Artvin’de yapılması planlanan “Beşpare Ekoköy Projesi” için yapılan panele ilgi büyük oldu. Salon doldu, konuşmacılar alanlarında yaptığı konuşmalarla tam puan aldı.
Ahmet Hamdi Tanpınar Kültür Merkezi’nde düzenlenen panelin konuşmacıları Dünya Gazetesi Ekonomi Yazarı Rüştü Bozkurt, 2007 yılında kurulan ve çok önemli başarılar elde etmiş Boğa Tepe Çevre ve Yaşam Derneği Kurucu Başkanı İlhan Koçulu, Derneğin kurucularından Zümran Ömür oldu.
Panele Borçka Kaymakamı ve Vali Yardımcısı Hasan Hüsnü Türker, Şavşat Kaymakamı Göktaş DOKA Artvin Koordinatörü Berna Kiriş Turna, Beşpare Köy Muhtarları, Seyitler Köyü Muhtarı Mustafa Keskin. Varlık Köyü Muhtarı Fatih Gültekin, Ahlat Köyü Muhtarı Muammer Öztürk, Vezirköy Muhtarı Numan Seçgin, Salkımlı Köyü Muhtarı Muammer Yılmaz, Ortaköy Muhtarı Kutsal Dalkılıç Lapera Pansiyon ve Butik Otel ortaklarından Şenol Taban, yazar, İşadamı Orhan Yavuz, ARTSO Başkanı Seçkin Kurt, Belediye Meclis Üyesi Erkan Yazan, Tarım İl Müdür yardımcısı Hakan Keskin, İlçe Tarım Müdürleri, Artvin Ziraat Odası Başkanı Köksal Portakal, Artvin Arıcılar Birliği İbrahim Durmuş, Artvin Sığırcılar Birliği eski Başkanı ve CHP İl Genel Meclis Üyesi Adayı Talip Işık, MHP İl Eski Başkanı, İşadamı zafer Aydemir, ESOB Başkanı Hakkı Seyhan, Antalya Turizm Gıda Çevre Kadın Girişimci Üretip İşletme Kooperatifi Başkanı Kezban Kaya, Ardeşen Kadınlar El Sanatları Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Fatoş Keskin Aktaş, Trabzon Kadın Erkek Birlikte Sosyal Eşitlik Dernek Başkanı Ayşegül Akyüz, Trabzon Yaşam Kadın Merkezi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Teşrife Boysal, DOKAP Ekonomi ve Kalkınma Proje Uygulama Koordinatörü Şeref Demir, Rize Pazar İlçesi Girişimci Salim Pınarbaşı, Ardanuç Kadın Girişimciler Platform Başkanı Gönül Yaşar, Ardanuç Engelliler Derneği Başkanı Gönül İstanbullu. Şavkader Derneği üyeleri, Yeşil Artvin Derneği Başkanı Başkanı Nur Neşe Karahan, Artvin KOSGEB Müdürü Arif Ercan, Ticaret İl Müdürü Bilal Taş, AÇÜ Rektör Yardımcısı vatandaşlar katıldı. İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Kenan Güray, Kadın Girişimci Nuray Aydın, ARTSO Başkan Yardımcısı Sedat Ali Öktem, ARTSO Meclis Başkanı İrfan Yıldırım ve vatandaşlar katıldı.
Saygı duruşunun yapılması ve İstiklal Marşının söylenmesiyle başlayan panelin ilk konuşmasını İl Tarım İl Müdürü Hakan Keskin yaptı. Keskin kısa konuşmasında, İl Müdürü Dursun Okur’un Ankara’da olması nedeniyle temsilen konuştuğunu belirterek, böyle bir projede İl tarım Müdürlüğü’nün her zaman girişimcilerin yanında olacağını söyledi. Ardından kürsüye gelen Artvin kadın Girişimciler Kooperatifi Başkanı Hatice Nur Ersöz, teşekkür konuşması yaptı.
Ersöz, “Beşpare Ekoköy Projesi panelinin çok önemli bir adım olduğunu belirterek;”Bugün çok önemli bir organizasyona ev sahipliği yapmaktayız. Burada emeği geçen Başta Artvin Valiliği’ne, DOKA ’ya, İl Tarım Müdürlüğü, Sanayi Müdürlüğü’ne ve diğer kurum, kuruluşlara teşekkür ediyorum. Panelin konuşmacıları bizleri kırmayıp, yoğun işleri arasında panelimize katılan Rüştü Bozkurt hocamıza, Hava koşullarına rağmen, 2 bin 400 rakımlı Boğatepe’den kar kış demeden yola çıkarak Artvin’e gelen Boğatepe Çevre Ve Yaşam Derneği Başkanı İlhan Koçulu, derneğin yönetim Kurulu üyelerine, rol model konuşmacı olarak panelimize katılan Zümran Ömür ve Boğatepeli diğer dostlarımıza, Moderatörlüğümüzü yapan Prof. Dr. Özgür Eminağaoğlu’na, sunucumuz Nazan Önen’e, katılımlarından dolayı bizleri onurlandıran Vali yardımcımız Sayın Hasan Hüsnü Türker’e, teşekkür ediyorum. . . Bizler üreten bir Artvin için yola çıktık. Onun için sloganımızı “Cennet Artvin’in girişimci, üreten kadınları Artvin’e değer kaymaya biz hazırız. Ya siz?” diyerek belirledik. Söyleyecek çok şey var. Ancak söz konuşmacı konuklarımızındır. Beni dinlediğiniz için sizlere teşekkür ediyor, bu panelin yarınlar için somut bir adım ve hayırlı bir başlangıç olmasını diliyorum. ”dedi.
İlk sunumu yapan Dünya Gazetesi Ekonomi Yazarı Rüştü Bozkurt, girişimciliğin dünya, Türkiye ve Artvin özelini anlatarak başladı. Girişimciliğin önce bir işe yürekten inanarak b aşlamak olduğuna vurgu yaparak şunları söyledi:
“Öncelikle böyle bir güzel panelde konuşmacı olarak davet edildiğim için teşekkür ediyorum. Benim Artvin’le duygusal bir bağım var. 1877-78 Osmanlı Rus savaşı döneminde ailem Tokat’a göç etmiş. Ancak biz nereden geldiğimizi asla unutmadık. Onun için davet aldığımda çok yoğun bir programım olmasına rağmen geldim. Duygusal yanımızı bir tarafa koyarak sunumumuza geçelim.
Değerli arkadaşlar; Bir projeye başlamadan önce 5 öğeye bakmamız gerekecek. Burada “Beşpare Ekoköy Projesi” adı da bu 5 maddeyle eşleşmiş oldu. Yeraltı kaynaklarımıza bakmalıyız. Yeraltından neyimiz var. İkincisi yerüstü kaynaklarımız neler? 3. Madde: İnsan kaynaklarımız, 4. Madde; Fiziki sermaye Stokumuz, 5. Maddemiz; Örgütlenmeye yetkinliğimiz. Bu ana başlılıkları açıp varlıklarımızı görmemiz gerekiyor. Bunları gördükten sonra 1. Temel hedef insanımızın maddi ve kültürel zenginliğini artırma olmalı 2. Yörenin “birikim ve bilincini” harekete geçirmeli, toplumsal enerjiyi arkasına almalı 3. Yöredeki “ekosistemin” etkilerini gözetmeli 4. Birikim yeteneklerini koruyan ve uzun dönemli geleceği güven altına alan “arka plana” sahip olmalı 5. Geliştirici “çarpan etkisi” dikkate alınmalı.
Neden Küçükbaş Hayvan Yetiştirme Projesi?
Artvin’in öz kaynaklarını analiz ettiğimizde, örgütlenme gücümüzü kullanmak gerekiyor. Örgütlenme gücümüzü de halkın birikim, bilinç, bakış açısı ve beklentileriyle örtüştürmemiz durumunda sağlam adımlarla yürüyebiliriz.
Önerdiğimiz “Keçi Sütü Projesi” beş önemli özelliğiyle “ayakları yere basan” bir uygulama olabilir; iyi örgütlenmesi durumunda, ölçek-ekonomisi yaratabilir; teknolojik gelişimlere uyum sağlar ve etkili bir yönetişimle yörede yaşamayı çekici hale getirebilir.
Projenin önemli özelliklerinden biri, “süt üretiminden peynire, sütlü ürünlere ve çocuk maması üretimine” uzanan değişik “katma değer yaratma” aşamalarına açık bir üretim alanı olmasıydı. İkincisi, “küçük aile işletmeciliğine” uygundu. Üçüncüsü, “ yöre halkının kadim biriminde” hayvan yetiştiriciliği vardı; daha başından modern hayvan yetiştiriciliği ilkeleri paylaşılırsa; gelenekleri geleceği taşımak çok güç olmayacaktı. Dördüncüsü, ülkemizde ve yakın çevremizde orta sınıfın gelişmesi ve az sayıda çocuğun iyi beslenmesi ve eğitilmesi eğilimi, “talep” açısından fırsattı…Beşincisi de, projenin örgütlenme aşamasında “geri-bildirim döngüleri, ödünsüz gözetim ve denetim mekanizmaları ve şeffaflık ilkeleri” benimsenerek geçmişteki olumsuz örneklerin yarattığı “zihni kelepçeleri” kırabilirdi…
Zihni Model Temel Girdidir
Bilincin üç aşaması vardır: Biri, içgüdüsel canı ve nesli korumak için doğaya uyum yetenekleridir; bütün canlıları donanımında vardır. İkincisi, toplumsal yaşam içinde olan canlıların hemcinsleri ve diğer canlılarla mesafe arayı yapmalarıdır; insanla-insan ilişkisindeki sosyal mesafe ayarı bizler için önemlidir. Asıl üst bilinç, geleceği öngörme ve önlem alma bilincidir. İnsan bir “beklenti makinesi” gibidir; beklenti dengesi yaşamın her alanını derinliğine etkiler. Varsayımlar üreterek “zihni model” oluşturma en önemli insan özelliğidir. Hawking’ in anlatımıyla, “Gerçeklik diye bir şey yoktur; zihni modele göre gerçeklik vardır. Zihni modelinizin varsayımları değiştiğinde gerçekliğiniz de değişir”.
Eğer Artvin’de küçükbaş hayvan üretimi ile insanlarımızın aş ve işine bir katkı yapmak istiyorsak, modelimizin şu beş aşaması ödünsüz biçimde hayata taşımalıyız:
Birincisi, toplumun güven duyacağı bir “proje lideri” seçilmelidir. O proje lideri, ideolojik önyargılardan, yerleşik doğrulardan, kalıp düşüncelerden, kör inançlardan arınmış, merkezinde
Artvin insanının refahı olan bu projeyi yürütecek dört arkadaş seçmeli. Adına “yürütme komitesi” dediğimiz bu insanların kişilikleri “yöre insanının güvenini” kazanmış olmalı. Eğer projenin sözde kalmasını istemiyorsak; önce bu lider ve kadrosu üzerine kafa yormalıyız. Belirtilen özellikleri taşımayan tek bir insana yer vermemeliyiz. Lider ve kadrosunun “girişimci grubu” olarak yetkilerle donatılması, sorumlulukların tanımlanması ve çalışmalarının izlenmesi ortak bir sorumluluklarımız olacaktır.
Modelin ikinci bileşeni, ”aşırı ve noksan değerlendirme” yapmamak için bir “pilot uygulama” ile başlamaktır. Sınırlı kaynaklarla geliştirilecek pilot uygulamanın hayatın içinde çıkardığı sonuçlar gerektiği kadar “çekici” olursa, proje kendi çarpan etkisini yaratacak; kontrollü büyüme süreci, üçüncü bileşeni “ölçekleri” belirleyecektir: Tersine, devletten desteklere bağımlı, kendi iç dinamikleriyle yaşama şansı olmayan bir proje olursa, pilot projeyle birlikte, geçmişte çok sayıda örneğinde olduğu gibi, “bir hevesti geldi geçti” diye anılacaktır. Dördüncü özellik, “hesap verebilirlik” olgusunun çok ciddi biçimde ele alınmasıdır. Beşincisi de proje “birikim yeteneklerini koruyarak, uzun dönemli geleceği güven altına alan yapı, işlev ve kültür bütününe” sahip olmalı.
Ne Yapmamız Gerektiğini Konuşalım
Ülkemizde her alanda “ne yapılmadığını” yaygın biçimde konuştuğumuz halde, “neyin, nasıl yapılması gerektiğini” yeterce konuşmadığımızı düşünüyorum.
Aklımıza her gelen düşünce “proje” değildir. Bir düşüncenin “projeye” dönüşmesi için “fizibilitesinin” hazır olması gerekir. Fizibilite, konuyla ilgili dünya genelindeki gelişmeleri, yakın çevremizin ihtiyaçlarını, ülkemizin olanak ve kısıtlarını dikkate almadır. Ülkemizin ekosisteminin nelerde fırsat yarattığını, hangi alanlarda kısıtlar oluşturduğunu nesnel bir biçimde analiz etmelidir.
Modelimizde sunduğumuz fikrin fizibiliteleri daha önce hazırlanmıştır; isteyenle paylaşılacaktır. Eksiklerimizin tamamlanması, yanlışlarımızın düzeltilmesi için yöre halkın özgür aklına ve özgün eleştirilerine ihtiyacımız vardır. Yapılan toplantı böylesine bir “iç dinamik hareketlenmesi” yaratabilmek için önemlidir.
Bu proje, önce katılanın yararlarını artırmalı; sonra topluma bir değer üretmeli; hepsinden önemlisi de konuşulanlar panelin yapıldığı salonda kalmamalıdır. Hemen harekete geçilmeli, girişimci grubu oluşturulmalı, bir gündem belirlenmeli, kimin ne yapacağı ve ikinci toplantıda hangi mesafelerin alındığını ölçecek program ortaya konmalı.
Proje devletimizin kaynaklarından elbet ki yararlanacaktır… Temel düşüncemiz ise kamu destekleri olmaksızın projenin nasıl yaşayacağı anlayışından yola çıkmaktır.
Burada konuştuklarımız ve paylaştıklarımız gerçek bir proje-disiplini içinde ele alınırsa, neleri yapabileceğimiz ve neleri yapamayacağımız anlaşılacaktır; gereksiz gevezelik yapmanın da anlamı kalmayacaktır. Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığımız sözün arkasından gitmemeli; Mevlana’nın dediği gibi en tehlikeli kirlilik olan “kulak kirliliğinin” tuzaklarına Artvin insanının enerjisini düşürerek harcamamalıyız. Ben sözlerimi burada bitirmek istiyorum. Diğer konuşmacılarımızı dinleyeceğiz. ”dedi.
Daha sonra söz alan Boğatepe Çevre Ve Yaşam Derneği Başkanı İlhan Koçulu kısa bir sunum yaptı. Koçulu sunumunu yaparken Boğa tepe projesinin kahramanı 5 kadını sahneye davet ederek kısa yaşam ve başarı öyküsünü katılımcılara paylaştı. Panelin son konuşmacısı Zümran Ömür ise konuşmasıyla her zaman ve her yerde olduğu gibi büyük bir ilgiliyle dinlendi. Ömür konuşmasında;
“Kadın, Erkeğin Önünde Veya Arkasında Değil Yanında Olsun İstedik!”
Bu projeyi bitki türlerinden ziyade, çoğu henüz köyden bile çıkmamış olan kadınların toplumda yer alması, kendi ayakları üzerinde durması, erkeğin arkasında değil; yanında yürüyen bireyler olmalarını sağlamak amacıyla başlattıklarını tüm röportajlarında belirtiyor ve ekliyor: “Atatürk bize seçme ve seçilme hakkımızı vermiş, evde mi otursaydık!”
“Her kadın kendi ailesini ayakta tutarsa Türkiye iyi yerlere gelir. Doğru düzgün erkek çocuk yetiştirelim. Ayakları üzerinde durabilen kız çocukları yetiştirelim. Kimse ‘Ev kadınıyım’ diye eve girmesin. Gerekirse evde örgü örsün ama para kazansın. Ayakları üzerinde dursun. Hatice hanıma bizleri davet ettiği için teşekkür ediyoruz. Artvin’in de başarılı bir proje üreterek, Türkiye’ye, dünyaya ses getirmesini arzu ederiz. ”dedi.
Konuşmaların ardından soru cevap bölümüne geçildi ve ardından panelde sona erdi.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 21.02.2019 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle