Trabzon'da Para Politikaları Konuşuldu

18/09/2008 09:41

Başkan Eren: Değerli Ytl Türk İş Dünyasının Rekabet Şansını Azaltıyor.

Haber: Hayati Akbaş

Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) Yönetim Kurulu Başkanı M. Şadan Eren, aşırı değerlenen Yeni Türk Lirası(YTL)'nin iş dünyasının rekabet şansını azalttığını söyledi. YTL'nin değer kazanması ve düşük kur'un başlangıçta olumlu gibi gözükmesine rağmen, özellikle geliri dövize bağlı, ihracat ve turizm sektörleri başta olmak üzere birçok sektörü olumsuz etkilediğini savundu.

Merkez Bankası, Dünya Gazetesi ve Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) tarafından ortaklaşa düzenlenen "Para Politikaları" adlı konferansın açılışında konuşan Başkan M. Şadan Eren, YTL'nin değerlenmesi ve düşük kur sonucu oluşan carı açığı finanse etmek için reel sektörün aşırı çaba harcadığını, belirterek, "Bu şartlarda girdilerimiz enflasyon oranında artıyor ama karımız artmıyor"dedi.

Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) Yönetim Kurulu Başkan M. Şadan Eren'in konuşması Şöyle:

"Merkez Bankası'nın Saygıdeğer Başkanı,

Merkez Bankasının Saygıdeğer Yönetim Kurulu Üyeleri,

Dünya Gazetesi'nin Değerli temsilcileri

Değerli Misafirler,

Basınımızın değerli temsilcileri.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Merkez Bankası, Dünya Gazetesi ve Odamızın organizasyonu ile düzenlenen, "Para Politikaları" adlı konferansa hepiniz hoş geldiniz.

Ülkemiz için son yıllarda önemi giderek artan bu hassas konuda, birinci derecede yetkili Merkez Bankası'nın Değerli Başkanı bizlere bilgi verecektir.

Türkiye'nin güçlü, itibarlı bir kurumu olarak, ülkenin geleceğinin belirlenmesinde önemli söz sahibi olan Merkez Bankası'nın değerli Başkanı Sayın Durmuş Yılmaz ve mesai arkadaşlarını Trabzon'da ağırlamaktan büyük mutluluk duyduğumuzu ifade ederek konuşmama başlamak istiyorum.

Ülkemizde son yıllarda önemi giderek artan para politikaları konusunda birinci derecede yetkili kurum olan Merkez Bankasının temel amacı fiyat istikrarıdır. Özellikle yaşanan ekonomik sorunlara karşı Merkez Bankasının izlediği fiyat istikrarı politikası, ülkemizin krizlerden etkilenmemesinde belirleyici rol oynamaktadır. Merkez Bankasının bu konudaki çalışmalarını reel sektör olarak yakından takip ediyor ve izliyoruz.

Ne yazık ki, ülkemizde "para politikalarında" arzu edilen istikrar, Merkez Bankası'nın bu konudaki önemli karar ve uygulamalarına rağmen henüz tam olarak sağlanamamıştır.

Bugün, ülke ekonomisi içindeki dikkat çeken sorunlarımız arasında; YTL. nin değerinin artması, faizlerin yüksekliği ve düşük kur gelmektedir. Yeni Türk Lirası'nın aşırı değerli kazanması ile başlayan süreç, sektörlerin işini oldukça zorlaştırıyor. YTL. 'nin değer kazanması ve düşük kur olumlu gelişmeler gibi görünse de iş dünyası açısından bakıldığında rekabet gücümüzü azaltmaktadır. Özellikle, kazancı döviz cinsinden olan ihracatçı ve turizmciler düşük kur politikasından fazlaca etkilenmektedir.

Türk parasının bu kadar değerlenmesi, döviz değerinin YTL karşısında istikrarsızlığı, faiz, enflasyon, reel faiz, döviz kredisi ve Türk Lirası kredisi arasındaki ters oranlar reel sektörü yormaktadır.

İş dünyası, bu uygulama içinde düşük kurun veya değerli YTL'nin başlıca sorunu olarak ortaya çıkan cari açığı finanse etmek için, her türlü şartlara katlanıyor. Bu şartlarda girdilerimiz en az enflasyon oranında artıyor, ama karımız artmıyor.

Bizler faizlerin yüksekliğinden ve kurların düşüklüğünden yakınsak bile inanıyoruz ki Merkez Bankası'nın uzun vadeli ve sağlıklı parametrelere dayanarak izlediği tutarlı ve kararlı politikalarla belirli bir istikrar sağlanacak ve bu konuda karşımıza çıkan pek çok sorun aşılacaktır.

Günümüz koşullarında fiyat istikrarına ulaşılabilmesi için istikrarlı bir para politikası gereklidir fakat bu tek başına yeterli değildir. Ülkemizde uygulanan maliye politikaları ve yapısal reform süreci de en az para politikası kadar önem taşımaktadır.

Mali reformların başarıya ulaşması, her şeyden önce siyasi istikrara ve ciddi ekonomik önlemlere bağlıdır. Ayrıca mali sektör kuruluşlarının, reel ekonomiye destek verecek şekilde yeniden yapılanması ülkemiz şartları içinde bir zorunluluktur. Bunun hayata geçirilmesi durumunda, birbirini tamamlanması gereken mali sektör-reel sektör ilişkilerinde yaşanan sorunların çözüme kavuşması mümkün olacaktır.

Ülkemiz ekonomisi zor bir sınavdan geçiyor. Türkiye'nin geçirdiği bu süreçte; mali sektör ve reel sektörün birlikte hareket etmesinin önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır. Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası olarak, üyelerimizin önümüzdeki dönemde çizeceği yolun belirlenmesi adına, Türkiye ekonomisi ile ilgili kararlarda etkin rol alan Merkez Bankası'nın görüş ve önerilerini burada bizlerle paylaşmasının, yol gösterici olacağına inanıyoruz.

Saygıdeğer misafirler,

Sözlerime son verirken, çok yararlı olacağına inandığımız bu konferansın gerçekleşmesini sağlayan;

Sayın Başkanın şahsında tüm Merkez Bankası yetkililerine,

Sayın Osman Arolat'ın şahsında Dünya Gazetesine teşekkür ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. "

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 18.09.2008 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.