Artvin’de Gergin Gece

23/05/2014 08:40

Artvin’de Gerginlik Devam Ediyor.

Haber: Hayati Akbaş

Artvin Halkevlerinin basın açıklaması sırasında yine gergin anlar yaşandı. Artvin Kızılay iş hanı önünde basın açıklaması yapmak için toplanan Halkevleri Soma’da yaşanan olayları protesto etti. Yapılan basın açıklamasını Dursun Ali Koyuncu gerçekleştirdi.

Koyuncu yaptığı açıklamada; “Bugün SOMA katliamının 8. Günü, resmi rakamlarla ölü sayısı 301. Gizlenen, açıklanmayan ölülerin olduğu söyleniyor. Kamuoyu baskısı ile 8 kişi sorumlu diye tutuklandı. Soruşturmanın boyutunun nereye kadar uzanacağı, kimlerin soruşturmaya dahil edileceği belirsiz.

Bugün SOMA katliamının 8. günü, bir bakan bile istifa etmedi. Başbakan Tayyip Erdoğan kader diyor, yetmiyormuş gibi grup toplantısında, " Enerji Bakanı günlerce orda sabahladı kendisine teşekkür ediyorum" diyor. Kralın soytarıları, biat kültürü ile yaşayanlar ve yaşamamızı isteyenler alkışlıyor, tezahürat yapıyor. Sanki o kadar insan ölmemiş, bir o kadarına da maden ocakları mezar olmamış gibi davranıyorlar. Bir ülkede hükümet halkı ile böyle dalga geçemez, insan aklı bu kadar yok sayılmaz. İnsan bu kadar değersizleştirilmez.

Ölümler fırsat biliniyor, sahte gözyaşları dökülüyor

Bu ülkede ne olsa hep AKP iktidarına komplo olarak algılanıyor. 301 tane insanın ölümünü komplo ürünü olarak gören akıllılarımız var. Öyle söylem geliştiriyorlar ki; sanki o kadar insan, Tayyip'e kurulan komplo sonucu öldürüldü. Dehşet bir senaryo yazılıyor, insanların bu senaryoya inanmaları için ellerinden geleni yapıyorlar.

Ülke halkının gözü kulağı Soma katliamında iken, bunlar ölümleri fırsat bilip 17 Aralık döneminde hakkında yurt dışına çıkış yasağı bulunan Rıza Zarrab'ın bu yasağını kaldırıyorlar. İnsanların acılarını fırsata çeviriyorlar. Sahte gözyaşları döküp, fıtrata sığınıp, insanları çaresizliğe sevk ediyorlar. İnsanların acılarını dindirmeye çalışmak yerine, kendi geleceklerini düşünüp bu olaydan nasıl aklanırız düşüncesi içerisine giriyorlar. Tarikatları SOMA ya gönderiyor, AKP teşkilatını SOMA ya sevk ediyorlar. Dertleri soma halkının çektiği acılar değil, acıların kendi sonları olmasından korkmalarıdır. Bu yüzdendir ki, Başbakan'ın Soma'ya gitmeden kentte olağan üstü hal yarattı, protesto edenleri korumalarına dövdürttü. Hatta bunlar yetmiyormuş gibi "buraya ne yüzle geldiniz" diyen bir Soma'lı gence tokat atıyor.

AKP'nin ayrıştırıcı, saldırgan siyaseti Artvin'de kirli oyunlar tezgâhlıyor

SOMA katliamının hemen ertesi günü, ülkenin dört bir yanında insanlar sokakta katliamın sorumlularını yargılarken, elbette Artvin'de bizlerde sorumlulardan hesap soracaktık. Olayın katliam olduğunu, ölümlerin nedeninin taşeronlaşma, özelleştirme politikası olduğu ve bu politikaları uygulayan AKP'nin bu ölümlerden sorumlu olduğunu biliyorduk. Bu nedenle AKP İl Başkanlığı binasına yürümek istedik. Polise daha önce defalarca AKP önünde basın açıklaması yaptığımızı, açıklamamızı AKP önünde yapıp ayrılacağımızı belirtmemize rağmen, Atapark girişine barikat kuruldu. Demokratik hakkını kullananlara saldırıldı. Saldırı sadece polis saldırısından ibaret kalmamış, Osmanlı Ocağı Başkan'ı başta olmak üzere, üyeleri de saldırıya ortak olmuştur. SOMA için timsah gözyaşları dökenler Artvin'de SOMA halkı ile dayanışma için yürüyenlere saldırmıştır.

Bunlar AKP'nin adi suçlardan sabıkalı, faşist zihniyetlerden oluşturduğu suç örgütleridir. Çünkü halka saldırmışlardır. Bunlar sandık sonucunda bile teslim alınamayan devrimci demokrat ilerici unsurları sindirmek, teslim almak için tutulan AKP'nin paralı askerleridir. Bunlar demokratik hakkını kullanmak isteyenlere, derelerine, doğasına, suyuna sahip çıkanlara saldırmak için oluşturulmuştur. Artvin'in önünde maden gibi bir tehlike vardır. Bu tehlikeye karşı oluşturulacak halk muhalefetine de bu faşistler saldıracaklardır. Asıl hedefin Artvin'de maden karşıtı muhalefeti sindirmek olduğu aşikârdır.

AKP'ye çetelere meydan vermeyeceğiz

Bizler doğasına suyuna sahip çıkan bu ülkenin geleceğiyiz. Eşit özgür bir dünya için mücadele ediyoruz. Başı dik, alnı ak, özgür insanların ülkesini kurmak için mücadele ediyoruz. Onlar bu ülke topraklarına gericiliği ve faşizmi hakim kılmak istiyor. Onlar maden ocaklarında, kâğıttan binalar ortasında ya da sokak ortasında kalleş bir kurşunla, şaz kapsülü ile ölümü bu halka kader olarak sunuyorlar. Onlar patronların kar hırsına geleceğimizi kurban ediyorlar. Onlar sermayedarların özgürce ticaret yaptığı, halkın sermayedarlar elinde kölece çalıştırıldığı bir düzen istiyorlar.

Bunların ardında maden baronları, polis ve AKP il teşkilatı bulunmaktadır. Bunları parayla sokağa salanlar, Artvin'i teslim almak istiyorlar. Artvin'in aydın yüzünü yok edip, bu topraklarda şiddetin, ölümün kol gezmesini istiyorlar

Bizler Ahmet Pehlivanların, Enver Karagöz'lerin, Özgüç Tuncay'ların yetiştiği bu kenti, haramilere teslim etmeyeceğiz. Biliyoruz ki; bunlara meydan vermek tarihimize ihanettir. Bu dönemde devrimcilere sahip çıkmak, kentimize ve geleceğimize sahip çıkmaktır. Aksi taktirde hep beraber yenileceğiz ve bu kentin kaderini yağmacı maden şirketlerine teslim edeceğiz. Bu kentte mülteci konumuna düşeceğiz. Ya da mücadele edip kazanacağız. Bu kenti savunacağız” ifadelerine yer verdi.

Basın açıklamasını gerçekleştiren grup Artvin Caddelerinde yürüyerek bildiri dağıttılar. Yürüyüşlerini tamamlayan grup tekrardan Kızılay İş Hanı önüne geldiği sırada karşıt görüşlü başka bir grup arasında sözlü tartışma kavgaya dönüştü. Büyüyen kavgaya polis müdahale etmeye çalıştı. Saatlerce süren gerginlik gecenin geç saatlerinde son erdi.

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 23.05.2014 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.