Artvin'de iki kurumun kendi arasındaki anlaşmazlığının faturası Artvinli İşadamı ve Kahvecioğlu Vakfı Başkanı Sıtkı Kahvecioğlu'na kesilmişti. Yaşanan gelişmelerin ardından Kahvecioğlu'da tepkisini ortaya koyarak "Benim için Artvin bitmiştir" diyerek yaptığı çalışmaları durdurmuştu.
Yaşanan bu sürece tepki bu defa Ankara'dan geldi ve Ankara Kalkınma ve Eğitim Vakfı Başkanı Nuri Kemal Demirel bir basın açıklaması yayınlayarak Sıtkı Kahvecioğlu'na sahip çıkarak, Kahvecioğlu'na yapılanları kınadıklarını ifade etti.
Ankara Kalkınma ve Eğitim Vakfı Başkanı Nuri Kemal Demirel imzası ile Yönetim Kurulu adına yayınlanan basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi. "Artvin gazetelerinde Sıtkı Kahvecioğlu ile ilgili çıkan haberler, bizleri üzmekle kalmamış, Ankara'da yaşayan 80 bin hemşehrimizi ve onları temsil eden sivil toplum örgütlerini derinden yaralamıştır. Her toplantıda; "hiçbir şey yapamazsanız bile yılda bir Artvin'e gidin, bakkaldan, manavdan, kasaptan alış-veriş ederek ilimiz ekonomisine katkı yapın" önerilerinde bulunan gönüllü kuruluşlar, işadamlarımızın o topraklarda yatırım yapmaları için projeler ürettiler. Yörenin kalkınması için toplantılar yaptılar, çabalar gösterdiler. İş makinesinin bağlanmasıyla da şoke oldular, derin bir boşluğa düştüler. Yöresel heyecanlarını yitirdiler.
Sıtkı Kahvecioğlu, son ömrünü sevdalısı olduğu Artvin'de geçirmeye çalışan bir hemşehrimiz. Bu tavrı bile tek başına alkışlanmaya değer. Kaldı ki, orada yaşamanın dışında, Artvin'e ekonomik durumunun elverdiği ölçüde yatırımlar da yapıyor. Hem de bu yatırımların ticari bir boyutu yok. "Hayır, işi" dediğimiz türden. Kız kardeşi adına 300 kişilik yurt yaptı. Köyüne içme suyu getirdi. 60 metrelik bayrak dikilmesi için harcamalarda bulundu. Orman spora 50 bin lira bağışta bulundu. Birçok etkinliklere sponsorluk yaptı Artvin'in kardan kâr etmesi ve tanıtımının sağlanması için Mersivan düzlüğündeki kayak pistine çok emek verdi. Buradaki kazılar nedeniyle erozyonun ortaya çıkmaması için devletin yapması gereken çim ekimini ve teraslama, sulama işlerini o üstlendi. Aylarca işçi çalıştırdı. Mersivan düzüne kayak kaymak için gelecek insanların orada kalabilecekleri ahşap tesisler yaparak, bunu Spor Müdürlüğüne bağışlamak istedi. Bu yere, vali yardımcısının sözlü ricasıyla, 6 mt. yüksekliğinde, 100 mt. uzunluğunda duvar ördü. Duvar örülürken, kimse sesini çıkarmadı. Ne zamanki duvar işi bitti. Orman müdürlüğü, ağaçlar tahrip ediliyor diye Sıtkı Kahvecioğlu'na ait iş makinesini müsadere etti. Sanki Artvin gibi küçük bir yerde bu çalışmayı son anda fark etmişler gibi. Sorunu C. Savcılığı çözümleyecek.
Kaldı ki, Artvin'e kısa süre önce gelen Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak ve Gençlik ve Spor Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Kocatepe, burada yapılacak olan yatırımlara destek olacaklarını ve çalışmaların bir an önce başlatılmasını istemişlerdi. Kahvecioğlu'na, gönüllü çabalarından dolayı özel teşekkür etmişlerdi.
Sizlere sunmak istediğimiz fotoğraf gayet net. Anlaşılmayacak bir yanı yok. Bu fotoğrafa bakarak Artvin'deki bürokrasi hazretlerine bravo diyoruz. Kraldan fazla kralcı olanların, sözde Artvin'e hizmet için orada makam işgal edenlerin tavrına alkış tutuyoruz. Gönüllü kuruluşlar, dar gelirli üyelerini izin aylarında yöreye üç-beş kuruş bırakırlar diye Artvin'e gitmeleri için özendirirken, oradaki görevliler yatırımcıyı canından bezdirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Kahvecioğlu gibi Artvin sevdalısını oradan uzaklaştırmak için çırpınıyorlar. Kahvecioğlu, kendi olanaklarıyla Havai Adalarında bile yaşamını sürdürebilirdi. O doğduğu toprakları seçti. Burada yaşamaktan ve hayır işleri yapmaktan onur duydu.
Devlet içinde devlet olur mu? Yetkili vali yardımcısının istediği iş yapılırken bir başka kurum buna keyfi bir işmiş gibi nasıl işlem yapar? Yasaya aykırı ise duvar işinin bitişinden sonra neden harekete geçtiler? Artvin için gönüllü hizmetlerde bulunanlara tuzak mı kurulmak isteniyor? Yıldırma politikası mı izleniyor? Görüşme ve rica yoluyla iş halledilebilecekken, çirkin görüntülere, yanlış anlamalara meydan verecek, basına yansıtılacak biçimde uygulamalarda neden bulunuluyor? Tüm varlığını Artvin'in çehresini değiştirmek için adayan örnek bir insana nasıl "benim için Artvin bitti, kına yaksınlar" dedirttiliyor? Durum duyan başka bir iş adamı yöreye hizmet etmek niyetinde olsa bile bu koşullarda Artvin'e yatırım yapar mı? Gelip oralarda bürokrasinin oyuncağı olmak ister mi? Artvin siyaseti ve bürokrasisinin amacı üzüm yemek mi, yoksa bağcıyı dövmek mi? Yoksa Artvin'e yapılan hayır işlerinin önünü kesmek mi?
Bunlara yanıt beklerken, Sıtkı Kahvecioğlu'nun yanında olduğumuzu, Ankara'da da bulunsak ilimizde meydana çıkacak aksaklıklara var gücümüzle karşı koyacağımızı, Artvin'in yalnız olmadığını, özverili evlatlarının duyarlılıkları keyfi bürokrasiyi hizaya getireceğini kamuoyuna açıklarız. Artvin'de birinin ayağına diken battığında acısını Ankara'dan hissettiğimizi makam sahipleri iyi bilsinler. Yurt genelindeki Artvin vakıf ve derneklerinin ne gücü olabilir ki, diye düşünmesinler. Bizi hafife almaya kalkmasınlar. Biz uzaktayız ama Artvin'i avucumuzun içi gibi biliriz. Kaçak kamu binalarını da. . Yasaları uygularken yapılan işin lafsı ve ruhuna da özen gösterilmelidir.
Yoksa yüzlerce otobüsle Artvin'e doğru yola çıkar, geçtiğimiz her ilde pankartlar açar, Artvin'e hizmet etmek zorunda olup da keyfi uygulama yapanları protesto ederiz. Biz ilimize zarar vermeyi, yanlış tanıtmayı istemiyoruz ama bürokratik yanlışlıkların, Artvin'i istemediğimiz bu konuma getireceğinden de endişe duyuyoruz. Haklı endişelerimiz bizi başka yollara sevk ederse, bundan bizler kadar başkaları da zarar görür. Bunun bilinmesini istiyor, Sayın Kahvecioğlu'nun pire için yorgan yakmamasını, küçük davranışları önemsememesini, bir sembol olarak Artvin'de yaşayıp, hayır işlerini sürdürmesini diliyoruz. Yetkililerden de bu sonucu yaratan bürokratların görevden alınmasını talep ediyoruz.
Bu konuyu yakından izleyecek ve bir sivil toplum örgütü olarak tavrımızı koyacağız. Bu olaydan duyduğumuz üzüntüyü halkımızla paylaşır, bir daha böyle yanlışların tekrarlanmamasını umarız. " denildi.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 20.10.2009 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle