Artvin Kültür ve Yardımlaşma Derneği, Çankaya Belediyesi, TMOOB Ankara İlk Koordinasyon Kurulu, Halkevleri, AFSAD Toplumcu Gerçekçi Belgesel Fotoğraf Atölyesi, Denizin Çocukları, BEKSAV, Derelerin Kardeşliği Platformu, Laz Kültür Ve Dayanışma Derneği, Uzak Yolların Çocukları'nın ortaklaşa düzenlediği "Kazım Koyuncu İçin Sokağa Şarkılar Söylüyoruz" etkinliği 23 Haziran 2010 tarihinde saat 11. 00'de Sakarya Caddesinde fotoğraf sergisi ile başladı.
25 Haziran 2010 tarihinde saat 12. 00'de Yüksel Caddesi'nde yapılan basın açıklamasını kurumlar adına TMOOB Yön. Kur. Üyesi Adnan Zeytinci okudu. Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi "Çernobil Nükleer santralinde, 1986 yılındaki reaktör patlamasının ardından yaşananlar hala belleklerimizde. Yaşanan kaza, bulutları ve dünyayı kirletmiş, felaketin boyutu gizlenen ölü sayıları ortaya çıktığında anlaşılmıştı. Kanser vakalarında artış, tarım yapılmayan ve onlarca yıl yapılmayacak olan geniş bir bölge, radyoaktiviteye maruz kalmış yüz binlerce insan daha sonra ortaya çıkan tablonun parçaları olmuştur. Patlamadan sonraki yıllarda hızla artan kanser vakaları sonunda onlarca can kaybı yaşandı. Bunlardan biri de geleneksel Karadeniz müziği ile rock müziğini sentezleyerek kendine has bir tarz yaratan Kazım Koyuncu olmuştur.
Bugün ama her şeye Rağmen bu yeryüzünde şarkılara söyledik. Teşekkürler dünya!!! diyen Kazım aramızdan ayrılalı tam beş yıl oldu. Kısa yaşamı boyunca, toplumun hiçbir sorununa yabancı kalmamış ve tutku ile sevdiği Karadeniz'e has tüm özelliklerini herkese sevdirmiştir. Çevre mücadelelerine olan duyarlılığı, Barışseverliği, farklı dillerin ve kültürlerin kardeşline inancı, onu aramızdan genç yaşta ayıran insan ve doğa sevgisiyle dolu yüreği ile söylediği şarkılar, evrensel değerlerle harmanlanmıştı. Şimdi Kazım bedensel olarak aramızda değil. Ama onun mücadelesi, değerli türküleri, güler yüzü, içimizi ısıtmaya devam ediyor. Bize hep gülen gözleri ile bakarak, çocukları ve sokak çocuklarını sevdiğini, Karadeniz'i sevdiğini söylüyor.
Şimdi biz onlara Kazım olduk. Dün; ananı al da git denilen köylüler, YÖK'leştirilmiş üniversitelerde harç soygununa karşı çıkan öğrenciler, taşeronlaştırmaya karşı yemekhaneleri işgal eden işçiler, küresel kapitalizmin kriz mağdurları, AKP'nin 4C dayatmasına karşı direnen Teke işçileriydik.
Bugün Türkiye'nin dört bir yanında, kapitalizmin "ne olursa olsun yeter ki kar edeyim" hoyratlığındaki çevresel, kültürsel, tarihsel ortak değerlere karşı saldırısına karşı direnenleriz. Hasankeyf'ten Yuvarlakçay'a, Munzur'dan İnay'a, Alakır'dan Kaz Dağları'na, Ulukışla'dan Fındıklı'ya her yerde havasına toprağına, suyuna ve geleceğine sahip çıkanlarız. Yarın, Akkuyu'da, Sinop'a ya da coğrafyamızın herhangi bir yerinde, pahalı, riskli, kirli, ağımlı, atık sorunlu nükleer santral istemeyecek olanlarız. Derelerin, ormanların, toprağın yani ticarileştirilmesine karşı çıkacak olanlarız.
Kazım'ı, mücadelesini, özlemlerini, güzel yüzlü çocukları, farklı dil ve kültürleri, ateş Hırsızları'nı, Donkişotları, Ernesto Çe Guevera'yı ve türküleri yaşatacağız. " denildi.
Kazım Koyuncu'yu anma etkinliklerine 25 Haziran saat 18. 00'de Sakarya Caddesi'nde Grup Kibele, Grup Günyüzü, Grup Sisli Rüya, Yer Dumanı ve Resul Dindar (Karmate) ile birlikte Kazım'ın şarkıları ve Ahmet Telli, Mehmet Özer'in şiirleriyle devam edildi.
Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık'ın da katıldığı etkinlikte Artvin Kültür ve Yardımlaşma Derneği adına Tekin Üstündağ'da bir konuşma yaptı.
Tekin Üstündağ konuşmasında Kazım Koyuncu'ya şöyle seslendi.
"Sevgili Kazım,
Sevgili Karadenizlim,
Sevgili Devrimcim,
Yeni yaşamının tam 5. Yılındayız. Bu 5 yılda, senin "Her şeye rağmen şarkılar söyledik" deyip teşekkür ettiğin bu dünyayı yaşanmaz hale getirmeye devam ediyorlar
Bir söyleşinde "Ben kanser hücreleriyle yüklü tümörleri öğrendim. Benim kanser hücreleriyle yüklü tümörlerim var. Kanser hücreli tümörlerimden %80 kurtulma ihtimalimin olduğunu söylediler. Ben yüzde 20´yi sorduğum zaman doktor bana ´Niye onu soruyorsun ki?´ dedi. Çünkü ben yüzde 20´yi merak ediyorum. " demiştin. Bu koca 5 yılda; yüzde yirmiyi merak eden 1000'lerce denizin, yeşilin, bu toprağın insanını gönderdiler yanına. Yetmedi denizleri, nehirleri, dereleri, dağları ormanları göndermeye başladılar. Yani vahşi kapitalizm, dünyayı yaşanmaz hale getirmek için yok edici teknolojilerini pazarlamaya devam ediyor.
Tüm yaşamın kılcal damarları özgür dereler, hasretleri, sevgileri su kavuşumları ve denizler olan dereler, Çoruh Vadisi'nde, Papart'ta, Maçahel'de, Yusufeli'nde, Fındıklı'da, Munzur'da, Antalya'da, Rize'de yani tüm ülkemde, özgürlüğün, barışın ve sevginin çağı çağıl akmaması için sözde enerji bahane edilerek kapitalizmin vahşi ellerine teslim ediliyor. Hem de Çevreyi korumakla yükümlü Bakanlık tarafından. Sayın Bakan, ünvanın başındaki çevre ve orman kelimesinden utanmadan bu vahşete seyirci kalmayanlar hakkında davalar açıyor.
Susmadığını biliyorum. Bizler de asla susmayacağız
Her şeyin kirlendiği bir dünyada uğruna yaşanacak ve ağlanacak şeylerin olduğunu bizlere hatırlattın, bizde onlara hatırlatacağız.
Şarkılarınla bize insan yanımızı gösterdin, bizde onlara, göstereceğiz.
Unutturulmak istenen türkülerimizi, ezgilerimizi insan ruhumuza giydirdin, bizde onlara giydireceğiz.
Senin dediğin gibi; daha temiz, yaşanır, eşit bir dünya özlemimiz için yaptıklarımız ve yapacaklarımızdan rahatsız olmadık, olmayacağız. Rahatsızlık verdik vereceğiz ve bundan dolayı da hiç bir kimseden asla özür dilemeyeceğiz. Bundan sonra da hayatımız ve sağlığımız nereye giderse gitsin daha da gıcık, illet, muhalif, deli herifler olmaya devam edeceğiz ve Nükleere inat yaşasın hayat diye haykıracağız.
Biliyoruz
Bir yıldız yağmuruna tutulacağız
Toprak çökecek
Başımız dönecek, arkamızda seni bulacağız
Hayde diyeceksin Ernesto gibi
Gidelim
Yıldızların çok olduğu
Bir gökyüzü altına. . .
Yunusların, Pir Sultanların, Nazımların, şarkılarının yanına şarkılarını bıraktığın için teşekkürler Kazım.
Ülkemin özgür dereleri adına, Karadeniz adına, Çoruh adına, Artvinliler adına, taşa toprak toprağa ekmek ekenler adına, sana Ankara'nın Sakaryası'ndan "Dereler Özgür Akacak" sözünü veriyoruz. Ve sana yine Ankara'nın Sakaryası'ndan "Dido Nanay" diyoruz çocuk
Sevdalarda yanmanız dileğiyle
Ankara'daki etkinlikler 3 gün boyunca devam etti. Sakarya ve Yüksel caddelerinde Kazım Koyuncu şarkıları söylendi, horon halkaları kuruldu. Ankara'da kısacası 3 gün boyunca Kazım Koyuncu rüzgârı esti. Esen Barış, Kardeşlik, Demokrasi rüzgarı karanlıkları yırttı adeta.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 29.06.2010 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle