Özgürlük ve Dayanışma Partisi Artvin İl Örgütü “Kentlerimizi Kazanalım Türkiye’yi Yeniden Kuralım” şiarıyla bir basın açıklaması düzenledi.
ÖDP Merkez İlçe Başkanı Kamil Güven’in okuduğu basın açıklamasında AKP iktidarının yaklaşık yirmi yıldır Türkiye’yi yorduğu ve AKP’nin Türkiye’ye bir gelecek vaat etmediği vurgulandı.
Yapılan basın açıklamasının devamı şu şekilde; “Türkiye bir umutsuzluk içine hapsoluyor! Yirmi yıla yaklaşan AKP iktidarı Türkiye’yi yordu, tüketti! AKP, Türkiye’ye bir gelecek vaat etmiyor, artık sadece bitmek bilmeyen felaket senaryolarından söz ediliyor.
Tüm toplum medya manipülasyonlarıyla, korku ve baskı ile teslim alınmaya çalışılıyor. Ekonomik kriz derinleşiyor! Patatesten patlıcana en temel gıda ürünlerine erişim dahi zorlaşıyor! En temel gıda ürünleri lüks tüketime giriyor! İşten çıkarmalar artıyor, işsizlik her geçen gün büyüyor!
Yoksulluk altında ezilen halkın demokratik hakları da gasp ediliyor. Ülkenin kaderine tek kişinin karar verdiği bir yönetim altında şimdi yerel yönetimler de hem ekonomik hem de siyasi olarak Saray’a bağlanmaya çalışılıyor.
Seçimler adil olmayan, eşitsizliklerin iktidar lehine arttığı bir ortamda gerçekleşiyor. Anayasayı ihlal ederek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olmaya çalışan Binali Yıldırım, gelen tepkiler üzerine zoraki istifasını veriyor!
AKP Genel Başkanı Erdoğan, bakan ve milletvekillerinin 21-31 Mart günleri arasında makam araçlarını kullanamayacağı, açılış ve temel atma törenlerinin düzenlenemeyeceğine ilişkin seçim yasaklarından muaf kılındı. Ayrıca Erdoğan, seçim gününe kadar, “Cumhurbaşkanı’ sıfatıyla devletin tüm olanaklarını kullanarak seçim propagandası yapabilecek.
Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Yasası’ndaki mevcut adaletsizlikleri de aşan bu büyük eşitsizlik, Erdoğan ve AKP dışındaki herkesin siyaset yapma hakkının resmen gasp edilmesi anlamına geliyor.
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yerel yönetimlerin bütçeleri Cumhurbaşkanlığı’na bağlandı. Artık, Cumhurbaşkanı istediği belediyeye sınırsız bütçe verebilecek istediği belediyenin bütçesini istediği gibi kısabilecek. Böylece kendisinden olmayan yerel yönetimler boğulacak.
Erdoğan, ‘gerekirse kayyum atarız’ sözleriyle, seçim sonucunu beğenmediği yerlerde kayyumlar yoluyla değiştireceğinin sinyalini verdi.
YSK Başkanı’nı ve kurul üyelerinin 2019 Ocak’ta sona eren görev süreleri, yasal bir dayanak olmaksızın fiilen 2020’ye uzatıldı! YSK, tutuklu ve taksirli suçtan hükümlülerin ‘kayıtlı oldukları seçim çevresinde ve o seçim türlerinde’ oy kullanabileceği kararıyla, 55 bin 574 kişinin oy kullanma hakkını gasp etti.
Seçim güvenliğini sağlamakla görevli YSK, bu haliyle güvensizlik kaynağına dönüşmüş durumda.
Hayali seçmenler. . . Bir binaya yazılan yüzlerce seçmen. . . Daha şimdiden seçim güvenliğine şüphe düşürmüş durumda.
Seçime bu eşitsizlikler, adaletsizlikler ve hukuksuzluklar içinde giriliyor.
Türkiye’de yerel yönetimler, Saray’ın tahakkümü altında, iktidarı ayakta tutmak için uygulanan neoliberal politikaların ve muhafazakârlaşmanın yerel temsilcileri konumundadır.
Saray’ın tahakkümü altında yerel demokrasi alanları da daraldı. Rejimin tüm karar mekanizması Saray’a bağlandı.
Yerel demokrasi mücadelesi seçimlerle de sınırlı olmayan bir mücadeledir. Yerel demokrasi mücadelesi tek kişinin egemenliğine karşı halkın egemenliğini, halkın söz ve karar sahibi olduğu bir demokrasi temelinde kurmaktır.
AKP iktidarında kamusal hizmetler ticarileştirildi, kamusal varlıklarımız şirket varlıklarına dönüştürüldü.
Halk yaşadığı kente yabancılaştırıldı. Halkın kent yaşamında söz hakkı tanınmadı. Yaşadığımız kentle olan tüm tarihsel, kültürel, sosyal bağlarımız ortadan kaldırıldı. Mahallerimiz yok edildi. Emekçiler kent merkezlerinden sürüldü.
Siyasal İslamcılığın baskısı altında özgürlük alanlarımız daraltıldı. Bu kentlerde nefessiz bırakıldık!
Türkiye’nin ve kentlerimizin eşitlikçi, özgürlükçü ve kamucu yeni bir siyaset anlayışına ihtiyacı var!
Nefes aldığımız kentleri ve Türkiye’yi özgürlükçü, eşitlikçi, kamucu ve ekolojik bir siyasetle yeniden kurabiliriz.
Mahallemizde, semtimizde, kentimizde halkın söz ve karar sahibi olduğu bir yerel demokrasiyi birlikte kurarak bunu başarabiliriz.
Ulaşım, barınma ve iletişim başta olmak üzere kent hizmetlerini kamucu bir anlayışla yeniden düzenleyerek bunu başarabiliriz.
Kentlerimizde paylaşım ve ortak kullanım alanlarını çoğaltan dayanışmacı anlayışı güçlendirerek bunu başarabiliriz.
İnşaat yıkımına karşı, doğanın, suyun ve toprağın kıymetini bilen ekolojik bir anlayışla bunu başarabiliriz. Umutsuzluğu kıracak umudu, çözümsüzlüğü aşacak çözümü ve ülkemizi gömüldüğü karanlıktan çıkaracak ışığı bu devrimci siyaset anlayışını güçlendirerek birlikte ortaya çıkarabiliriz.
Özgürlük ve Dayanışma Partisi, yerel seçimlerde bu siyaset anlayışını ortaya koyarak mücadele edecek, AKP-MHP bloku karşısında seçimlerle sınırlı olmayacak Türkiye’nin yeniden kuruluş fikrini ve mücadelesini ülkenin her yerine taşıyacaktır.
Adaletsizlikler, eşitsizlikler ve hukuksuzluklar içinde gidilen bu seçimde her şeye rağmen, AKP-MHP blokunun tüm toplumu boğmaya çalışan politikaları karşısında aktif bir tutum alarak mücadele edecektir.
AKP-MHP blokuna Hayır demeye devam eden milyonlarla birlikte Hayır sesini güçlendirirken, milyonların özlediği özgürlükçü, eşitlikçi, bağımsız, demokratik, doğayla barışık bir ülke kurma mücadelesini sürdürecektir. Kentlerimizi Kazanalım! Türkiye’yi Yeniden Kuralım!” dedi. Basın açıklamasının ardından grup sessiz bir şekilde dağıldı.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 06.02.2019 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle