Yeşil Yol Projesine Tepkiler Dinmek Bilmiyor

14/10/2016 11:52

Çevreciler “İstanbul'dan Ses Verdik: Yeşil Yol'a Dur De”


Haber: Hayati Akbaş







Fırtına İnisiyatifi ve yeşil yola karşı olan yaşam savunucuları, Yukarı Kavrun'da inşaat çalışmaları yeniden başlayan “Yeşil Yol” projesine karşı Kadıköy’de toplandı.

Kadıköy Süreyya Operası önündeki protestoda Fırtına İnisiyatifi gönüllüleri Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararını hatırlatarak, Yeşil Yol’a karşı destek çağrısını yineledi.

Burada yalpan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:”10. 10. 2016 günü; Çamlıhemşin'e bağlı Yukarı Kavrun yaylasında, 2. 500 metrede işlenen doğa cinayetinin tanığıyız. New Holland marka dozer suç aletiyle işlenen cürüm, binlerce yıllık toprak örtüsünü, merayı sonsuza dek yok etti. Bu doğa cinayetini engellemek için orada bulunan 11 arkadaşımız, jandarma tarafından, 'çalışmaları engellemek' ve 'görevliye mukavemet' suçlamasıyla gözaltına alındı. Devam eden günlerde; Kavrun yaylasına çıkışlar yasaklandı…

Ellerinde, Danıştay’ın en üst karar mercii, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu (DİDDK) ile Danıştay 6. Dairesi’nin “Yeşil Yolu” açıkça hukuka aykırı bulup, durduran kararları vardı. Güvenlik güçlerine, bu kararları gösterip; hukukun uygulanması ve kararlara aykırı gerçekleşen her santim çalışmanın yasadışı olduğunu hatırlatmaktı amaçları.

DİDDK, TEMA’nın açtığı davada: 15. 10. 2015 tarih ve 2015/1068 YD İtiraz no’lu kararıyla, 2011 tarihli Doğu Karadeniz Çevre Düzeni Planı’nda yer alan "yayla turizmi kapsamında yaylalar arası entegrasyona yönelik yolla” ilgili yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Ayrıca Danıştay 6. Dairesi de, yine TEMA’nın açtığı diğer bir davada (09. 03. 2015 tarih ve 2013/7744 E. nolu); yeşil yol projesi kapsamında yapımı planlanan "Kaçkar dağlarına kış sporlarına ilişkin yürütmeyi durdurma kararı vermiştir. Bu kararlar halen geçerli ve yürürlüktedir. Bu kararlara uymak ve gereğini yerine getirmek; Anayasa’nın md. 138/4’e göre yasama, yürütme ve idareye verilmiş bir yükümlülüktür.

Arkadaşlarımızın çabaları işe yaramadı. 'Kanun' gücü, bu insanları karakola taşırken, dozer de tarihin en direnişsiz kepçe darbeleriyle ciğerimizi deşti. Tüm yürek acımızla soruyoruz;

- ‘Yeşil Yol’un belgesi olan 600 sayfalık “Doğu Karadeniz Master Planı”nda, yol 3-4 sayfa ile anlatılmış: Bunun haricinde proje ile ilgili somut herhangi bir bilgi verilmemiştir. Ortada bakanlık tarafından belirlenmiş bir proje bile mevcut değilken; yolda ısrar niye? Tüm bilimsel veriler, projenin rant devşirmekten ve doğayı dönüşsüz biçimde yok etmekten öte bir getirisi olmadığını gösteriyor. Hangi alışveriş, hangi kirli hesap, yaşama bu denli düşman bir 'iş'i başımıza bela etmektedir. Bu yol halka kahır getirirken, kime hangi yükle yüklü uzun araçları taşıyacaktır?

- Bu talan projesine ait çalışmalar, geçen yıl, halkın kararlı direnişi ve mahkemelerin yürütmeyi durdurma kararlarıyla durmuştu. Çalışmalar şu halde kanuni olma vasfını yitirmiştir. O halde idare ve güvenlik güçleri neden halen bu çalışmaların yapılmasına izin vermektedir. Bakanlık, mahkeme kararlarını nasıl bu kadar kolay hiçe sayabilmektedir? Bakanlık ve inşaat şirketleri, başka bir hukuk düzenine mi tabidir.

- Asla şiddet kullanmamış, yalnızca hukuktan ve doğadan aldıkları güce yaslanmış insanlar, hangi suçlama kapsamında gözaltına alınmıştır? Bu insanların, memleketlerine, evlerine, günlük yaşamlarına, yaylacılık faaliyetlerine ve kültürlerine ağır zararlar verecek bir girişime itiraz etmeleri, yasal hiçbir dayanağı olmayan bu zorbalığa engel olmaya çalışmaları, hangi izan, hangi mantık dahilinde 'suç' olarak değerlendirilebilir?

- Yayla sezonunun sona erdiği, evlerin boşaldığı bu mevsimde, hangi yangından mal kaçırılmaya çalışılmaktadır. Amaç, bu gayrı meşru çalışmaları, sinsilikle halktan gizlemek ve yağmayı sessizce ilerletmek değilse nedir?

Kavrun'da çiçekleri, çayırları, çimenleri öldürdüler, öldürüyorlar. Vadinin orta yerinde, kepçeyle açılmış geniş ve derin yaralarla, hepimize hayat veren toprak anayı paramparça ettiler. Tüm bir coğrafya için planladıkları cürümün olay yeri fotoğraflarına bakamıyoruz. Orada kanayan toprak, diğer katliamları haber veriyor. Yalnız coğrafyamız ve geleceğimiz değil, geçmişimiz de yok ediliyor. Bu vahşet, bu hukuk tanımaz açgözlülük, dünyamızı hızla çöle dönüştürmeden önce, tüm demokratik kamuoyunu desteğe ve dayanışmaya çağırıyoruz. Çünkü o yaylaların, vadilerin, bu dayanışmayı büyütecek insanlardan başka kimsesi yok!”.

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 14.10.2016 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Benzer Haberler
Benzer içerik bulunamadı.


En Çok Okunan Yaşam Haberleri
 » Şehir Plancıları Hopa’nın Haritasın...
 » Hopa’da Gergin Anlar...
 » Makedonyalı Türk Gençler Çaykur'un...
 » Hopa Uluslararası Lojistik Kongresi...
 » Dsi Artvin Bölge Müdürü Yıldız’dan...
 » Tiflis - Trabzon Direkt Uçuşları Ba...
 » Bakan Uraloğlu’ndan Rize - Artvin H...
 » Kemalpaşa Kaymakamı Ayaz Denetime Ç...
 » Kokarca Böceği İstilasına Rize Bele...
 » Başkan Erhan Yılmaz’dan İşadamı İsm...