Artvin Belediyesi’nin düzenlediği, “Demokrasi Sorunları” Paneli yapıldı. Yaklaşık 3 saat süren panelin konuşmacıları eski İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş, CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’dı.
Panelin moderatörlüğünü ise CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan yaptı. Üç hukukçunun bir arada demokrasiyi konuşması salonda bulunan dinleyicilerin ilgi odağı oldu. Panele; CHP 15. Dönem Artvin Milletvekili Şadi Erdem, 23. Dönem Milletvekili Metin Arifağaoğlu, Artvin Belediye Başkanı Emin Özgün, CHP İl Başkanı Selim Bilgin, ilçe başkanları, CHP’li belediye başkanları, il genel meclis üyeleri, kadın kolları başkanları, gençlik kolları üyeleri katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasından sonra başlayan program CHP Gençlik Kolları’nın hazırladığı Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edilmesinin yıl dönümü olması dolayısıyla anma etkinliğiyle başladı. Emperyalizme karşı oldukları için idam edildiklerinin altı çizilen canlandırmada üç gencin son cümleleri ve idam edilişleri canlandırıldı.
Anma programının ardından panele geçildi. Panelde İl Başkanı Selim Bilgin kısa bir konuşma yaptı. Başkan Bilgin; “ Bugün aramazda çok değerli konuklarımız ve panelistlerimiz var. Önemli konulara değinecekler. Ben konuşmamı kısa tutacağım. Şu bir gerçek ki Türkiye çok büyük sorunlar yaşıyor. Çok zorlu dönemeçlerden geçiyoruz. Emperyalizm her yerde. Artvin’de de çeşitli şekilde geldiler. 170 adet HES yapmak için buradalar! Çoruh Vadimizi yok ettiler. Yetmedi, şimdi Cerattepe’de başımızda madencilik yapmak istiyorlar. Benim akrabalarım sizlersiniz. Şunu açıkça söylüyorum. Cerattepe’de çalışanlar benim akrabalarım olmayacak. Akrabalarım bu salondaki insanlardır. Madenlerimizi talan etmeye geliyorlar. Artvin halkı olarak sonuna kadar direnmeye devam edeceğiz. Arkadaşlarımız az önce Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını andılar. Bahriye Uçok, Ahmet Taner Kışlalı, Uğur Mumcu, Deniz Gezmiş ve arkadaşları emperyalizme karşı durdukları için, tam bağımsız bir Türkiye’yi savundukları için şehit edilmişlerdir. Evet, Türkiye’yi talan etmek isteyen güçler önündeki engelleri kaldırmak için her yolu deniyor ve yapıyorlar. Yolumuz Mustafa Kemal’in yoludur, Denizlerin yoludur. Hepinize çok teşekkür ediyorum. ” ifadelerine yer verdi.
Selim Bilgin’in konuşmasının ardından kısa bir konuşma yapan Milletvekili Bayraktutan; “Cumhuriyet nedir? Sorusunu sormak lazımdır, Cumhuriyet şudur: Ben bir köylü babanın çocuğuyum. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde İsmet İnönü’nün torunuyla aynı yerde oturup siyaset yapabiliyorsam bu Cumhuriyet sayesindedir arkadaşlar. Evet, Cumhuriyet herkese bunu sağlayabilen bir yönetim şeklidir. Biz bir yanlış yaptık. O da “Muhalefetteyken Cumhuriyeti koruyabileceğimizi düşündük. Ama muhalefette Cumhuriyeti korumak çok zor oluyor. Onun için iktidar olmamız gerekiyor. Halkın seviyesine inmek diye bir deyim var. Bu yanlıştır arkadaşlar: Halkın seviyesine inilmez, çıkılır. Ben milletvekili olduktan sonra bunu çok açık ve net bir şekilde gördüm. ” dedi.
Panelin ilk konuşmacısı olan Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz konuşmasında; “Az önce gençler Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edilmesinin yıldönümünü andılar. Onlara teşekkür ediyorum. Onlar Kuva-i Milliye ruhunu taşıyorlardı. Biz bu ruhu nerde görüyoruz. Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda, tam bağımsız yolunda verilen mücadelelerde görüyoruz.
Artvinliler aydın, kültürlü insanlar. Onun için tereciye tere satmayacağım. Ben daha çok Anayasa Komisyonu’nda yaşananları sizlere anlatacağım” dedi.
Yeni Anayasa sürecinin kapıların ardından, Amerika’da, Oslo’da, Kandil’de işletildiğini iddia eden Yılmaz; “Anayasa komisyonu oluşturulurken bu masada yer almamızın çok önemli bir nedeni vardı. Biz AKP’nin uzlaşma ile bir anayasa yapmayacağını çok iyi biliyorduk. Ama onların ipliğini orada gördüğümüz gerçeklerle halka anlatarak pazara çıkarmak için o masaya oturmalıydık. Yandaş basın bize yer vermiyor. Çok kısıtlı basın yanında yer alabiliyoruz. O zaman ne yapacağız? Biz de Anadolu’ya çıkarma yapıp insanlarımıza gerçekleri anlatacağız. 21 Mart Nevruz Bayramı’nda her şeyi çok net gördük. Anladık ki bu anayasa çalışması Abdullah Öcalan ile Kandil’deki Karayılan ile yapılmış. Ben bundan utanç duyuyorum. 21 Mart’ta gördüğüm o utanç tablosundan sonra Meclis’e ağlayarak geldim. Evet, 21 Mart’ta PKK ve Abdullah Öcalan meşrulaştırıldı. Çözüm sürecinde terör örgütü silah bırakmıyor, asker çekilsin diyor. Sonra tehditler savruluyor. 50 bin kişiyle saldırırız, halk ayaklanması başlatırız diyorlar!. . Bunun hukuktaki adı “İkrah” tır. Yani tehdittir. Terörist başı ulusal devlet anlayışını yıkacağız diyor!. Davutoğlu böyle diyor, Tayip Erdoğan böyle diyor. 1860 yılında Osmanlı’nın terk ettiği eyalet sisteminden söz ediyor. Türkiye’nin Suriye’ye saldırılması isteniyor. Bunu kim istiyor? ABD ve İsrail. Evet, analar ağlamasın diyorlar, ama çocukların ekline silah verip Özgür Suriye Ordusu deyip ülkeyi kan gölüne çevirtiyorlar. Kendi askerini savaşa göndermeyen ABD maşa olarak bizim çocuklarımızı kullanıyor.
BDP ve AKP’nin örtüştüğü o kara çok nokta var ki BDP Eyalet istiyor, AKP ise Başkanlık sistemini istiyor. Bakın Başbakan Türk Milleti diyemiyor. BDP’ de bunun kullanılmasını istemiyor. Bu millet diyor, Millet diyor ama isim veremiyor. Buna karşın vatandaşlık, Türkiyelilik diyor! Mesela bir başka konu Anadil konusu var. Bir ülkenin resmi dili olur. Türkiye’nin resmi dili bellidir. O da “Türkçedir. Evet, diğer diler öğretilmelidir, devlet destek verip bunların öğretilmesini sağlamalıdır. Ama resmi olarak konuşulacak bir dil olmadan ülke olamaz. İşte Yugoslavya böyle parçalanmıştır.
Bakın BDP Tekke ve Zaviyelerin açılmasını istiyor. Bir Milletvekili ben açıkça şeriatçıyım diyor! AKP’nin cesaret edemediği soru önergelerini BDP veriyor. ” ifadelerine yer verdi.
Daha sonra konuşan eski İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş sözlerine CHP Gençlik Kollarını Deniz Gezmiş’i anma programını hazırladıkları için tebrik ederek başladı.
Eski İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş; “Deniz Gezmiş ve arkadaşları idam edildiğinde ben o zaman Nallıhan’da Cumhuriyet savcıydım. Bu gençler tam bağımsızlık için mücadele verdiler. O zaman 1402 sayılı yasa vardı. Bu yasa üzerinde değişiklik yaptılar. Yargılanmanın nerde ve nasıl yapılacağına Sıkı Yönetin Komutanı karar verdi, dendi. Buna karşı ilk davayı ben cumhuriyet savcısı olarak ve bir de CHP açtı. Ancak ne yazık ki başarılı olamadık. Bu delikanlıları infaz ettiler. Onlar hiçbir zaman boyun bükmedi, sizde eğilmeyin, bükülmeyin gençler” dedi.
Demokrasi konuşmasına “Demokrasi nedir sorusunu sorup kendisi cevaplayan Güneş;” Demokrasi “Demos” ve “Kratis” Latince kelimelerin birleşmesiyle oluşmuştur. Halkın kendi kendisini yönetmesi anlamına geliyor. Halkı halk yönetecek. Sorunlar genellikle tamamlanmamış demokrasilerde yaşanır. Demokrasi yerleşince sorunlar kendiliğinden ortadan kalkar. Evet. Atatürk Demokrasiyi “Egemenlik Kayıtsı Şartsız Milletedir” diyerek getirmiştir. O dönemde bunu yapmak her babayiğidin işi değildir. Yani egemenliği göklerden alacaksınız halka vereceksiniz. Bunun yanında Kurtuluş Savaşı’nda mandacılar vardı. ABD’nin İngiltere’nin mandalığını savunanlara karşın “Tam Bağımsız Türkiye”yi savunan Mustafa Kemal ve arkadaşları bu ülkeyi kurmay başarmışlardır.
Bakın Recep Efendi başkanlık istiyor. ABD’yi örnek veriyor. ABD bir devlet değil ki? Devletler topluluğu, devletler birliğidir. Bunu Türkiye’ye nasıl uyarlayacaksınız? Bölücü terör örgütüyle görüşüyor. Gazetelere yansıyor. Çıkıp; “Bunu ispatlamayan şerefsizdir, müfteridir” diyor. Ama sonra görüştüğü orta çıkıyor. Böyle bir adama ülke teslim edilir mi? Onun orada oturması bizi utandırmalıdır.
Şimdi başlattıkları sürece “Apo” süreci diyemiyorlar. İmarlı süreci diyorlar. Ondan da utandılar şimdi süreç diyorlar! Kendileri bunun altından kalkamadılar. Bir de “Akil Adamlar” çıkardılar. Şimdi bu adamlar halka bir şeyler anlatmak için geziyorlar ama koruma ordusuyla geziyorlar. Hani halka bir şeyler anlatacaktınız? Ne diyor bunlar analar ağlamayacak? Ben de senin diyorum. Evet, Başkanlık sistemi dedikleri gibi anlatılanlar gibi bir sitem değil. Orada her şey başkanın istediği gibi yönetilir.
Başkanlık Sistemiyle Bunlar Kürdistan kuracaklar. Din kurallarıyla yönetilen şeriat devleti kuracaklar. ABD Dışişleri Baklanı “Gazze’ye şimdi gitme sonra git” diyor. Bu nasıl bir bağımsız ülkedir. Bu ülkede iki büyük tehlike vardır. Bir tanesi Yobazlar, bir tanesi de Emperyalistlerdir. Onlara karşı her zaman dik duracağız, mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadelerine yer verdi.
Solanda bulunanlar tarafından uzun süre ayakta alkışlanan panelistler, hatıra fotoğrafı çekinilmesiyle panel sona erdi.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 08.05.2013 tarihinde Tolga Gül tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle