Dp Artvin İl Başkanı Ertan Küçükay İddialı Konuştu

27/11/2009 16:48

Fistan Sohbetleri Devam Ediyor. Bu Sefer Konuk Dp İl Başkanı Ertan Küçükay'dı.


Haber: Tolga Gül







Hopa Sugören'de Fistan Cafe'de düzenlenen kahvaltı sohbetleri aralıksız sürerken bu sefer konuk Demokrat Parti İl Başkanı Ertan Küçükay oldu. Ertan Küçükay sohbet toplantısına beraberinde DP Arhavi ilçe Başkanı Ahmet Aydınlıoğlu ve ANAP Arhavi Eski İlçe Başkanı Asım Batum, DP Kemalpaşa Belde Başkanı Kemal Akyüz'le birlikte katılan Küçükay, Fistan Sohbetlerinde basın mensupları ile kahvaltıda buluşurken, basın mensuplarının sorularına tüm samimiyeti ile cevap verdi.

Kahvaltı sohbetlerinin başlangıcında bir açıklama yapan Fistan Cafe'nin işletmecisi Uğur Altunkaya, sohbet toplantılarının amaçları hakkında bilgi verdikten sonra katılan Demokrat Parti Artvin İl Başkanı Ertan Küçükay ve partililer ile gazetecilere teşekkür etti. Daha sonra gazeteciler sordu, Küçükay cevapladı ve ortaya bu röportaj çıktı.

Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?

Evvela bu sohbet toplantılarını düzenleyen Fistan Cafe'nin işletmecisi Uğur Altunkaya başta olmak üzere Artvin basınının çok değerli şahsiyetlerine teşekkür ediyorum. Bizim anlayışımıza göre özgür basın milletin sesidir. Siyaseten çok önem atfedilmesi gereken millete sesimizi duyurabildiğimiz yegâne öğelerden biridir.

1965 yılında Artvin Merkez'e bağlı Fıstıklı köyünde doğdum. İlk, Orta ve lise öğrenimimi Artvin'de tamamladım. Yükseköğrenimimi Cumhuriyet Üniversitesi Ziraat Fakültesinde yaptım. Ziraat Mühendisi olarak mezun oldum. Daha sonra ticaretle uğraştım.

20 Haziran 1990'da Doğru Yol Partisi'ne kaydoldum. O sırada ilçe delegeliği dahil olmak üzere gençlik teşkilatı, il yönetim kurulu üyeliği, il başkan yardımcılığı ve büyük kongre delegeliği gibi parti görevlerini yaptım.

2008 yılında düzenlenen 9. Olağan Kongrede İl Başkanlığını kazandım ve 8 Ekim 2008 tarihinden bu yana DP İl Başkanı olarak görev yapmaktayım.

Göreve gelişiniz ile birlikte Demokrat Parti ve DYP'nin eski il başkanı AK Parti'ye geçti. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Benden önce iki dönem il başkanlığı yapmış Besim Özbilge'yi kast ediyorsunuz. İl kongresinde benim rakibimdi, kaybetti. Bireysel bir karardır. Geçtiğimiz yerel seçimde AK Parti'den Belediye Meclis Üyeliği listesine iradesi ile kaydoldu. Siyasette uzun süreli dostluk, uzun süreli düşmanlık olamaz. Barışmasını bilmeyenler kavga etmemeli. Bizim parti olarak kırgınlığımız yok. Yarın yine gelebilir, yollarımız kesişebilir. Birbirimize karşı kadim bir düşmanlığımız yoktur. Zaman zaman böyle olaylar olabilir. Bizim tek bir adamı dahi feda etmeye, sade bir üyeden eski başkanlarımıza kadar hiçbir kimseyi kaybetmeye lüksümüz yok. Az öncede söylediğim gibi çeşitli dönemlerde değişik fikirlere sahip olabilirler. Geriye döndüklerinde eskiden gördükleri değeri bulamayabilirler. Ben açık sözlü bir insanım. Bu iş böyledir çizgide ufak bir kırılma olunca onu tamir etmek için uzun bir zaman geçmeli. Bunu tamir etmek sizin ondan sonraki davranışlarınız ve fedakârlıklarınıza kalmıştır.

Türkiye birleşiyor sürecini anlatır mısınız?

31 Ekimdeki kongremizin birleşmenin sloganı "Türkiye Birleşiyor"dur. 3 yıldır devam eden bir süreçtir. 2007'de yarım kalan işi 31 Ekim günün tamamladık. Sloganımız büyük bir slogandır, iki partiyi birleştirdik. Bundan sonraki çalışmalar ile DP olarak Türkiye'yi birleştirmeye çalışacağız. 2002'deki iktidar değişikliği ile Türkiye 1946'dan sonra hiç bu kadar çok konuda kırılma yaşanmamıştı. Ayrışma ve ötekileşme olmamıştı. İktidarlar değişirdi ancak fikirleri başka da olsa bu kadar ayrışma olmazdı. Maalesef bugünkü iktidar partisi 2002'den bu yana Türkiye'yi birbirine düşürdü. Ülke bölünmenin eşiğinde. Mecliste ön görüşmeler yapıldı. Bu görüşmelerde Türkiye paramparça edildi, liğme liğme edildi. Demokratik açılım, Kürt açılımı, şimdi de milli birlik projesi. Bu milleti birleştirmek çok kolaydır. Biz tecrübeliyiz, yaşlarımız itibariyle görmeyenler vardır. Misyonumuzu takip ettiğimiz için buradan izledik. DP çok büyük bir Türkiye projesidir. İktidara mensup partinin kökünde Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi, Refah vardır. AK Parti bu partilerin devamıdır. Bunlarda DP'nin içinde bulunmuşlardır. MHP'nin savunduğu fikirler de DP içindeydi. Bunlar da DP'nin unsurlarıydı. DP bütün Türkiye'yi temsil etmiştir. 1946'daki çıkışı ile milleti siyasetin ana teması yapmıştır.

Ondan önce Valiler CHP'nin il başkanlarıydı. Demokrasi yoktu o zaman. Atatürk'ün Serbest Fırka Denemesi vardı. O zaman olmamıştır. İki kez denenmesine rağmen çok partili hayata geçiş olmamıştır. Kurulan iki fırka da kapatılmak zorunda kalmıştır. 1946'da Celal Bayar ve arkadaşları bu işi başardılar. Burada İnönü'nün çok büyük rolü vardır. İnönü istemeseydi Türkiye çok partili demokrasi ile tanışamazdı. Çok partili hayata geçince DP millet ile devlet arasında köprü olmuştur. Bu ülkeyi yönettik ancak ne milleti devlete ezdirdik ne de devleti rencide ettik. Siyaset DP ile anlam kazanmıştır.

Bugün yeniden ayrılıkları ortadan kaldırıp tekrar birleşmeyi sağlayacağız. Türkiye yeniden birleşecek kıvançta ve tasada birleşecek Büyük Türkiye ideali ile birleşecek.

Sizin söylemlerinize göre merkez sağın oylarının kaydığını görüyoruz. Merkez sağın oy kaybetmesinin sebepleri nelerdir? Ya da merkez sağ AKP'mi oldu?

Öncelikle merkez sağın anlamını bilmek gerekir. Merkez Sağ Türk Milleti demektir. Merkez Sağ Çanakkale geçilmez demektir. Merkez Sağ Kurtuluş Savaşıdır. Merkez Sağ Mustafa Kemal Atatürk'tür. Merkez Sağ Ayyıldızlı Bayraktır. Ezan-ı Muhammediye'dir. Demokrat Parti Milli ve manevi değerlere değer verir, devletle milleti kavga ettirmez, bizim hareketimiz orta sınıfa dayanır. Köylüye, küçük esnafa, Çiftçiye yönelik bir harekettir. Biz milliyetçi, muhafazakâr ve liberal demokratız.

Türkiye'de 2001 krizi ile birlikte akıl tutulması oluştu. İnsanlar yağmurdan kaçarken doluya tutuldular. İnsanlar ne yapacağını şaşırdılar. Hem DYP hem ANAP yeterli olamadı. Geçmişte ki hizmetlere rağmen konjonktüre ayak uyduramadılar. Türkiye çok önemli ve hassas bir ülke, hâkim bir konumda. Hem jeopolitik, hem de demokrasiyle laikliği benimsemiş tek İslam ülkesi. Bunlar yakın tarihin meseleleri. Bizim iktidardan uzaklaşmamız da belki de ABD'nin etkisi de olabilir. AKP yeni bir mesele değildir. Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Belediye Başkanıydı. Eylemleri sebebiyle cezalandırılmıştı. Normal şartlar altında muhtar dahi seçilemezdi. Böyle bir yerden alıp, hakkındaki yolsuzluk iddialarına rağmen, 2002 Seçimleri sonrasında Siirt'ten milletvekili yapıldı.

Şuanda vicdanlara sığmayacak şekilde, hukuk zorlanarak ve CHP'nin de katkılarıyla vekil olmuştur.

Şimdi mecliste grubu bulunan DTP adında bölücü bir parti var. 2002 seçimlerinde onların da seçime girme hakları yokken onlara da oy pusulasında yer verilmiştir. O olay olmasaydı DP meclise girmiş oluyordu. Takip eden süreçte Çiller hanımefendi bıraktığı için yeni seçilen zevat hukuk önünde bu hakkı iyi arayamadılar. 2002 seçimleri aklın tutulduğu, hukukun zorlandığı meşru olmayan bir seçimdir.

1950 yılından sonra kuşku yaratmaz ki demokrasi yerine oturuyor. Ancak 2002 seçimleri hiçbirimizin içine sinmedi. Benim savunduğum tezin dayanakları var belgeli ve ispatlıdır.

2002'den bu yana 3 seçim geçmiş burada Artvin'de ki seçimleri değerlendirebiliriz. Sonuç başarı olmamıştır. Merkez sağ anlayışı değerlendirelim. Türkiye Birleşiyor anlamında kendi hatalarımızı görmeye çalışalım. Artvin'de merkez sağın nereye gittiğine bakalım. Neden bu denli eridi merkez sağ?

27 Mayıs 1960 darbesiyle Demokrat Parti kapatılmasaydı AP olmazdı. Milli Nizam Partisinin de çıkması mümkün değildi aynı zamanda MHP'nin de. Darbeler merkezdeki siyaseti sürekli baltaladı. 71 muhtırası tek başına Adalet Partisine karşı yapılmıştır. Muhtıra da üstü örtülü bir darbedir. Adalet Partisi iktidardan uzaklaştırılmıştır. 12 Eylül 1980 askeri darbesi bir kere daha merkez sağı bölmüştür. 26 yıl süren, kendi içinde iki kardeşin ayrı ayrı siyaset yaptığını düşünün, aynı fikirlerle rey istenmiş. Bu bölünmüşlük merkez sağı zayıflatmıştır. Bu yüzden birleşme ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Hem DYP'nin hem de Anavatan Partisi'nin suçları vardır. Sorun bizim yeterli güven veremememizdir. 2002, 2007, 2004, 2009 seçimleri bunun göstergeleridir. Her şeye rağmen 1980 darbesi sonucunda Anavatan Partisi'nin 8 yıllık iktidarı olmuştur ve hizmetleri olmuştur. 1991 yılından sonra DYP'nin de hizmetleri olmuştur. Anap-DYP ve çeşitli koalisyonlar la ülkeyi yönetmişlerdir. 2000 ve 2002 krizi ekonomide kırılma yaratmıştır. Hem ekonomik krizin, hem de dış mihrakların etkisi açıktır. Ne DYP'nin ne de ANAP'ın liderleri bu partilerde görev yapan insanların dış mihraklarla işbirliği içinde olmaları düşünülemezdi. Millet odaklı siyaset anlayışı bu duruma cevap vermezdi. Hem DYP, hem de Anap gücünü hep milletten almıştır. Emperyalistlerle pazarlık yaparak iş yapmaz. Bugün Türkiye'yi idare edenlerin hocaları var biliyorsunuz.

Onun tabiriyle bunlar, yani AKP, ABD'nin kucağına oturmuştur. 2002 ile 2009 akıl tutulması sonucudur. Hepimizin hukuk önünde hesabını soracağımız işler olmuştur. Irak'ın kuzeyindeki çuval meselesi, önce merkez sağ, sonra ordu ve anayasal kurumlar erozyona uğratılmıştır. Bunların hepsi milletin önünde cereyan ediyor.

Artvin'de DP ile ANAP işbirliği yapmıştı. Artvin'de ki tecrübenin örnek teşkil etmesi söz konusu mu?

2007 ve 2009 seçimlerinde Artvin'de Anap ile işbirliği yapılmıştır. Güzel sonuçlar aldık. 2009 Arhavi'de il genel ve belediye başkanlığı seçimlerinde işbirliği yaptık. 2007 genel seçimlerinde Artvin'de tek hareket ederek yüzde 14 oy aldık. O seçimde DP'nin Türkiye'de aldığı en yüksek ikinci oydu. Adalet Partisi kapatılmasıydı zaten hepimiz aynı partide siyaset yapıyor olacaktık. Demek ki biz bir araya geldiğimizde gerçekten bir şeyler oluyor. Artvin birleşti niye Türkiye birleşmesin. Artvin'de 2007 yılında olan işbirliği seçime dayalı bir işbirliği idi. Aceleye gelmişti.

Son seçimlerdeki başarısızlığı neye bağlıyorsunuz?

Millet istikrara oy verir. 2007'de DP ve ANAP birleşememesi böyle bir başarısızlık milletinde inancını kırmış ve bizi cezalandırmıştır. Haklıdır da millet. Bir projeyi ortaya koyanlar başarıya ulaşamayınca sorumluluğa katlanırlar. Çok kısa bir süre sonra o başkanlar ve idareciler partilerinden ayrıldılar. Sayın Salih Uzun ile Sayın Cindoruk'un gelmesi bu sürecin yeniden tohumları atılmış ve başarıya ulaşmıştır. Çünkü biz siyaseti millet için yapıyoruz.

Bizim hassasiyetimiz vardır. Keşke bu birleşme 2007'de başarıya ulaşsaydı. Türkiye'nin 2002'deki durumdan daha fazla sıkıntısı var. Milletinde desteği olacağına inanıyoruz. Biz projeyi ortaya koyduk. ANAP'lı kardeşlerimizin fedakârlıkları vardır. Birbirimize hoş geldin dedik. Aynı düşünceler etrafındaki isimlerin 26 yıl sonra tekrar kucaklaşmasıdır. Türkiye içindir bu birleşme, iktidar olamadık diye değil. Bulunduğumuz yerde siyaset yapmaya devam ediyoruz. Ama gördük ki ekonomi kötü, işsizlik var. Kriz var. Türkiye'yi idare edenler ve iktidarın başı Türkiye'yi yönetmekte zorlanıyor. Pek çok konuda 2002'den daha kötüyüz. 2002'de sıfır terör vardı. Gidilemeyen mezra ilçe yoktu. Asker, sivil, millet herkes el ele vermiş gerektiği şekilde mücadele ederek terörü alt etmişti. Şimdi ise bizim içeriye attığımız bölücü başı bir şeyler söylüyor. Atatürk'ün meclisinde bölücülerin temsilcileri var. O temsilciler diğer partiler tartışırken gülüyorlardı. Ben Türküm diyen bu milletin bir ferdiyim. Ben bu bayrağa ve devlete inanıyorum diyen herkesin hassasiyet göstereceğine eminim. İçişleri Bakanı Birlik Projesi dedi. Aslında onunda inanmadığı bir olaydı.

Bizde ayrı kalamazdık kişisel hırslarımızı bırakarak birleştik. Alternatif var. O biziz.

Niye inanalım diyorsanız 26 yıllık ANAP'ın hizmetleri 63 yıllık da DP'nin, Adalet Partisi'nin ve DYP'nin hizmetleri var. Biz Allah'a inanıyor, millete güveniyoruz. Yenilginin tek bir karşılığı vardır. O da zaferdir.

2011'de yapılacak seçimlere Genel Başkan değişimi ile mi girilecek? Böyle bir yarış olur mu? Yoksa mevcut başkanla mı gidilecek seçimlere?

Son yaptığımız kongrede tüzük değiştirerek 50 olan Genel İdare Kurulu üye sayımızı 100'e çıkardık. Birleşmeyi tamamladıktan sonra hukuki ve fiziki meseleleri var. Particilikle ilgili işler var. Bunları yaptıktan sonra belki yeni üye kayıtları olabilir. Başkanlık divanı önceki gün tesis edildi. Bu konuda genel merkezden genelge ve tamimler gönderecekler. Onlar gelecek, 5 aya kadar ilçe kongreleri olacak. Sonra il kongreleri olacak. 2010 yılı Kasım ayına kadar olağan bir kongre yapamayız. Sayın Cindoruk milletvekili adayı olmayacağını açıkladı. Geçmişte Meclis Başkanı, DYP Genel Başkanlığı yapmış deneyimli bir siyasetçidir. Bu iki partinin birleştirilmesi ile ilgili kendini sorumlu görmüştür. Yapılamayanı yapmıştır. O bir duayendir. Ondan beklenebilecek olan da buydu zaten. Partinin içinde değerli insanlar vardır. Başbakan olabilecek isimler vardır. Önümüzdeki süreçte de göreceğiz ki Mecliste de gelişmeye ve çoğalmaya başlayacağız. Pek çok milletvekili DP'ye katılma iradesi göstermektedirler. Başka partiler de bize katılacak. Sürekli olarak katılımlar kamuoyuna verilecek. Türkiye eğer bir seçim sürecine girerse, normalde iki yıllık bir süreç var ancak erkene çekilirse 12 Kasım'dan önce olursa Sayın Genel Başkan ile seçime gireriz. Ama seçimler o kongreden sonra olursa, Sayın Genel Başkanın devam edeceğini sanmıyorum.

Bizim olağan kongremiz Türkiye'nin liderinin belli olacağı bir kongre olur. Bir çok isim var. Ancak liderleri millet seçer. Bir lider muhakkak ortaya çıkacaktır. DP'nin lideri Türkiye'nin Başbakanı olacaktır. Bu acemilerin elinden ülkeyi ve milleti kurtarmak için bizler yemin ettik. Yollara düşeceğiz halkla yeniden kucaklaşacağız. 21 Kasım'da Manisa'da büyük bir miting yapacağız. Antalya, Samsun'da, daha sonra da Rize'de yapacağız. Kamuoyunda her gün yeni fırtınalar yaşanacak. Pek çok görüşme devam ediyor. CHP'nin içinde olan Sayın İlhan Kesici vardır, bağımsız Kamer Genç var. Bu gibi çok değerli kıymetli isimler var. Bunlarında DP'ye geçebileceğini düşünüyorum. AK Parti'de beraber fikirlerimizi paylaştığımız milletvekilleri var. Artvin ANAP il kongresinde de söyledik. Koşulsuz olarak söyledik. Bugün AK Parti ya da başka partilerde olanlara da kapımız açık. Demokrasi içerisinde bir yarış ile partiyi büyüteceğiz. Türkiye birliğini ve beraberliğini muhafaza edecekse bu ancak DP ile olur. Bu görüldü. Biz Türkiye'nin çimentosuyuz. Milleti bir arada tutan bir partiyiz.

Kişisel bütün ihtiraslarımızı bir tarafa koyarak ülke için elimizden geleni yapıyoruz ve yapacağız. Kapımız bütün herkese sonuna kadar açıktır.

Erken seçim ihtimali size göre nedir?

Olabilir reel bir meseledir. Bu durum ülkeyi idare edenlerin elindedir. Her an erken seçim kararı alma imkân ve ihtimalleri vardır. Son açılım safsatası da gösteriyor ki, kişisel olarak söylüyorum. Geçmişte pek çok meselede olduğu gibi başarısız olacaklarını bile bile o işi meclise getiriyorlar ki geriye adım atacaklar. Olmazları gösteriyorlar ki mazlumu oynuyorlar. Halkın gözünü boyuyorlar. Bu akıl tutulması epey zaman devam etti. Anayasayı değiştirecek çoğunluk vardı. Anayasayı dibinden değiştirecek imkanı kullanmadılar. Muktedir olamadılar. Dar belediyecilik düşüncesi ile İstanbul ve başka yerlerdeki sadaka kültürüne dayalı sosyal politikalar ile milleti ve ülkeyi oyalamaktadırlar. Sandık kaçınılmazdır.

Sizce Türkiye ekonomisi nereye gidiyor?

Türkiye'nin 2002 yılına kadar 220 milyar dolar borcu vardı. Bunların hiçbiri üfürük değil. Açın bakın inceleyin açık hesaplar. 7 yılda 260 milyar dolar borçlandılar. Borç seviyesi 486 milyar doları geçti. Türkiye'nin fukara dönemlerinde yapılmış kurumları sattılar. Türk Telekom 5 yıllık vergi gelirine karşılık satıldı. Tansu Çiller hanımefendi Başbakan olduğu dönemde Telekom'u 30 Milyar Dolara satıyordu. O zaman dış borç ise 26 milyar dolardı. Gelin siz düşünün sizce kim haklı bu durumda. Türkiye pek çok şeyi kaybetmiştir. Ortada laf salatası yapanlar var. Ülkenin sağlık sorunu ileri seviyede. Bakınız ülkede salgın hastalık var. Domuz gribi meselesi. Bunlar o kadar ülkeyi yönetemez durumdakiler ki devletin başının imzası olmadan, Başbakan'dan habersiz sakız alamaz. 500 milyon dolara aşı alacaksınız sonra parti grubunda bakanınızı eleştireceksiniz. O bakan dahi sizin kadar sorumlu değil.

Bu ülke yönetilememektedir. Memur işçi ve emekliler adeta açlığa mahkûm edilmiştir. Türkiye son yıllarda ilk defa eksi büyüme ile karşı karşıyadır. Dış ticaret açığı rekor kırmıştır. Artık resmen iflasla karşı karşıyadır. İşte Türkiye'nin durumu.

Hasan Ekinci'nin bu oluşumdaki yerini öğrenebilir miyiz?

Kırat'ın bayrağından hiçbir yere ayrılmadı. Bakanlık, genel başkan yardımcılığı yaptı. Sık sık görüşüyoruz. En ufak bir kırılması yoktur. Sayın Ekinci'de oradaydı yani kongrede. Bizimle birlikte idi. O bizim önemli bir varlığımız ve büyüğümüzdür. Artvin'in taşında toprağında emeği vardır. Kendisi arzu ederse, bize tavsiyelerde bulunabilir. Aday olmak bireysel bir karardır. Öte yandan Sayın Adnan Çeltikçioğlu var. Bizim genel idare kurulu üyemizdir.

Artvin'e bakın biz ne kadar şanslıyız. Bu değerler hangi partide var. Sayın Çeltikçioğlu, çizgisini kırmadan hizmetlerine devam ediyor. Bir gün dahi küsmeden partiye ve siyasete çok zamanını harcadı, imkânları harcıyor. Halen dahi ne yapabilecekse yapıyor. İnsanlara iş veriyor, ihtiyaçlı öğrencilere burs veriyor. Hiç hak etmeyen adamlar başka partilerde milletvekili oldular. Süreçlerin getirdiği şekilde meclise taşındılar. Özelikle isminden dahi bahsetmek istemediğim kişiler var. Ne faydaları var. Sayın Çeltikçioğlu, hem eğitimi hem de geçmişi ile daha çok hizmetleri olacak. İnşallah Artvin'le ilgili çok önemli proje ve hayalleri var. Gençliği ile birikimi ile bunları uygulama fırsatı bulacak. Artvin'i parlamentoda temsil edecektir. Buna yürekten inanıyorum. Artık Artvinli yağmurdan kaçarken doluya tutulmayacaktır. Artvin'in Çeltikçioğlu'na ihtiyacı vardır. Artvin'e güveniyorum. Artvin Kıratın kalesidir. Kırat Artvin'de coşmaya ve koşmaya devam eder. Hele bir de birleşti ki…

Artvin'de bu isimleri çoğaltmak için projelerimiz var. Biz partiyi yeniden motive edeceğiz. Aynı Adalet Partisi'nde olduğu gibi yapacağız bu işi.

Orhan Yıldız ile fikir alışverişinde bulundunuz mu? O da sonuçta sizine aynı yönde bir dönem siyaset yaptı.

Çocukluktan beri ailece tanıştığımız bir insandır. Arkadaşım diyeceğim ender insanlardan biridir. Temiz namuslu bir insandır. Şerefle bir göreve geldi en ufak bir suiistimale gelmeden görevini tamamladı. Orhan beye böyle bir görev nasip oldu. Yaptıkları, yapamadıklarını biliyorum. Dürüst olduğunu biliyorum. AKP içindedir diye körü körüne insanları kötüleyemem. Bu ülke ve Artvin için düşüncelerini biliyorum. Bazı şeyler hazırlıksız olur gelir. Sıfırdan bir parti çok ilginç bir iştir. 7 kapıdan kovulmuş insanlar gelir toplanır. Orhan beyin şansızlığı bu olmuştur. AKP halen dahi Artvin'de yerine oturmamıştır.

Siyasette Orhan Yıldız gibi onurlu ve dürüst insanlara her zaman ihtiyaç vardır. Siyaseten rakip olabiliriz. Ama hakkını teslim etmemiz lazımdır.

Artvin'de son yerel seçimlerde CHP'yi desteklediğiniz söyleniyor. Bu doğru mu?

Hayır, biz kesinlikle ne CHP'yi ne de başka bir partiyi desteklemedik. 2002 öncesini merkez sağı konuştuk. Ben 8 Ekim 2008'de mazbatamı aldığımda bütün ilçelerimi ziyaret ettim. Hatta en az gittiğim yere 13 kez gittim. Parti bezgin haldeydi. Ekonomik sıkıntılar içerisindeydi. Bizim Artvin merkez'de adayımız vardı. Hopa'da CHP'ye destek vermedik. Parti güçsüz durumdaydı. Adı üzerinde yerel seçim, Parti adı altında girilse de yerel seçimin şartları farklıdır. Bazı yerlerde kafaya güreştik. Bazı yerlerde aday bulamadık. Bazı yerlerde ise birkaç adayın arasından en güçlülerle çıkma şansımız oldu. Kemalpaşa ve Arhavi bu yerlerin başındadır. 2007'de parti % 7 barajını geçemediği için hazineden yardım alamamıştık. Parti Genel merkezden maddi destek göremedi. Seçim kampanyasını yürütecek durumda değildik. Biliyorsunuz ki sizler bile bize yardımcı oldunuz. Hopa'da farklı bir durum vardı. Hopa'daki seçimler maalesef demokratik olmadı. Hopa'da en iyi hizmeti yapacak başkanı seçmekten öte birtakım demografik kaygı ve yapılardan kaynaklanan mücadele vardı. Hopa'da DP, CHP'ye çalışmamıştır. Ancak kimsenin düşüncesine ipotek koyamayız. Kendi fikirlerine en yakın partilere ya da en yakın adaylara destek olmuşlardır. Ancak bizim DP il başkanı şunu söyledi ya da burada şunu yaptı diyemezler. Biz her yerde miting yaptık ve aslanlar gibi mücadele ettik. Bir takım dayatmalar ile AKP'li vekil de seçim öncesi bizim önemli simalarımıza hatta Sayın Hasan Ekinci'ye ve Sayın Adnan Çeltikçioğlu'na da gitti. Şunu bir daha söyleyeyim. Biz kimsenin değirmenine su taşımayız. Bizim bakış açımız şuydu. Sayın Adnan Çeltikçioğlu ve Benim ve bizimle beraber olan arkadaşlarımızın görevi bir oy dahi alsak bayrağımızı dalgalandırmaktır.

AKP'liler kuyruk acısı ile açıklamalar yapmışlardır. Artvin merkezde bir önceki yerel seçimlerde 1172 oy aldık. En son yerel seçimde 587 oy almışızdır. Seçimi kaybedenler kuyruk acıları ile hareket ederek dedikodu yapmaktadırlar. Biz kendi işimizi yaparız. AKP'nin Adayı benim dostumdu. Ancak arkadaşlık başka siyaset başkadır. Öyle bir düşüncemiz olsa davamızı bırakır oraya giderdik. Bunu yapmayız ve yapamayız. Bizim güç koyduğumuz ya da koymadığımız yerde farklı şeyler ortaya çıkıyor. Bu da Demokrat Parti'nin önemini gösteriyor. Biz hoşgörüye inanan insanlarız. Geçtiğimiz günlerde Emin Özgün Başkan ile çay içtik ve kol kola yürüdük. AKP'nin il başkanı düzgün icraat yaparsa onunla da kol kola gezeriz. Başka partililerle de gezeriz, konuşuruz. Biz birbirimizle düşman değiliz. Bu demokrasidir. Yarıştır. Partiler millete hizmetin araçlarıdır.

Yerel seçimlerden sonra açıklama yaptım millet böyle istemiştir diye açıkladım. Yarın bize destek olurlar. Kim bu konuda ne söylüyorsa yalandır, iftiradır. Bizim alnımız açıktır. Başımız göğe değer. Şu anki Hopa Belediye Başkanı'nı hiç tanımam ömrü hayatımda görmedim. Sayın Sinan Altunsoy ile karşılaşmışımdır aynı zamanda ailece hem Adalet Partisine hem de DYP'ye hizmet etmişlerdir. Belki yarında DP'de tekrar birlikte siyaset yapabiliriz.

Zaman zaman bu kırılganlıkları MHP ile de yaşadım. Bizden destek istemelerine rağmen aday çıkardım. Biz bu bayrağı elimizde tutuyorsak Kırat için her yerde mücadele ederiz. Biz demokrasi şehidi vermiş bir partiyiz. Biz tertemiz insanlarız. Nesi var, kimin nesi var. Şurada otoyol var, limanlar var, fabrikalar var. Bunlar 7 senede ne yaptılar. Köy-Des adı altında ihaleleri yandaşlarına peşkeş çektiler. Onlarında hesapları var. Mahşer ayrı ancak bu dünyada Türkiye Cumhuriyeti kanunları önünde hesap soracağız. Sormasak namerdiz.

Bu konu ile ilgili son olarak kesinlikle kimseye yardımcı olmamışızdır. Hopa'da adayımız yoktu. Partililerimiz şuraya veya buraya veya oy vermiş olabilirler sandığa da gitmemiş de olabilirler. Anayasal haklarıdır. Çok gayret gösterdik aday çıkaralım diye ama olmadı. Biz hazineden yardım almıyoruz. Bize İstanbul Belediyesi'nden yardım gelmiyor. Gücümüz ne ise onunla mücadele ettik. Siyaset bahane arama ve üretme işi değildir, kaybetmişsen, yenilmişsindir.

2011 seçimleri hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz?

Bütün cephelerde sonuna kadar savaş ve sonuçta zafer. Artvin ve Türkiye'nin her yerinde bu olacaktır. Halk ile kucaklaşacak yeniden yollara döküleceğiz. Her ne zaman ihtiyaç hâsıl olmuşsa dimdik geldik. Halkımız gönderince de edebimiz ile bunu kabul ederek gittik. Ve yeniden geleceğiz AP açık gözüküyor ki hem Artvin'in hem de Türkiye'nin DP'ye ihtiyacı var. Milletin dilek ve temennileri ne ise siyasi yapılanmamızı onlar üzerine oluşturacağız. Son kongrede programımızda yer alan en önemli fikirlerden bir tanesi yeni ve çağdaş bir anayasadır. Tabi ki teklif dahi edilemeyecek ilk 4 madde hariç. İhtilal ürünü olan 82 anayasasının yeniden tanzim edilmesi ile hem demokrasinin hem de milletin ihtiyaçlarına cevap verilmiş olacaktır. Bizde parti olarak partimizi bir demokrasi evi olarak düşünüyoruz. Ve her alanda demokrasi evimizi tuğlaları üst üste koymak suretiyle inşa ediyoruz. Gerisi millete ve Allah'a kalmıştır. Biz siyasette tek bir efendi tanırız o da millettir. Çok teşekkür ediyorum. Bu vesile ile bütün Artvin halkına saygılarımı sunuyorum. Başta bu söyleşinin düzenlenmesine vesile olan ve bu fikrin sahibi olan Fistan Cafe ve bu formun yaratıcısı Uğur Altunkaya ve siz değerli basın mensuplarına şükranlarımı sunuyorum.

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 27.11.2009 tarihinde Tolga Gül tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Benzer Haberler
Benzer içerik bulunamadı.


En Çok Okunan Politika Haberleri
 » Arhavi’de Yaşanan Seçim Heyecanın G...
 » Faruk Çelik’ten Sert Açıklamalar...
 » Faruk Çelik Bir Gecede İki Önemli C...
 » Hopa’da Chp Farka Koştu...
 » Hopa’da Utku Cihan Rüzgârı Esiyor...
 » Ati Utku Cihan’da Durmak Yok...
 » Kemalpaşa’da Sandıklardan Chp Adayı...
 » Bakan Faruk Çelik’ten Kapı-kapı Seç...
 » Aydın Tatar, Hizmet Etmeye Kaldığım...