Saadep Partisi Lideri Kamalak Artvin'de Konuştu

24/03/2012 13:53

Milli Görüş'ün Yüzünün Batıya Değil, İslam Coğrafyasına Dönük Olduğunu Belirten Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak Hükümete Seslendi: 'yönünüzü Ve Yüzünüzü Batı'ya, Haçlılara Değil İslam Coğrafyasına Çevirin'

Haber: Hayati Akbaş

Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak Artvin'de bir dizi ziyaretlerde bulundu. Bu ziyaretler kapsamında Artvin Spor salonunda Saadet Partisine gönül vermiş Artvinlilerle bir araya geldi. İstişare toplantısına Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak'ın yanı sıra, Genel Başkan Yardımcısı Hasan Bitmez, İl Başkanı Gültekin Soydan, ilçe yönetimleri ve çok sayıda partili katıldı.

Saadet Partisi yönetim kurulu üyelerinden Hakan Keleşin sunuculuğunu yaptığı programda ilk olarak il başkanı Gültekin Soydan konuştu. Soydan konuşmasında, " Milli görüş tarihinde 40 sene içerisinde 5 genel başkan görev yapmış oldu. Bu genel başkanlardan hiç biri Artvin'e gelmeleri nasip olmadı. Ama ahirete intikal etmiş değerli hocamız Necmettin Erbakan Artvin'imize 3 kez geldi. Onun dışında genel başkanlardan ilk olarak bizleri sevindiren gerçekten arzu ettiğimiz ve Türkiye genelin de artık ilçeleri bırakın beldelere kadar çalışmaları yapabilecek azim irade ve kararlığını gördüğümüz genel başkanımız, Allah kendisinden razı olsun ki bu şartlarda bu mevsimde Artvin'imizi ve teşkilatlarımızı sevindirdi Bildiğiniz gibi bizler milli görüşçüler zalimin ve mazlumun olmadığı bir düzene gönül vermiş haysiyetli ve şahsiyetli hayata hasret edebi saadete ulaşmak için gayret gösteren insanlarız. Bizler aklıselime dayalı mesut münevver bir dünya istiyoruz. Bizler kendimize yapılan bir iyiliği başkasına da yapılmasını istiyoruz. Kendinize yapılmayan bir şeyi başkasına da hoş görmüyoruz. Birileri bize kötülük yaptığı zaman ona iyilik yapmaya çalışan bu anlayışta bu düşünce de toplumda insanlara mesaj vermeye çalışıyoruz" dedi ve salonda bulunanları selamladı.

Programın ikinci konuşmacısı ise Genel Başkan Yardımcısı ve Teşkilat Başkanı Hasan Bitmez oldu. Bitmez yaptığı konuşmada; " Herkesin evinde sıcak bir ortamda çayını kahvesini yudumlarken sizler bir inancın peşinde koşarak bu gün bu akşam buradasınız. Bundan dolayı tebriklerimi ifade etmek istiyorum. Muhterem kardeşlerim Sadet Partisi 11. yılını, Türk siyasi hayatın da temsil ettiği gibi misyon olarak 40. Yılını devirmiş bir teşkilattır. Geçtiğimiz dönemde hocamızın vefatı hepimizi derinden üzmüştür. Ancak bu gün bir şey ortaya çıkmıştır. Hocamızın vefatının yıl dönümü olan 28 Şubat'ta bir şey ortaya çıkmıştır. Başta hocamız ve hocamızın sadıkları olmak üzere yıllardır yanında koşturan büyüklerimizin bu memlekete yapmış oldukları hizmetlerin neticesinde toplumumuzda milli görüşe var olan sempati ve sevginin tezahür etmeye başladığını hep birlikte gördük. Herkes bu gün hoca iyi adamdı yolu kesildi bu memlekete hizmet ediyordu bu memleketin önü kesildi demeye başladı. Aldığımız oy seçimlerde istediğimiz oranda olmaya bilir ama bu memlekette herkes Saadet Partinin yapmak istediklerini doğru olduğunu, savunduğu ve söylediği sözlerin doğru olduğunu ifade ediyor. Hocamızın başbakanlığı döneminde emeklisi memuru işçisi çiftçisi o gün hocamızın onlara vermiş olduklarını itiraf ediyor ama oy vermiyor. Onlara oy verecek hale getirecek insanlar buradaki insanlar onlara yüzde elli, yüzde yüz zam vermeyen insanlara oy veriyorlar. Doğrunun burada olduğunu Saadet Partisinin temsil ettiği görüşün olduğunu biliyor ama oy vermiyor. Ama yanlışın o olduğunu bile bile gidip onlara oy veriyorlar. Bu yanlıştan toplumu çevirecek olan bizleriz bu inançla çalışmalarımız devam ettirmek konumundayız zaten de bunu yapıyoruz" ifadelerine yer verdi ve sözü Genel Başkan Mustafa Kamalak'a bıraktı.

Saat partisine gönül vermiş Artvinlilerin alkışları ve tezahüratları eşliğinde kürsüye gelen Kamalak 1 saat süren bir konuşma gerçekleştirdi. Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak yaptığı konuşmada; "Mevcut iktidar 10 yıldır tek başına. 150 milletvekiliyle değil, anayasayı değiştirecek bir güçle tek başına iktidarda. Allah aşkına 10 yıl içersin de işçiye memura emekliye vermiş olduğu toplam zam yüzde elliyi buldu mu? Hâlbuki milli görüş ilk etapta yüzde elli zam demişti. Arkadan yüzde otuz zam daha, arkadan yüzde yirmi zam daha üstelik BAĞ-KUR gibi düşük maaş alan emekli kardeşlerimiz için yüzde binlere varan zam verdi. Belki bir kısmınız hatırlayacaksınız dönemin ana muhalefet partisi Genel Başkanı eski başbakanlardan Mesut Yılmaz Bey hayretler içerisinde o parayı nerden bulacaksınız diyordu. Değerli kardeşlerim o para bulundu. Üstelik dünya bankasına varmadan bulundu. İMF'nin kapısı çalınmadan bulundu. İçerideki para babalarına el açılmadan bulundu. Çalışanlarımıza çiftçilerimize esnafımıza da bir kuruşluk vergi alınmadan bulundu. Ne yapıldı fakir fukaranın alın terini sömüren patronların holdinglerin sömürü muslukları kısılmak süratiyle fakir fukaranın alın teri kendilerinin mutfağına çevirdiler havuz sistemi kurulu dev bütçe yapıldı. Dolayısıyla işçimizin memurumuzun emeklimizin yüzü güldü. Onlar aldıkları parayla çarşıya koştular esnafımıza koştular. Alışveriş yaptılar esnafımızın yüzü güldü çark dönmeye başlamıştı. 28 Şubatın temelinde iş de holdinglerin patronların sömürü musluklarının kısılması yatmaktadır. Keramet elbette bizde değildi keramet milli görüşün bizzat kendisindeydi. Nedir milli görüş, mili görüş tevhit temeline dayanan adaleti ve kardeşliği esas alan sistemin adıdır. Milli görüş Türkiye için bir güvenlik sigortası tüm insanlık içinde bir pusuladır emin olun. Unutmayın dünyada iki tür adalet anlayış vardır. Bunlardan biri firavunların hak anlayışı diğeri ise peygamberlerin hak anlayışıdır. Biliyorsunuz firavunun hak anlayışı asıl itibariyle dört temele dayanır. Bunlar birincisi kuvvet güç yani bir devlet yahut bir fert firavunun anlayışına göre güçlü ise haklıdır. İkincisi çoğunluk, üçüncüsü fayda yani menfaat dördüncüsünde imtiyazdır. Bunların hiç birisi gerçek anlamda hakkın sebebi kaynağı olamazlar. Niçin gerçekten misal Amerika Birleşik Devletlerini Avrupa sı, İngiliz'i Fransız'ı, Afganistan'da ne işi var. Bu vesileyle şehitlerimize Cenabı Allahtan rahmet diliyorum. Biliyorsunuz 12 şehidimiz toprağa verdik. Ne işi var Türk askerinin orada?. Amerika'nın ne işi var orada? Hiç düşündünüz mü? Afganistan'daki Müslümanlar acaba oradan Amerika'yı tehdit mi ediyor? Mümkün mü bu? Afganistan'daki Pakistan'daki Irak'taki Suriye'de ki Libya'da ki Müslümanlar acaba bulundukları yerden İngiltere'yi, Fransa'yı Amerika'yı tehdit mi ediyor? Hayır. Peki o zaman bu batılıların ne işi var orada biz güçlüyüz diyor kuvvetliyiz diyor. Buraları kontrol altında tutmamız lazım çünkü diyorlar buraları kontrol etmek bizim menfaatimize diyorlar. Çünkü kendi ülkelerindeki temel kaynakları tüketmiş durumdalar. Hâlbuki İslam coğrafyası dünya petrolünün %70'ine sahiptir. Dünyadaki kıymetli madenlerin %60'ından fazlası İslam coğrafyasındadır. Bu münasebetle 22 ülkenin haritası değişmelidir diyorlar. Bakıyoruz gerçekten Irak'ı işgal ettiler. Bir buçuk iki milyon civarında Müslüman katledildi. Tertemiz inci tanesi gibi Müslüman kızlarının hanım efendilerin ırzına geçildi. Milyonlarca çocuk yetim bırakıldı. Milyonlarca kadın dul kaldı. Irak baştan aşağı talan edildi ve filen 3'e bölündü. Libya 6'a bölünmek üzere sudan 2'e bölündü ama asıl hedefleri Türkiye'yi bölmektir" ifadelerine yer verdi. Genel Başkan Kamalak konuşmasının sonunda salonda bulunan Partililer Milli Görüşten ayrılmamak için yemin ettiler.

Programın son bölümünde ise Artvin Saadet Partisi İl Kadın Kolları Başkanı Esra Bağdatlı Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak'a çiçek takdiminin ardından program sona erdi.

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 24.03.2012 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.