CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı için adı geçen Binali Yıldırım'a kendi sözleri ile seslendi.
TBMM'de 2019 yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2017 yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı üzerindeki görüşmelere devam ediyor. Bütçe görüşmeleri sırasında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına son söz alan Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, Başbakanlık bütçesine dair değerlendirmede bulunurken son Başbakan olan ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı için adı geçen Binali Yıldırım'a seslendi.
Yıldırım'ın başbakanlık için sarf ettiği "Koltuk elimizde kaldı" şeklindeki sözlere gönderme yapan Bayraktutan şöyle konuştu: “Ben müteveffa olan, ölmüş olan bir kurum hakkında konuşuyorum. O nedenle, önümüzdeki dönem bütçesiyle alakalı değil, 2017 kesin hesabıyla alakalı bir konuşma yapacağım değerli arkadaşlarım. Buraya gelmeden evvel, geçen dönemlerde Başbakanlıkla alakalı hangi konuşmalar yapılmış, bunları çıkarttım. 2017 Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı üzerinde AK Parti Grubu adına konuşma yapan Balıkesir Milletvekili Sayın Kasım Bostan buradan söylemiş, demiş ki: "Başbakanlık, güçlü bir ülke olma yolunda Türkiye'nin değişim ve dönüşümüne öncülük eden bir kurumdur. " Tabii, sayın milletvekili bu konuşmayı yapıyorken hem kendinin hem de Başbakanın bir dahaki dönemde bu Parlamentoda olamayacağını hesap edememiş. Ama bir takdiri de buradan ifade etmek isterim. Kocaeli Milletvekilimiz Haydar Akar burada. Burada, Parlamentoda daha önce yapmış olduğu konuşmada Haydar Akar diyor ki: "Eğer bu böyle giderse -bu gidişat böyle olursa- önümüzdeki dönemde Başbakanlıkla alakalı bütçede bir dakika bile konuşmaya ihtiyaç olmayacak. " Haydar Akar'ı kutluyorum bu Nostradamus'un kehanetinden dolayı. İyi ki varsın Sevgili Haydar Akar.
Değerli arkadaşlarım, Başbakanlık kesin hesabıyla alakalı Sayıştay denetim raporunu okudum, 9'uncu sayfada dört satırla geçmiş "Herhangi bir problem yoktur. " diye Sayıştay denetçileri.
Değerli arkadaşlarım, o Sayıştay denetçisinin alnından öperim buna olumsuz rapor verecek. Öyle bir Sayıştay denetçisi eğer olumsuz rapor verse bugün herhâlde o kurumda olmayacaktı. İstanbul'daki denetim raporları aklıma geldi değerli arkadaşlarım. Önceki dönemde -belki arkadaşlar bilmezler- bakın, şuraya iyi bakın, burada Başbakanlık sıraları vardı, en önde Başbakan oturuyordu. Biz, bir şey olduğu zaman, Bakanlar Kuruluna, Başbakana, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, dönüyorduk "Sayın Başbakan, bunları neden yaptın, bu yaptıkların yanlıştır. " diye feryat ediyorduk. Şimdi buraya pinpon masası koyun değerli arkadaşlar, pinpon masası. (CHP sıralarından alkışlar) Burada başka bir şey yok, görüyor musunuz yani? Parlamenter demokrasi, kuvvetler ayrılığının içine ettik değerli arkadaşlarım. Böyle bir tabloyla karşı karşıya kaldık. Padişahlık döneminde bile sadrazam vardı padişahın yetkilerini frenleyen. Biz, Başbakanlığı aldık, müteveffa yaptık. Bunu kabul etmek mümkün değil.
Gelinen noktada "Başkanlık" diye bir kurum yok. Hatırlayın, geçmiş dönemde -Başbakanın şahsını kenara koyuyorum değerli arkadaşlarım- Başbakanlıkla alakalı… Hani derler ya bizim dinimizde, inancımızda "Ölünün arkasından konuşulmaz, ölüleri hayırla yâd ediniz. " diye.
CHP Grubuna soruyorum: Başbakanlığı nasıl bilirdiniz arkadaşlar? Nasıl bilirdiniz arkadaşlar? (CHP sıralarından "İyi bilirdik. " sesleri) Dünya ahiret hakkınızı helal ediyor musunuz? (CHP sıralarından "Etmiyoruz. " sesleri) Etmiyor musunuz? Dünya ahiretteki hakkınızı helal etmiyor musunuz? Etmiyor musunuz?
AK Parti Grubundaki değerli arkadaşlarım, görüyorsunuz işte CHP'nin durumunu, Başbakanlığın durumunu görüyorsunuz. Tablo vahim bir tablodur.
Bir kanayan yaraya daha işaret etmek istiyorum değerli arkadaşlarım. Değerli Cumhurbaşkanı Yardımcım, Başbakanlığı lağvettik, kapattık. Peki bu Başbakanlığın personeli nereye gitti, bir de onu konuşalım. 150-200 civarındaki arkadaşımız da Parlamentoya geldi değerli arkadaşlarım. Parlamentoda hizmet üretiyorlar, taşeronluktan işçi kadrosuna geçtiler, çay hizmeti yapıyorlar ama Parlamentodaki Meclis personelinin maaşıyla aynı almıyorlar. Niye? Onlar başka tanrının çocukları mı değerli arkadaşlarım, başka dünyadan mı geldiler? O nedenle bu tabloyu değiştirmeniz, her iki kurumun çalışanları arasındaki bu eşitsizliği, adaletsizliği gidermemiz gerekiyor. Buna ivedilikle müdahale etmemiz gerekiyor değerli arkadaşlarım. O nedenle yüce Parlamentonun da bu konuda elinden geleni fazlasıyla yapmasını talep ediyorum değerli arkadaşlarım.
Bir problem daha var. O da nedir? Örtülü ödenek. Biliyorsunuz Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığının beraber kullanmış olduğu bir örtülü ödenek vardı. Şimdi, tek başına bu yetki nereye gitti? Saraya gitti değerli arkadaşlarım. Örtülü ödenekle alakalı olarak Kamu Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun 24'üncü maddesi diyor ki: "Örtülü ödeneği herhangi bir şekilde ailevi ve kişisel amaçlarla kullanamazsın, bir de seçim dönemlerinde siyasi partilerle alakalı herhangi bir harcama yapamazsın. " Peki, biz de soruyoruz: Bu örtülü ödenek seçim dönemleri yaklaştıkça neden doğum yapan bir anne gibi şişiyor değerli arkadaşlarım? Bunun bize bir açıklamasını yapın, neden böyle bir şey olabiliyor? Demek ki objektif kriterlerden öte sübjektif bir değerlendirmeyle karşı karşıyayız.
Başka bir şey daha söyleyeceğim ve sözlerimi bitireceğim değerli arkadaşlarım. Bakın, en başından bugüne kadar 28 başbakan görev yapıyor değerli arkadaşlarım, 65 hükûmet, 28 başbakan görev yapıyor. Her başbakan görevini diğerine devrediyor. Sayın Binali Yıldırım ne yazık ki böyle bir devirle karşı karşıya kalmadı ve "Koltuk elimde kaldı. " dedi.
Değerli arkadaşlarım. Ben de buradan Sayın Meclis Başkanına sesleniyorum: İzmir Büyükşehir Belediyesine aday oldu, koltuk elinde kaldı. Başbakanlığa aday oldu, koltuk elinde kaldı. Türkiye Büyük Millet Meclisine aday oldu, Başkan oldu, muhtemelen koltuk elinde kalacak ama biz ona İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığında mağduriyet yaratmayacağız, koltuğu elinden alacağız, Binali Yıldırım'ı da kurtaracağız. Niye söylüyoruz? CHP varsa herkes için var”.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 17.12.2018 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle