Artvin Barosu Olağanüstü Genel Kurulu Yapıldı

04/07/2013 11:01

Artvin Barosu'nun 8. Başkanı Av. Ali Uğur Çağal.


Haber: Tolga Gül







Av. İzzet Varan’ın, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyeliği’ne seçilmesinin ardından istifası sonrasında Artvin Barosu Başkanını belirlemek için Avukatlar sandık başına gitti. Artvin Barosu’na kayıtlı 72 avukattan 51’inin katılımı ile gerçekleşen Artvin Barosu 2. Olağanüstü Genel Kurulu’nda 19 oy alan Ali Uğur Çağal, Artvin Barosu’nun 8. Başkanı oldu.

Artvin Adalet Sarayı Konferans Salonu'nda gerçekleşen, Divan Başkanlığı'nı Av. Yüksel Çorbacıoğlu, Başkan Vekilliğini Av. Erol Karabacak, Kâtip Üyelikleri ise Av. Elvan Güven ile Av. Muhammet Erim’in yaptığı Artvin Barosu'nun 1. Olağanüstü Genel Kurulu'nda, Av. Muhammed Altunal, Av. Yeşim Yıldırım Başer, Av. Ali Uğur Çağal ve Av. Çetin Tekdoğan Artvin Barosu’nun yeni başkanı olmak için yarıştılar.

Türkiye Barolar Birliği’nin meslekte belli bir kıdeme erişmiş olan avukatlar için hazırlamış olduğu plaketler Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Av. İzzet Varan tarafından, Av. Şefik Çorbacıoğlu ve Av. İsmail Hakkı Hatipoğlu’na takdim edilirken, genel kurul konuşmaları sırasında hazır bulunamayan Av. Affan Balaban’ın plaketi kendisine ulaştırmak üzere Av. Mehmet Morgül’e takdim edilirken, Av. Memnune Şimşek’e de onur ödülü verildi. Plaket töreninin ardından genel kurula ilk hitap eden Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Artvin Barosu’nun Önceki Başkanı Av. İzzet Varan yaptı.

Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyeliği’ne seçilmesinin ardından yasal bir zorunluluk olmamasına rağmen teamüller gereğince istifa ettiğini hatırlatan Varan, tüm adaylara başarılar dileyerek başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü; “Türkiye’de son zamanlarda avukatlar arkadaşlarımızı rencide edici muameleler yapılmakta, haklarında jet hızı ile soruşturma izinleri verilmekte, Avukatlık vekâlet ücretler gasp edilmekte ve kaygı verici şekilde avukatlık mesleği yok sayılmaya çalışılmaktadır.

Yeni avukatlık kanunu tasarısında sınav ve staj konularında sorunlar olduğu görülmektedir. Büyük şehirlerdeki Adalet Saraylarında Avukatlardan ücret talep edilerek yargının kurucu unsuru olan avukatlara dış kapının mandalı muamelesi yapılmakta. Yine bununla birlikte Danıştay’ın almış oluğu ve yadırgamış olduğumuzu her defasında dile getirdiğimiz karar ile avukatlar serbest meslek erbabı kabul edilmiş ve kamu hizmeti verdiğimiz gerçeği yok sayılmış, avukat tacir olarak nitelendirilmiştir.

Türkiye Barolar Birliği olarak bu sorunların çözümü için gerekli tedbirleri alarak çalışmalar yapacağız. Avukat meslektaşlarımızın ailelerinin sosyal güvenlik haklarından faydalanması için gerekli anlaşmalar yapılamış ve 120, 00 TL tutarında bir ödeme ile eş ve çocuklarında sosyal güvenlikten faydalanması imkânı tanınmıştır.

Yine 3 ayda bir baro başkanları ile yapılan toplantıların yanı sıra 6 ayda bir delegeler ile de toplantılar yapılması kararlaştırılmıştır. Artvin Barosu Sosyal Tesisimiz ile ilgili olarak dün yapılan Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Toplantısından da yatırım kararı çıkmış olup bir sonraki genel kurulumuzu kendi binamızda yapabileceğimizi müjdelemekten mutluluk duyarım. Tüm adaylarımız benim kardeşlerim ve ağabeylerimdir. Tüm adaylara da başarılar diliyorum. ”

Av. İzzet Varan'ın ardından kürsüye çıkan Av. Mehmet Morgül, Ardanuç Adliyesi'nin kapatılmasının ilçeyi sosyal ve ekonomik yönden olumsuz etkilediği dile getirerek tüm ilçelerde Adli Teşkilat bulunmasını gerektiğini ifade etti.

Türkiye Barolar Birliği Av. İzzet Varan’ın genel kurula hitabının ardından, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Av. Metin Feyzioğlu’nun göndermiş olduğu mesaj genel kurulda okunurken, ardından kürsüye Av. Nejdet Aydın çıktı.

Adayların seçim sonrasında “kim bana oy verdi, kim vermedi” şeklinde bir hesap içerisine girmesi kesinlikle yanlış bir tutum olduğu ifade eden Aydın sözleri şöyle sürdürdü; “Böyle bir davranış içerisine girmemelerini aday arkadaşlarımızdan rica ediyorum. Böyle bir hesaba girecek olan arkadaşımız varsa lütfen aday olmasın. Çünkü bu durumu daha önce yaşadık. Hepinizi çok seviyorum. Saygılarımla başarılar diliyorum. ”

Av. Necdet Aydın’dan sonra söz alan Av. Mehmet Morgül ise kürsüden genel kurula hitap ederek; “Ben 73 yaşındayım. Aramızda yeni meslektaşlarımızı gördüğümüzde kendimi daha genç hissediyorum. Her oy çok önemli. Demokrasi demek seçilemeyenin seçilene saygı göstermesi demektir. Seçiyoruz ama senin seçtiğinin değil benim seçtiğimin dediği olacak diye bir şey demokrasi ile örtüşmez. Genel kurulun herkese hayırlı olmasını diliyorum. ” şekilde konuştu.

“Hukuk Kadını yoktur, Hukuk İnsanı vardır; ayrımcılık pozitif olsa da reddediyoruz”

Divan Başkanı Av. Yüksel Çorbacıoğlu’nun önerisi ile bayan bir avukatın konuşmasının istenmesi üzerine Av. Ayla Varan söz aldı. Bayan hukukçu, bayan şoför gidi pozitif ayrımcılık içeren anlayışları reddettiğini söyleyen Av. Ayla Varan, “Hukuk kadını veya hukuk erkeği diye bir kavram yoktur. Hukuk bu kavramı hukuk insanı olarak düzenlemiştir. Hukuk insanı olarak Artvin Barosu Başkanlığı görevini layiki ile yapacak bir hukukçunun gelmesini temenni ediyorum. ” dedi

Konuşmacıların, genel kurula hitaplarının ardından divana yazılı olarak adaylık müracaatında bulunanlar arasından kura çekimi ile konuşma sırası belirlendi. Kura sonucunda 1. Konuşmacı Av. Muhammed Atunal, 2. Konuşmacı Av. Yeşim Yıldırım Başer, 3. Konuşmacı Av. Ali Uğur Çağal, 4. Konuşmacı Av. Çetin Tekdoğan oldu.

“Adayların çokluğu bölmedi, güçlendirdi”

Adaylar arasında ilk konuşmacı olarak kürsüye çıkan Av. Muhammed Altunal, “Adaylar çoğaldı, ancak bu durum bizim baromuzu bölmedi, ayrıştırmadı, tam tersi baromuz güçlendi büyüdü. Herkes bu durumu olgunlukla karşıladı. Aramızda tatlı bir rekabet oluştu. Yusufeli Adliyesinde bir avukat bekleme odası yok. Artvin Ağır Ceza Mahkemesi’nde de yine aynı durum söz konusu. Bu konu ile ilgili çalışma yapılacak. Yine soruşturmalarda polislerin avukatlara karşı davranışları şüpheliye karşı davranışları ile eşdeğer olup avukatlar şüpheli yerine konulmaktadır. Bu durum kabul edilemez olup, Hopa İlçe ve Artvin İl Emniyet Müdürlüğü ile bu sorunun çözümü için diyalog içerisine gireceğiz. Çağlayan adliyesinde yaşanan olayları hepimiz kaygı ile seyrettik. Bayan avukatların saçlarından sürüklenerek, meslektaşlarımız cübbeleri sökülerek gözaltına alındılar. Meslek itibarımızın ayaklar altına alınmasına en sert şekilde tepki göstererek meslek itibarımızın yeniden tesisi için uğraş içerisine gireceğiz.

Artvin Barosu olarak çevre sorunlarına duyarlı bir yaklaşım sergileyeceğiz. Özellikle son zamanlarda gündemde olan ve Yeşil Artvin Derneği’nin öncülük ettiği maden mücadelesine destek vermeye devam ederek, Hopa’nın Kopmuş mevkiinde yapılmak istenilen Kömür Ocağı işletmesine karşı mücadele vereceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle tüm adaylara başarılar diliyor, genel kurula saygılarımı sunuyorum. ” şeklinde konuştu.

“Avukatlar bağımsız ve özgür olmalıdır”

Av. Muhammed Altunal’ın ardından konuşma yapan ikinci aday ise Yeşim Yıldırım Başer oldu. Savunma ordusunun ayrı ayrı neferleri ve duayenleri olmuş, ebediyete intikal eden avukatların hatıraları önünde saygı ile eğildiğini belirterek onlara Allah’tan rahmet dileyerek başladığı konuşmasına Av. Yeşim Yıldırım Başer, şu şekilde devam etti; “1970 yılında kurulan baromuzun başkanlığını geçmiş dönemlerde başarı ile yürütmüş tüm baro başkanlarımıza huzurlarınızda teşekkürlerimi ve minnetlerimi sunuyorum. Ayrıca bugün burada olağanüstü genel kurulumuza vesile olan Sayın İzzet Varan’a Barolar Birliği Yönetim Kurulu’nda üstlenmiş olduğu yeni görevinde başarılar diliyorum

Tarihin en onurlu mesleklerinden biri olan ve toplumları özgürleştiren bir meslek olarak Avukatlık, Türk Dil Kurumu’nun tanımıyla; ‘Hak ve yasa işlerinde isteyene yol göstermeyi, mahkemelerde, devlet dairelerinde başkalarının hakkını aramayı, korumayı meslek edinen ve bunun için yasanın gerektirdiği şartları taşıyan kimse’ olarak tanımlanmaktadır. Yine serbest bir meslek olarak tanımlanmakta, ayrıca ‘Avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder. ’ denmektedir.

Özetle avukatlık mesleğinin varlık sebebi kutsal olan savunma hakkıdır. Avukatlar kutsalı olan savunma hakkını yerine getirirken kendilerini savunmak zorunda bırakılmamalıdır.

Bilinmelidir ki hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasında ve adaletin gerçekleşmesinde bilgi ve birikimlerini bağımsız savunma örgütünün temsilcisi olarak kişi ve kuruluşlara sunan avukatlar kimi kendini bilmezlerin gördüğü gibi yargının üvey evladı değil yargının kurucu unsuru ve hukuk devletinin olmazsa olmazlarıdır.

Mesleki birlik olarak baromuz kuruluşundan bugüne hiçbir zaman toplumsal ve siyasi olaylarda seyirci kalmamış ve bunan sonra da kalmayacaktır.

Meslektaşlarımız bulundukları il ve ilçelerin önde gelen aydınları olarak gerek çeşitli siyasala partilerin kademelerinde gerekse sivil toplum kuruluşlarında görev almak suretiyle topluma karşı görevlerini yerine getirmiş ve getirmektedirler.

Baromuzun kurulduğu yıllardan bu güne kadar pek çok üyemiz gerek iktidar gerek muhalefet partilerinde en üst düzeyde görev alarak bir siyasetçinin en önemli görevi olan toplumları aydınlatma görevini meslek mensubumuz olarak üstlenmiş ve halihazırda üstlenmektedir.

Bu bağlamda baromuz geçmiş dönemde milletvekilleri ve partilerin üst düzey yöneticiliklerine ev sahipliği yaptığı gibi hali hazırda bu önemli görevleri başarıyla sürdüren meslektaşlarımız baromuzun gururu olmuştur.

Her dönemde baromuz yönetimlerinde de farklı siyasal partilerden avukatlarımız yan yana çalışmışlar toplumsal kaygı verici olaylara, hukuka ve mesleğimize karşı yapılan müdahalelere birlikte karşı durmuşlardır. Bu birliktelik ve uyum baromuzun her zaman onur duyacağı bir husus olmuştur.

Bu neden baromuzda var olan farklı seslerden oluşan ahengi artırarak inatla sürdürecek, tasvip etmediğimiz nedenlerle bozulmazına baromuz avukatları olarak her zaman karşı duracağız. Çünkü Artvin Barosu’nun, Yüce Önderi’ne, dinine, milli değerlerine, toplumuna, çevresine, insan haklarına ve adalete karşı olan bir avukat üyesi olmamıştır ve bugünden sonra da olmayacaktır.

Son yıllarda yargı alanında hızlı bir değişim gerçekleşmekte, özellikle yargı paketleri adı altında toplumsal ve yargısal alanlarda pek çok yasal düzenleme yapılmaktadır. Bu yasal düzenlemelerde söz sahibi olmak ve düzenlemelerin hukuka ve adalete uygun yapılmasının sağlanması adına çalışmak baromuzun önceliği olacaktır. Hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin hukuku yaratmaya çalışanlara geçit vermeyeceğiz.

Pek tabi ki hiçbir baro yerel konularda kendi ilinde meydana gelen adaletsizliğe, hukuksuzluğa, insanımızın çeşitli nedenlerle haksızlığa maruz kalmasına seyirci kalamaz. Bu bağlamda Artvinimiz’in önceliği çevresel konulardır. Baromuz bu konuda özellikle ilimiz merkezinde yürütülmekte olan maden faaliyetine karşı, Baromuzun saygı değer üyesi Sayın Bedrettin Kalın’ın öncülük ettiği çevresel mücadelesine devam edecektir.

Ayrıca Artvin Barosu olarak yine insan haklarına karşı yapılan müdahalelere, kadın ve çocuğa şiddete karşı yürütülecek mücadelenin en ön saflarda bulunmaya devam edeceğiz.

Baromuz mensuplarının ne yazık ki toplumsal sorunların yanında pek çok mesleki sorunları bulunmaktadır. Bunları göz ardı etmek mesleğimize ihanet olur. Bugün fakültelerde aynı sıralarda öğrenim gördüğümüz bir kısım hakim savcının yanında bazı kamu çalışanlarının ve hatta canla başla haklarını savunduğumuz gerek özel gerekse tüzel nitelikteki müvekkillerimizin bile avukatlara hor gözle baktığını esefle karşılamaktayız. Hakimin takdir hakkı meslekte elimizi kolumuzu bağlayan bir faktör oluyor. Adaleti ‘Beğenmiyorsan temyiz et’ mantığı ile sağlayamayız. Bu bakış açısının değişmesini sağlayacak olan biz avukatlarız.

Yeri geliyor baro odalarımız yer olmadığı gerekçesiyle elimizden alınıyor ve savunma adeta adliyeden kovuluyor. CMK ve Adli Yardımla alakalı sorunlar gün geçtikçe çığ gibi büyümüz ve bu iki kurum adata avukat için angarya haline gelmiştir.

Kurum avukatlarımızın tahsil etmelerine rağmen sınırlandırılan vekalet ücretlerinden tutun duruşmalara girmek için kendilerine araç tahsis edilmemesine kadar pek çok aşılamayan sorunları var. Serbest avukatlar olarak ağır bir vergi ve KDV yükü altında eziliyoruz. Bu da yetmezmiş gibi avukatlık yaptığımız çoğu şirket, banka gibi müvekkilleriz sözleşme ile anamızın ak sütü gibi helal olan vekalet ücretlerimizin bir kısmına el koymakta.

Avukatlık kanunumuzun 164. maddesi açık olmasına rağmen dava sonundaki vekâlet ücretiler hali hazırda taraflar adına hükmedilmektedir.

Meslektaşlarımız arasında haksız rekabet gün geçtikçe artmakta bu husus özellikle mesleğe yeni başlayan arkadaşlarımızın meslek heveslerini olumsuz yönde etkilemektedir. Meslektaşlarımızın içinde avukatlık etik ve meslek kurallarına uymayan arkadaşlarımıza karşı durmalıyız. Bu bağlamda meslekte yasal hakların kötüye kullanılmasını ve meslektaşların haksız ve yolsuz işi reddetmeleri hususlarında özel göstermeliyiz. Unutulmamalıdır ki bir avukatın toplumdaki imajı baromuzun önceliğidir.

Avukatlar olarak 1 Ekim 2008’den itibaren SGK’ dan, Bağ-Kur’a geçirilmemiz aleyhimize olmuştur. Ayrıca uzun yıllar prim ödememize rağmen emekliliğimizde elimize geçen aylığımız bir hakim savcının alacağı emekli aylığının dörtte birine denk gelmektedir.

Avukat stajı yapan meslektaşlarımızın her hangi bir geliri olmadığından bu süreç onlar için zor geçmektedir. Ayrıca staj dönemlerinin mesleki bilgi ve tecrübeye yönelik faaliyetlerle geçmemesi amiyane deyişle onların mesleğe bir sıfır yenik başlamasına neden olmaktadır.

Yine mesleğe yeni başlayan ve bürolarını yeni kuran arkadaşlarımızın daha müvekkille muhatap olmadan kira, stopaj, KDV, vergi gibi ekonomik yüklerle muhatap olması meslekteki başarıyı olumsuz etkilemektedir.

İşte gerek saymaya çalıştığımız sorunlarımız gerekse burada yer veremediğimiz konularda baromuz avukatları olarak müdahale etmeliyiz. Çünkü bir avukat için en tehlikeli gördüğümüz husus kendi hakkını savunamadan başkalarının hak ve adaletini savunma gayreti içerisine girmesidir.

Baro olarak tüm meslektaşlarımızın avukatlık görevini ifa ederken karşılaştığı her türlü sorunda onların yanında olacağız.

Meslektaşlarımız mesleklerini ifa ederken en önemlisi bağımsız ve özgür olmalarıdır. Yine meslektaşlar olarak ne maddi ve ne toplumsal ve siyasal konular bizleri hak ve adalet kavramından uzaklaştırmamalı. Bu hususlarda ödün vermemeliyiz.

Bu konuda söylenmiş en önemli söz hiç şüphesiz Paris Barosu Avukatı olarak bilinen meslektaşımız Molierac tarafından söylenmiştir; ‘Görevimizi yaparken kimseye, ne müvekkile, ne hakime, hele ne iktidara tabiyiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz. Fakat hiçbir hiyerarşik üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin, en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. Avukatlar tarih boyunca köle kullanmadılar, ama hiçbir zaman efendileri de olmadı. ’

Adaletin öncüsü ve temsilcisi olan bir meslektaşınız olarak adaletin kuvvetli, kuvvetlilerin de adaletli olması temennisi ile sözlerime son verirken, demokrasimizin ön şartı olan olağanüstü genel kurulumuzun Artvin Barosu için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. ”

“Hukuk devleti avukatın varlık nedenidir”

Üçüncü konuşmacı Aday olarak genel kurula hitap eden Av. Ali Uğur Çağal ise Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Av. İzzet Varan’a yeni görevinden başarılar dileyerek başladığı konuşmasına şu şekilde devam etti; “Biz avukatların varlık nedeni hukuk devletidir, hukuk devleti olmayan yerde avukatlık sadece meslek adı olarak kalır. Bugün ülkemizde adalete olan güven eskiye göre çok düşmüş olmakla anketlerde bu oran %38’lerle ifade edilmektedir. Yine Yargıtay Başkanı’nın söylediği gibi yargıç vicdanı ile cüzdanı arasında sıkışmıştır. Vatandaş bana avukat değil hakim tut anlayışı, basına yansıdığı gibi Danıştay Başkanlığı seçiminde hükümet ve cemaat anlaşamadığı için ilk turda aday gösterilmeyip seçim ertelenmiştir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Hukuk devletinin bu hale getirildiği bir or tamda avukatlara olan sayıda azalmış, bu da yetmiyormuş gibi yargıç ve savcılar da avukatlık mesleğini hiçe saymaya başlamışlardır.

Hukuk devletinden uzaklaşıldığı bu ortamda biz avukatlar, hukuk devletini, hukukun üstünlüğünü elbirliğiyle, gönül birliğiyle, içtenlikle savunmalıyız.

Hukuk herkese lazım. Biz avukatlar için çok daha lazım. Şu anlayışa düşmeyelim benim düşüncem iktidar olduğu zaman hukuk ihlalleri doğrudur, hukuk devletinden uzaklaşılabilir dememeliyiz, dönem değişir bu düşünceden biz zarar görürüz. Biz hukukçulara çifte standart yakışmaz.

Bizim tek standardımız var, o da hukuk devleti ve hukukun üstünlüğüdür. Başkanlık seçiminin baromuz geleneklerine uygun şekilde yarışmasız uzlaşarak gerçekleştirmek için saba sarf ettiysek de başarılı olamadık. Aday olmama gerekçe olarak şunu söyleyebilirim; yasa 100’den fazla üyesi bulunana barolarda baro başkanlığı için 10 yıl kıdem şartı aramaktadır. Yasanın ruhunda yatan amaç kıdemli olanlar arasında seçilmesini işaret etmektir.

Kimsenin adayı değilim, kendi irademle ve isteğimle aday oldum. Biz avukatları anlatan bir sözü yinelemek isterim; ‘Avukatlar köle kullanmadı kimsenin de kölesi olmadı. ’ Seçim sonuçlarını ben ve aday arkadaşlarımın olgunlukla karşılayacağı hususunda kaygınız olmasın. Siz birinciyi değil, eşitler arasından birini seçeceksiniz. Biz adayların bu anlayışta olduğumuzdan da kuşkunuz olmasın.

Fazla zamanınızı almadan seçildiğim takdirde yapmayı düşündüklerimi anlatmak istiyorum.

Yönetim olarak herkese eşit uzaklıkta değil eşit yakınlıkta olacağız. Öncelikle avukatlık mesleğini ve avukatları hak ettiği yere çıkarmada sadece başkan ve yönetimlerle değil tüm üyelerimizle birlikte çalışacağız. Hukuk devletini ve hukukun üstünlüğünü savunmak şiarımız olacaktır.

Avukatlık Yasası’nın 1. maddesinde belirtildiği gibi avukatın yargının kurucu unsuru olduğunu hayatın her alanında mahkemelerde, günlük hayatta, her zaman her yerde beyinlere nakşedeceğiz.

Mahkemelerde yargıç, savcı gibi yargının kurucu unsuru olduğumuzu anlatacağız, nasıl ki diğer unsurlara saygı duyuluyorsak, biz avukatlara da aynı saygının duyulmasını isteyeceğiz ve bunu sağlayacağız. Bu avukatların en doğal hakkıdır.

Baromuz genelinde hiçbir zaman siyaset öne çıkmamış, mesleğimiz hep ön planda olmuştur. Bu geleneği özenle ve titizlikle koruyacağız.

Bizim mihenk taşımız, hukuk devleti ve hukukun üstünlüğüdür. Bunu her iktidardan talep edeceğiz. Baronun müdafi görevlendirmelerindeki komik ücretlerin düzeltilmesi için gerekli girişimlerin ve de eylemlerini yapılmasını sağlayacağız. ‘Avukatlık ücret tarifesi var. Vergi alırken en az bunu göstermen gerekiyor. ’ diyen devlet bu ücretleri de en az bu değere çıkartmalıdır.

Vatandaş savunmasız kalmasın diye avukatlar sabrediyorsa, sabrın da bir sınırı vardır ve yine kamu avukatlarının ücreti vekâletlerinden ciddi bir pay verilmemesi emeğin hoyratça sömürülmesidir. Kamu avukatlarının sırtından devlet kazanç elde etmektedir. Devlet hukuk hizmetini bedavaya getirmektedir.

Kamu avukatlarının bu haklı istemlerini elde edebilmeleri için baro olarak elimizden geleni yapacağız. Meslektaşlarımız arasında birlik beraberlik ve dayanışmayı sağlayacağız. Etik kuralları egemen kılmaya çalışacağız. Kariyer yapan arkadaşlarımıza kolaylık ve destek sağlamak için birlik yönetimi nezdinde girişimlerde bulunacağız. Çevre sorunlarına duyarlı olacağız. Bu Artvin’dir, Hopa Kopmuş olayıdır, her çevre sorununa hukuki yardım sunmaktan öte avukatlar olarak her türlü desteği sağlayacağız.

Gelincik Projesi'ne olan destek devam edecek çok iyi başlayan ve süren çalışmalar sürdürülecektir. Toplumumuzun büyük yarası ve eksikliği olan kadın haklarına ilişkin çalışmalar artırılarak sürdürülecektir. Seminerleri ciddi biçimden düzenli yapacağız çünkü okumak gelişmektir; bilgi güçtür. Bilgili bir avukat bırakın yargıç – savcıyı, herkesi kendine ve de avukatlık mesleğine saygı duydurur.

Bizim gibi adaletin yükünü çeken adliye personeli ile ilişkilerimiz güçlendirilecektir. İlçelerde dayanışma yemekleri düzenli olarak düzenlenecektir.

Gelecek günlerde hukuk devletinin tam işlerliğe kavuştuğu, avukatlık mesleğinin ve avukatın hak ettiği değeri kazanacağına olan umudumla sizleri tekrar saygı ve sevgiyle selamlıyorum. “

“Diğer adayların konuşmalarını dikkate alarak çıtayı yükseltme çabasındayız”

Son konuşmacı aday olarak kürsüye çıkan Av. Çetin Tekdoğan, son konuşmacı olmanın hem bir avantaj hem de bir dezavantaj olduğunu söyleyerek konuşmasına şu şekilde devem etti; “Diğer aday arkadaşlarımın anlattığı konular her şeyi benim de yıllarda yönetimde olmam nedeniyle vakıf olduğumuz konular. Bunlar bundan sonraki hizmetlerimize de bize yol gösterecek. Gelecek çalışmalarımız ve hizmetlerimizde de bu hususları dikkate alarak daha da ileriye çıtayı daha da yükseltmek ileriye götürmek için gayret sarf edeceğiz. ”

“Çevre sorunları konusunda tepkimizi dile getirmeye devam edeceğiz”

Adayların konuşmalarının ardından Divan Başkan Av. Yüksel Çorbacıoğlu söz alarak yaptığı konuşmasında; “Av. İzzet Varan’ın, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyeliğine seçilmesini ve bu meşakkatli çabalarından dolayı kendisini kutluyorum. Kendi başarısının yanı sıra bu Artvin Barosu’nun da bir başarısıdır. Bu mücadeleyi temsilen Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu’na üye olmasının, ülkenin yaşadığı sorunlara çözüm bulma yolunda önemli katlı sağlayacağına inancım tamdır. Türkiye’nin genel Artvin’in özel sorunu olan ilimizin çevre sorunu olarak gördüğümüz, maden sorunu ile Hopa ilçemizdeki HES çalışmaları ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu konudaki tepkimizi dile getirmeye devam edeceğiz. Meslektaşımız Av. Bedrettin Kalın’ın, Yeşil Artvin Derneği’ndeki başarılı çalışmaları yalnızca bireysel çalışmalar değil, Baromuzu ve bizleri de temsil eden çalışmalardır. Siyasi kimliğim nedeniyle fazla da konuşmak istemiyorum ancak hukukçu kimliği ile baktığımızda gündemde çok yer alan bazı yargılamalar, yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı nedeniyle birçok sorun yaşayabiliyoruz. Üzülerek gözlemliyorum ki bunlara karşı yapılan mücadelelerde avukatlar, hak hukuk, adalet tanımaksızın kötü muamelelere maruz kalmaktadır. Hiçbir ülke yöneticisi ülke sorunlarına bu şekilde yaklaşmamalıdır. Polisin silahından çıkan kurşun ile yaralanan kişi polise mukavemetten tutuklanmaktadır. Bu ciddi bir tezattır. Bizler avukatlar olarak hukuk alanındaki hizmetlerimize devam edeceğiz. Dört adayımız var. İkinci adam olmak kolaydır. Önemli olan birinci adam olmaktır ve bu da zordur. Çünkü birinci adam olduğunuzda hedef haline gelirsiniz, tüm saldırılara siper olanlar birinci adamlardır. Bu nedenle cesaretlerinden dolayı tüm adaylarımızı kutluyorum ve başarılar diliyorum. ” ifadelerine yer verdi.

Divan Başkanı Av. Çorbacıoğlu’nun konuşmasından sonra Artvin Barosu’na mensup 72 avukattan, genel kurulda hazır bulunan 51’i sandık başına gitti. Oylama sonucunda;

Av. Çetin Tekdoğan; 7, Av. Yeşim Yıldırım Başer; 8, Av. Muhammed Altunal; 17 oy alırken Av. Ali Uğur Çağal aldığı 19 oy ile Artvin Barosu’nun 8. Başkanı olarak seçildi.

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 04.07.2013 tarihinde Tolga Gül tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Benzer Haberler
Benzer içerik bulunamadı.


En Çok Okunan Yaşam Haberleri
 » Hopa Belediye Başkanı Seçilen Utku...
 » Artvin’i Yasa Boğan Ölüm...
 » Turgay Ataselim Teşekkür Mesajı Yay...
 » Bilgehan Erdem Hem Ziyaret Ediyor H...
 » Hopa Belediyesi Geleneği Devam Etti...
 » Ati Utku Cihan’dan İddialı Çıkış...
 » Hopa Belediye Meclis Üyeleri Belli...
 » Nöbette Olan Kamu Görevlileri Ve Ha...
 » Ulaştırma Bakanı Hopa Yolunda İncel...
 » Hopaspor Yönetimi Kongre Kararı Ald...