CHP Artvin Milletvekili Metin Arifağaoğlu mecliste geçtiğimiz günlerde yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik enerjisi üretimi amaçlı kullanımına ilişkin kanunda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi ile ilgili CHP gurubu adına meclis genel kuruluna seslendi.
Arifağaoğlu: "Deriner Barajını İki Kere Durdurmasaydınız Çoktan Üretime Geçilmişti. "
CHP Artvin Milletvekili Metin Arifağaoğlu, "5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanılmasına İlişkin Kanun 18 Mayıs 2005 tarihinde Resmî Gazete'de ilan edilerek yürürlüğe girmiştir. Üzerinde değişiklik yapılmak istenen Kanun, beş yıl önce bu Mecliste görüşülüp kabul edilmiş. AKP İktidarı zamanında görüşülüp kabul edilen yenilenebilir enerji tasarısını, bugün, maalesef, yeniden görüşüyoruz.
Yenilenebilir enerji kaynaklarımızı sonuna kadar kullanmalıyız ve bu konuda gelen kanun tekliflerine, değişikliklerine Cumhuriyet Halk Partisi olarak destek veriyoruz. Neden destek veriyoruz? Rusya'dan gelen doğalgaza olan bağımlılığımızı azaltmak için mutlaka yenilenebilir enerjilere daha fazla ehemmiyet vermek lazım, daha fazla önem vermek lazım.
Ben, yenilenebilir enerji kaynaklarımızdan hidrolik potansiyelimizin üzerinde durmak istiyorum yani suya dayalı enerjide hangi durumdayız, ne durumdayız bunları bu kısa sürede sizlere aktarmaya çalışacağım.
Ülkemizin hidrolik potansiyeli 430 milyar kilovat/saattir. Ancak ekonomik, teknik, kullanılabilir hidrolik potansiyelimiz yılda 140 milyar kilovat/saat, Bakanlığın kabul ettiği rakam bu. Ancak, bu konunun uzmanları bunun 170 milyar kilovat/saat olduğunu da iddia ediyorlar ancak biz 140 milyar kilovat/saati alıyoruz. Peki, 140 milyar kilovat/saat enerjimizin ne kadarını kullanıyoruz? Değerli milletvekilleri, şu anda işletmede bulunan 172 HES var, 172 hidroelektrik santralımız bulunuyor ve bunların kurulu gücü 13. 700 megavattır. Bir yılda alınan enerji miktarı 48 milyar kilovat/saattir. Peki, bunların yanında, inşaat hâlinde olan hidrolik santrallerimiz vardır. İnşaat hâlinde bulunan 148 adet hidroelektrik santralı bulunuyor, bunların kurulu gücü 8. 600 megavattır ve yaklaşık 19 milyar kilovat/saat enerji üretimi beklenmektedir.
İşletmede olan 172 barajdan bu 140 milyar kilovat/saatin yüzde 35'ini alıyoruz. İnşa hâlindeki barajlardan da yüzde 14'ünü alacağız. Böylece işletmede olan artı inşa hâlindeki olan barajlar dâhil sularımızın yüzde 49'undan istifade ediyoruz ve sularımızın yüzde 51'ini boşa akıtıyoruz. İşte hidrolik enerjideki ülkenin durumu budur. Şimdi suların yüzde 51'ini boşa akıtıyoruz. Bir de ırmak tipi HES'ler vardır. Irmak tipi HES'ler benim seçim bölgemde de oldukça fazladır. Şu ana kadar orada ruhsat verilen 122 proje vardır. Bunlar genel enerjide hidrolik potansiyelimizin geneline bakacak olursak yüzde 1'e ya tekabül eder ya yüzde 1'e tekabül etmez. Şimdi yüzde 51'i bırakıyoruz, yüzde 1'in peşinde koşuyoruz. Yap-işlet-devret modeliyle gelen geçene ruhsat verildi. Oysaki bir havza ele alınarak bu havzada maksimum enerjiyi biz nasıl alabiliriz, bu konuda çalışma yapılmadı. Hangi firma bir proje getirdiyse o firmaya ruhsat verildi. Çeşitli sorunlar çıktı. Bir kısmı "Biz bu suyu veremeyiz, bize sulama suyu olarak lazımdır, bu sudan fedakârlık yaptırmayın bize. " diye idarecilere yalvardılar fakat çare geçmedi ve bir kısım firmalar gittiler, orada inşaata başladılar sorun çıkmadı, bir kısmında sorun çıktı. Mesela benim ilimde, Şavşat'ın Meydancık beldesinin Papart ormanlarında böyle sorun çıktı ve bölge idare mahkemesinden durdurma kararı çıktı. Yine, Borçka'nın Macahel Havzası'nda durum farklı değil, orada durdurma kararı çıktı. Niçin durdurma kararı çıkıyor? Bölge insanı diyor ki: "Bu suyu alırsanız benim yaşamım sıkıntıya girecek, bu suya dokunmayın. " diyor; Ankara'dan 1. 500 kilometre uzakta yaşayan köydeki vatandaşa ulaşıyoruz, diyoruz ki: "Senin suyunu alacağız. " Biz de o zaman dedik ki, ne olur, bunlarla uğraşmayın, depolamalı barajların üzerine gidelim, depolamalı barajlara önem verelim. Niye depolamalı baraj diyoruz?
Hepiniz biliyorsunuz ki, elektriği depolayamıyoruz. Ne yapacağız? O zaman suyu depolayacağız, ne zaman lazım olursa türbinden geçireceğiz ve elektriğe dönüştüreceğiz. Onun için, depolamalı barajlara ehemmiyet vermek lazım. Peki, depolamalı barajlara ne kadar ehemmiyet vermişiz? İşte, yüzde 51'ini hâlen daha boşa akıtıyoruz.
Yine, hidrolik potansiyeli yüksek olan havzalardan biri Çoruh Havzası'dır. Çoruh Havzası üzerinde on adet baraj bulunuyor. Bunlardan iki tanesi elektrik üretiyor. Üçüncüsü Deriner Barajıdır, Türkiye'nin en yüksek barajıdır. Talvegten 207, temelden 247 metre yüksekliğe sahiptir ve yılda 2, 2 milyar kilovat saat elektrik üretecek bu santral, bu inşaat ne yazık ki AKP İktidarı zamanında iki kez durdurulmuştur. Eğer iki kez durdurulmuş olmasaydı, şimdi çoktan üretime geçmiş olacaktı. " İfadelerini kullandı.
CHP Artvin Milletvekili Metin Arifağaoğlu: "HES'lerde Can Suyuna Dikkat Edilmiyor. "
Çoruh Havzası'nda önemli olanın Yusufeli Barajı olduğunu belirten Artvin Milletvekili Arifağaoğlu, "Yusufeli ve Artvin barajları müştereken 2007 yılı martında veya nisanında bir firma tarafından inşaata başlandı. Dış krediyle yapılacaktı ve Nisan ayı yani 2007 seçimleri öncesinde bu inşaat durduruldu. Biz, 22 Temmuz seçimlerinden sonra hemen bir önerge verdik, bizim önergemize verilen cevapta dendi ki: "Kredi görüşmelerinde bir tıkanıklık oldu, 2008'in ilk aylarında başlayacak. " 2008'in ilk aylarında başlamadı, tuttum bir önerge daha verdim ve bana 12 Haziran 2009'da Çevre ve Orman Bakanı Sayın Eroğlu cevap veriyor. Bakınız ne diyor: "Yusufeli Barajı ve HES Projesi'nin Türkiye-Fransa hükümetler arası ikili iş birliği protokolleri kapsamında yapılması öngörülmüşken, görülen teknik zaruretler sebebiyle proje Bakanlar Kurulu kararıyla protokol kapsamından çıkarılmıştır. " İşte, AKP İktidarının hidrolik potansiyele nasıl baktığının bir göstergesidir. Bakanlar Kurulu kararıyla kapsamdan kaldırılıyor. Neden duruyor? Şantiyeyi kurdu, makinelerini getirdi, iki tane köprü yaptı, derivasyon tüneline başlayacak adama "Dur. " dediniz. "Dur. " dedikten sonra Bakanlar Kurulu kararıyla iptal ettiniz. "Peki, nasıl yapacaksınız?" sordum. "Dış kredi kullanmayacağız. Yap-işlet-devret modeliyle biz buna müşteri bulacağız. " Bu ne zamandı? 2009'un Haziranıydı. Neredeyiz? 2010'un sonuna geldik. Bir buçuk yılda yap-işlet-devret modeliyle müşteri bulamazsınız. Ben bu kürsüden söyledim: "Ben milletvekiliyim, mühendisim, aynı zamanda iş adamıyım, buna müşteri bulamazsınız. " "Hayır, bulacağız. " dediniz. Geldiğiniz noktanın ne olduğunu görüyorsunuz.
Yine bu Mecliste 2008'in Nisan ayında "Yeni Yusufeli" şehrine karar verdi bu Meclis. Peki 2008'in Nisanından bu tarafa geçen sürede "Yeni Yusufeli" şehrine kazma vuruldu mu? Vurulmadı. Peki, orada yaşayanlara yazık değil mi? O insanlar on iki yıldır barajla yatıyor, barajla kalkıyor. "Projeden vazgeçin. " Vazgeçmiyorsunuz. "Peki, yapın. " Yapmıyorsunuz. Peki, orada yaşayan insanlar yatırım yapacak, yapamıyor. Evine ilave yapacak, yapamıyor. Çocuğu evlendirecek "Bana ev lazım. " diyor, ev yapamıyor. "Milletvekilim ne yapalım?" diyor, geliyor bize. Biz geliyoruz Sayın Bakana, Sayın Bakanın verdiği cevap bu: "Yap-işlet-devret modeliyle müşteri arıyoruz. "
Bu ırmak tipi HES'lerden vazgeçiniz. Sürem bitti. Irmak tipi HES'lerde can suyuna falan dikkat etmediniz. Fotoğraflar elimdedir, Sayın Bakana vereceğim. Bu havzanın suyunu başka havzaya aktardınız. O havza Borçka'da şehrin içinden geçiyordu, kanalizasyon manalizasyon yok, kokudan durulmadı. Sayın İktidar Partisi Milletvekili de bu durumu biliyor. Fotoğraflar yanımdadır. Hiçbir zaman can suyuna dikkat edilmedi. Bütün su tünele verildi ve bu havzanın suyu bir başka havzaya aktarıldı, 5 kilometrelik tünelle başka havzaya aktarıldı ve şehir içinden akan, bir mahallenin içinden akan su hiç akmadı. Hiç akmayınca, orada kokudan durulmaz hâle geldi. İşte, ırmak tipi HES'lerde durum budur. "diye konuştu.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 08.01.2011 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle