Artvin Milletvekili Avukat Uğur Bayraktutan TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Trabzon Bölge İdare Mahkemesi’nin 14 sayfalık “Yürütmeyi durdurma” kararına rağmen sondaj çalışmasının devam etmesi konusunu Meclis’e taşıyarak “bu ülkede mahkeme kararlarına rağmen arkasına aldığı güce dayanarak yasadışı çalışmalar yapılmasını şiddetle kınıyorum” dedi.
Bayraktutan TBMM Genel kuruluna hitaben meclis kürsüsünden yaptığı konuşmasında şu ifadelere yer verdi;“Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; 2013 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı´nın 12´nci maddesi üzerine şahsım adına söz almış bulunmaktayım, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu konuşmamda da Artvin´le ilişkin bir sorunu Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve kamuoyunun gündemine taşımaya çalışacağım.
Bilindiği üzere, geçen aylarda enerjiyle ilişkin, madenlerle ilişkin bir ihale yapıldı değerli arkadaşlarım. Artvin´de de Cerattepe diye başımızda bir bela var, bu belayı başımıza sardınız, bunu nasıl atacağız onu bilemiyorum. Bununla ilişkin bir ihale şartnamesi var. Daha önce Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bunu anlatmaya çalıştım ama Sayın Bakan’a bunu bir türlü anlatamadım. Bu ihale şartnamesi ortaya çıktığı zaman “ihaleye fesat karıştırmanın bütün koşulları bu ihale şartnamesinde vardır” dedik, bunu dinlemediler.
10 BİN TON BLİSTER BAKIR İŞLEYECEK TEK TESİS ETİ BAKIR A. Ş’DİR!
Bakın, değerli arkadaşlarım, ihale şartnamesinde aynen şöyle ifade var: "Bu ihaleyi alabilecek olan firmanın 10 bin ton blister bakır işleyecek üretim tesisine sahip olması gerekir. "
Yine, bu ihale şartnamesinin 2´nci maddesinde aynen şöyle bir ibare var, diyor ki: "İhaleyi kazanan tarafından yukarıda belirtilen miktarlardaki blister bakır bakırın yurt içinde bir tesiste üretilmesi zorunludur. "
Şimdi, buraya kadar her şey normal. Ben, bu ihaleden önce Sayın Bakan’ı birçok defa uyarmaya çalıştım, dedim ki: "Bakın, bu ihale şartnamesi bir tane firmayı tarif ediyor. " Arkasından da Sayın Bakan’a yazılı bir soru sordum. Yazılı sorumuz şuydu: "Türkiye´de bu şekilde 10 bin ton blister bakır üreten bir tesis var mıdır, kime aittir?"
Bakanın verdiği cevabı burada açıklıyorum: "16. 02. 2012 tarihi itibarıyla aktif olarak blister bakır üretimini yapan bir adet tesis bulunmaktadır. Eti Bakır AŞ´ye ait olan blister bakır üretimi yapan bu tesis Samsun ili merkez ilçe sınırları içerisindedir. "
İhale yapılmadan evvel Sayın Bakan’a dedim ki: "Bakın, bu ihaleyi kimin alacağı bellidir. " Sayın Bakanın bana vermiş olduğu cevapta dedi ki: "Bu ihaleyi Eti Bakır almadı. "
Doğruydu, Eti Bakır almadı ama Eti Bakır´la ihaleyi alan Özaltın Şirketi arasındaki ortaklıklar, Adana´da Köprü Barajı, Menger Barajı ve diğer yerlerdeki ortaklıklar ortaya çıktı ENERJİSA´yla beraber. Yani, benim bastırmam üzerine noterden bunu tespit edeceğime ilişkin kaygı oluştuğu için ihaleyi bir başka firma üzerine aldılar değerli arkadaşlarım. Bakın "Bu ihale paket ihaledir. " dedim, paket ihale olarak gereken yerlere verilmiştir. Arkasından, bu ihaleye ilişkin kaygılarımızı açıkladığımız zaman şöyle bir gelişme daha oldu, dedik ki: Sayın Bakan, bu ihaleyi yapamazsınız. Neden yapamazsınız? Bakın, bunun bir hukuki gerekçesi var, o da şu:
TRABZON BÖLGE İDARE MAHKEMESİ “YÜRÜTMEYİ DURDURMA “ KARARINI VERDİ!
ÇED Yönetmeliği´nin 5´inci maddesinin son fıkrasında şöyle bir ibare var değerli arkadaşlarım: "Bu yönetmeliğe tabi projeler için ´Çevresel etki değerlendirmesi olumlu. ´ kararı veya ´Çevresel etki değerlendirmesi gerekli değildir. ´ kararı alınmadıkça bu projelere hiçbir teşvik -dikkat edin- hiçbir onay, hiçbir izin, yapı ve kullanma ruhsatı verilemez, proje için herhangi bir şekilde yarışma yapılamaz, ihale yapılamaz. " deniliyor değerli arkadaşlarım. Bu, ÇED Yönetmeliği´indeki bu amir hükme rağmen Sayın Bakan bizi dinlemedi, buranın ihalesini yaptı. Hemen arkasından, 250´yi aşkın Artvinli yurttaşımız ve kuruluşumuz Rize İdare Mahkemesinde dava açtı, Rize İdare Mahkemesine bunun işletilmesine ilişkin yürütmeyi durdurma talebinde bulundu, bu talebimiz reddedildi. Bu talebin reddine itiraz edildi. Trabzon Bölge İdare Mahkemesinin vermiş olduğu kararı burada okuyorum değerli arkadaşlarım: "Bu durumda coğrafi konumu ve yer aldığı bölgenin jeolojik durumu nedeniyle oldukça hassas bir bölgede bulunduğu anlaşılan ve yukarıda bahsi geçen taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler, anılan Anayasa Mahkemesi kararı, Çevre Kanunu ve ÇED Yönetmeliği uyarınca ÇED incelemesine tabi tutulması gereken maden arama faaliyetinin bu husus göz ardı edilmek suretiyle başlatıldığı açık olup dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. " deniliyor.
MAHKEME “SEN ÇED’İ NİYE ALMADIN DİYOR!”
Ne diyor mahkeme kararı değerli arkadaşlarım? Diyor ki: Sen ÇED´i niye almadın? Bunu kime diyor? Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanına söylüyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bu karar geçen ay tebellüğ edildi. Bir aylık süre dolmamıştır onu açıkça ifade edeyim ama buna rağmen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı hiçbir adım atmadı değerli arkadaşlarım.
ENERJİ BAKANINI BURADAN ŞİKÂYET EDİYORUM!
Bunu hem AKP Grubundaki milletvekili arkadaşlarıma, bütün Türkiye Büyük Millet Meclisine, bütün Artvinlilere Enerji Bakanını burada Meclisin kürsüsünden şikâyet ediyorum. Bu yürütmeyi durdurma kararının gereğini yapmamıştır Sayın Bakan. Buradan sesleniyorum “Ya bu yürütmeyi durdurma kararının gereğini yap, firma orada bir yandan çalışmalarına devam ediyor, ya sen yaparsın ya da Artvinliler yapacaktır. Bakın, bunu buradan bütün Türkiye´ye haykırıyorum, yürütmeyi durdurma kararının gereğini lütfen yap
Sayın Bakan. Bak, ben sana daha önceden bir soru sordum: "Hangi şirketlerin uçaklarıyla geziyorsun?" diye buna dedim -hangi firmalardır ayrıntılara girmiyorum- eften püften cevap verdi değerli arkadaşlarım. O nedenle bunu Parlamentoya şikâyet ediyorum. Dedim ki "Bu ihaleyi yapmayın, bu ihale sakattır. " ne yazık ki Sayın Bakan bizi dinlemedi. Niye dinlemedi biliyor musunuz? Bizim sakalımız yok değerli Meclis, sakalımız olsaydı dinlerdi.
O nedenle, Sayın Bakanı bir kere daha uyarıyorum, ya inşaatı devam eden bu firmanın faaliyetlerini durdur ya da Artvinliler durduracaktır, bunu buradan açıkça ifade ediyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. ”
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 20.12.2012 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle