Yeşil Yol adıyla Karadeniz'deki 8 vilayetin yaylalarını birbirine bağlayan 2 bin 600 kilometre uzunluğundaki Yeşil Yol Projesi, geçtiğimiz ay Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca iptal edilmiş, yürütmesinin durdurulmasına karar verilmişti. Mahkeme kararına rağmen ilk aşaması tamamlanıp ikinci aşamaya geçilen projenin devam ettirilmesine tepki gösteren CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'un cevaplaması istemiyle 17 Temmuz 2020'de verdiği soru önergesi ile Mahkeme kararlarının uygulanmasını istemişti.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, aradan 1, 5 ay geçmiş olmasına rağmen önergeye cevap vermedi. Oysa Anayasa'nın 98 ve TBMM İçtüzüğünün 99'uncu maddeleri, Cumhurbaşkanı Yardımcısı ile Bakanların kendilerine yöneltilen yazılı soru önergelerine 15 gün içerisinde cevap vermelerini emrediyor.
Murat Kurum'dan önergesine cevap alamayan Bekaroğlu, Mahkeme kararlarının uygulanmadığı, geri dönüşü mümkün olmayan ekolojik yıkıma sebebiyet veren Yeşil Yol çalışmalarının durdurulması için bu kez TBMM'nin harekete geçmesini istedi. Mahkeme kararlarını uygulamayan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile ilgili Valilerin durdurma kararını görmezden gelerek görevi ihmal ve görevi suiistimal suçu işlediklerini vurgulayan Bekaroğlu, tüm bölge halkı ve gelecek kuşaklar için geri dönüşü olmayan yıkımların devam ettiğini, geçtiğimiz günlerde selin harabeye çevirdiği Giresun/Dereli ’de incelemelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da, “Dere yatakları kolayca akıp gitsin diye var. Buraları evlerle işgal edersek gün gelir sel alır götürür. Yaylalar hayvanlar otlasın diye var. Yaylaları betona boğarsak gün gelir hep birlikte bunun pişmanlığını da yaşarız” sözleri ile bu vahim duruma parmak bastığını ifade etiği yazılı soru önergesi ile TBMM Başkanı Mustafa Şentop'tan konuya müdahil olmasını istedi.
NE MAHKEME TANIYORLAR NE CUMHURBAŞKANINI DİNLİYORLAR!
Mahkeme kararlarına ve Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarına rağmen Bilirkişi raporlarında belirtildiği üzere Yeşil Yol projesinin yaylaların alabildiğine betonlaşmasına ve geri dönüşü olmayan çevre tahribatına yol açtığını belirten Bekaroğlu, mahkeme kararlarını uygulanmasını isteyen bölge halkının yaptığı barışçıl eylemlere de kolluk güçlerince sert müdahalede bulunduğunu, görevlerini ihmal eden kamu görevlileri yüzünden istenmeyen olaylar yaşandığını belirttiği önergesinde Şentop'tan şu sorularına cevap istedi:
• Milletvekillerinin yazılı soru önergelerine zamanında cevap verilmemesini TBMM’nin saygınlığına gölge düşürülmesi açısından sakıncalı bulmuyor musunuz? Önergelerin zamanında ve ciddiyetle cevaplanması için Hükümet nezdinde ne gibi girişimlerde bulunuyorsunuz?
• Yeşil yol ile ilgili Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun verdiği iptal ve yürütmesinin durdurulması kararlarının uygulanmamasının yol açtığı geri döndürülemez çevre tahribatı, bir insanlık ve yaşam hakkı sorunu olarak TBMM’yi ilgilendirmiyor mu? Bu tahribatın önlenmesi için TBMM’nin Başkanı olarak milletvekillerine ne yapmalarını öneriyorsunuz?
• Karadeniz yaylalarının beton çölüne dönüşmesine yol açan Yeşil Yol projesini, yargının iptal kararlarını uygulamayarak devam ettiren mülkî idare amirleri hakkında soruşturma açması gereken Çevre ve Şehircilik Bakanı, konuyla ilgili Milletvekilinin soru önergesine cevap verme nezaketi dâhi göstermemektedir. TBMM’nin Yürütme organı üzerindeki, yeni Anayasa ile iyice kısıtlanmış olan denetim yetkisini dâhi kullanamaması bir yana, hem yargı kararları hem Sayın Cumhurbaşkanı’nın ifadelerine rağmen durdurulmayan Yeşil Yol çalışmalarının verdiği telafisi imkansız ekolojik yıkımdan TBMM’nin de sorumlu olduğunu düşünüyor musunuz? Düşünüyorsanız, bu sorumluluğun gereği olarak hangi girişimlerde bulunacaksınız?
• Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Bakanlar Anayasaya rağmen cevap vermemeleri nedeniyle, soru önergesi ile Anayasa’nın kendisine verdiği denetim görevini yerine getiremeyen Milletvekillerine, bu görevlerini başka hangi yolla yerine getirmesi tavsiyesinde bulunursunuz?
• Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun verdiği Yeşil Yol’ un iptali ve yürütmesinin durdurulması kararının uygulanmaması bölge halkının tepkisini çekmiş, mahkeme kararına rağmen devam eden projelerin engellenmesi için girişimler başlamıştır. Hepsi barışçıl ve demokratik olan bu girişimlere güvenlik güçleri orantısız sert cevaplar vermektedir. Bu durum bölgede tansiyonun yükselmesine neden olmuş, her an istenmeyen olaylara açık hale getirmiştir. TBMM Başkanı olarak bu istenmeyen olayların önlenmesi için ne yapmayı, ne gibi girişimlerde bulunmayı düşünüyorsunuz? Yine TBMM Başkanı olarak biz milletvekillerine ne yapmamızı, nasıl davranmamızı öneriyorsunuz?
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 05.09.2020 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle