Bakan Eroğlu, DSİ Bölge Müdürlüğünde Vali Cengiz Aydoğdu ve diğer yetkililerin katılımıyla basına kapalı olarak düzenlenen İl Koordinasyon Toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bakan Eroğlu, bir gazetecinin, Karadeniz'de yapılması planlanan ve yapılmakta olan hidroelektrik santrallerine (HES) yönelik tepkilerle ilgili sorusu üzerine, suyun gücünden istifade edilmesi gerektiğini belirtti.
Hidroelektrik enerjisinin Türkiye için en temiz, en uygun, en ucuz enerji kaynağı olduğunu ifade eden Bakan Eroğlu, ''Şu an hidroelektrik kaynağından üretilen 1 kilovatsaat enerji başına yaklaşık 5 cent doğalgaz parası ödememiş oluyoruz. Türkiye'de 130 milyar kilovatsaat enerji üretildiğini düşünün, 7 milyar dolarlık bir para dışarıya gitmemiş olacak. Dolayısıyla bu Türkiye'deki enerji ihtiyacımızın eksikliğinin de karşılanmasında önemli bir adım. Dolayısıyla HES'lerin yapılmasında, boşa akan suların değerlendirilmesini istiyoruz'' dedi.
Bazı özel sektörün maalesef usulüne uygun çalışmadığını tespit ettiklerini kaydeden Bakan Veysel Eroğlu, ''Tabii bu, vatandaşlarda birtakım tepkiye sebep oldu. Biz bu maksatla şu anda buraları kontrol edecek bir yönetmelik hazırlıyoruz. DSİ tarafından kontrol edilsin, bütün su yapılarının emniyeti ve de çevre açısından öyle bir yönetmelik hazırlıyoruz. Son şeklini verdik. İnşallah önümüzdeki haftalarda Başbakanlığa göndererek yönetmeliğin yayınlanmasını talep edeceğiz'' diye konuştu.
HES'lerin kontrolü konusunda DSİ Genel Müdürlüğü ve bölge müdürlüklerine talimat verdiklerini dile getiren Çevre ve Orman Bakanı Eroğlu, şunları söyledi:
''Ayrıca, Çevre Planlama Genel Müdürlüğümüz de bunların gerçekten ÇED'e uygun olup olmadıkları konusunda ciddi şekilde kontrollere başlıyor. Artık bundan böyle isteyen istediği şekilde çevreyi tahrip edemeyecek, çevreyle uyumlu çalışacak. Vatandaşlarımızın en büyük endişesi şu: Sanki burada bir hidroelektrik santrali yapılınca suların tamamen yok olacağı şeklinde kanaat var. Bu da yanlıştır. Su yok olmuyor. Kati suretle hidroelektrik santraller su yutmuyor. Sadece suyun düşümünden faydalanarak enerji üretiyor. Su tribünü çeviriyor, ondan dolayı elektrik üretiyoruz. Yani suyun gücünden istifade edilerek üretilen enerjidir hidroelektrik enerji. Herhangi bir şekilde suyun yutulması söz konusu değil. ''
Bakan Eroğlu, bazı yerlerde suyu tünel yaparak başka yerlere göndermenin mümkün olduğunu belirterek, ''Ancak bu durumda mevcut dere yatağında, doğal hayatın devamı açısından bırakılması gereken, 'can suyu' diye tabir edilen su mutlaka bırakılacak. Bununla ilgili biz su kullanımı hakkı yönetmeliği anlaşmasını imzalarken, aynı zamanda ÇED raporu alırken bunu bir şart olarak koyuyoruz. Suyun zaten kaybolması söz konusu değil. Mutlaka derede doğal hayatın devamı açısından bir miktar su akacaktır. Vatandaşlarımızın böyle bir endişeye kapılmalarına gerek yoktur'' dedi.
Veysel Eroğlu, artan enerji yatırımlarının enerjide tüketici fiyatlarını etkileyip etkilemeyeceği yönündeki başka bir soruyu ise şöyle yanıtladı:
''Mutlaka her hidroelektrik santral devreye girince enerji fiyatlarında bir dengeleme, en azından enerji güvenliği ve enerji fiyatlarında bir dengelemeye sebep oluyor. Çünkü en ucuz elektrik barajlardan elde ediliyor. Ayrıca barajların şöyle bir faydası var. Enerjinin fazla tüketildiği saatlerde bu santraller anında devreye girerek ihtiyaç olan elektrik enerjisini karşılayacak durumdalar. Çok kolaylıkla sağlıyorlar, halbuki diğer santrallerde bu pek mümkün değil. O bakımdan hidroelektrik santraller önemli. Maliyet, arz güvenliği, yerli kaynak olması, çevre uygunluğu olması gibi pek çok avantajları var. ''
Elektrik zammı beklentisi konusundaki bir soruya ise Bakan Eroğlu, ''O benim Bakanlığımla ilgili değil. onu bilmiyorum'' yanıtını verdi.
-ÖZEL ÇEVRE KORUMA ALANINDA BULUNAN BELDE BELEDİYELERİ-
Çevre ve Orman Bakanı Eroğlu, özel çevre koruma alanında bulunan belde belediyelerin kapatılması konusundaki soru üzerine, ''Özel çevre korumada olan beldelere Bakanlık olarak her türlü desteği veriyoruz. Orası belediye veya köy olmuş önemli değil. Mühim olan hizmetin gitmesidir. Biz buralarda gerekli tüm altyapı hizmetini yapacağız. Bakanlığımızın bu kadar gücü vardır'' diye konuştu.
Kapanan belde belediyelerinin, nüfusu çok küçük olan belediyeler olduğunu ifade eden Bakan Eroğlu, şunları kaydetti:
''Bunlarda ne bir mühendis, ne şehir planlamacısı var, hiçbir şey yok. Bunların aldığı birtakım kararlar yanlış olabiliyor, bunların da telafisi mümkün olmuyor. Buralarda nüfus çok küçük, fakat belediyenin bir sürü sabit masrafları, personel giderleri var. Dolayısıyla bu personel giderlerini yapmayıp da sadece oradaki beldenin, köyün yatırımları için kullanmak çok daha isabetli olur diye düşünüyorum. Benim memleketim Afyonkarahisar'da da çok sayıda belediye kapandı, ama vatandaş memnun, diyor ki 'Hiç olmazsa masraf yapılmayacak, başkanın maaşı olmayacak, kapıcısının maaşı olmayacak. ' Bir beldede nereden baksak belediyenin 8-10 milyar aylık masrafı var. Bu payı oraya yatırım olarak sarf edersek o beldede her şey hallolur. ''
DSİ Bölge Müdürlüklerinin kapatılması konusunun gündemde olup olmadığı sorusu üzerine Eroğlu, böyle bir projelerinin olmadığını söyledi.
-ORUÇLU KÖYÜNDE VATANDAŞLARIN SORUNLARINI DİNLEDİ-
Veysel Eroğlu, daha sonra Yusufeli ilçesine hareket etti. Merkeze bağlı Oruçlu köyü mevkisinde bir grup vatandaşın kendisini beklediğini görünen Bakan Eroğlu, aracından inerek vatandaşlarla görüştü.
Vatandaşlar, baraj nedeniyle köylerinin su altında kalacağını, kendilerine ödenen paranın yetersiz olduğunu, bu nedenle mahkemeye başvurduklarını belirterek, bu sorunun bir an önce çözümlenmesini istediklerini söylediler.
Bunun üzerine Bakan Eroğlu, kedisinin de kimsenin mağdur olmasını istemediğini ifade ederek, ''Geçen gelişimde metrekareye 30-40 milyon istiyordunuz, şimdi ise 100 milyon istiyorsunuz. Bir daha gelişimde herhalde 200 istersiniz. Bizler sizleri en güzel yere taşımayı istiyoruz, bu kadar güzel bir yerden göç etmenizi istemeyiz. Mağdur olmamanız için de gerekli olan her şeyi yapmaya gayret ediyoruz'' diye konuştu.
Bakan Eroğlu, daha sonra vatandaşların ikram ettiği çeşitli meyvelerden yedi.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 11.11.2008 tarihinde Bayram Sarayoğlu tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle