Artvin'in en fazla toprağına sahip ilçelerinden biri olan Yusufeli ilçesi daha önce 5 kez değiştirdiği ilçe merkezini bir kez daha değiştirmeye hazırlanıyor. Artvin'in Yusufeli ilçesinin tarihi geçmişi Eskiçağ dönemine kadar gitmektedir. Ancak asıl mimarı yapılaşması orta çağ döneminde bölgeye hakim olan Bağratlılar'ca gerçekleştirildiği görülmektedir. Hıristiyan Bağratlılar zamanından günümüze başta manastırlar olmak üzere birçok kale ulaşmıştır. XVI. yüzyıldan sonra Osmanlı topraklarına dahil edilen ilçede bu kez Türk-İslam eserleri yapılmaya başlanmıştır. Osmanlı çağının en önemli yapılar camilerdir. Azda olsa sivil mimarı örneklerinden olan evlere rastlanmaktadır.
İlçenin ilk yerleşim yeri Alanbaşı köyünde
İlçenin ilk kuruluşu Erzurum sancağına bağlı 1879 yılında "Kiskim" (Bugünkü Alanbaşı Köyü) adı ile gerçekleştirilmiş, kaza merkezi bir müddet sonra Öğdem'e nakledilmiştir. 1894 yılında Ersis'e (Bugünkü Kılıçkaya Beldesi) getirilmiştir. 26 Haziran 1926 tarih ve 877 Sayılı Kanunla Öğdem'e nakledilerek Artvin'e bağlanmıştır. 1933 yılında Artvin'in Kaza olmasıyla Yusufeli İlçesi tekrar Erzurum'a bağlanmıştır. 1936 yılında merkezi Artvin olmak üzere kurulan o günkü adı ile Çoruh Vilayetine bağlanmış ve neticede; 16 Şubat 1950 Tarih ve 3531 Sayılı Kanunla bugünkü yerine nakledilerek Yusufeli İlçe Merkezi haline getirilmiştir. İlçemiz bugünkü adını 1912 yılında Dahiliye Vekaletinin emri gereğince "Kiskim ve Keskin" isimleri karıştırıldığından Veliaht Yusuf İzzettin Efendi' nin ismine izafeten almıştır.
6'ıncı yerleşim yerinin iki adayı var ama
Artvin'in Yusufeli ilçesi 5 kez yer değişti 6. kez yer değişmeye hazırlanan Yusufeli ilçesinde sancılı dönem başladı. Yusufeli barajıyla ilgili sona yaklaşıldığını belirten yetkililer yeni ilçe yerinin açıklanması ve yeni ilçe yerine başlanması için düğmeye basıldığını ifade ediyorlar. Son olarak ilçeye gelen Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu ile Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar yaptıkları ziyaretlerde ilçenin yerleşim yerinin değişeceğinin sinyallerini verdiler. İlçenin yeni yerleşim yerinin değişmesine ilişkin gündemde iki ilçe merkezi yeri adayı bulunurken ilçede ise bu adaylardan sadece biri birliktelik sağlanmış durumda. Daha önce TBMM'den çıkan yasa ile ilçe merkezi yeri olarak belirlenen yansıtıcılar bölgesi halkın genel anlamda talep ettiği ilçe merkezi olarak görülüyor. Çevreli Peterek köyü ise son günlerde her iki bakanın gelişi ile birlikte gündeme getirilen ikinci aday yer. Ancak bu yer halkın büyük tepkisini çektiği için şimdilik gündem dışında tutuluyor. Tartışmalar bu şekilde devam etsede halen ilçenin yeni bir yerleşim yerine yerleşeceğine kesin gözüyle bakılıyor. Yusufeli Barajı'nın yakın bir zamanda ihale edileceği bakanlar tarafından ifade edilirken ilçe merkezinde tedirginlik ve sıkıntılı dönemde başlıyor. Yusufeli Barajı ile birlikte 275 metre suyun altında kalacak olan Yusufeli ilçe merkezi yeni yerleşim yerine taşınması gerekliliği ortaya çıkıyor. Yusufeli'nde yeni ilçe yerinin neresi olacağı konuşunda net açıklamanın yapılarak belirsizliğin giderilmesi beklenirken halk biran önce bu belirsizliğin sonlanmasını istiyor.
Yusufeli Adının Kaynağı:
Yusufeli'de Kiskim ve Pert-Eğrek (Peterek) sancakları kurulunca, Yusufeli için Kiskim ve Peterek adları kullanılmıştır. Kiskim sancağı, Yusufeli ilçesinin adının Kiskim olarak belirlenmesini de sağlamıştır. 1879 yılında kurulan ilçeye, Kiskim Sancak Beyleri torunlarının zorlamaları ile Kiskim adı verilmiştir ve 1912 yılına kadar Yusufeli'nin resmi adı Kiskim olmuştur.
1956 Yılında İlçe Merkezi Osmanlı hâkimiyeti ile beraber bugünkü Yusufeli ve Artvin'i içine alan bölgede kurulan Livane sancağı nedeniyle Yusufeli Livane adı ile anılmaya başlar. Daha sonra Yusufeli'de Kiskim ve Pert-Eğrek (Peterek) sancakları kurulunca, Yusufeli için Kiskim ve Peterek adları kullanılmıştır. Kiskim sancağı, Yusufeli ilçesinin adının Kiskim olarak belirlenmesini de sağlamıştır. 1879 yılında kurulan ilçeye, Kiskim Sancak Beyleri torunlarının Barhal Kilisesi zorlamaları ile Kiskim adı verilmiştir ve 1912 yılına kadar Yusufeli'nin resmi adı Kiskim olmuştur. Kiskim adı ile Ankara'nın Keskin ilçesinin isim benzerliği yüzünden yazışmalarda meydana gelen yanlışlık ve karışıklıkları önlemek amacıyla zamanın Dâhiliye Vekâletinin (İçişleri Bakanlığı) emri ile ilçeye yeni bir isim bulunması istenir.
Dört kilise Bunun üzerine zaman kaymakamı Necati Bey, İlçe İdare Kurulunu toplayarak, ilçeye yeni bir isim bulunması konusunu tartışmaya açar. Tartışmalar sürerken; Kaymakam, vilayet odasının duvarında asılı duran, devrin padişahı V. Mehmet (Reşat) veliahtı Yusuf İzzeddin Efendi'nin resminden hareketle ilçeye Yusuf-İli ismini önerir. Kaymakam Necati Bey'in, Yusuf İzzeddin Efendi'nin adına izafeten önerdiği Yusuf İli ismi kabul edilir.
İşhan Kilisesi Bulunan bu yeni isim Dahiliye Vekâletine bildirilir, Dahiliye Vekâletince de onaylanarak 1912 yılında Kiskim'in yeni resmi adı Yusuf İli olarak değiştirilir. Yusuf İli adı eski yazıdan yeni yazıya geçilince (harf inkılâbı ile 1928) Yusufeli şekline dönüşmüştür.
1960'larda İlçe Merkezi Yusufeli Genel Tarihi
1955 yılında Yusufeli'nin Nigzivan/ Nizgivan (Demirköy) yakınlarında yol yapımı sırasında bakır baltalar çıkmıştır. Yine öteden beri Artvin ilinde temel açma ve yol yapımı, onarımı sırasında toprak altından M. Ö. 4000-3000 yıllarına ait bakır baltalar ile M. Ö. 3000-2000 yıllarına tarihlenen tunç baltalar ve kesici aletler çıkmaktadır.
Bazı kaynaklarda bu aletlerin Hurriler'den kalma eserler olduğu ileri sürülmekle beraber son yıllarda yapılan araştırmalarda bunların Kolkhis devrinden kalma Kolh bronz baltaları olduğu tespit edilmiştir.
Hurri toplulukları günümüzden 5000 yıl kadar önce, ilk tunç çağında Kafkaslardan Anadolu içlerine yayılmaya başlamış ve bütün Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya kadar olan alanda yaşamaya devam etmişlerdir. Hurriler'in Hayasa/ Hayaşa ve Azzi adlarında birer beylik kurdukları sanılmaktadır. Hurri topluluklarının Çoruh boylarına da yayılarak buralara yerleştikleri bilinse de, Artvin bölgesinde yaşadıkları ve yerleştikleri kimi araştırmacılara göre son derece kuşkuludur. Daha çok tarım ve hayvancılıkla uğraşan Hurri toplulukları, Eski Çağda Kolkhis (Kolheti/ Kolhidia) diye adlandırılan Karadeniz sahil kesimine doğru yayılmak konusunda ise pek istekli davranmamışlardır. Nitekim bu topluluğun yayıldığı alanda bulunan ve "Karaz" olarak adlandırılan bir tür çanak çömleğe ne Artvin'de ne de Karadeniz sahilindeki bölgelerde rastlanmaz. Artvin bölgesinin M. Ö. IX. yüzyıldan itibaren Urartu Devletinin hâkimiyetine girdiği bildirilse de, bugüne kadar yapılan bilimsel araştırma ve çalışmalarda Yalnızçam Dağlarının batısında, yani Şavşat, Ardanuç ve Artvin kesimlerinde herhangi bir Urartu yerleşmesi kalesi veya yazıtı bulunabilmiş değildir. Bu durumda Artvin bölgesinde Urartuların yerleşip yerleşmediği konusu kesinlik kazanmamış oluyor.
İlk İlçe Teşkilatının Kurulması
İlk ilçe teşkilatı Erzurum iline bağlı olarak 1879 yılında Kiskim kazası adı ile kuruldu: Kazanın resmi adı ise Kiskim beyleri torunlarının zorlamaları ile kabul edilmiştir. Bu ilk kuruluşta ilçenin merkezi Öğdem idi. O yıllarda ilçenin, seçimli nahiye müdürleri ile yönetilen beş nahiyesi (bucağı) vardı. Bu nahiyeler Ersis (Kılıçkaya), Pert-Eğrek (Peterek/Çevreli), Hüngâmek (Dokumacılar), Oşnak (Köprügören) ve Hodeçur (Sıra konaklar) adlarını taşıyordu. (Hodeçur 1926'da İspir'e bağlanmıştır. ) Dokuz yıl sonra 1888 yılında yukarıda adları geçen nahiyelere beş nahiye daha eklendi. Bunlar da: Barhal (Altıparmak), Utav (Bostancı), Arcivan (Balalan), Zor (Esenyaka) ve Melo (Sarıbudak) nahiyeleridir. (Melo daha sonraları Artvin'e bağlandı. ) Kiskim kazası ilk merkezi olan Öğdem'de on yıl kadar kalabildi. 1889 yılından sonra merkezi Ersis oldu. 1912 yılında ilçenin Kiskim olan adı Yusufeli olarak değiştirildi. 1915 yılında Rus işgali başlayınca, 1916'da tedbir için kayıtlar Bayburt'a taşındı ve 1918'de Ruslar geri çekilince Ersis'e geri getirildi. (Ersis, 1926'ya kadar ilçe merkezi olmaya devam eder. 1926'da ilçe merkezi tekrar Öğdem'e nakledilir. 1950'de de şimdiki yerine taşınır. )
İşte ilçenin kronolojisi
415- Pers sınırında bir Bizans yerleşim yeridir.
531- Bağratlılar'ın egemenliğine girdi.
646- Arap İslam ordularının akınına uğradı, Halktan "Cizye" adlı vergi alınmaya başlandı.
737- Abbasilerin egemenliğine girdi. . . . . . ???
853- Abbasi Halifeliğine bağlı, Bagratlı-Oğuz beyliği egemenliğine girdi.
899- Dördüncü Bagratlı Krallığı kuruldu.
1068- Selçuklu topraklarına katıldı.
1125- Konya Selçuk Sultanı 1. Alaaddin Keykubat'ın hâkimiyetine girdi.
1265- Moğolların egemenliğine girdi.
1549- Vezir Kara Ahmet Paşa Osmanlı idaresine kattı.
1578- Merkezi Ahıska olan Çıldır eyaletine bağlandı.
1830- Merkezi Oltu olan Çıldır Sancağı oluşturularak Erzurum Eyaletine bağlandı.
1879- Merkezi Kiskim adı ile ilçe kurularak Erzurum Sancağına bağlandı. Kısa bir müddet sonra ilçe merkezi Öğdem'e taşındı.
1894-İlçesi merkezi Ersis'e taşındı.
1915-Rus işgaline uğradı.
1916-Kaza merkezi boşaltıldı, kayıtlar Bayburt'a götürüldü.
1926-İlçe tekrar Öğdem'e naklederek Artvin Sancağına bağlandı.
1918-Ruslar çekildi, 16 Mart'ta Osmanlı sınırları içine alınınca anavatana kavuştu.
1933-Erzurum iline bağlandı.
1936-Merkezi Artvin olmak üzere kurulan Çoruh Vilayetine nakledildi.
1940-Artvin iline bağlandı.
1950-İlçe merkezi Öğdem'den şimdiki yerine taşındı.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 13.09.2011 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle