31 Mayıs günü Hopa'da başbakan Erdoğan'ı protesto gösterilerinden dolayı tutuklanan 13 kişi ile ilgili olarak avukatlar grubu ailelerle bilgilendirilme toplantısı yaptı. Avukatlar, baştan itibaren yaşanan hukuksuzluklarla ilgili hazırladıkları raporu kamuoyu ile paylaştılar.
Başbakanın 31 Mayıs günü Hopa'da yapacağı mitingi sırasında çay ve bölgede büyük doğa tahribatına neden olan HES projeleri ile ilgili basın açıklaması yapmak isteyenlere ve mitingi izleyen Hopalılara polis gaz bombaları ve tazyikli suyla müdahale etmişti. Olaylarda emekli öğretmen Metin Lokumcu yoğun gazdan dolayı kalp krizi geçirerek ölmüştü. Olaylarla ilgili Başbakan'ın Hopa'ya eşkıyalar inmiş' demiş ve Erzurum Özel Savcılığı soruşturma başlatmıştı. İlçede 60'ı aşkın kişi gözaltına alınarak, Erzurum'a götürülmüş, 12 kişi "polise mukavemet ve devlet malına zarar vermek" dolayı tutuklanmıştı.
Tutuklanan 13 kişinin durumu ve davanın seyrine dair, 9 Temmuz günü Hopa Belediye Konferans Salonunda Hopa Davası Avukatları adına Meriç Eyüboğlu, Can Atalay, Alp Tekin Ocak, Berrin Demir ve İlknur Alcan tarafından bilgilendirilme toplantısı yapıldı.
Bir aydan daha fazla zaman geçmesine rağmen soruşturmanın sonlandırılmadığını ve dava dosyası üzerindeki gizlilik' kararının kaldırılmadığını ifade eden avukatlar, baştan itibaren hukukun işlemediği bir tavırla karşı karşıya olduklarını belirttiler. "İçerdekilerden ailelere, Hopalılara ve kendilerine destek veren herkese selam getirdiklerini belirterek söze başlayan Av. Meriç Eyüboğlu, avukatlar grubunun hazırladığı raporu açıklayarak, yaşanan hak ihlallerini şöyle sıraladı:
"1. Müvekkiller vekillerinden ve yakınlarında kaçırılarak, karakoldan çıkarılıp, elleri kelepçeli bir halde 7 saatlik bir yolculuk sonrasında Erzurum'a getirilmiş, yol boyunca yemek, tuvalet gibi en temel ihtiyaçları bile karşılanmamıştır.
2. Müvekkiller karakoldan çıkarıldıkları andan, tutuklanarak cezaevine götürüldükleri yaklaşık 112 saat boyunca kelepçeli bir halde tutulmuştur.
3. Tüm müvekkiller; kaşık, çatal, ekmek olmaksızın ve kelepçelerini açmadan kuru fasulye yemeye "götürülmüştür"!!!!
4. Gözaltı işlemlerinin sona erme aşamasında, gözaltındaki kişilerin doktor kontrolünden geçirilmesi kuralı da, gözaltı otobüsüne binen ve kendisini doktor olarak tanıtan bir kişinin, "iyi misiniz, bir rahatsızlığınız var mı?" diye sorması usulü ile yapılmıştır.
5. Müvekkillerden Ali Aksu H Tipi Cezaevine ilk getirildiğinde bir arkadaşının parmak izi alınırken yaşanan tartışmaya müdahil olması üzerine kamerası olmayan bir odaya götürülmüş ve 1015 kişi olduklarını tahmin ettiği koruma memuru tarafından, kaba dayağa maruz kalmıştır. Bu işkenceye varan kötü muamele müvekkilin kafasına ve özellikle de sırt bölgesine tekme ve tokat vurularak gerçekleştirilmiştir. Bu konuda ilgili cezaevi infaz koruma memurlarının tespiti ve cezalandırılması ve de müvekkilin tedavisi ve işkence ve kötü muamelenin bulgulanması için Erzurum Cumhuriyet Savcılığı'na da ayrıca başvurulmuştur.
6. Tutuklulardan Şaban, Erhan, Ender, Cengiz ilk andan itibaren E Tipine götürülmüş 4 gün boyunca müşahede de bulunan E/5 koğuşunda fareler ve fare pislikleri içindeki yataklar ve çarşaflarda yatırılmışlar, küçük bir alanda yer alan pislik içinde bulunan ve ne zamandır hiç temizlenmeyen tuvalet ve lavaboyu kullanmak zorunda kalmışlar, 4 gün boyunca hiç havalandırmaya çıkarılmamışlar ve gökyüzünü hiç görmemişlerdir.
7. Ali, İbrahim, İdris, Önder, Şafak, Şinasi, Yunus, Görgü önce H tipi cezaevine götürülmüş, bir süre tek kişilik hücrelerde, daha sonra da 4'erli guruplar halinde koğuşta kalmış, 3 gün sonra E tipine nakledilmiştir. Hala cezaevine ilk gelenlerin kaldığı müşahede adı verilen E/5 koğuşunda kalmaktadır. Müvekkiller 30 günü aşkındır kaldıkları müşahedeyi ellerinden geldiğince temizlemişler, az çok yaşanabilir hale getirmişler. Ama bu haliyle bile diğer koğuşlardaki standartların çok çok altındadır. Müvekkiller daha öncesinde havalandırma hakkından hiç yararlanamamışken, 15 Hazirandan bu yana ise ancak günde bir saat havalandırmaya çıkarılmaktadır. Diğer koğuşların sabah saat 8 den akşam saat 8 e kadar havalandırma bölümleri açık olduğu düşünüldüğünde, müvekkillere uygulanan muamelenin en hafif tarifi ile eşitsiz ve ayrımcı olduğu açıktır.
8. Müvekkiller haklı olarak bir arada kalmayı istemektedir. Bu talepleri ise "bir arada kalabilecekleri bir koğuşun bulunmadığı ama çok ısrar ederlerse başka koğuşlara birer ikişer dağıtılabilecekleri" tehdit ve gözdağları ile karşılanmaktadır. Oysa müvekkillerin birer ikişer diğer suçlardan tutuklu olan adli suçluların yanına dağıtılması; tutuklanma nedeni ve tutuklanma hal ve koşulları göz önüne alındığında, can güvenlikleri açısından da tehlikelidir.
9. E Tipine geçtikleri tarihten bu yana, Erzurum'a gelmediği gerekçesiyle Birgün ve Gündem gazeteleri kendilerine verilmemektedir. Ali Aksu Birgün gazetesi abonesidir. Ayrıca bahsedilen bu gazeteler her bayi de kolayca bulunabilmektedir. Buradan bakıldığında bırakın her gazete bayisinde kolayca bulunabilmeyi abone olunan gazetenin tutuklara verilmemesi de ayrıca çok ciddi bir hak ihlali yaratmaktadır.
10. Tutuklu müvekkillerin yazdıkları mektupların postalanması, Onlara gönderilen kart ve mektupların iletilmemesi meselesi de bir diğer problemdir. Keza müvekkillerin tamamı gönderilen kitapların verilmemesinden şikâyetçidir. Öyle ki Şaban Kotil'in öğrencisi olduğu Anadolu Üniversitesi Açık öğretim Fakültesi'ne ait ders kitaplarını bile bir haftadır teslim alamamıştır.
11. Müvekkillerin önemli sorunlarından biri de, "muhatap" sorunudur. Yaşanan problemlerin tamamına özellikle de bir arada kalamamalarına ilişkin başvuruları/şikâyetleri/ dilekçeleri cevapsız kalmaktadır. Ve kendileri muhatap bulamamalarından yakınmaktadırlar. "
Avukatların açıklamalarından sonra ise Hopalılar ve demokratik kitle örgütleri temsilcileri ve siyasi parti temsilcileri söz aldılar. Olayların hemen akabinde bir bildiri yayınlayarak olaylardaki sorumluluğun dışarıdan Hopa'ya getirilen güvenlik kuvvetlerinde olduğunu ifade eden aralarında Esnaf ve Sanatkârlar Odası, Şoförler Odası, Ticaret Odası, Taşıyıcılar Kooperatifi, Çay Ekicileri Kooperatifi, Artvin Turizm Derneği'nin de olduğu 12 sivil toplum kurumu adına söz alan Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Osman Küçükali, yaptıkları basın açıklamasının arkalarında olduğunu belirtti. "Hopa'daki olağanüstü hal kalkmalıdır", diyen Küçükali, "bunun için tutuklu gençlerimizin bir an önce serbest bırakılmaları gerektiğini" söyledi.
Tutuklu Şinasi Gümüşkaya'nın annesi Nezire Gümüşkaya, "ne yaptı da bize bu cezayı veriyorlar. Erzurum neresi, yollarda perişan olduk. Dini imanı olan birisi yardım etsin bize de çocuklarımızı bıraksınlar" diye feryat etti.
Basın açıklamasına katılarak ailelere destek veren yönetmen Özcan Alper de, "memlekette artık en ufak bir muhalefet gösteren, iktidarla aynı düşünmeyen herkese suçlu diye muamele ediyorlar. Şu doğayı böyle tahrip edenlere karşı Hopalılar onurlu bir karşı çıkış yaptılar bence. Ve bu ülkede onurlu, kişilikli bir hayat yaşamak isteyen herkes de bu nedenle Hopa'ya sahip çıktı. Ben Metin hocayı saygıyla selamlıyorum. Hopalılar şimdi eskisinden daha birlik içinde, yine onurluca içerdeki arkadaşları sahiplenmelidir. Biz de aydınlar, sanatçılar olarak elimizden geleni yapacağız, Hopalıların ve ailelerin yanında olacağız", dedi.
Ardından söz alan Eğitim-Sen, Halkevleri, ESP ve ÖDP temsilcileri de ailelerin bu mücadelede asla yalnız olmadıklarını belirterek, süreci hep beraber aşacaklarını belirttiler.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 09.07.2011 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle