Rize'de Yapılmak İstenen 62 Hidroelektrik Santrale Karşı Çıkan Rizeliler, "Derelerin Kardeşliği" Adı Altında Rize'nin Çayeli İlçesinde Bir Araya Geldi.
Önceki hafta binlerce kişinin katılımıyla İkizdere Vadisinde HES'leri protesto eden Rizeliler, bu kez Rize'nin Çayeli ilçesinde toplandı. Çayeli Senoz Derneği tarafından düzenlenen santral karşıtı gösteriye yaklaşık 2 bin kişi katıldı. Ellerinde 'Derelerin kardeşliği engellenemez', 'Satılık Suyumuz Yok', yeşile uzanan eller kırılsın' canımızı veririz, deremizi vermeyiz' pankartlarıyla alana gelen göstericiler HES'lere hayır' sloganları attı. Yöresel çalgı tulum eşliğinde 'Fırtına Vadisi kurtuldu, sıra Senoz Vadisi'nde' türküleri söyleyen kalabalık oynanan horonlara eşlik etti.
Bizler Vatan Haini Değiliz
Birçok sivil toplum örgütünün katıldığı eylemde bir konuşma yapan Senoz Yöresi Derneği Başkanı Dr. Mahmut Akyıldız "Dünyada bu vadilerin eşi benzeri yoktur. Bu kadar yeşilin tonlarının bir araya geldiği başka bir yer yok. Burada bir şeyler yapmak istiyorlar. Biz vatan haini değiliz, enerjiye de karşı değiliz. Biz ülkemizin enerjiye ihtiyacı olduğu konusunda herkesle hem fikiriz. Tahlil doğrudur, teşhis doğrudur fakat adres yanlıştır. Biz derelerimizi satmıyoruz, satmayız. Siyaset enerji ister, bürokrat masa başında imza atar, gözünü yeşile dikmiş olan müteahhit plansız programsız, nasıl ucuz maliyetle nasıl maksimim kar elde ederim kaygısı ile milyonlarca yıldır dedemizden bize emanet kalan bu toprakları elimizden alacaklardır. Sonradan bunu göreceksiniz burada olan bu olacaktır.
"Su savaşları başladı"
Bütün dünyada bir küresel ısınma vardır. Bu güne kadar dünya üzerinde toprak savaşları ve egemenlik savaşları vardı. Bundan sonra su savaşları aşlayacaktır. Suyun önemi her geçen gün artmaktadır. Ülkeler su yüzünden birbirine girmekte. Şunu tespit ettik ki dünyanın en değerli suları bu bizim havzalarımızda olan sulardır. Bunu gören aklı ileriler bir takım taşeron firmalarla HES adı altında bu kıymetli hazinelerimizi elimizden alacaklar.
Bu doğa harikası olan derelerimizin içinden eğer siz suyu alıp bir boruya döşerseniz, bu su dereden akmaz ise bu su yatağından akmaz ise geriye kalan tüm canlı yaşam yok olacaktır. Bu güzel vadilerimiz zaman içerisinde çöle dönecektir.
" yeşil vadilerimiz, kanser vadilerine dönüşecek"
Elektrik ürettikten sonra, elektriği taşımak için yüksek gerilim hatları çekilecek. Oluşturulan bu hattın yaklaşık 500- 600 metre uzağına radyasyon yaymaktadır. Zaten Çernobil faciasıyla yürekleri yanan Karadeniz halkı birde bu santraller yüzünden kanser belası ile baş başa kalacaktır. Bu vadiler kanser vadisine dönüşecektir. Siyaset enerji ister, bürokrat masa başında imza atar, hiç kimsenin bu derelerde ki katliamı görmemiştir. Uyanık müteahhitlerimiz insanları kiminin gafletinden, kiminin delaletinden kiminin de ihanetinden istifade ederek katliama devam ediyor. Eğer bu katliama seyirci kalmaya devam ederseniz yarın bu dağlar taşlar, bu denizler bu ağaçlar, kuşlar, böcekler gün gelir bizden hesabını soracaktır" dedi.
"Ankara bu katliama duyarsız"
Daha sonra bir konuşma yapan Eyüp Rizeliler Derneği Başkanı Mehmet Yazıcı;"Derelerimiz elden gidiyor. Yöresinden bir sadrazam iki başbakan çıkartan yer, böyle bir sıkıntıyı Ankara'da çözememesini hayretler içerisinde izliyorum. Biz İstanbul'da bir eylem yaptık, bu santrallerin verdiği zarar ve verdiği karla ilgili bir tek fax alamadık.
Duyarsız kalan burada ki rant çevrelerine karşı, deresini suyunu koruma adına verdiğimiz mücadele için başımızda ki yetkililer bu yapılanları doğruysa doğru, yanlışsa çekin gidin zihniyetiyle bu insanlara açıklamak zorundalar. Dünyada gelecekte ki savaşların su savaşları olacağını söyleyen zihniyet, benim burada hazır akan suyumu kesmeye çalışan zihniyet. Neye hizmet ediyor, ne yapmaya çalışıyor anlamam mümkün değil, bunu yetkililerden anlamak istiyorum. Burada ki halkında bunu anlamaya hakkı var"
Her gecen sene HES sayısı artmakta. Geçen yıl 43 idi bu yıl 62 oldu. Su bölgedeki sosyal yaşamın, kültürel yaşamın temek direğidir. Bu yaşam yok edilemez.
Fırtına deresi dava Avukatı Erol Özcan konuşmasında; "Yıllar önce ülkede üretilecek elektriğin binde biri için Fırtına vadisi yok edilecekti. Orada yaşayan yürekli insanlar mücadele ederek derelerini vermediler. O mücadele olmasaydı şimdi Fırtına yok olacaktı. Bizim mücadelemiz yurdumuz, doğamız, yeşilimiz, Karadeniz'imiz içindir. Ama birilerinin mücadelesi doların yeşili içindir.
Vatan hainliği toprağına sahip çıkmak ise, Hepimiz Vatan hainiyiz
Biz doğamızı, toprağımızı korumak için mücadele ederken bize vatan haini dediler. Vatan hainliği Fırtına deresinde 86 bin ağacın kesilmesine karşı koymaksa, vatan hainliği her biri 92 kilo ağırlığında 7 bin beş yüz seferde sefer de 535 ton dinamit patlatılmasına karşı koymaksa, vatan hainliği pırıl pırıl akan Fırtına deresinin akmasını istemekse ve vatan hainliği bu topraklara, derelere sahip çıkmaksa biz vatan hainiyiz.
" Ankara, Karadeniz gerçeklerini görmüyor"
Buradan hükümete sesleniyorum. Ankara'da masa başında doğu Karadeniz'in gerçeklerini görmüyorlar. Doğu Karadeniz'in gerçekleri; vadilerde, derelerde, çay bahçelerindedir. Buradan yetkililere sesleniyorum, Doğu Karadeniz'in derelerinde Hidroelektrik santralı yapmaya çalışırken bu hayatları söndürmeyin, doğa bunun cezasını er geç sizden soracaktır.
" sonuna kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz"
Son olarak Derelerin Kardeşliği Platformu Başkanı Avukat Remzi Kazmaz, eylemde yaptığı konuşmada, bölgedeki dereler üzerinde kurulmak istenen santrallerle vadilerin ve derelerin ellerinden alınacağını savunarak; "Bu vadiler yüzyıllardır bu insanlara ait. Sözde elektrik üretimi adı altında bu vadiler üzerinde oyunlar oynanmakta. Vadilerimizi, suyumuzu elimizden almanın hesaplarını yapıyorlar. Yöre halkının bir kısmını çeşitli vaatlerle kandırdılar. Bu oyunlara gelmeyelim, doğa harikası olan yerler sadece bizim yaşamımız için lazım değil, bizden sonrada burada yaşayan çocuklarımız olacaktır. Karadeniz halkı tek yumruk olarak HES'lere karşı durmalıdır" dedi.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 18.08.2008 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle