Hopa Esnaf Odası Başkanından Can Suyu Projesine Tepki

22/08/2008 11:30

Hopa Esnaf Ve Sanatkârlar Odası Başkanı Hüsnü Akyüz Can Suyu Kredisine Tepki Göstererek "Bu Krediler Çok Can Yakacak Ve Çok Can Alacak" Dedi.


Hopa Esnaf Odası Başkanından Can Suyu Projesine Tepki

Haber: Hayati Akbaş







İmalatçı esnaf ve sanatkârlara sıfır faizli kredi desteği başvuruları 20 Ağustos'ta başladı. Destek kapsamında İmalatçı esnaf ve sanatkârlar, 25 bin YTL' ye kadar sıfır faizli, ilk altı ayı ödemesiz 18 ay vadeli kredi kullandırılacak.

Kredi başvurularının başlayacağı tarih öncesi bir açıklama yapan Hopa Esnaf ve Sanatkârlar Odası başkanı Hüsnü Akyüz, uygulamanın gerçek sıkıntıda olan esnafı bağlaması gerektiğini ifade ederek bir açıklama yaptı. Akyüz açıklamasında şu görüşlere yer verdi "20 Ağustos 2008 tarihinde başlayan KOSGEB'in imalatçı esnafa vereceği krediler esnafı ikiye bölmüştür.

Esnaf ve Sanatkârlar başlığı altında aynı odaya kayıtlı üyeleri esnaf-imalatçı-sanatkâr diyerek ikiye bölmüştür. KOSGEB'in kuruluşundan bu tarafa ilk defa dağıtacağı bu kredinin miktarı kısıtlı olmasından dolayı tüm esnaf ve sanatkârı sıkıntıya sokacağı bir yarış başlatmıştır. KOSGEB'in adını bile duymayan esnaf ve sanatkârlar öncelikle KOSGEB'e kayıtlı olmanın şartını getirmesi bu kredilerin adaletli bir dağıtım olmayacağı kuşkusunu bizlerde doğurmuştur.

KOSGEB'in İnternet sitesindeki formunun doldurulması ile üyelik başvurusu yapmış bulunuyorsunuz. Üyeliğinizin kabul edilmesi sizin bıraktığınız e-mail adresine bildiriliyor. Daha sonra sizden

İşyerinizdeki makinelerin kapasite raporu için bir makine mühendisinin hazırlayacağı kapasite raporu-oda kayıt belgesi ve oda sicil kaydıyla Erzurum ya da Trabzon Şubesine giderek kayıt yaptırabiliyorsunuz. Bu kayıta toplam masrafınız 300 YTL civarında. Sonra kaydınız bankalara bildiriliyor. Tabii bu arada KOSGEB'in sizi kabul edip etmeyeceği de ayrı bir sorun ve stres.

KOSGEB'in ortakları arasında genelde büyük kuruluşlar var ve bu kuruluşlara geri ödemesiz hibe kredisi sağlarken, küçük ölçekli esnaf ve sanatkârlara kapısını bugüne kadar hep kapatarak bankaların kucağına attı. Bankaya düşen esnafı da bankaların pençeleri bugüne kadar bir türlü bırakmadı. Esnaf çeklerini ödeyememiş, takibe düşmüş, esnaf kredi kartlarını ödeyememiş takibe düşmüş, borcundan dolayı emekliliği hak kazanmış ama ödeyemediğinden emekli olamamış, Bölgemiz esnafının yan geliri olan Çay gelirine bankalar borç nedeniyle el koymuş, Esnaf ve Kredi kefalet kooperatifleri borcunu ödeyemeyen esnafı kara listeye almış, Maliye borcunu ödeyemeyen esnafın banka hesaplarına bloke koymuş. Bankalar esnafı artık kredi çekenlere kefil olarak bile kabul etmeyen bir tavır sergilemeye başlamışlar. Şimdi bütün bunlar ortada iken kaç esnaf sıfır faizli bu krediden kullandırılacak. Bu kredinin ismine can suyu koymuşlar. Bu ismi kim koymuşsa tebrik ediyorum ve çok dürüst olduğuna inanıyorum. Can suyu ölmekte olan bir canlıya verilen sudur. Sözlükteki anlamı da bu. Yani esnafın ölmek üzere olduğunu kabul etmişler, bu da bir dürüstlüktür.

Sonuçda olan şudur; Küçük-Orta işletmeci olan esnaf sanatkâr ellerinde olan eski model küçük makinelerle bir şeyler üretip ayakta kalmaya çalışıyorlar. Kredi için bankalara başvurduklarında bankalar bu makineleri esnaftan kredilere karşı teminat olarak istiyorlar. Eğer esnaf borcunu ödeyemez ise bu makinelerde haczediliyor. Sonuç da Can suyu ismi verilen bu krediler çok can yakacak, çok can alacak.

Bu arada bir rantı da gözden kaçırmamak lazım. KOSGEB denilen kurum üye sayısını artırmış olacak. Dışarıdan aldığı hibe- geliştirme-üretime katkı gibi başlıklarla sunduğu yardımlar sayesinde dış gelir kalemleri artacak. Bu kazancının ne kadarını üyelerine dağıtacak o da meçhul. Ben Hopa Esnaf ve Sanatkârlar Odası başkanı olarak bağlı bulunduğum Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonunu da kınıyorum. Türkiye'nin en büyük Sivil Toplum örgütlerinden birisiyiz. Sorunlarımız bildikleri halde bu gibi adaletsizliklerin karşısına neden çıkmıyorlar.

Cumhuriyetin kuruluşundan bu tarafa Türkiye'nin en çalkantılı dönemlerinde bile Esnaf ve Sanatkârlar hep dengeleyici bir unsur olmuştur. Devletine yük olmadan küçük işletmeler açarak devletine vergisini ödemiş, ülke kalkınmasında büyü roller oynamışlardır. Alın terimizi sermaye yapmışız. Anayasamızın 143 maddesi "Devlet esnaf ve sanatkârı koruyucu ve kollayıcı, geliştirici tedbirler almalıdır" der, ancak hiçbir hükümet döneminde Anayasanın emredici bu hükmü dikkate alınmamış ve esnaf kandırılmıştır. Bizler hep "Esnaf ağır başlı olur, esnaf sokağa çıkmaz, bu esnafa yakışmaz, esnaf kepenk kapatmaz, esnaf hizmetine sahip çıkar dedikçe sırtımızdaki yük her geçen yıl artmış ve sonunda altından kalkamayacağımız bir noktaya gelmiştir. Bizler hep sustuk ve susturulduk. Sorunlarımızı anlatacak bir bakanlığımız bile olmadı. Ama artık yeter. Sokağa da çıkacağız, kepenkte kapatacağız. . Bizlere yapılan ayrımcılığın ve adaletsizliğin sonucu olarak ortaya konacak bu tepkilerinde sorumlusu biz değiliz.

Atalarımızın, dedelerimizin ve babalarımızın yaptığı meslekleri devam ettirmeye çalışan 25–30–40 yıllık esnafımızın oda kaydını sildirmeye geldiğinde çok üzüldüğüne şahit oluyoruz Üzülüyorum, çok utanıyorum. O insanların oda kayıtlarını sildirmek için yazdıkları dilekçeleri imzalamak benim için bir ölüm fermanını imza atmak gibi bir duyguya kapılıyorum.

Yukarıda yazdığım bütün nedenlerin ve sorunların çözümü için;

1-Sicil affı istiyoruz.

2-Uzun vadeli faizsiz krediler istiyoruz,

3-Rekabet ortamına ayak uydurmak, üretimimizi geliştirmek için AB Standartlarında makineler almak için teşvik hibe istiyoruz,

4-Vergilerin düşürülmesini, adaletli vergi sistemi, vergilerin faizlerinin silinmesini istiyoruz,

5-Meslek kursları istiyoruz,

6-Basit usuldeki esnafımızın korunmasını ve süreç içinde basit usulün kaldırılmasını istiyoruz,

7-Ziraat ve Halk Bankalarının kuruluş amaçlarına geri dönmesini ve kesinlikle satılmamasını istiyoruz,

8-Sorunlarımız ve çözüm yolları ile ilgili paneller, toplantılar, toplu eylemler yapıp sesimizi duyurmak istiyoruz.

En alt kesimden en yükseğine kadar seçimle işbaşına gelmiş odalarımızdaki tüm yetkililere ve esnaf ve sanatkârlarımıza sesleniyorum. Kurumunuza, kurumumuza sahip çıkın, sahip çıkalım. Unutmayalım ki Türkiye'nin en büyük sivil toplum örgütüyüz. Gücümüz var ve bu gücümüzün ağırlığını hissettirerek sesimizi duyuralım" dedi.

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 22.08.2008 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Benzer Haberler
Benzer içerik bulunamadı.


En Çok Okunan Yaşam Haberleri
 » Şehir Plancıları Hopa’nın Haritasın...
 » Hopa’da Gergin Anlar...
 » Makedonyalı Türk Gençler Çaykur'un...
 » Hopa Uluslararası Lojistik Kongresi...
 » Dsi Artvin Bölge Müdürü Yıldız’dan...
 » Tiflis - Trabzon Direkt Uçuşları Ba...
 » Bakan Uraloğlu’ndan Rize - Artvin H...
 » Kemalpaşa Kaymakamı Ayaz Denetime Ç...
 » Kokarca Böceği İstilasına Rize Bele...
 » Başkan Erhan Yılmaz’dan İşadamı İsm...