Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kadın Kolları Başkanlığı basın açıklaması düzenleyerek müftülüklere resmi nikâh kıyma yetkisinin verilmesine tepki gösterdi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)Artvin Kadın Kolları, il binasında düzenledikleri basın toplantısında müftülüklere resmi nikah kıyma yetkisi veren kanun tasarısına tepki gösterdi. Basın açıklamasına Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Ali Yücel Kurt, Merkez İlçe Başkanı İlyas Şahin, Kadın Kolları Başkanı Gülşen Kurul, Eski İl Başkanı Seçkin Kurt, Yönetim Kurulu üyeleri, meclis üyeleri ve çok sayıda partili katıldı.
Basın açıklaması öncesi İl Başkanı Ali Yücel Kurt yaptığı açıklamada, “Ülkemiz zor günlerden geçiyor, daha da zor günlerden geçecek. Müftülüklere bir diğer adıyla imamlara verilen evlenme yetkisi, bir zor günlerimizden bir tanesi. Bu yetki maalesef hem laikliğe, hem cumhuriyete atılmış birer bombadır. Medeniyet ülkelerinden yaşam arzusu içinde olan biz Cumhuriyet Halk Partisi üyeleri olarak bu yasa maddesini kınayarak reddediyoruz.
Evlenme yetkisini veriyorlar peki, boşanma yetkisini neden vermiyorlar. Aynı yasa ile aynı imamla boşanma yetkisini de versinler. Burada kendilerini tatmin edip AKP’ye oy veren bir avuç sözde cemaatçiler, sözde tarikatçıları mutlu etme adına çıkartılan yasalardır. Türk milleti Anadolu insanı, kesinlikle bunu kabul etmiyordur ve etmeyecek. Yapılacak olan erken secimde Türk halkı bunun cevabını AKP’ye sandıkta verecektir” dedi.
Medeni kanunun kadınlara verdiği haklardan yine mi rahatsız oldunuz!
Kurt’un açıklamasının ardından ise Kadın Kolları İl Başkanı Gülşen Kurul basın açıklamasını gerçekleştirdi. Kurul açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Türkiye’nin gündeminde çok acil çözümlenmesi gereken sorunlar var iken İç ve dış borçların trilyon dolarlara yaklaştığı, işsizliğin- aşsızlığın had safhaya ulaştığı, her dört gençten 1’inin işsiz olduğu, terörün her gün yüreklerimizi kasıp kavurduğu, basının ve bilimin dört duvar arasına hapsedildiği bir süreçte; yapılacak hiçbir iş kalmamış gibi, iktidar yine nikâhı kimin kıyacağı ile uğraşmaya başladı…
İktidarın müftülüklere de, resmi nikah kıyma yetkisi veren kanun tasarısını tekrar tekrar gündeme getirmesi, yaşamakta olduğu çöküşü, sistematik tehditlerle bertaraf etmeye çalışmasıdır.
Biz kadınlar sormak istiyoruz; Kadınlar her gün öldürülüyor iken, her gün tacize, tecavüze, şiddete uğruyor iken, Yoksulluk içinde iken çalışma hakları ellerinden alınıyor iken, Özgürlükleri gasp ediliyor iken Tek sorunumuz, evlenme akdinin müftü aracılığıyla çözüme kavuşturulması mıdır?
Sizler; medeni kanunun kadınlara verdiği haklardan neden rahatsız oluyorsunuz!
Mevcut şartlarda, Türkiye’de evlendirme memuru sayısında bir sorun yoktur. Buna rağmen müftülüklere de bu yetkinin verilmesi sosyal hayata dini tahakkümün dayatılması içindir. Türkiye’de çocuk istismarlarının ve tecavüzlerin büyük çoğunluğunun dini nikâh kisvesi altında yapıldığı düşünüldüğünde bu tasarının nasıl bir gaflet olduğu daha rahat görülecektir. 12 yaşında imam nikâhına, 6 yıl sonra imamın kıydığı resmi nikâha, çocuk gelinlere izin vermeyeceğiz.
Müftülük kurumu İslam ile özdeştir. Resmi nikâhın müftülerce kıyılabilmesinin önünün açılması Türkiye’deki aile yapısına dini bir dayatmadır. Bu topraklar dinine sahip çıkan, geleneklerine ve göreneklerine bağlı olan insanların evidir. Bu insanların %90’dan fazlası zaten Müslümandır. Ancak Türkiye Cumhuriyeti bir Hukuk Devleti’dir. Hukuk Devleti olmakla, kadınlar evlenirken Medeni Kanunla hakları güvence altına alınmıştır. Evlilik akdinin müftülerce yapılmasının önünün açılması din ve devlet işlerinin birbirine karıştırılmasıdır. Bu da Laiklik ilkesine aykırıdır.
Ancak endişe ile görüyoruz ki; iktidar bu ve bunun gibi uygulamalarla laik düzeni yavaş yavaş ve sinsice yok etmeye çalışmaktadır. Bir arada yaşamamızı sağlayan laikliğe açılan her gedik, toplumsal kutuplaşmayı derinleştirecektir. Bugün daha net görüyoruz ki siyasi iktidarın son yıllarda “dava” dediği şey laik düzenin yıkılması davasından başka bir şey değildir.
Biliyoruz ki; bu düzenlemeyi getirenlerin en büyük korkusu, direnen, mücadele eden kadınlardır!
Türkiye’de kadınların sosyal statüsü 1926 medeni kanunu ile resmen tanımlanmıştır. Bizlere düşen, bu medeni kanunu daha ileriye taşımaktır.
Biz Atatürk devrimlerinin uygulayıcısı kadınlar olarak, kadını toplumdan dışlayan her tür uygulamanın karşısında olduğumuzu ve mücadelemize devam edeceğimizi bir kez daha duyuruyoruz. Bu düzenlemeyi derhal geri çekin! Yaşasın tam bağımsız, laik, sosyal hukuk devleti yaşasın kadınlar yaşasın hak, hukuk, adalet” diyerek basın açıklamasını tamamladı.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 01.08.2017 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle