Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünde 55 yıldır örgütlü bulunan Tek Gıda İş Sendikası üyesi işçilere yönelik dokuz aydır süren tehdit ve insanlık dışı baskılarla istifaya zorlanarak Öz Gıda İş'e üye etme çalışmasına Tek Gıda İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel 2009 yılı 23, dönem toplu iş sözleşmesini 55 yıl olduğu gibi yine Tek Gıda İş Sendikası imzalayacaktır diyerek son noktayı koydu.
2009 yılında Hükümetin AB uyum kapsamında Çay kur'u özelleştireceği taahhüt ettiğini söyleyen Türkel; Burada sözde sendika mücadelesi diye oynanan oyunun altında yatan buydu. Burada ki mücadele gelecekte çok daha zorlu olacak. Bunun için Tek Gıda İş Sendikası tüm arkadaşları ile bütünleşerek bu Çay kur'un geleceği için tek yumruk olmalıdır.
Rize öğretmen evinde Tek Gıda İş Sendikasının düzenlediği yemekte İşçi Partisi Rize İl Başkanı M. Sina Kan, MHP Rize İl başkanı Zeki Mayi, CHP Rize İl Başkanı Mehmet Aslankaya, DP Rize İl Başkanı Tuncer Ergüven, sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin yanı sıra Tek Gıda İş Sendikasına üye yaklaşık 500 kişi katıldı
Türkel; Dokuz aydır Rize'de adı sendikal rekabet olan ama bize göre sendikal tercihin çok daha ötesinde amaçları ve niyetleri olan bir mücadeleyi yaşadık hep beraber. Bu mücadelede Tek Gıda İş Sendikasının en alt kademesinden en üst kademesinde ki yöneticisine kadar Çay kur'a ve Tek Gıda İş Sendikasına sahip çıkma anlamında bu mücadelenin başarı ile sonuçlanmasında katkısı olan Tek Gıda İş üyelerini ve Çay kur işçilerini teşkilatım adına teşekkür ediyor saygılarımı sunuyorum.
23. Dönem Toplu İş Sözleşmesi Tek Gıda İş İmzalayacak
Sekiz eylül tarihi itibari ile çalışma bakanlığına müracaatlarımızı yaptık. 23. dönem toplu iş sözleşmesini imzalamak için müracaatlarımızı yaptık. Sanıyorum diğer sendikada bu konu ile ilgili müracaatını yapacak ve bakanlık kayıtları incelenecek, iş yerlerinden listeler istendi zaten, listelenerek tespitleri yapılacak. Bu dediğimiz tespitler içinde de rakamları küsuratları ile değil net bir şekilde söyleyeyim kafa karışıklığı ortadan kalksın. 13 bin 921 çalışandan, 4 bin 230 tanesi Öz Gıda İş Sendikasında, 9 bin 691 çalışan da Tek Gıda İş Sendikasında. Bunun anlamı Tek Gıda İş Sendikası Allah nasip kısmet ederse 2009 yılı toplu iş sözleşmesini 55 yıl olduğu gibi bundan sonrada Çay kur'da yapmaya devam edecektir.
"Hak Kaybı Olacak"
Sendikasında bağlılığından tereddüt geçirmiş diğer tarafta olan arkadaşlarıma yine söylüyorum, başımızın üstünde yerleri var. Ama bu olaya art niyetli siyasi veya ekonomik çıkarları doğrultusunda art niyetli yaklaşan arkadaşlarımızı da beklemiyoruz. Onlar o direnç ve inatlarını sürdürmeye devam etsinler zararlarını göreceğiz. Hani birileri diyordu ya sözleşmeden kaybınız olmaz diye, sözleşmeden kaybı olmayacaksa sorun yok orada kalmaya devam etsinler. Tek Gıda İş Sendikasından bunca yıl sebeplenip bunca yıl bu iş yerlerinde bu sendikanın mücadelesini verip sonrada kendi evine kötülük eden arkadaşlarıma bir sözüm Yürekleri yetiyorsa biraz daha kalsınlar.
"Hükümet bizi iyi tanıyor"
Bu mücadeleye başlarken dedik ki bu mücadele sendikal mücadelenin ötesinde Çay kur'un var olma- yok olma mücadelesidir. Hükümet biliyor ki Tek Gıda İş Sendikası Çay kur'da olduğu sürece özelleştirmeyi kolay kolay yapamayacak. Çünkü Tekel'de bizim nasıl mücadele ettiğimizi Sayın Başbakan çok iyi bilmekte, hükümette bunun farkında. On sekiz- yirmi yıldır o mücadeleyi sürdürmüşüz sürdürmeye de devam ediyoruz, şimdi çay kurda da kolay olmayacağını biliyor.
"Karadeniz'in en büyük sivil toplum örgütünü kuracağız"
Buradan açık açık ilan ediyorum; Çayla ilgili, Çay kur'la ilgili bu bölgede ki çay ekicileri, çay üreticileri, sivil toplum örgütleri ile birlikte geçtiğimiz hafta gönderdik bir çay platformu kurmaya başladık. Karadeniz bölgesinin en büyük sivil toplum örgütü olacak. Çay ekicisi, üreticisi, siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerimizden oluşan çay meclisi ve onun sözcülüğünü de yapan çay platformu kurulması için Tek Gıda İş Sendikası olarak bu girişimi başlattık ve bununla ilgili ziraat odalarımızdan olumlu cevaplar gelmeye başladı, çay ekici derneklerinden olumlu görüşler gelmeye başladı. Önümüzde ki günlerde ben Rize'ye gelerek siyasi partilerin il başkanlıklarını bizzat yönetici arkadaşlarımla beraber ziyaret ederek il başkanlıklarımıza da bu konu ile ilgili önerilerimizi kendilerine götüreceğiz ve geldiğimiz mesafede onların katkılarını ve desteklerini isteyeceğiz. Giresun Tirebolu'dan, Hopa Kemalpaşa'ya varana kadar bu çay platformu bu bölgede ki çay ekicisini çay üreticisini ve çay işçisi ve Çay kur'un geleceği için en etkin sivil toplum örgütü olma yolunda çok kısa zamanda mesafe alacağını göreceğiz. Yani hükümet güdümlü Sayın Vekili de başkan yaptıkları hükümet güdümlü konsey gibi bir konsey değil bu. Doğrudan doğruya gücünü üreticiden alan, halktan alan bir sivil inisiyatif gurunu olacak ve çayın kaderine el koyacak. Önümüzde ki haftalarda bu konunun gerçekleştirilmesi için Tek Gıda İş Sendikası olarak bütün gücümüzle seferber olacağız.
"Hükümet Çayın özelleşmesi taahhüt'ünü verdi"
Çayın özelleştirilmesi dediğimizde bize zaman zaman karşı çıktılar nereden çıktı bu özelleştirme diye. Elimde hükümetin AB'ye sunmak için hazırladığı uyum programı var. Diş işleri bakanımız ve baş müzakereci Sayın Babacan siyasi partilerimizi gezerek Genel merkezlerine bu programı onlara da takdim ediyor. Bu programda 2009 yılında şeker fabrikaları ile Çay üretimi ile ilgili bir şey var. Şeker, Tütün ve Çay ürünlerinin işlenmesi Petrol sanayi malzemeleri vs. devam ediyor. AB ulusal programında sunacakları programda çayın özelleştirilmesinin 2009 yılı içerisinde gerçekleştirileceğini taahhüt ediyor. Olayın ne olduğunu anladınız mı şimdi? Burada ki mücadele gelecekte çok daha zorlu olacak. Bunun için Tek Gıda İş Sendikası tüm arkadaşları ile bütünleşerek şuanda gelmemiş ama içi bizimle birlikte atan arkadaşlarımızı da ikna ederek onları da bu çatının içerisine bir an evvel toparlanmalarını sağlamak. Yerelde sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerimizle iş birliği içerisinde bu işe gönül vermiş üreticilerimizle birlikte bu mücadeleyi vermek zorundayız. Bu anlamda epey mesafe kat ettik.
"Hükümet canının istediğini yapamaz"
Tüm uluslar arası camianın çalışma hayatı ile ilgili dikkati burada olan çok yiğitçe bir mücadele sergilendi. Bir şey yaptık hep birlikte. Hükümetlerin her zaman haklı olmadığını ve hükümetlerin her dediğinin her zaman yapılmayacağını ve hükümetlerin her zaman doğru politika uygulamadığını ve hükümetlerin seçme iradesi kullanan halkın, bu yörede ki insanların sendikasını seçme iradelerini ve özgürlüğünü kimse ile paylaşmayacağını ortaya koydunuz. Hepinize bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.
" çok büyük zulüm yaptılar, kimseye müsemma göstermeyeceğiz"
Zaman zaman Sayın Başbakanında adını kullanarak çok ileri gittiler. Esastan çok ileri gittiler. Çok da büyük haksızlık yaptılar. Umuyorum bir gün bunun bedelini öderler. Biz kimse ile hesaplaşma içerisinde değiliz. Bir şey demiştik, Tek Gıda İş Sendikası bu gün on eylül, sekiz eylülde ki tek gıda iş sendikası olmayacak demiştim. Dokuz eylül de Tek Gıda İş Sendikası başka bir sendika olacak demiştik. Bugün yöneticilerimize söyledim. Sendikanın izni ve bilgisi olmadan yapılacak her hangi bir idari tasarruf bizim için eylem nedenidir. Yani a iş yerinden canı istediği beş kişiyi istediği yere geçirmek bizim için eylem nedenidir. Toplu iş sözleşmesinin hükümlerini yok sayarak, hukuku yok sayarak Çay kur'u derebeyi gibi yönetmeye kalkmak bizim için eylem nedenidir. Çok net ifade ediyorum maaşları ödenmesi gereken süre içerisinde ödenmezse üretimden gelen gücümüzü kullanmak ve eylem yapmak bizim için bir haktır, bundan sonra hiçbir tolerans tanımayacağız. Hiçbir yönetici arkadaşımız da bu konuda toleranslı davranmasını reddediyorum.
"Yataklarında uyutmayız"
Şimdi yeni bir dönem, ya Çay kur'u yönetenler doğru yönetecekler işçinin iradesine saygı duyacaklar, toplu iş sözleşmesine saygı duyacaklar. Ya da ben buraya geldim alıştım dokuz gün değil otuz dokuz gün burayı sallarız, Türkiye'yi de buraya yığarız. Bundan sonra burada aktif sendikal hareket olacak. Karşılıklı saygıya dayanan sendikal anlayış olacak. Çay kur'un yönetim kadroları bu inatlaşma ve hukuksuz davranışlarını sürdürürlerse bilsinler ki eylemin her türlüsünü burada yapmakta asla yılmayacağız. Ve bunu yaparken şu mübarek günde Allah şahit olsun ki yataklarında uyutmayız onları. Önce Çay kur demiştik şimdi önce bu bölge ve Çay kur çalışanları diyoruz. Çay kur'un soyunma dolapları değişecek, tuvaletler yenilenecek. Yoksa bizden üretim beklemesin kimse" dedi.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 11.09.2008 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle