel sone erdi.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 24.03.2014 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle