Artvin'in düşman işgalinden kurtuluşunun 92. yıl dönümü törenlerle kutlandı.
Ali Nihat Gökyiğit Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen törene, Artvin Valisi Necmettin Kalkan, İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay Alper Sır, Artvin Belediye Başkanı Emin Özgün, Artvin Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Karişit, Adli Yargı ve Adalet Komisyonu Başkanı Mutlu Çat, Artvin Çoruh Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Duman, İl Emniyet Müdürü Hüsrev Salmaner, daire amirleri, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törende, Artvin Valiliğince hazırlanan ‘’Kurtuluşunun 92. Yılında Artvin’’ konulu sinevizyon gösterimi yapıldı.
Daha sonra Artvin Çoruh Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Atalay, Artvin’in tarihsel tanıtımı konulu bir sunum yaptı. Atalay konuşmasında şunları dile getirdi, “Artvin’in son dönem siyasi tarihi iki açıdan değerlendirmek lazım. 30 Ekim 1918 Mondros mütarekesinden önceki dönem ve Mondros Mütarekesinden sonraki dönem. İlk olarak mütareke öncesine bakılırsa bölgede: Rusların faaliyetleri görülür. Bunlar bölgede bulunan Gürcüler, Ermeniler ve Çerkezleri kullandılar. Onları “ Milli Teşkilatlar” adı altında teşkilatlandırıp topladılar örgütlendirdiler. Artvin ve civarlarında ki Türkleri de bu cemiyetlerde toplamaya çalıştılar. Bunu yapabilmek içinde çevrenin önde gelen simalarıyla görüşerek onların nüfuzlarından istifade etme yoluna gittiler. Artvinli sinkot (Sümbüllü) köylü Kadir Ağa bunlardandır.
Osmanlı gizli Türk teşkilatı “ Teşkila-ı Mahsusa”nın amacı Türkleri birleştirmek ve güçlü bir siyasi birliktelik kurmaktır. Bunun nedeni Kafkas Bölgesinin uygun bir ortama sahip olmasıdır. Bundan dolayı Teşkilat-I Mahsusa bu bölgedeki çalışmalarını oldukça önemsemişti. O dönem bölgede ki teşkilat elemanlarının en önemli simalarından Kene Kemal, Yenibahçeli Nail, Artvinli Yusuf Rıza, Yakup Cemil’de vardı. En büyük destekçileri de aynı teşkilatın mensubu olan Trabzon Valisi Cemal Bey ve Erzurum Valisi Tahsin (Uzer) Bey de vardı. Teşkilat mensupları işgal altındaki Artvin, Borçka, Şavşat, gibi yörelerde olduğu kadar Yusufeli’nde de hızla örgütlenmeler varlığını hissettirdi.
Teşkilat-ı mahsusa’nın desteğini arkasında gören “ WELD Sınır Taburu Komutanı Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey Artvin’e Ruslar bozguna uğradılar ve Artvin 2 Kasım 1914’de tekrar Türklerin eline geçti. Özgürlüğüne kavuştu. Bu durum 4 ay devam etti. Ancak Sarıkamış bozgunu üzerine Artvin ve civarları 4 ay sonra tekrar Rusların eline geçmişti. Tekrar Melo sırtlarına çekilen Kafkasya Mürettep Alayı, Yakup Cemil ve Halit Paşa (Deli Halit) büyük zayiat verse de toparlanmalarını sürdürdüler. Ancak bölge halkı “kaç kaç” adı verdikleri bölgeden göç etme hareketine girmiştiler.
Ancak Mustafa Kemal Paşa’nın Erzincan çevresindeki Rusların dağıtılması sonucu ve Rusya’da meydana gelen 1917 devrimi sonucu 16 Aralık 1917’de Erzincan antlaşması imzalandı. Ruslar doğu Anadolu’yu boşaltmaya başladı.
3 Mart 1918’de imzalanan Brest- Litovsk antlaşması ile ise Kars, Ardahan, Batum’un yanında Artvin, Ardanuç, Şavşat ve Borçka’da Osmanlı’ya geri verildi.
Ancak Mondros Mütarekesi’nden sonra gelip Devletlerin baskısı üzerine Türk ordusu 1. Dünya Harbi’nin başladığı yere yani 1914 hududuna çekildi. Böylece Artvin ve civarı tekrar Türklerin elinden çıktı. Bu dönemde Artvin’den Genel Kurmay Başkanlığımızın kayıtlarına göre 171 kişi şehit olmuştur. Burada dikkat edilecek hususun Artvin esaret altında olmasına rağmen Birinci Dünya Savaşı’na asker verilmiştir. Bu şehitlerin 148’i Kafkas (Şark) cephesinde olurken bunlardan 11’i Çanakkale Cephesinde 4’ü ırak cephesinde 2’si Filistin cephesinde ve 6 kişide görev başında şehit düşmüşlerdir.
Bu şehitlerin 11’i Artvin Merkez, 31’i Hopa, 1’i Murgul, 7’si Arhavi, 120’si Yusufeli ve 1 tanesi de Batum nüfusuna kayıtlıdır.
Mondros Mütarekesi’nden sonra ki dönemde ise Artvin ve civarı 27 Kasım 1918’de Batum’a asker çıkaran İngilizler tarafından 17 Aralık 1918’de işgal edildi ve yörede İngiliz işgal dönemi başladı.
Bu duruma yöre halkının tepsi ise: 18 Ocak 1919’da Cenup-i Garbi Kafkas Hükümeti’ni kurmak oldu. Bu hükümetinin kurulu üyelerinden Atabeyzade Şekip Bey Artvin merkezden, Eminağaoğlu Ali Ağa Şavşatlı, Ataman Efendizade Tevfik Bey ise Ardanuçludur.
Böylece bölgedeki Türkler, Batum’dan Ordubata kadar 40 bin kilometrekarelik sahada otoritelerini kurdular. “ Memleketin istikbal ve mukadderatından kendilerini idareye nuktedir olduklarını gösterdiler”.
Ancak bu hükümeti tanımadıklarını ilan eden İngilizler bölgede güvenliği sağlama adına azınlıklara dayalı bir hareket tarzını seçtiler. Kars ve Ardahan bölgesindeki Ermenilere Artvin ve civarında Gürcülere destek verip güçlendirme yoluna gittiler fakat başarılı olamadılar.
Bölgede tutunamayan İngilizler 1 Temmuz 1920’de bölgeyi boşaltırken Gürcüler etkin duruma geldiler.
Bu duruma sessiz kalmayan 15. Kolordu Komutanı Musa Kazım Karabekir Paşa 30 Ekim 1920’de Kars’ı aldı Batum’a yöneldi.
TBMM hükümeti başkanı M. K. P ise 22 şubat 1921’de Gürcistan’a nota verdi. Nota’da TBMM’si hükümete 23 Şubat’tan sonra Artvin ve Ardahan ile civarını idaresine aldığını” bildirdi.
Bu arada Yenibahçeli Şükrü Bey’de Artvin üzerine yürümüştü. Artvin’e 6 Mart 1921’de saat 18. 00’de gelen Şükrü Bey hatıralarında “3 saatlik yolu zorlu kış şartlarından dolayı 4 günde kat ettiğini belirtir. Ve kışın dondurucu soğuklarında yürüyerek Artvin’e gelmeyi, Türk olmak, büyük düşünmek ve mukaddes davaya inanmaya bağlar” ve böylece Artvin’in ebediyen olmak üzere Anavatan’a katılır.
Bunca kötü yaşam ve esaret altında da olsalar Artvinliler, milli mücadelede de 27 şehit verdiler.
Bu şehitlerden 21’i garp cephesinde Yunanlılara karşı verilirken 4’ü ise şark cephesinde, 1’i iç isyanlarda, 1’i de görev başında kazaya uğrayarak şehit düştü. Bu şehitlerin 2’si Arhavili, 9’u Hopalı, 14’ü Yusufelili, 2’i de Şavşatlıdır. Ayrıca 93 harbinde 6 kişi Osmanlı Yunan savaşında, 2 kişi Balkan Savaşlarında, 2 kişi Kore’de, 2 kişi ve Kıbrıs çıkarmasında 1 kişi olmak üzere Artvinliler, toplamda 211 kişi şehit verdiler. Şu bir gerçektir ki; bunca şehitle Artvinliler, her türlü meşakkate rağmen Türklüklerini unutmadılar. Gururlarının incinmesine asla müsaade etmediler. Direndiler, başarılı oldular. Cumhuriyetin ilanıyla da il olarak ödüllerini aldılar. Bugünde “Cumhuriyet kenti Artvin” ile hala gururlanırlar.
Bende bu şehre geleli 4-5 ay olmasına rağmen, “Cumhuriyet Kenti Artvin” yazısı, inanın adeta beynime işledi. Havasını teneffüs etmekte, suyunu içmekteyim ve bir vefa borcumun olduğunu düşünüyorum. Bundan dolayı devletimizin ilgili birimlerinde bulunan Artvin ile ilgili sosyal ve ekonomik istatistiki veriler ili Milli Savunma Bakanlığımızın arşivindeki şehit listelerini temin ettim.
Bu listelerde kim nerede şehit olmuş, anne-baba adı ile birlikte il-ilçe-köy adları da bulunmaktadır. Ve bir kitap olacağı kanaatine varırsam “Cumhuriyet Kenti Artvin” olarak yayınlamayı düşünüyorum.
Konuşmamı tamamlarken başta devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına, özelikle bölgemizin Anavatana katılımlarında büyük emeği olan Gazi Ahmet Muhtar Paşa, Halit Paşa, Yakup Cemil Paşa, İsmail Hakkı Paşa, Yenibahçeli Şükrü Bey ve özellikle de Musa Kazım Karabekir’e minnet borcumuzun bulunduğunu belirtmek isterim. ” dedi.
Artvin Belediye Başkanı Emin Özgün ise, tarihten ders çıkarılması gerektiğini belirterek, şunları söyledi : “Tarihte insanlar kendilerine düşman yaratmışlar ve kendilerine kurtuluş günleri yapmışlar. Benim dileğim ülkem adına, dünya adına, insanlık adına, silahsız bir dünya yaratmak adına sevgiyle, Kürt’üyle, Türk’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle her kim varsa barış içinde düşman yaratmadan artık diyorum ki insanların önünde kurtuluş günleri olmasın. Ben hayatımın 46 senesini Artvin’de geçirdim. Bir sürü düşmanlar yarattılar. Eskiden Sarp sınır kapısından elinizi uzatmayın derlerdi. Şimdi sınır kalktı nüfus cüzdanımızla gidiyoruz. Ben kurtuluş gününde biraz farklı konuşayım dedim. Artvin’i anlatmaya gerek yok ben Artvin kimliğimle her zaman onur duydum. Çünkü Artvin tarihinin her döneminde vatanına, milletine, devletine saygılı olmuş Atatürk İlke ve İnkılâplarına bağlı kalmış insanların yaşadığı bir kenttir. Çünkü okumaktan başka çaresi yoktur. Okur aşı için ekmeği için ve gittiği yerde insanlık adına her şeyini ortaya koyar ve neyi varsa paylaşır. Ben Misak-i Milli Sınırlarının çizilmesinde kanlarını döken bütün insanlara özellikle Mustafa Kemal ve arkadaşlarına Artvin halkı adına çok teşekkür ediyorum. ’’ dedi.
Günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yapan Artvin Valisi Necmettin Kalkan, Artvin’in kurtuluşunun 92. yıldönümünü kutlamanın sevincini ve gururunu yaşadıklarını belirterek, ‘’Aramızda çoğunlukla geçler var. Bu salonda Artvin’inin kurtuluşu adına verebileceğimiz en önemli mesaj değerli yavrularımıza vereceğimiz mesajdır diye düşünüyorum. Geçmişten günümüze Artvin’in geçmişten günümüze slayt sunumunu izledik. Yaklaşık 90 yıl gerisine tarihi bir yolculuk yaptık. Artvin’in bu değişimini fotoğraflarla gördük. Bu değişim sadece Artvin’le ilgili kalmadı, Türkiye’de değişti, dünyada değişti. Günümüzde insanlar uzaya gidiyorlar, orada bir süre kalarak bilimsel araştırma yapıyorlar. Ardından tekrar yeryüzüne iniyorlar. Yaşadığımız dünyanın dışında başka gezegenler var mı diye onun arayışı içerisindeler. ’’ dedi.
Fetih döneminin, savaşlarla toprak kazanma döneminin sona erdiğini belirterek, günümüzde kültürel ve ekonomik savaşların devam ettiğini dile getiren Vali Kalkan, şunları söyledi : ‘ Fetih dönemi, savaşlar dönemi, özellikle fetihler dönemi yani savaşlarla toprak kazanma dönemi bitmiştir. Ancak Türkülerle ekonomik fetihler, savaşlar devam etmektedir. Sınırlar değişmiyor ama kültürler medya vasıtasıyla kitle iletişim araçları vasıtasıyla bir başka ülkeye ihraç edilebiliyor. Fetihlere gerek yok. Aslında milli kimliğiniz siz ihraç ettiğiniz kendinize bir takım değerlerle zaten fetheder duruma geliyorsunuz. Dolayısıyla bizim gençliğimizin şunu bilmesi lazım. Geçmişte bütün coğrafyada olduğu gibi, dünyanın pek çok bölgesinde olduğu gibi bizim coğrafyamızda da işgaller oldu, geri çekilmeler oldu, savaşlar oldu. Bugün değişik bir formatta devam ediyor. Dolayısıyla bize bugün bu toprakları bırakanların gerçek iradesi neydi onu bir sorgulamamız gerekiyor. Kurtuluş Savaşını başlatan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün iradesi ve onun arkasında giden Anadolu insanının iradesi vatan olarak bildikleri bu topraklarda ırzları ve namusları düşman çizmeleri altında çiğnenmeden, kendi öz kimliklerini muhafaza ederek, dinleri, dillerini yaşayacak bu coğrafyayı ilelebet payidar kılmak ve bizlere bırakmaktı. Bizden sonraki genç kuşaklara düşen kültürel ve ekonomik işgallere izin vermeyecek şekilde çalışmamızdır. Dünya koca bir köy haline geldi. Küreselleşme dediğimiz şey budur. Dolayısıyla Artvinli olarak, Türkiyeli olarak bizlere düşen en önemli görev çok çalışmak, kültürümüzü bizden sonraki kuşaklara aktarmak ve bu kültürel ekonomik işgale izin vermemektir. Artvin'in kurtuluşunun 92. yıl dönümünde gençlerimizin inanıyorum ki bizden sonra yerimizi aldıklarında bir daha kurtuluş törenlerinin yapılmayacağı bir dünya ve Türkiye bırakacaklarını inanıyorum’’ diye konuştu.
8 Mart Dünü Kadınlar Günü dolayısıyla kadınların gününü kutlayan Vali Kalkan, ‘’ 18 aydır Artvin Valiliği görevini yürütüyorum. Bundan öncede Kaymakamlık yaptığım il ve ilçelerde benzeri törenlere iştirak ederdim. Son zamanlarda bir şey dikkatimi çekti. Yarışmalarda dereceye giren çocuklarımızın tamamına yakını kız çocuğu. Erkekler kendilerine çeki düzen vermezlerse yönetimi tamamen hanımlara bırakacaklar. Ben kız çocuklarımızı yürekten tebrik ediyorum. ’’ dedi.
Tören, konuşmaların ardından öğrenciler tarafından şiirler okumasıyla devam etti. Kurtuluş günü dolayısıyla çeşitli dallarda düzenlenen yarışmalarda dereceye giren öğrencilere ödülleri, Artvin Valisi Necmettin Kalkan, İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay Alper Sır ile Belediye Başkanı Emin Özgün tarafından verildi. Tören, halk oyunları ekibinin gösterilerinin ardından sona erdi.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 07.03.2013 tarihinde Tolga Gül tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle