Nükleer Karşıtları, Çernobil'in Yıl Dönümünde Kadıköy İskele Meydanı'nda Bir Araya Geldi. Binlerce Nükleer Karşıtı Hükümetin Nükleer Santral Projelerini Protesto Etti.
Nükleer Karşıtı Platform, Çernobil'de 1986 yılında meydana gelen nükleer kazanın yıldönümü'nde İstanbul'da Kadıköy Meydanı'nda bir miting düzenledi.
Öğlen saatlerinde Tepe Nautilus önünde buluşan binlerce nükleer karşıtı, Kadıköy İskele Meydanı'na doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş sırasında sık sık, "Susma haykır nükleere hayır", "Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek", "Nükleere inat yaşasın hayat", "Ampul de patlayabilir" sloganları atıldı.
Oldukça renkli ve coşkulu geçen yürüyüş boyunca nükleerden ölümlerin canlandırıldığı oyunlar oynanırken, Balkan turuna çıkan Fransız bisikletçiler de eyleme katıldı. Yürüyüş boyunca nükleerin yanı sıra HES'lere karşı sloganlar da sıklıklı atıldı.
Burada Elektrik Mühendisleri Odası, KESK, DİSK, TTB adına konuşmalar yapıldı. Daha sonra ortak basın açıklaması okundu. Destekleyen gruplarında destek verdiği Basın açıklamasında şu düşüncelere yer verildi. "26 Nisan 1986'da gerçeklesen Çernobil nükleer felaketinin üzerinden tam 25 yıl geçti. 25 yıldır bizler, basta Karadenizliler olmak üzere ölüme mahkûm edildik.
Çernobil faciasının dünyayı kasıp kavurduğu günlerde zamanın Cumhurbaşkanı darbeci Kenan Evren, "Biraz radyasyon kemiklere yararlıdır", Başbakan Turgut Özal "Radyoaktif çay daha lezzetlidir" diyebiliyor; Sanayi Bakanı Cahit Aral ise halkın huzurunda radyasyonlu çay içebiliyordu
Yıllar önce devlet tarafından işlenen bu suç, bütün ölümlere ve bilimsel verilere rağmen kabul edilmediği gibi, üstü küstahça örtülmeye çalışıldı; bugün bu tavır aynı vurdumduymazlık ve pişkinlikle devam etmektedir. Şu an halen Çernobil nükleer santrali radyasyon yaymaya devam ediyor, bizlerden gizlenmeye çalışılsa da diğer ülkelerdeki nükleer santrallerin sızıntıları bizleri de etkisi altına almış durumda.
Japonya'da yaşanan felaket sonrası Fukuşima'daki patlamalar ve radyoaktif sızıntının etkileri hala canlı ve dünyada nükleer karşıtlığı hız kazanırken, nükleer santralı evdeki tüp gaza indirgeyerek Sinop'a, Mersin'e ve Trakya'ya nükleer santral yapmayı planlayan bu dayatmacı zihniyete boyun eğecek değiliz.
Yaşam, doğa ve kültürler, iktidarların ve şirketlerin topyekûn saldırısıyla karşı karşıya Kapitalistlerin doymak bilmeyen kar hırsı için, Anadolu'ya can veren derelerimiz HES adı altında şirketlere satılıyor; termik santraller, maden aramaları ve sanayi atıklarıyla doğal yaşam zehirleniyor; ormanlar, meralar ve tarım alanları şirketlerce yağmalanıyor Bugün Çernobil'in etkileri halen devam ederken, Fukuşima ile bir kez daha sarsılıyoruz
Bizlerin nükleer karşıtı olmamız için, Fukuşima'da nükleer kaza olmasına gerek yoktu. Bizler 25 yıldır bu ülkede "Çernobil'in Çocukları" olarak her gün öldük. Sevdiklerimizi, dostlarımızı, yakınlarımızı toprağa koyduk. 25 yıldır her gün, her saat nükleere ve bunu başımıza bela eden sisteme lanet ettik. Geçtiğimiz aylarda Türkiye Büyük Millet Meclisi Araştırma Komisyonu doğu Karadeniz'e giderek yaptığı sözde bilimsel raporda bizlerle alay edercesine bölgedeki kanser artışının psikolojik olduğunu açıkladı. Bizim hayvanlarımızın ve bitkilerimizin yok oluşu da mı psikolojik? Hayvanların üç başlı dünyaya gelmesi, tarım alanlarının radyasyonlu yağmurlardan sonra kuruması da mı psikolojik? Radyasyonlu çayların sanki bir çöp gibi gömülüp üzerinin betonla kaplanması da mı psikolojik? Her evden en az bir kanser hastasının çıkması da mı psikolojik? Bütün bu "sözde psikolojik" olayların sebebini merak edenler gelip mezarlıklarımıza baksınlar
Bugün bir kez daha, başta nükleer santraller olmak üzere, yaşamımızı yok eden sözde enerjilere isyan ediyor, bunları başımıza bela eden sisteme lanet okuyoruz. Bizler nükleere karşı çıkarken, iktidara ve şirketlere ne bir alternatif sunuyoruz ne de "uzlaşalım" diyoruz. Çünkü biliyoruz ki, yaşamın alternatifi olmaz.
Ucuz, temiz, yenilenebilir enerji bahaneleri ile nükleere karşı alternatif sunmak iktidarın ve şirketlerin ekmeğine yağ sürmek demektir. Çünkü biliyoruz ki amaç enerji değil, amaç Karadeniz'i ve Akdeniz'i nükleer atık çöplüğüne döndürmek, kanlı savaşlarınız için silah elde etmektir. Amaç kar hırsıdır, amaç talandır, amaç doğayı ve yaşamı yok etmektir.
Çernobil ile bizleri ölüme mahkûm ettiğiniz yetmedi mi? 25 yıldır, radyasyonlu çaylar, fındıklar, sütler ile öldürüldüğümüz yetmedi mi? Sevdiklerimizi, en güzellerimizi toprağa koyduk, her gün bir kez daha bizde öldük Yetmedi mi?
Yeter artık!
Yaşamlarımız üzerinde oyun oynamanıza izin vermeyeceğiz.
Yaşamlarımızın üzerinden kirli ellerinizi ve santrallerinizi bir an önce çekin.
Akkuyu Çernobil, Sinop Fukişima olmayacak.
Ne Türkiye'de Ne Dünyada Nükleer Santral İstemiyoruz!"
Destekleyen Kurumlar Katılımcılar: AKA-DER (Anadolu Kültür ve Araştırma Derneği), Allianoi Girişim Grubu, Arkeologlar Derneği, Artvin Çevre Platformu Ankara, Artvin Kültür ve Yardımlaşma Derneği Ankara, Bartın Çevre Gönüllüleri, Bartın Çevre Meclisi, Bartın Genç Dayanışma, Bartın Genç-Sen, BEKS - Bellek ve Kültür Sosyolojisi Çalışmaları Derneği, Bursa Su Platformu, Çanakkale Çevre Platformu, Demokratik Anayasa Hareketi Girişimi, Devrimci Anarşist Faaliyet, Dikmen Deresi Kentsel Dönüşüm Mağdurları Dayanışma Derneği, DİSK Emekli-Sen İstanbul Aksaray 3 Nolu Şube, Doğu-Güneydoğu Dernekleri (DGD) Platformu, DOKÇEP - Doğu Karadeniz Çevre Platformu, Dünya Yalnız Bizim Değil Platformu (DYBD), EGEÇEP - Ege Çevre ve Kültür Platformu, Ege Su Platformu, Ergene İnisiyatifi, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Fethiye Saklıkent Koruma Platformu, Gökbük Köyü Halkı, Hasankeyfi Yaşatma Girişimi, Haydarpaşa Dayanışması, Hayvanların Yasam Haklarını Koruma Derneği, Hemşin, İsyanda Platformu, İMECE Toplumun Şehircilik Hareketi, Karadeniz Çevrecileri (Trabzon), Karadeniz Kültür, Sanat ve Çevre İnsanları, Karadeniz Gençlik, Karakök Otonomu, Kibele Kooperatifi, Küre Dağlarını Koruma Platformu, Lambdaistanbul LGBTT Dayanışma Derneği, Loç Vadisi Koruma Platformu, Maltepe Nazım Hikmet Kültür Merkezi, Mardin Kızıltepe Çevre Gönülleri Derneği, ÖDP Genel Başkanı Alper TAŞPeri Suyu Koruma Platformu, Rana Arıbaş - Türkiye Tabiatı Koruma Derneği Aksaray TemsilcisiRize Çamhilkan Derneği, Sami Yılmaztürk - Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yönetim Kurulu Sekreteri, Senoz Vadisi Koruma Platformu, Sinop Gençlik, Solaklı Vadisi ve Ekolojik Yaşamı Koruma Derneği, Sürekli Aydınlık İçin One Mınute Karanlık Girişimi, KESK Tarım Orkam-Sen İstanbul ŞubesiKESK Tarım Orkam-Sen Mersin Şubesi Yılmaz Kilim, Toplumcu Mühendis Mimar ve Şehir Plancıları Meclisi, Trabzon Öğrenci Dayanışması, Tüm Köy Sen, Türkiye Komünist Partisi, Yeryüzü DerneğiYeryüzüne Özgürlük Derneği, Yeşil Gerze Çevre Platformu (YEGEP)
Destekleyen Sanatçılar: Abdullah Nefes, Ali Ziya Camur, Aydoğan Topal, Ayla Yılmaz, Ayşenur Kolivar, Bayar Şahin, Bayram Balcı, Behçet Gülas, Erdal Bayrakoğlu, Grup Mjora, Grup Seritana, Hikmet Akçiçek, HOMUR homur Mizah ve Karikatür Gurubu, Laz Marks (Haldun Açıksözlü), Marsis, Moğollar, Nevin Koçoğlu, Nena, Ozan Telli, Redfotoğraf Grubu, Sadık Şahin, Serap Yağız ve Suların Uğultusu, Fatih Yaşar, Tahsin Ocaklı
Destekleyen Akademisyenler - Gazeteciler: 08 Artvin Dergisi, 53 Rize Dergisi, Bahar N. Ersözlü, BirYaşam Dergisi, Cihan Aktaş, Devrim Büyükacaroğlu, Doç. Dr. Aykut Çoban, Doç. Dr. Melih Baş, Dr. Gaye Yılmaz, Evrim Kepenek, Git Dergisi, Gözde Bedeloğlu, Gülgün Başarır, Halkın Takımı Dergisi, Hilmi Yarayıcı, İsmail Cem Özkan, Mehmet Lütfü Özdemir, Mehveş Evin, Mustafa Kara, Onur Gülbudak, Özcan Yaman, Prof. Dr. Ahmet SALTIK Ankara Üniv. Tıp Fak. , Prof. Dr. Beyza Üstün, Prof. Dr. Fuat Ercan, Prof. Dr. Kadir Erdin, Red Dergisi, Sait Temur, Selim Yılmaz, Selma Koçiva, Sema Barbaros, Sevda Karaca, Şeyhmus Diken, Tiroj Dergisi, Yaba Edebiyat, Yalçın Ergündoğan, Yrd. Doç. Dr. Aydın Kıvanç
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 28.04.2011 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle