Van'a Yardımlar Devam Ediyor

22/11/2011 15:09

Hopa Eğitim-sen Van Depreminden Etkilenen Ailelere Yardım İçin Başlattığı Kampanyada Topladığı Malzemeleri Van'a Kendi Götürdü.


Haber: Hayati Akbaş







Van'da meydana gelen Deprem'den etkilenenlere Türkiye'nin her köşesinden ve her kurum ve kuruluştan yardımlar devam ediyor. Hopa'da da Hopa Eğitim Sen öncülüğünde açılan yardım kampanyasında toplanan yardımları Eğitim Sen temsilcileri bizzat kendileri götürerek ihtiyaçlı ailelere ulaştırdılar.

Konuyla ilgili Hopa Eğitim Sen tarafından yapılan açıklamada 2 günlük Van izlenimlerinin bir rapor haline getirildiği ve burada edinilen izlenimlerin Kamuoyuyla paylaşılmasının uygun görüldüğü açıklandı. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi. "Hopa Eğitim-sen temsilciliği olarak Van'daydık. Amacımız yardımlarımızı kendi elimizle ulaştırıp dayanışma örneği göstermek, Van'ın durumunu yakından görmek ve paylaşabileceğimiz oranda insanların sorunlarına ve acılarına ortak olmaktı.

İlk durağımız Erciş'ti. Ermiş'te hasar görmemiş tek bir bina yoktu neredeyse. Birinci deprem Erciş'i yerle bir etmişti. Sonra Van'a geçtik. Van'da da durum çok farklı değildi. İkinci deprem büyük oranda Van merkezi vurmuş ve birçok bina yıkılmış, hasar görmüştür. Van halkıyla yaptığımız sohbetlerde İkinci depremin 5. 6 şiddetinde değil 8. 2 olduğu fikri hâkim, depremi yaşayanlar son sarsıntının ilkinden daha yıkıcı olduğunu ve Japon kaynaklarında bunu büyük ölçüde doğruladığını söyleyerek, Hükümetin bazı gerçekleri kasıtlı olarak gizlediğini düşünüyorlar.

Van eğitim-sen ve Van belediyesi ile kurduğumuz temaslar sonucunda çadır ihtiyacı acil olan Yemlice Köyü'ne giderek geceyi orada geçirdik. Bu köyde de maalesef insanlar kendi derme çatma yaptıkları çadırlarda kalmak zorundaydılar. Köye sadece iki adet Mevlana Evi dedikleri yapılardan gönderilmişti. Mevlana evi dedikleri bu yapı, Poliüretan Dolgulu Pet Panel duvarlardan oluşmakta ve aşırı soğuk olan Van'ın kış koşullarında, elektriğin kesik olduğu zamanlarda – ki elektrik maalesef sık sık gitmekte uzun süreler sonra gelmektedir - korunaklı olmamaktadır. Çatı ve duvarlar sürekli nem tutmakta ve damlamaktadır. Bizleri ağırlayan aile tüm misafirperverliğini göstererek kaldıkları bu Mevlana evini paylaşmışlardır. Mutfak olarak kendi yaptıkları muşamba çadır kullanılmaktaydı. Köyde çoğu ağır hasar almış evlerine yalnızca tuvalet ve banyo ihtiyacı için giriyorlardı, bu durumun bile risk taşıdığının farkında idiler ama maalesef başka seçenekleri yoktu. Kaldığımız süre boyunca çok güzel anılar paylaştık. Denizin çocuklarından dağların çocuklarına, o güzel, her şeye rağmen kalbi tertemiz insanlara bin selam olsun.

Sonuç olarak gözlemlerimize ve insanlarla kurduğumuz diyaloglara dayanarak Van'ın durumu şöyle; Van halkı çetin kış koşulları ve etkili yardımları yapamayan kurumların zaafları nedeniyle çareyi şehri terk etmekte bulmuş. Van'ın yarısı (yaklaşık 500bin kişi) Van'ı terk etmiş.

Van'da kalan insanlar tedirgin, yorgun ve kızgın. Her gün devam eden artçılarla Van sallanmaya devam ediyor.

Devletin gönderdiği hizmetler çok yetersiz. En son depremde sadece 8 bin çadır gönderiliyor. Artık kış şartlarını da düşünürsek prefabriklerin kurulması gerekirken bu yönde bir girişim yok. Devlet depremden iki gün sonra çadırları sevk etmiş, ilk çadırlar polislerin ihtiyacı için kurulmuş, İkinci sevkıyat çadırları askerlere tahsis edilmiş ve sonradan gelen çadırlar Valiliğin koordinasyonu bünyesinde hükümete yakın mağdurlara dağıtılmıştır. Köylüler ve şehirde yaşayan Van halkı, civar bölgelerin belediyeleri, duyarlı dernek ve parti mensupları, Sivil toplum kuruluşları ve demokratik kitle örgütlerinin kendi bünyesinde yaptığı yardımlar sayesinde yaralarını sarmaya çalışmaktadır.

Yaşanan bu felakette bile devletin kurumları çirkin bir siyaset yapmanın peşindeler. Valilik belediye ile işbirliği yapmaya yanaşmıyor ve Van belediyesinin yardımlarının önünü kesmeye çalışıyor. Belediye üzerinden yapılan yardımların dağıtımında da sıkıntı çıkarıyor. Ak parti'nin bazı belediyeleri yardım yaptıkları köylere kendi reklâm panolarını asıp, köye kendi isimlerini verecek kadar ileri gitmiş durumda. Bunun arkasında yatan amacın yardım götürme bahanesiyle köyleri propaganda aracı yapmak olduğu çok açıktır. Köylere zaten yeterince yardım götürülmediği gibi belediyenin köylere girmesi dahi engellenmiş.

İnsanlar dayanışma yolu ile kendi yaralarını sarmaya çalışıyor. Her alanda uzman kişilere büyük oranda ihtiyaç var. Mevcut ekipler yetersiz. İnsanlar kış şartlarının sonucunda birçok hastalıkla mücadele ediyor. Muayene için gerekli koşullar yeterli değil. Hastaneler hasarlı, Eczaneler kapalı. Tüm bankalar kapalı. ATM'lerde para yok. Bazı bankaların mobil atm hizmetleri ile ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyorlar. Bu hizmette bile bankalar para çekme komisyonu almakta.

Tüm bu olumsuz durumlara karşın Van afet bölgesi ilan edilmiyor. Devlet yaptığı kanunları kendisi uygulamamaktadır. Normal koşullarda Afet yönetmeliği uyarınca kent ve köylerde on ve ondan fazla bina yıkılması, can kaybının ve yaralıların olması ve su, kanalizasyon, elektrik şebekelerinin hasar alması bir bölgenin afet bölgesi ilan edilmesini gerektirmektedir. Peki, sadece bakanlar kurulu kararı ile yapılan bu işlem neden uygulanmamaktadır? Çünkü bir önceki yerel seçimleri Van'da kaybeden Ak Parti âdete Van halkından intikam almaktadır. Eğer Van afet bölgesi ilan edilirse devlet, belediyenin borçları silinmek, tüm maddi kayıpları karşılamak zorundadır. Depremzedelerin yıkılan evlerini onarmak ve kalacakları yeni konutlar yapmak zorundadır. Yıllarca halktan kesilen deprem vergisinin hesabını Van'a aktarmak zorundadır ki bu toplanan paralar şuanda devletin kasasında mevcut değildir. Tüm bu olumsuzluklara karşın Başbakan Van halkının karşısına geçip, afet bölgesi ilan edersek buraya çivi bile çakamazsınız yalanlarını söylemekte ve halka "bahara kadar dayanın" diyebilmektedir. Hatırlarsanız Rize'de yaşanan sel felaketinden iki gün sonra bölge afet bölgesi ilan edilmişti. Aynı hassasiyet neden bu bölge için gösterilmiyor anlamak mümkün değil. Başbakanın 650 kişinin öldüğü, bir şehrin kullanılamaz hale geldiği bir felaket sonrası tüm bu sözleri kolayca sarf edebilmesi halkın öfkesini daha da arttırmıştır. Depremzedeler yanlış ve yandaş uygulamalar yapan Valinin istifasını bile isteyemiyor. Polis neredeyse her bölgede devriye geziyor ve kalabalık halka gaz bombası, tazyikli su ve coplarla saldıracak kadar ileri gidiyor.

Tüm bu sonuçlar gösteriyor ki; Türkiye afet bölgesi olmasına rağmen hiçbir kurumun bu doğrultuda gerçek bir çalışması yok. AFAD (Afet ve Acil durum) kurumu depremzedeler için bir genelge çıkarmış fakat bu genelgede belirtilen ivedilikle yapılması gereken nakil ve barınma ihtiyacı giderilememiştir. Afad bünyesinde toplanan yardımlar depolarda bekletilmektedir. Depremzedelerin önüne mağduriyetini belgeleyecek bir sürü evrak istenmekte bu doğrultuda işlem yapılmaktadır. Afad büroları halkın deyimiyle Ak parti bürolarına dönüştürülmektedir.

Bu deprem siyasette gelinen ahlaki seviyeyi de acı bir şekilde gözler önüne sermektedir. Devlet kendi acizliğini ırkçı politikalarla medyayı da kullanarak örtmeye çalışıyor. İnsanların mağduriyetleri üzerinden ucuz siyaset yapılıyor.

Yaptığımız gezide gördük ki Yaşanan gerçek ile medyanın halka sunduğu gerçekler örtüşmemektedir. Kendi meslektaşlarını Valilik ve şehircilik bakanlığının ihmali ve umursamazlığı sonucunda otel altında kurban vererek timsah gözyaşları döken ana akım medyanın, halka durumu acı kader diyerek vermesi günümüzde medyanın geldiği acınası durumu bir kez daha göstermektedir.

Bu deprem insan yaşamına, insana verilen değeri de ortaya koyuyor. Koordinasyon eksikliği, yapılan devlet yardımların yetersizliği, eleştiriye tahammül edemeyen bürokratların kibirli yüzleri, Van halkını bir kez daha öldürmeye yetmiştir. Halk devlete güven duygusunu büyük oranda yitirmiştir. Kürt halkı yaşadıkları şehirde insanca muamele görememekten bir kez daha mağdur edilmektedir.

Sosyal devlet anlayışı halka hizmet götüren bir anlayış olması gerekirken baskıcı ve denetimci mantığıyla doğal bir afet, sosyal bir afete dönüştürmüştür. Bu da sosyal devletin tasfiyesinin bir göstergesidir.

Hopa Eğitim-sen olarak, Van'da yaşananların sadece doğal bir afet olmadığını acı bir gerçek olarak görmüş bulunmaktayız. Hizmet ettiğimiz devletin halkına eşit mesafede durmadığını, etnik ve siyasi ayrımcılık yaptığını görmekteyiz. Eğitimin ve eğitimcinin mağdur edildiğini, Öğretmenlerin ek derslerinin dahi kesildiğini görmekteyiz. Sosyal devlet anlayışının bir deprem sonucu yerle bir olduğunu görmekteyiz. Tüm bu fenomenler ışığında, halkın çaresizliği ve umutsuzluğu, pırıl pırıl çocukların ve gençlerin gelecekten yana güven duygularını yitirmiş olması biz eğitim emekçilerini derinden üzmüştür. Bu durumun faili ne acıdır ki Devlet kurumlarının ideolojik çıkarlarıdır. Her şeye rağmen ayakta kalmaya çabalayan insanların çabalarına ortak olmak bir nebze de olsa bizleri sevindirmiştir.

Topluma, insanlığa ve emeğe duyarlı bireyler olarak Van halkının daima yanında olacağız. Yaptığımız yardımların maddi ve manevi devamını getirmeyi sürdüreceğiz. Toplumsal duyarlılıkların öncüsü olmaya çabalayıp, bu yaşanan doğal ve sosyal trajediyi unutturmamak adına yaşananların takipçisi olacağız. "

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 22.11.2011 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Benzer Haberler
Benzer içerik bulunamadı.


En Çok Okunan Yaşam Haberleri
 » Şehir Plancıları Hopa’nın Haritasın...
 » Hopa’da Gergin Anlar...
 » Makedonyalı Türk Gençler Çaykur'un...
 » Hopa Uluslararası Lojistik Kongresi...
 » Dsi Artvin Bölge Müdürü Yıldız’dan...
 » Tiflis - Trabzon Direkt Uçuşları Ba...
 » Bakan Uraloğlu’ndan Rize - Artvin H...
 » Kemalpaşa Kaymakamı Ayaz Denetime Ç...
 » Kokarca Böceği İstilasına Rize Bele...
 » Başkan Erhan Yılmaz’dan İşadamı İsm...