Çankaya Dikmen'de yapımı devam eden Artvin Kültür Evi ile ilgili söyleşi Artvin Kalkınma ve Eğitim Vakfı tarafından Artvin Evi'nde yapıldı.
Oturum Başkanlığını Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Başkanı Dr. Mustafa Kılıçoğlu yaptı. Konuşmacılar ise Vakfın Onursal Başkanı A. Vehbi Melek ile Yusufeli Dernek Başkanı Aydın Karasüleymanoğlu idi.
Açılış konuşmasını yapan Kılıçoğlu özetle şunları söyledi: "Karşınızda gördüğünüz Artvin Kültür Evi inşaatı çatısı bağlanmış vaziyetteki haliyle bir başarı tablosudur. İnşaatın kısa sürede bu aşamaya gelmesinde katkısı olan Sayın Milletvekillerime, Vakıf Yönetimine ve Vakfın Değerli Başkanı Sn. Nuri Kemal Demirel'e şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca maddi desteklerini esirgemeyen Artvinli İşadamlarına ve hemşerilerimize de teşekkürü bir borç biliyorum.
Böylesine büyük bir eser ortaya çıkarken elbette ki eleştiriler de olacaktır, eleştirisiz hiçbir toplum doğru yolda yürüyemez. Bir hukukçu olarak bazı konuları sizlerle paylaşmak istiyorum. Artvin Evi inşaatını gezdim, herhangi bir iş kazasının yaşanmaması için acilen katlardaki hava boşluklarının giderilmesi gerekmektedir. Çünkü insan hayatı kutsaldır, bu bakımdan iş güvenliğini birinci derecede dikkate almalıyız diye düşünüyorum. İnşaatın sağlıklı sonuçlanması için uyulması gereken kurallar varsa önce biz uyacağız. Ancak biz bu inşaata hızla başlayıp, hızla bitirmeye gayret etmeseydik bir sonuç alamazdık.
Şimdi ise artık ortada bir eser vardır. Bu eserin ortaya çıkmasında başından sonuna kadar parasıyla, gönlüyle çalışan herkesi kutluyorum. Ben inşaatımızın bir an evvel bitirilerek hizmete açılması için aynı hızla yola devam edilmesini istiyorum. Bu aşamadan sonra binanın iç dizaynı için mutlaka bir iç mimarın yardımına ihtiyaç vardır. Sonradan yıkıp yapmak hiç hoş olmayacaktır. Dış dizaynı ise Artvin'in kültürel bina yapısını yansıtacak motiflerden oluşmalıdır. Yani bizden bir parça dışarıdan bakıldığında kendisini göstermelidir.
50 yıldır konuşularak bir şeyler yapılmaya çalışılmış ama bu çaba eyleme dönüşmediği için bir amaca da ulaşmamıştır. Biz Artvinlilerin pek çok güzel özellikleri var. Türkiye'nin okuma yazma oranı en yüksek ili oluşu ve eğitime verdiğimiz değer en önemlileri. Kendi bölgemizi methetmiyorum ama hakikaten böyledir. Asil bir millet olan Artvinlinin asaletini bizden sonraki nesillerin koruyacağına ve geleceğe taşıyacağına inanıyorum.
Değerli hemşerilerim, Artvin kimsenin aklına gelmiyor ama biz bu Artvin'i, diğer illerimizi aşacak bir güce kavuşturacağız. Çünkü kafamızda çok projeler var, Artvin mükemmel bir yer, insan karakteri de çok yüksek. Dolayısıyla biz çok şeyler yapacağız, yeter ki YAPICI OLALIM, ELELE VERELİM. Cengiz Han'ın dediği gibi "bir ok getiriyorlar hemen kırılıyor ama beş ok bir arada olunca kırılmıyor". İşte biz de böyle birlik olalım ki kırılmayalım.
Beni dinleyen herkese teşekkür ediyor saygılar sunuyorum, sözü de Vakıf Başkanım Sn. Nuri Kemal Demirel'e bırakıyorum. " dedi.
Vakıf Başkanı Nuri Kemal Demirel'de konuşmasına başlamadan önce söyleşiye katılan panelistlere ve dinleyicilere "Hoş geldiniz" dedi.
Demirel konuşmasında şunları söyledi. "Sayın Milletvekilim, Değerli Büyüklerim; Vakıf yönetimi olarak Artvin Evimizin inşaatının seyri hakkında bilgi vermek, bundan sonraki aşamalarda yapacağımız işlerin yol haritasını oluşturmak için bu söyleşiyi düzenledik. Biz Artvin Evi inşaatına başladığımızda karşılaşacağımız zorlukları zaten biliyorduk. İşe başladığımızda ise başta iş çevreleri olmak üzere tüm hemşerilerimizin bu olaya bu kadar duyarlı davranacaklarını, dayanışma ve paylaşım duygularıyla hareket edeceklerini açıkçası çok net göremiyorduk.
İnşaatımıza gerekli finansmanı sağlamak için Milletvekillerimizle birlikte yaptığımız ziyaretlerimizden mübalağa etmiyorum hiç boş dönmedik. Bu gösteriyor ki Artvinliler yeter ki Başkentte bir Artvin Evimiz olsun susamışlığı içerisinde bizlere sahip çıktılar. İşadamlarımız yeter ki bu işi yapın, bitirin biz sonuna kadar yanınızdayız dediler. Bu yaklaşım bizleri de son derece mutlu etti. Bizlere moral desteği ve cesaret verdiler, böylelikle hedefimize ulaşmamızda büyük katkıları oldu.
Bu aşamaya gelişimiz tabii ki kolay olmadı. Değişik çevrelerden zaman zaman eleştiride aldık. Ama ben hep söylüyorum önemli olan yapılan eleştirilerin kol kırılır yen içinde kalır düşüncesiyle yapılması. Hepimizin ortak paydası Artvin kimliğini taşımak olmalıdır.
Geçmişte yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum. Rahmetli Sabit Osman Avcı bir toplantıda konuşma yaparken "bakın şimdi ben konuşuyorum, diyecekler ki bu kurt politikacı yani ideolojik olarak konuşur. Hâlbuki ben kapıdan girerken siyaseti kapıda bıraktım girdim, burada Artvinli olarak konuşuyorum" dedi. Yine konuşmasında Artvin'e Orman Fakültesi kurulsun dediğinde hemşerilerimizden birinin cevabı "bakın bu çok yanlış, üniversite kursanız bile burada yeterli teknik kadroyu oluşturabilecekmisiniz, yeterli laboratuarı kurabilecekmisiniz" oldu. Şimdi bu hemşerimizde haklı, hakikaten o kadrolar yetersiz. Bu kez Sabit Osman Avcı dedi ki "yahu kardeşim olursa benim Artvin'imden Orman Mühendisi olsun, bakımcı niye olsun " dedi. İşte geçmişte böylesine güzel tartışmalar oluyordu. Bunu şunun için söylüyorum bizlerin manevi desteğe de ihtiyacı oluyor. Sayın Başkanım Mustafa Kılıçoğlu'nu çok sıkıştığımızda onca yoğunluğuna rağmen sık sık arıyorum. Belki buna kızıyordur Nuri Kemal benim bunca yoğun çalışmam arasında beni rahat bırakmıyor diye. Ama ben yine onun engin birikimine ve yardımına ihtiyaç duyuyorum. Ben biliyorum ki Başkanım bir olaya doğal olarak asılırsa koparmaması mümkün değil. Bizler Artvin'in tüm büyüklerini bir noktaya odaklaştırdık o da Artvin Evimiz. Bir an evvel içine girelim ve 300 öğrencimize burs verecek maddi imkânlara kavuşalım istiyoruz. Onursal Başkanımız Ahmet Vehbi Melek ağabeyimizin rehberliğinde çok yol kat ettik.
Bu gibi kişiler Artvin'in dinozorları yani duayenleridir. Biz bu gibi değerlerimizi de arkamıza almışız ki sırtımız yere gelmez. Çünkü biz hedefe yürürken onlar bize hem yol gösterici oluyorlar, hem de bize cesaret veriyorlar.
Sonuç olarak arkadaşlarımız bizleri elbette ki eleştirsinler ama eleştiri yaptıkları kadar da işe, üretime ve yapmakta olduğumuz devasa esere sahip çıksınlar. Ben inanıyorum ki kısa süre içerisinde bu inşaatımızı Artvin'imizin hizmetine sunacağız. Beni sabırla dinlediğiniz için hepinize teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum. " dedi.
Daha sonra Artvin Milletvekili Ertekin Çolak bir konuşma yaptı. Çolak konuşmasında şunları söyledi "Ben milletvekili seçildikten sonra Artvin Vakfında bir toplantı yapılmıştı, Artvin Evi konusu gündeme gelmişti. Henüz arsa tahsisi yapılmamıştı. Toplantıda kültür faaliyetleri için Belediyeler Vakıf adına arsa tahsisi yapsa dahi İçişleri Bakanlığı tarafından onaylanmadıkça arsaların kullanıma verilmediği söylendi.
Bana bu konuda nasıl yardımcı olabileceğim soruldu. Ben de Artvin Milletvekili olarak bu konuyu aşabileceğimi söylemiştim. Yine demiştim ki bu tür faaliyetlerin başarılı olabilmesi için öncelikle siyasi düşünceleri bir tarafa atmak gerekir. Madem Artvin Kültür Evi'nde kültürümüzü yaşatmak istiyoruz o halde ideolojik yapıdan arınmamız lazım. Konuşmacılar gençlerin bu konulara ilgisizliğinden yakındı. Bu olayda kanaatimce siyasi yaklaşımlardan kaynaklanmıştır. Bu tür faaliyetlerde siyaset işin içine sokulduğu zaman başarı şansının düşük olduğunu söylemiştim.
Arsa tahsisi için yazışmalar yapıldı, İçişleri Bakanlığına gidildi, birtakım sıkıntılar yaşandı. Bunun içinde ben de varım, Bakana çıktım, sağ olsun yardımcı oldu, arsa tahsisi konusu çözüldü.
Daha sonra otelde yapılan toplantıda da tarafsız olarak üzerime düşen işleri yapacağımı söyledim. Orada bir öneri gelmişti. Dediler ki bu yıl 2009 da dünyada bir ekonomik kriz var, dolayısıyla da ülkemizde de var. Bunu erteleyelim piyasa ekonomisi hareketlendiğinde başlayalım denildi. Bu düşünceye başta ben karşı çıktım. Hayır, kesinlikle şimdi tam zamanı eğer bu işe hemen başlamazsak daha sonra takılır bir yerlere. 1960 yılından bu güne kadar yapılamadığı gibi. Sağ olsun Vakıf yönetimindeki arkadaşlar da benim gibi düşündüğü için hemen temel atma töreni yapıldı. Hemen akabinde Artvinli işadamlarımızı ziyaret ettik. Bölgemizin işadamları da büyük bir özveri ile desteklerini esirgemediler. Gittiğimiz yerlerden kolay kolay elimiz boş dönmedik. İmkânı olanlar hemen verdiler. Olmayanlar da gelecek aylarda yardımcı olmak üzere taahhütlerde bulundular. Kimisi betonunu, kimisi demirini, kimisi de nakit parasını verdi. Ben başkanla ve diğer milletvekili ile birlikte şimdiye kadar gittiğimiz yerlerin sayısını unuttum bile. Zannediyorum 50-60 yere ziyaret gerçekleştirdik. Artvin Evinin yapılması hususunda 1960 yılından beri bir başarısızlık olmuş ama şimdi gelinen noktaya bakıldığında bir yıl gibi kısa bir sürede böyle bir binayı yaptık. Bu takdire şayan bir durumdur. Binanın çevresinde oturan vatandaşlar hem Artvinliyi iyi tanımadıkları için, hem de binanın ne maksatla inşaa edildiğini bilmediklerinden değişik yerlere şikâyette bulundular. Bunlarla mücadele hiç de kolay olmadı, şimdi ise çatısı bağlanmış durumdaki bu güzel eser için dedikodular üretildiği zaman ben de bir milletvekili olarak rahatsızlık duyuyorum. Bu olumsuz dedikoduları üreten şahıslar hiç kusura bakmasın, ama yaptıklarını bir kıskançlık işareti olarak görüyorum. Geçmişte yapılmamış olabilir. O dönemlerde de bu konuda çaba gösterenleri suçlamak istemiyorum. Ortada büyük bir eser var. Bu eserin meydana gelmesi için işini gücünü bir tarafa bırakıp bu işi takip eden gönüllü insanlar var. Bunlara teşekkür etmek gerekirken, tam tersine eleştirmek haksızlık ve insafsızlık olur. Vakfımızın üyelerinin yaş ortalaması yüksektir. Bundan sonraki süreçte gençleri de bu süreç içerisine katmak faydalı olur.
Sonuç olarak şunu söylemek istiyorum: Bu güne kadar her kim buraya emek verdiyse, parasını koyduysa, emeğini kattıysa, zamanını harcadıysa, plan ve projesini, bilgisini koyduysa, inşaat sahasına gelip güzel Artvin'im için ne de güzel şeyler yapılıyor dediyse onlara ben teşekkür ediyorum. Bundan sonraki süreçte de baştan beri yaptığım gibi üzerime düşen görevleri severek yapacağım. Geçen gün bu inşaatı gezdim, ben de bu mahallede oturuyorum. Özellikle inşaatın içindeki salonun gelecekte Dikmen civarında insanlara da hizmet verecek büyüklükte olduğunu gördüm. Bu nedenle mahalle halkı gelecekte Artvin Vakfının ortaya çıkardığı bu esere daha da sahip çıkacaktır.
Bu konuda emeği geçenlere teşekkür ediyor, sizlere de saygılar sunuyorum".
Vakıf Onursal Başkanı Av. Ahmet Vehbi Melek'de bir konuşma yaptı. Melek konuşmasında düşüncelerini şöyle ifade etti. "Arkadaşlar saygılar sunuyorum. Tabii ben bu işte eskiden beri çalışan bu işe gönül koymuş birisiyim. Şu ana kadar Artvin evi inşaatında kat edilen mesafe küçümsenemeyecek boyuttadır. Onun için işe sıkı sıkıya sarılmak lazımdır. Vakfın çalışmaları ortada iken bazı kişiler benden vakfın olağan üstü kongreye gitmesini istiyorlardı. Onlara yahu arkadaşlar bir gidip bakın bakayım neler yapıldı gözünüzle görün, ondan sonra konuşalım dedim. Bu başarıyı hazmedemeyen bazı kişiler beni öteden beri tahrik ederek olağan üstü toplantıya gitmeyi istiyorlardı. Ben bu binanın arsa durumunu da bilen biriyim şimdiki durumunu da görüyorum. Şimdi elbette ki bayağı iş var ama bütün bu işler yapılırken arkadaşlarımızın inşaatın bir an evvel bitirilerek hizmete sunulması için gerekli katkıyı sağlamaları lazımdır. İnşaatta sonuca varabilmemiz için bu aşamayı hiç kimse görmemezlikten gelemez.
Birlikte çalışmamız gereklidir. Bana bu yaştan sonra yine bir görev düşerse İstanbul ' veya Türkiye nin başka illerine gitmek gerekirse arkadaşlarımla birlikte oraya gider yine yardımcı olurum. Bundan sonra yapılacak iş binanın kullanılacak hale getirilmesi olmalıdır. Az önce bir arkadaşımız söyledi. Misafirhane gibi bir İnşaat ortaya konmak istenmektedir. İnşaatımız içinde bu işi her zaman yapmak mümkündür. Çevremizde bu binamızın salonu gibi bir salon mevcut değildir. Benim kanımca 1000 kişiye yakın kapasiteli bir düğün salonu, konferans salonu olarak da kullanmak mümkündür. Hakikaten sadece bu salon tek başına vakfımızın ayakta durmasını sağlar kanaatindeyim Onun için hepimize büyük işler düşüyor. Bu konuda herkesten yardım bekliyor hepinize saygılar sunuyorum".
Söyleşide araştırmacı Yazar Aydın Karasüleymenoğlu'da konuştu. Karasüleymenoğlu konuşmasında şunları söyledi. "50 yıllık ülkümüz olan Artvin Evinin geçmişinden bugüne gelinceye kadar geçirdiği safhaların kısaca bir özetini yapmak istiyorum. Ankara Belediyesi bütün illere öğrenci yurt yapımı için yazı yazdı. Bu vesileyle Trabzon, Niğde, Afyon, Kayseri, Adana, Giresun gibi iller yurtlarını yaptı. Ancak Artvin bu işi başaramadı.
Bizim arsamız Ahmetler semtinde %40 eğimli bir yerdeydi. Yurt yapımı için girişimler başlattık. O dönemlerde iki tane sivil toplum örgütü vardı. Birisi yüksek öğrenim gençliğine yardım etmek için kurulmuştu. Özellikle Ankara ve İstanbul'da Üniversiteler olduğundan yurt yapımına oralarda ağırlık verdik. Diğeri de Artvin Talebe Cemiyeti idi. 1960 yıllarına geldiğimizde sonradan adı Artvin Kültür Derneği oldu. O zamanın milletvekilleri ve senatörleri de yardımcı olmaya çalıştılar. Ancak maalesef bu konuda mesafe alamadığımız gibi elimizdeki arsa Artvin Belediyesi tarafından bir daire fiyatına satıldı. Satılan bu arsa Ahmetlerdeki arsamız yerine takas edilen Seyran bağları semt pazarının içindeki arsaydı. Satılan bu yer derneğe aittir diyerek itiraz etmemize rağmen bir sonuç alamadık. Cebeci de bir düğün salonunda o dönemde bir toplantı yapıldı. Ömer Demirci Bey de o dönemde dernek başkanıydı. Bu toplantıda bütün kurumlardaki Artvinlilerin listesi çıkartıldı. Böylece kalabalık bir potansiyelle dernek çalışmalarına 20-24 yaşlarındaki gençler olarak ağırlık verdik. O zaman ki gençlik memleket sorunlarına çözüm yolları ararken, şimdiki gençliğin ilgisizliğini görüyor ve bundan büyük rahatsızlık duyuyoruz. Burs verdiğimiz öğrencilerden dahi hiçbir fayda göremiyoruz. Bu öğrencileri geçmişte bir kez Anıtkabire Ata'yı ziyarete ancak götürebildik.
Onun için gençlik her zaman dinamizmin ölçütüdür. Gençlik hareketini geliştirmek durumundayız. Vakfımızın yaş ortalaması 60'ın üzerindedir. Bizler Vakıftaki görevimizi bıraktığımızda bir boşluk doğacaktır. Bu tabanı genişletmek ve gençliği devreye sokmak zorundayız.
Artvin Kültür Evini çok önemsiyoruz ve faaliyetlerimizin geniş bir tabana yayılmasını istiyoruz. Bu iş yapılırken de her kim bu inşaatın temeline bir tuğla koyarsa sahiplenmiş olur. Bir işadamımızın Artvin Kültür Evi inşaatına 100 milyon lira vermesindense 100 tane Artvinlinin birer milyon vermesi bizim için daha büyük önem taşır. Çünkü en azından ortaya çıkacak olan eseri kendisi de sahiplenmiş olur. Burada benim de bir tuğlam var der.
İnşallah gelecek bir zamanda sorunlarının birçoğu çözülmüş bir Artvin söyleşisinde buluşmak üzere saygılar sunuyorum. "
Toplantıya katılan Vakfın 2. Başkanı Tuğrul Balaban, Ömer Demirci, Nadir Ataman ve eski Ürgüp Belediye Başkanı Bekir Ödemiş Artvin Evi'nin geleceği konusunda önemli bilgiler vererek katkı sundular.
Toplantı yazar Şahver Karasüleymanoğlu'nun aynı zamanda Artvin'li olan Osman Kaya adındaki şairimizin Artvin Evi için yazmış olduğu bir şiiri okumasıyla son buldu.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 24.02.2010 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle