Artvin’de madene karşı mücadele devam ediyor. Yeşil Artvin Derneği önderliğinde madene karşı mücadelelerini sürdüren sivil toplum örgütleri siyasi parti temsilciler bu kez sokağa çıkarak çağrıda bulundu.
CHP İl Başkanı Selim Bilgin, Artvin Esnaf ve sanatkârları Odaları birliği başkanı Demirhan Elçin, Atatürkçü düşünce Derneği Şube Başkanı Ahmet Biber, ADD yönetim Kurulu üyesi Cemal Ulutürk, Eğitim Sen yönetim Kurulu üyesi Seyfettin Altukulaç, ORKOP Artvin İl Temsilcisi Hasan Yaşar ellerine aldıkları madene hayır broşürleri ve neden madene hayır dediklerini ifade eden bilgilendirme notuyla Artvin il merkezinde ki esnafı gezdiler. Tek tek esnafları dolaşan çevreciler Artvin’de maden çıkarsa neler olacakları konusunda vatandaşları uyardılar. Öte yandan 2 Aralıkta Artvin Ahmet Hamdı Tanpınar Kültür merkezide gerçekleşecek olan maden toplantısına esnafları ve vatandaşları davet ettiler.
CHP İl Başkanı Selim Bilgin Artvin’de kesinlikle maden çıkmasını istemiyoruz diyerek. Bu mücadelemizden kesinlikle taviz vermeyeceğiz dedi.
Eğitim Sen Yönetim Kurlu üyesi Seyfettin Altukulaç ise, “ üstüne basa basa söylüyorum Artvin’de kesinlikle maden çıkmasını istemiyoruz” dedi. Çevrecilerin dağıttığı bilgilendirme notunda şu ifadelere yer veriliyor:
“Merhaba Artvin’i Seven Dostlar
Genya Dağı Cerattepe de Maden Çıkmasın Artvin'in Yeşili Solmasın
Artvin dinamit sandığı üstünde oturuyor patlarsa Artvin yok olur bu duruma evet mi diyeceğiz elbette hayır, Binlerce bitki türleri, binlerce ağaç türleri, binlerce böcek türleri, yok olacak buna göz yumacak mıyız elbette hayır, Sularımız zehirlenecek bu duruma evet mi diyeceğiz buna izin verecek miyiz elbette hayır, Zehirli gazlardan insanlar zehirlenecek buna izin verecek miyiz elbette hayır, Sebzelerimiz, meyvelerimiz yok olacak buna izin verecek miyiz elbette hayır, Arıcılığımız, hayvancılığımız yok olacak buna izin verecek miyiz elbette hayır, Katil şirket Artvin'i terk et…
Altına da Dokunma Üstüne de
“ Cerattepe Ve Genya'da Mücadele Yeniden Başlıyor!
Sevgili Artvinliler, bu topraklarda doğan, bu topraklarda olan, bu ülkenin aydın insanları.
Bugüne kadar yaşadığımız ülkeye, Cumhuriyet'e, Atatürk ve devrimlere bağlı, okuyan yazan insanlar olduk. Hep azıyla yetindik, yaşadığımız yörede taşıma toprakta kültür yeşerttik. Yolumuzu kazma kürekle kendimiz yaptık. Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren ülke kaynaklarının yetersizliğini bildik ve "Ne yapılacaksa kendimiz yaparız!" dedik, isyan etmedik. Ancak son 30 yılda Artvin'de olan bitene anlam veremedik. Önce siyasi ve ekonomik nedenlerle göç etmek zorunda bırakıldık. Sonra "Ülkeye enerji gerekiyor, can damarınızı, şah damarınızı keseceğiz, Çoruh'u sömüreceğiz" dediler, sesimizi çıkarmadık. Yaşam alanlarımızı, yüzlerce yıllık anılarımızı sulara gömdük; gıkımız çıkmadı. Sonra Artvin'in tam da tepesinde "Cerattepe'de altın var, hücum!. . " dediler. "Yağma yok" dedik, "ayıptır!" dedik. "Çekin elinizi Artvin'den, Artvin'in doğasından, insanından, hayvanından, bütün canlılarından. . . " dedik. Mücadele ettik, demokratik haklarımızı kullandık, hukuktan vazgeçmedik, birlik olduk, beraber başardık. Hukuk, "hak"tan, doğadan, yaşamdan yana karar verdi. Maden firması pilini pırtını topladı ve Artvin'i terk etti.
Cerattepe'nin, Genya'nın, Doğanın Suçu ne?
Bu defa yağmanın ve tecavüzün ucu bucağı yok sevgili Artvinliler. Haritada görüleceği üzere binlerce dönüm alan, maden sahasına dönüşecek, Artvin'in can damarlarının tümü kuruyacak. Şimdi tam da birlik olma, tepki verme zamanıdır. Hemen Artvin'de, Cerattepe'de, Genya'da olan biteni bilgi ve belgeleriyle tüm Artvinlilere ve doğa dostlarına ulaştırın. Milletvekillerini, siyasi partileri, parti yetkililerini göreve çağırın, sorgulayın, destek isteyin. Verdiğiniz "oy"un hesabını sorun. Konuyla ilgili bütün etkinliklere aileniz, komşularınız, arkadaşlarınızla birlikte katılın. Çağın iletişim araçlarını ve sosyal medyayı bu amaçla çok daha etkin kullanın. Yeşil Artvin Derneği internet sayfasını ve facebook sayfasını takip edin. Yaşanacak olan yeni süreçle ilgili yapılmasını istediğiniz veya düşündüğünüz projelerinizi Yeşil Artvin Derneğiyle paylaşın. Etkin, tepkili, takipçi, sorumlu olun; sorumluluk alın. Artvin'in aydın insanlarından biri olduğunuzu gösterin. Peki, bunca cinayete değer mi? Karşılığında alınan kaybedilene Yeter mi?
Bu sorunun cevabı için, Maden Yasası'nın 14. maddesine bakmak yeterli: "Devlet hakkı, ocaktan çıkarılan madenin ocak başındaki fiyatından alınır. Devlet hakkı IV. grup madenlerde yüzde 2, ancak altın, gümüş ve platin madenlerinde yüzde 4'tür. "
Bu konuda tüm kamuoyunun bilinçlenmesine yardımcı olmalıyız, bu trajikomik durumu topyekûn reddetmeliyiz.
Artvin'de yaşanacak olan ve yukarıda sıralanan tüm olumsuzluklardan sonra, bırakın bu topraklarda yüzlerce yıldır yaşam süren Artvinlileri Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kasasına girecek olan miktar sadece yüzde 4'tür. 0 da maden firmasının beyanına tabidir.
Maden firması yeraltındaki almak için yer üstünü perişan ederken devletten çok önemli ayrıcalıklar edinmektedir.
Bunlardan bazıları, vergiden muaf olma, SSK primi ödememe, şirket lehine kamulaştırma gibi onlarca avantaj sunulurken bir diğeri de ucuz ya da bedava elektrik kullanımıdır.
Artvin, Artvinlilerin yaşam alanlarından akan Çoruh Nehri'nden üretilen enerji, Artvin'in tepesindeki doğal yaşam alanları ve ormanların altındaki değerin yağmalanması sırasında yağmacılara bedava tahsis edilecektir. Bütün bunlar olurken o toprakların gerçek sahiplerinin sadece izlemesi, tepkisiz kalması, hiçbir bedel talep etmemesi beklenirken daha da kötüsü yağmacıların bu coğrafyada istedikleri gibi at koşturmaları için Artvinlilerin geçmişlerini ve anılarını bir yana bırakarak başka bölgelere göçmesi istenmektedir.
Unutmayalım ki; Herkes dengeli ve sağlıklı çevrede yaşama hakkına sahiptir (Anayasa md. 56). Çevreyi kirleten veya bazen bir faaliyetleri zarar gören veya haberdar olan gerçek veya tüzel kişiler idari makamlara başvurarak bu faaliyetlerin durdurulmasını isteyebilirler (Çevre yasası md. 30)
Cerattepe’de Neler Yaşandı
1989 yılında Cominco şirketine verilen arama ruhsatına karşı Artvinliler 1995’te mücadeleye başladılar. Artvinlilerin mücadeleleri sonucunda, Cominco AŞ Cerattepe'deki çalışmalarını 1998 yılında durdurmak zorunda kaldı. 9 Ağustos 2004 tarihinde Kanadalı İnmet Mining (Artvin Bakır Maden İşletmeleri AŞ)'e Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı tarafından Cerattepe madenleri için işletme ruhsatı verildi. Böylece, ABİ AŞ Cerattepe mevkiinde altın, bakır, gümüş ve çinko maden işletme iznini aldı. Bu durumun hukuka aykırı olduğu düşüncesiyle Yeşil Artvin Derneği ile Artvin Barosu ruhsatın iptali için 6 Haziran 2005 tarihinde, Erzurum 2. İdare Mahkemesinde dava açtı. 06. 06. 2005 tarihinde açılan davada Erzurum 2. İdare Mahkemesi 12 Temmuz 2005 tarihinde önce yürütmenin durdurulmasına sonra da ruhsatların iptaline karar verdi. Danıştayın usule ilişkin bozma kararından sonra devam eden mahkeme süreci sonunda, 21 Mart 2008 tarihinde, Rize İdare Mahkemesi, Cerattepe'deki Madencilik faaliyetlerinin durdurulması yönünde yürütmeyi durdurma kararını verdi. Bu karar beklenirken, tüm girişimlerimize rağmen Şubat ve Mart 2008 tarihlerinde Cerattepe mevkiinde tam anlamı ile bir orman katliamı yapıldı, binlerce ağaç mahkeme kararı beklenmeden kesildi. 01 Mayıs 2008 tarihinde Cerattepe Madencilik faaliyetlerinin durdurulmasına yönelik yürütmeyi durdurma kararı verildi. 23. 09. 2008 tarihinde ise Rize İdare Mahkemesi maden ruhsatlarının iptaline karar verdi. Davalı İdarenin ve ilgili şirketin temyiz talepleri de Danıştay 8. Dairesinin 28. 07. 2009 tarihli kararları ile reddedildi ve mahkeme kararları kesinleşmiş oldu.
20 Kasım 2008’de Cerattepe madencilik faaliyetlerini sürdüren maden şirketi Artvin’i terk etme kararını açıkladı. Ancak, şirket alanı terk etse de sorunlar bitmedi çünkü Artvin İl Çevre ve Orman Müdürlüğü tarafından yapılan inceleme ve analizler neticesinde, galeri içerisinde biriken ağır metal yüklü suyun şirket tarafından yeterince arıtılmaya tabi tutulmadan doğaya deşarj edildiğinin tespit edildiği, bu nedenle maden şirketine para cezası verildiği ve yasa gereği Artvin Valiliği tarafından Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulduğu öğrenildi. Böylece, Cerattepe’deki madencilik faaliyetlerinin çevresel etkilerinin özellikle içme ve sulama sularına zararlarının telafi edilemeyecek ölçüde ağır olacağı yönündeki kaygılarımızda ne kadar haklı olduğumuz da ortaya çıkmış oldu.
Cerattepe Ve Genya'da Madencilik Faaliyetleri Başlarsa Neleri Kaybedeceğiz?
Çok kısa süreli, adeta işin kaymağını götürme üzerine kurgulanmış Cerattepe'deki madencilikte, iki elin parmakları kadar insanın istihdam edileceği, bizzat firma broşürlerinde bile belirtilmektedir. Buna karşılık sürekli gelir sağlanabilecek turizm, eğitim, sağlık, organik tarım ve ormancılık bu madencilik faaliyetiyle tarih olacaktır.
Maden çıkarma ve taşıma işlemleri sırasında oluşacak olan ağır metal yüklü toz bulutları doğaya, insanlara tarım ve arıcılığa zarar verecek. Kafkasör turizm merkezi bütün cazibesini kaybedecek, 30 yıllık geçmişe sahip olan festivalin yapılabilirliği tehlikeye girecek. Sürdürülebilir yaşamın kaynağı doğal yaşlı ormanlar yok olacak. Su kaynakları kirlenecek kullanılmaz hale gelecek. Barajlar ve sonrasında yapılan yol inşaatlarıyla tüm doğası tahrip edilen, sular altında kalan, yok olan Artvin'de HES'lerle başlayan yeni katliamlar madenlerle devam edecek ve Artvin tüm zenginliklerden mahrum kalacak.
Sanayisi olmayan, tarım alanları da sınırlı olan, gelecek için tek seçeneğin turizm olduğunu söylediğimiz, dünyanın bu ender flora fauna coğrafyası, geleceğe dair tüm umutlarını kaybedecek. Siyanür kullanıldığını bildiğiniz bir yöreye siz olsanız turist olarak gider misiniz?
Kullanılmakta olan ve yeni yapılan yollardan yüksek tonajla yüzlerce kamyon ve iş makinesi geçecek, trafik ve can güvenliğiyle birlikte oluşan toz bulutlarından canlı yaşamı tehlikeye girecek. Maden işletmesi, MTA raporlarında da belirtildiği gibi, zaten heyelan alanı olan Artvin'de heyelanları tetikleyecek, azalan ormanlar Artvinlileri çok önemli toprak kaymalarıyla yüz yüze bırakacak.
Artvinli İstemiyor
Bizler, dağlarımızın, hemen yanı başımızdaki Murgul'da olduğu gibi dinamitlerle ufalanmasını, ormanlarımızın yok olmasını istemiyoruz. Bizler, Murgul'daki bakır madeni İşletmesinde üretimden sonra herhangi bir arıtma işleminden geçirilmeyen atık suların son 50–60 yıldır Murgul Deresi'nde yarattığı kirliliği diğer derelerimizde görmek bizler, Rize-Çayeli'ndeki madencilik faaliyetlerinde yapılan dinamit patlatmalarının neden olduğu sarsıntılar ve ev yıkımları ile yaşamak istemiyoruz. Bizler, Kazdağları'n da sadece arama izni ile oluşan görüntülerin benzerini Artvin'imizin tepesindeki Cerattepe ve Genya Bölgesinde görmek istemiyoruz. Bizler, atık suların biriktirildiği havuzların Artvin gibi sarp ve dağlık bir arazide yapılamayacağını biliyor ve Kütahya'da yaşanan ciddi tehlikeleri yaşamak istemiyoruz. ”
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 17.11.2012 tarihinde Tolga Gül tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle