CHP Ülke genelinde 16 Nisan da yapılacak referanduma Hayır çalışmasına ara vermeden devam ediyor. Tüm Milletvekilleri Ülke genelinde kent kent, ilçe ilçe ziyaretlerine ara vermeden sürdürüyorlar.
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce’de Artvin-Borçka ve Arhavi ziyareti ardından akşam saatlerinde Hopa’ya gelerek Belediye parkı önünde toplanan kalabalığa bir konuşma yaptı. CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, CHP eski Milletvekilleri Metin Arifağaoğlu, Yüksel Çorbacıoğlu, Ardanuç Belediye Başkanı Yıldırım Demir, Kemalpaşa Belediye Başkanı Ergül Akçiçek, İl Başkanı Yücel Kurt ve il yöneticileri, CHP Hopa İlçe Başkanı Adnan İskender ve yönetimi ile Gençlik ve Kadın Kolları ile kalabalık bir topluluk katıldı.
Muharrem İnce Seçim otobüsü üzerinde meydanda toplanan kalabalığa hitaben bir konuşma yaparak, Artvin ve Hopa halkına her zaman güvendiğini, Artvin ve Hopa’dan doğan Güneşin yeniden tüm Türkiye’yi aydınlatacağını ifade ederek, akşam saati olmasına rağmen toplanan kalabalığa teşekkür etti.
Muharrem İnce burada yaptığı konuşmada şunları söyledi “Hayır oyu verenlerin terörist olduğu yönündeki yanlış söylemin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Ankara mitingindeki sözleriyle birlikte terkedilmeye başlandığını” hatırlatan İnce, "Bir kişi kendisi evet, oğlu hayır diyor. Şimdi adam oğluna terörist dedirtir mi? Ne teröristi ya! Bizim PKK ile FETÖ ile ne işimiz var! Habur'da örgütün ayağına mahkeme kuran, Oslo'da pazarlık yapan, FETÖ'yü büyüten bunlar değil mi?!" sorusunu yöneltti.
RÖPORTAJ VERDEM, BAKALIM TRT YAYINLAYABİLECEK Mİ?
Şimdiye kadar 80 civarında miting yaptığını, bunların hiçbirisinin TRT'de yayınlanmadığını belirten İnce, elektrik faturasından TRT için kesilen kendi payını helal etmediğini yineledi. Rize'ye gelmek için uçaktan indiğinde kendisinin TRT'nin kamerasının karşıladığını ifade eden İnce, "Helallik istemeye gelmişler her halde. Helal etmiyorum. Yok, onlara helallik, boğazlarında kalsın ne helalliği? Akşama kadar EVET. Siz TRT'de bir tane HAYIR diyen gördünüz mü? Şimdi duymuşlar bugün Rize'de olacağımı, havaalanında beni bekliyorlar. Ama onlara bir röportaj verdim yine de. Bakalım yayınlayabilecekler mi, göreceğiz" dedi. İnce konuşmasında şu mesajları verdi:
BU 18 MADDEDEN SANA/BANA, KİMSEYE BİRŞEY YOK:
Ben bu 18 maddeyi inanın en az 50 kere okumuşumdur. Bak güzel kardeşim, Kuran-ı Kerim’in ilk emri ne? Oku. Okudun mu bunu da ‘evet’ diyeceksin. Ben 50 kere okudum. Burada sana, bana, işçiye, memura, esnafa, köylüye, öğrenciye, işsize bir şey yok. ‘Birilerine bir şey var mı?’ dersen var. Adam kurban kesmiş, deriyi yüzmüş, 7 parçaya bölmüş. Tam dağıtacak ‘hocaya bir sorayım bunu’ demiş. ‘Hocam bu kurban etini nasıl dağıtayım?’ ‘Çok basit’ demiş hoca. ‘Başı hocaya, döşü hocaya, 7 parçanın 5’i hocaya, derisi cemaate, gerisi de sana’ demiş. Başı gitmiş, döşü gitmiş, 7 parçanın 5’i gitmiş, deriyi cemaat almış, gerisi de bize kalmış. Bu paket de böyle işte.
EVLERİNİN DIŞI SIVASIZ ÇOCUKLAR ŞEHİT DÜŞÜYOR:
18 yaşında vekillik meselesine gelince. Şahsen ben kendi çocuğumun 18 yaşında vekil olmasını istemem. Vekillik 23'ünde biter, ondan sonra aç gezer aç. Peki Mehmet Amca sen senin torununun 18 yaşında vekil olacağını mı sanıyorsun. Zenginin çocuğu vekil olacak, askerlikten muaf olacak, dokunulmazlık kazanacak. Senin çocuğun da 18-20 yaşında El Bab'da şehit olacak. Bak bugün yine üç şehidimiz var. Bu çocuklar kim biliyor musunuz? Evinin dışı sıvasız çocuklar. Hayır kardeşim, hayır. Sen evet diyorsan; Allah akıl fikir versin. Omuzlarının üzerindeki çıkıntıyı sadece şapka için kullanma, çalıştır biraz onu. Çalıştırınca kardeşiz zaten.
FETÖ'CÜDAVULCU BİLE VAR, AMA TEK VEKİL YOK:
FETÖ ile mücadele ediyorlarmış, hadi oradan, hadi oradanFETÖ ile birlikte yönetiyordunuz ülkeyi. FETÖ senin yönetim ortağındı. Bakın FETÖ'cü hemşire var mı, var. . . FETÖ'cü general, savcı, hakim, öğretmen, baklavacı, davulcu, zurnacı var mı, var. Bir tek FETÖ'cü milletvekili yok. Peki, siz buna inandınız mı? FETÖ’cü milletvekillerini açıklayayım mı? Siz sandık başında açıktan oy kullanayım derseniz kullandırırlar mı, hayır. Ama bazıları açıktan oy kullandı, 'işte benim oyum bu' dediler. İşte onlar FETÖ'cü vekillerdir.
FESİHİN ADI DEĞİŞMİŞ, 'SEÇİME GÖTÜRME' OLMUŞ:
Son günlerde bir tartışmadır gidiyor. Cumhurbaşkanı Meclisi feshedebilir mi, edemez mi? Şimdi bugün seçim oldu. Cumhurbaşkanı seçildi. Milletvekilleri de seçildi 5 yıllığına değil mi. 8 ay sonra Cumhurbaşkanı hiçbir kurala bağlı olmadan, hiç kimseye sormadan, hiç kimseye danışmadan canı ne zaman isterse seçim yapabilir mi? Yapabilir. İşte bu fesih demektir zaten. ‘Fesih’in adı değişmiş ‘seçime götürme’ olmuş. Mesela Abdullah Öcalan’ın adı yok artık. Ne var? İmralı var. Terör örgütü yok artık. Ne var? Kandil var. Zam yok, benzine zam gelmiyor atık. Zammın adı fiyat güncellemesi. Zam değil o, güncelleme. Hani gidiyorsun doktora ‘idrar tahlili yaptır’ diyor sana. Öbür adını söylese olmaz. Onun gibi bir şey bu. Bal gibi de meclisi feshedebilir, 6 ay süreyle olağanüstü hal ilan edebilir, 15 kişilik Anayasa mahkemesinin 12’sini atayabilir. Bütün bunlar Türkiye’nin başını belaya sokacaktır.
YETKİ TEK ADAMDA OLURSA, ONUN VEYA ÇOCUĞUNUN BİR AÇIĞINI BULUR, İSTEDİKLERİNİ YAPTIRIRLAR:
Bir kanun var, bir de onun yerine geçen kararname var. Kanun zor, meşakkatli ve zaman alıcı bir süreçte hazırlanır. Zor ama doğru olanı da budur. Kararname nasıl olur peki? Gördünüz mü güzellik uzmanlarının kararnamesini nasıl imzaladı! ‘Hasan getir kararnameyi bakayım’ dedi. Belki buna güzellik uzmanları sevinebilir. Ama bir de bunun tersini görmek lazım. Ben anlatayım size kararnameyi. Eğer EVET çıkarsa, bir sabah kalkar, ‘Hasan getir kararnameyi, '3. 5 milyon Suriyeli Türk vatandaşı yapılmıştır’ bitti. 'Emekli ikramiyesi 20 taksitte olacak' oldu tamam, 'şurada şu eyaleti kuracağım' oldu bitti. Şu şu kişileri yardımcı atadım, hanımefendiyi kendime birinci yardımcı yaptım. Bu hangi ülkede oldu biliyorsunuz değil mi? Azerbaycan’da. Aliyev akşamdan yengeye söz vermişti, sabah ilk işi kararnamesini imzalamak oldu, öyle değil mi? Yetki 550 kişide olursa tehdit edemezler. Ama yetki bir kişide olursa onun bir açığını, olmadı çocuğunun bir açığını bulurlar istediğini yaparlar. 2. Dünya savaşında bunu yapmaya çalıştılar, İsmet Paşa izin vermedi, 'Ben evet desem bile Meclis kabul etmez' dedi. Şimdi Meclis devre dışı bırakılmak isteniyor.
FAKİR MİLLETİN 400 MİLYONU GİDECEK:
Milletvekili sayısı 50 artıyor. 30 bakan 20 de tane de yardımcı atayacak. Kaç yardımcı olacak belli mi, hayır. Birden fazla. Yazıldı mı oraya. Hayır. sen üç tane seçersin, senden sonraki 33 tane seçer. Özellikleri ne olacak? 18 yaşını doldurmuş, ilkokul mezunu olması yeterli. Aynı yetkileri kullanacak. Bunun bu fakir millete maliyeti yıllık 400 milyon lira. Ey fakir milletim buna evet diyecek misin, ben vekil olarak hayır diyorum. Bakın size söyleyeyim; bizim üç dört katımız büyük ülkelerin vekil sayısı bizden az. Bize 300 vekil yeter de artar bile. Başka ne olacak EVET çıkarsa. Bütçeyi tek başına yapabilecek. Meclis kabul etmezse bile bir miktar artış koyacak yine bütçe devam edecek. Eğer EVET derseniz, altı ay süreyle OHAL ilan etme yetkisi vermiş olacaksınız.
SAKIN BANA BİRŞEY OLMAZ DEME:
AKP’li kardeşim sakın ‘bana bir şey olmaz, ben AK partiliyim’ deme. Abdullah Gül, Bülent Arınç da AK Partiliydi. Bir daha önceki durumlarına bir de bugün hallerine bakın. Abdullah Gül ve Bülent Arınç partiye bile giremiyorlar. Gör hallerini gör. Güvenoyu yok. Sözlü soru kalkıyor, gensoru kalkıyor. Bakanlar beş senede Meclise bir kere gelecek. Milletvekili bakana soru soramazsa, hesap soramazsa sen de milletvekiline hesap soramazsın.
ÜCRETSİZ FİZİK DERSİ VERMEK İSTEDİM, ARINÇ HAYIR DEDİ:
Ben Hakan Şükür ile birlikte vekillik yaptım. Hakan Şükür'ü Galatasaray FETÖ'cü olduğu için değil, iyi golcü olduğu için aldı. Ama sen FETÖ'cü diye vekil yaptın. Biliyorsunuz ben fizik öğretmeniyim. Ben Ankara'da bir okulun sabah saatlerinde ben geçen fizik derslerine ücretsiz girmek istedim, Meclis Başkanı Arınç o zaman olmaz dedi, izin vermedi. Ama aynı Meclis Başkanı benimle birlikte vekilin olan Hakan Şükür'ün TRT'de 200 bin TL maaşla program yapmasına ses çıkarmadı.
EY DİYANET, DEVLET OLANAĞIYLA EVET DİYENLERE DE BİR FETVA VERSENE:
Şu güzel Anadolu’da ne düzgün insanlarımız var bilseniz. Vatandaşın birisi devlet memuru, arkadaşlarıyla birlikte bir devlet dairesinde çalışıyorlar. Bir tane su ısıtıcı almışlar, su ısıtmak için. Şeker almışlar, çay almışlar, su almışlar. Ama devlet dairesinde, devletin elektriğini kullanarak çay demleyecekler. Acaba diyorlar böyle bir çay demlersek bu haram olur mu, caiz midir? Sonunda kararlaştırıp Diyanete soruyorlar, diyorlar ki, ‘Ben devlet dairesinde memurum, burada çay demlesek, su ısıtsak devletin elektriğiyle caiz midir?’ Diyanet fetva veriyor; ‘caiz değildir’ diyor. O çayı içemezsin. Onlar da demlemiyorlar. Ey Diyanet, sen görmüyor musun devletin uçağıyla ‘evet’ propagandası yapıyorlar. Onlara da bir fetva versene.
MEĞER BİZİM TEK DERDİMİZ BAKIN NEYMİŞ:
Ben çıkmayacağına kesinlikle inanıyorum. . . Ama diyelim pakete evet çıktı. Ama değişiklikler 2019’da yürürlüğe girecek. Bir madde var ki o ise hemen yürürlüğe girecek. O da partili cumhurbaşkanlığı maddesi. Yani Türkiye’nin hiçbir derdi yokmuş, işsizlik yokmuş, enflasyon yokmuş, dış politikada sorun yokmuş, emeklinin derdi yokmuş; tek derdimiz partili cumhurbaşkanıymış. Meğer tek derdimiz buymuş.
EVET, DİYENLERE SESLENİYORUM, ÖNCE OKUYUN:
16 Nisan'da sandık başına gideceğiz. Evet diyenler olacak hayır diyenler olacak. Evet diyenler de hayır diyenler de bu memleketin evlatları. Hayır diyenlere işaret parmağını göstererek terörist diyenler var. Bizler gücümüzü Kuvvacılar'dan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten alıyoruz. Evet diyenlere sesleniyorum. Kuran-ı Kerim'in ilk emri nedir. "Oku", güzel kardeşim sen bunu okudun da mı evet diyorsun. Eğer okuduysan yüzde 1 evet bile çıkmaz. Bir insanın bunu okuyup da evet demesi mümkün değil. Polis memuru olup da evet diyorsa şunu bilmesi gerek. Cumhurbaşkanına öyle bir yetki veriyorsunuz ki dese ki Cumhurbaşkanı kapatıyorum polis teşkilatını yenisini kuracağım derse bunu yapacak. Bu yetkiyi ona vereceksiniz, ben de vermeyin diyorum Elbistan, vermeyin.
HER ŞEY DEVLETTEN, BAS HAYIRA KURTUL BU İLLETTEN:
Hani Padişah Mecnun ile Leyla’yı çağırmış saraya. Leyla’ya bakmış, bakmış. Mecnun’a dönerek, ‘Ya Mecnun Leyla bu mu ya, hani uğruna dağlar deldiğin, çöller geçtiğin Leyla bu mu?’ diye sormuş. Mecnun da, ‘Padişahım siz bir de onu benim gözümle bir görseniz’ demiş. Ey Ünyeliler onlar bizim gözümüzle cumhuriyete bakmıyor. Bizim aşkımızla bakmıyor. Sandık başına gittin. Zarf, pusula, mühür hepsi devletten. Bas hayıra kurtul bu illetten. Peki, hangi rengi tercih edeceksin. Beyaz demokrasinin kefeni, geç onu hemen öbürüne geç. Öbürü toprağın bereketi kahverengi. Bas kahverengiye oyun bereketli olsun” diye konuştu
Yapılan konuşmaların ardından Muharrem İnce İlçe’den ayıldı.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 06.04.2017 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle