Öz Gıda İş Sendikasında yıllarca profesyonel sendikacılık eden Mustafa Söylemez, Öz Gıda İş Sendikasında ki antidemokratik uygulamalar nedeni ile istifa etti. Hak İş'te tek adam devrinin başladığını, seçimle genel birçok başkan ve yönetici arkadaşımız bir gecede üzerlerinden adeta tanklar geçirilerek görevlerinden alındı diyen Öz Gıda İş Sendikası İstanbul Eski Şube başkanı Mustafa Söylemez Öz Gıda'da yaşanan anti demokratik uygulamaları protesto ederek yıllarca hizmet ettiği Öz Gıda iş sendikasından istifa ederek Tek Gıda İş Sendikasına geçti.
Söylemez Öz Gıda İş Sendikasında yaşanan anti demokratik uygulamalarla ilgili şunları söyledi, "1983 Aralık Ayında başlayan işçilik yaşamım ve Ülker Gıda Sanayi'inde 4 yıl temsilcilik, 4 yıl Baş temsilcilik ve 1995 yılında başlayan profesyonel sendikacılık yaşamımda 2007 Mayıs ayında Anti-Demokratik bir biçimde kesintiye uğradı. Öz gıda-iş Sendikası çatısı altında yaptığım emek ve onur mücadelesi hep haklının yanında haksızın karşısında dimdik durarak geçti. Bu vesile ile geçmişimle iftihar ediyor, birlikte iken haklının yanında haksızın karşısında duran birlikte çalıştığım emekçilere ve emek dostlarına selam olsun diyorum.
Özgıda-İş Sendikası'nın emeğin onur kalesi ilkesini ne yazık ki Salim Uslu'nun başkanlığında yitirmeye başladığını acı acı yaşadık. Zaman oldu karşı çıktık zaman oldu ilkeli sendikacılık adına fikirlerimiz ayrıştı. Tavrımız ilkeli sendikacılıktan yana oldu. İşverenin Özgıda-İş Sendikasını ele geçirme operasyonu olan 2007 Nisan ve Mayıs ayında başlayan Salim Uslu'nun adeta işverenin taşeronluğuna soyunarak Genel Kurulun karar verdiği Sendikanın Ana tüzüğünü değiştirmesi, tek başına delege yönetmenliği tayin etmesi bardağı taşıran son damla olmuştur. Bu durum karşısında ya susacaksınız onursuzca kişisel ikbaliniz için gelişmeleri seyredeceksiniz, ya da işveren taşeronlarına sendikal ve sendikacı diktasına karşı emek ve onur mücadelesi vereceksiniz.
Dostlar biz mücadeleyi seçtik. Çünkü inanıyorduk ki şairin ifadesi ile " Atiyi karanlık görerek azmi elden bırakmak alçakça bir ölüm varsa eminim o da budur ancak" gelecekte sendikal tarihi yazanların iftiharla bahsedeceği onurlu bir mücadelenin fitilini ateşledik.
Geçmişteki Genel Kurul'da seçimlere yedek 1'den girmeme rağmen asil'lerden daha çok oy aldığım bilinmektedir. Görüşmelerden bir netice alamayınca 1 Mayıs 2007 tarihinde yasal hakkımı kullanarak boşalan Merkez Yönetim de göreve başladım ve o saatten sonra demokrasi havarisi, insan hakları nutukları çekenler her türlü hileye zorbalığa başvurarak sendikal hareketin yaşamadığı yüz karasını yaşayarak 1. Yedek dururken 4. Yedeği göreve getirdiler.
Bu hukuksuzluğu müracaatım üzerine Ankara 16. iş mahkemesi 2007/371 Esas kararıyla yürütmeyi durdurarak hakkı teslim etmiş ve görevime başlamamı sağlamıştır.
Dostlar ne oldu ise o saatten sonra oldu. Çünkü zorbalar işveren taşeronları işçinin alın teri üzerine saltanat kuranlar güneşten rahatsız olan varlıklar gibi çılgına döndüler. Taşeronluklarını yaptıkları sermaye gücü ve sırtlarını dayadıkları siyasi güçle tarihinde olmayan hukuk cinayeti işlediler, bir hafta önce lehime yürütmeyi durduran Ankara 16. iş Mahkemesi tekriri müzakere kararı alarak aynı konuyu aleyhime sonuçlandırdı. Zaten o gizli elin kim olduğu bilinmekte olup, resmen de bu mücadeleden çekileceksiniz demesinin gerekçelerini hukuku zorbaya galip getirerek attıkları adımlarla ortaya çıkarmışlardır.
Bir sendika konfederasyon başkanı düşününki sadece Başkanlar Kurulunu Genel Kurula yakın tarihte toplar kendince manipülasyonlar yapar yoluna devam eder. Bu başkan Mayıs 2007'de 2 Merkez Yöneticisi, 10 Şube Başkanı, 7 İl ve İlçe temsilcisini sadece hırsı, kini, ihtirası ve ağasından aldığı talimatla bahsettiğim yöneticilerini karşısına almıştır. Hukuki temeli olmayan düzmece disiplin Kurulunun sözde kararı ile sendikadan uzaklaştırmış, yıllarca mücadele eden çalışan bu teşkilat başkanlarının hak ve hukukları ödenmemiştir. Yani Hak-İş Başkanı Hakkı gasp etmiştir.
Daha sonra, Özgıda-İş Sendikasının Şube Genel Kurullarını ve Merkez Genel Kurulunu takip ettiğiniz zaman sermayenin taşeronluğunu yapanların sendikacılık adına Sarı Sendikacılığında ötesinde Müstemleke Sendikacılığını yerleştirdiklerini göreceksiniz. Hayatında işçilik yapmamış, Şube Başkanlığı yapmamış emeği bilmeyenlerin emekçiliği televizyonlardaki eylemlerde görmüş olanların bir anda kılıfına ve kendi kitaplarına uydurarak önce Şube Başkanı daha sonra Sendikanın Genel Sekreterliğine getirildiğini görmekteyiz.
Bahsettiğim şahıs şuan yiğit Çay kur emekçileri üzerinde kumar oynamakta onları maceraya sürüklemeye çalışmaktadır. Sendikacılık yaptığını iddia eden bu şahıs o bölgede adeta Müstemleke valisi gibi çalışmaktadır.
ÇAYKUR EMEKÇİLERİNE SESLENİYORUM!
Bu kartondan aslanları iyi tanıyın ona deyin ki, hayatında işçilik yaptın mı? Bir gün olsun emeği savundun mu? Ve sen kim adına buradasın? Görevin ne? Şunu da sorun, eskiden Türkiye siyasetine Amerika'nın görevlendirdiği bir Kemal Derviş klasiği vardı. Yoksa sen derin güçlerin pardon derin sermayenin taşeronu Kemal Derviş misyonunu mu üstlendin? İddia ediyorum Ülker Gıda Sanayinde çalıştığını söyleyen bu arkadaş Ülker'in Topkapı'daki fabrikalarından fazla değil 10 tane sendikalı işçi ismi yazsın yeter.
Dostlar gerçekten içim yanıyor üzülerek de olsa Özgıda-İş sendikasının Salim Uslu'nun kini ihtirası sonucu ne hale geldiğinin bilinmesini istiyorum. Mayıs 2007 den sonra Sendikanın yapılanması incelendiği zaman Genel Sekreterliğinde bir işveren vekilinin, İstanbul 1 No'lu ve 3 No'lu ve Ankara Şube Başkanlıklarında birer işveren vekillerinin bulunduğunu göreceksiniz. Ne üzücü ki muhafazakâr olduğunu iddia eden (bence kullanan) Salim Uslu'nun gerektiğinde eski TKP'lilerle, ateistlerle hatta Musevilerle malum kendileri ünlü para spekülatörü George Soros'u çok sever ya? Yani çıkarları, kişisel ikbali kendi krallığının devamı için nasıl onlarla birlikte olduğunu artık bilmeyen yok. Bu vesileyle Karadeniz emekçilerinin de bilmesini istiyorum.
Ey muhafazakâr Salim Uslu eserinle övün. Özgıda-İş Sendikasını ne hale getirdiğini gör. Yardımcılığını yapanların biri işveren iken biri TKP'li. inan bunları intikam duygusu ile yazmıyorum sadece hakikatleri, çalışanlar emekçiler görsün diye yazıyorum.
Sendikalar ve Sendikacılar (kol kırılır yen içinde kalır) yaklaşımından; çifte standardın, ikiyüzlülüklerden, sahte demokratlıktan, kondurma kafa yapısı ve kapıkulu sendikacılığından vazgeçmedikleri sürece sendikal hayatta canlanma olamayacağı gibi, temsil ettiğimiz kitlenin yüzü gülmez.
Dostlar bütün bu hakikatleri haykırabilmem için bir platform ve zemin gerekliliğini herkes bilir. Bu zeminin TEKGIDA-İŞ Sendikası olduğunu bildiğim için buradayım. İnançlarım ve ilkelerim doğrultusunda dün olduğu gibi kişisel hesap yapmadan emek mücadelesi vereceğimi herkes bilmeli. Bu vesile ile yeniden sendikal hayata merhaba" dedi.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 08.07.2008 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle