Hopa'da Tutuklama Ve Gözaltılar Ankara'da Protesto Edildi

22/07/2011 13:51

Halkevleri Doğu Karadeniz Bölge Temsilcisi Taylan Kaya'nın Bu Sabaha Karşı Tutuklanması, Ankara Halkevleri Tarafından Bugün Yapılan Eylemle Protesto Edildi.


Haber: Hayati Akbaş







Hopa'da gözaltına alınan 3 Halkevciden Taylan Kaya tutuklanırken Kamil Ustabaş ve Bülent Ustabaş serbest bırakıldılar. Ankara Halkevleri Yüksel Caddesi'nde yaptığı eylemle gözaltlıları ve Taylan Kaya'nın tutuklanmasını protesto etti. Halkevleri Genel Merkezi önünden Yüksel Caddesi'ne kadar yürüyen Halkevciler, "Derelerimize ve arkadaşlarımıza vurduğunuz kelepçeler, doğa ve yaşam hakkı mücadelemizi durduramaz" pankartını açtılar.

Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde Halkevleri Genel Başkan Yardımcısı Samut Karabulut bir açıklama yaptı. Hopa'da devlet ve şirketler el ele diyen Karabulut, Kemalpaşa Beldesi Akdere köyünde yapılmak istenen ÇED toplantısı öncesi tutuklama ve gözaltı terörü estirildiğini söyledi. Gözaltına alınan ve tutuklanan Halkevleri üyelerinin aynı zamanda HES karşıtı mücadelenin aktif yürütücüleri olduğuna dikkat çeken Karabulut, gözaltına alınan üyelerinin Metin Lokumcu'nun köyünde 22 Temmuz'da yapılacak ÇED toplantısı öncesi halk toplantısı yaparak ÇED toplantısı yaptırmama kararı aldıklarını belirtti.

AKP'nin halk düşmanı politikalarına karşı çıkan herkesi susturmak için devletin tüm organlarını seferber etmeye başladığını söyleyen Samut Karabulut, Özel Yetkili Mahkemelerin, AKP Güvenlik Mahkemesi gibi çalıştığını belirtti. Halkevleri'nin her yerde olduğunu ve halk düşmanı politikalar karşısında her taşın altından çıkacağını vurgulayan Karabulut AKP operasyonlarının durdurulmasını ve tutukluların serbest bırakılmasını istedi.

Samut Karabulut'un okuduğu basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi "Hopa-Kemalpaşa beldesinin Akdere Köyü'nde yapılmak istenen HES'in ÇED toplantısı öncesi gözaltı-tutuklama terörü estiriliyor. Dün 3 arkadaşımız gözaltına alınmış birçok insan hakkında da yakalama kararı çıkartılmıştır. Öncelikle gözaltına alınan ve tutuklanan arkadaşlarımızın kimler olduğunu açıklarsak neden alındıklarını da anlamış oluruz.

Bülent Ustabaş Hopa Halkevi yönetim kurulu üyesi ve Hopa Dereleri Koruma Platformu gönüllüsü. Kamil Ustabaş Hopa Halkevi Yönetim Kurulu üyesi ve Derelerin Kardeşliği Türkiye Yürütmesi üyesi. Taylan Kaya Halkevleri Genel Yönetim Kurulu Üyesi, Doğu Karadeniz Bölge Temsilcisi ve Derelerin Kardeşliği Platformu Türkiye Yürütme Kurulu üyesi.

Bu arkadaşlarımızın suçu ne olduğu kimliklerinden anlaşılabilir sanırız. Biraz daha ipucu verelim. Metin Lokumcu'nun Köyü Akdere'ye yapılmak istenen HES'in ÇED toplantısı öncesi bu arkadaşlar halk toplantısı örgütlemişler ve oradan HES'in engellenmesi kararı çıkmıştı. ÇED toplantısından iki gün önce yaşanan operasyonlar AKP iktidarının niyetini yeterince açık etmektedir.

Bilindiği gibi HES'lere karşı mücadelenin aktif bir üyesi olan Metin Lokumcu, Başbakan R. Tayyip Erdoğan'ı protesto gösterilerinde öldürülmüş ve Başbakan ne rahmet dilemiş ne de ailesine başsağlığı dilemişti. Bu tutumuyla "katli vaciptir" zihniyetini açığa vurmakla kalmamış aynı zamanda tüm doğa ve yaşam direnişçilerini de " katli vacipler" listesine eklemişti. Sonrasında yaşananlar ve 35 kişinin tutuklanmasıyla da Başbakan'ın hedef gösterdiği herkesin üzerine gidildiği bir kez daha ortaya çıkmıştır.

AKP, halk düşmanı politikalarına karşı çıkan herkesi susturmak için tüm devlet organlarını seferber etmeye başladı. AKP halkın haklarını korumak için yaptığı eylemlere tahammül edemiyor. Ulaşım hakkını savunan arkadaşlarımız 5 yıla varan hapis cezaları ile yargılanıyor; Çevre Bakanı Veysel Eroğlu'nu protesto eden KTÜ öğrencileri hakkında davalar açılıyor. Barınma hakkını savunan, evlerine sahip çıkanlar yargılamalarla yıldırılmaya çalışılıyor. Özel Yetkili Mahkemeler, Özel yetkili savcılar harekete geçiriliyor. Böylece en demokratik haklarını kullananlar adı değiştirilmiş DGM'lerde yargılanıyor.

İşte AKP'nin ileri demokrasisi böyle işliyor. 12 Eylül faşizmi öğrenci eylemlerini, işçi eylemlerini 2911 kapsamındaki diğer suçlamaları DGM'lerde yargılamalarına son verilirken 20 yıl sonra aynı faşist uygulama yeniden hortlatılıyor. Yazılmamış kitaplar toplatılıyor, gazeteciler yazılarından dolayı hapse atılıyor, DGM'lerde yargılanıyor. Özel Yetkili Mahkemeler, adeta AKP_GM (AKP güvenlik mahkemesi) olarak işletiliyor.

Biz Halkevleri olarak; her zaman olduğu gibi halkın yararı için, kamu yararı için, halkın hakları için mücadeleye devam edeceğiz. Su hakkı için, çevre hakkı için, eğitim hakkı için, sağlık hakkı için, ulaşım hakkı için, barınma hakkı için mücadele etmeye devam edeceğiz. ne operasyonlar ne tutuklamalar karşısında geri adım atmayacağız. Çünkü halkın suyu elinden alınırken biz seyredemeyiz. Çünkü halkın evleri başına yıkılırken biz seyredemeyiz. Çünkü biz halkız. AKP ve çok sevdiği şirketleri, holdingleri halka saldırırken karşılarında hep bizleri bulmaya devam edecekler.

Biz her yerde varız ve her taşın altında çıkacağız. AKP'ye oy verseler de siyanürden zehirlenen Kütahya köylülerinin eyleminde varız. Başbakan'ın memleketi Güneysu'da AKP ilçe binasını işgal eden çay üreticisi kadınları eyleminde varız. Evlerini yıkmaya çalıştığınız insanların direnişinde varız. Ve var olmaya devam edeceğiz.

Bu operasyonlar durmalı arkadaşlarımız serbest bırakılmalı ve AKP, Metin Lokumcu'nun köyünde HES yapma sevdasından vazgeçmelidir. YAPTIRMAYIZ!"

Samut Karabulut'un ardından söz alan Derelerin Kardeşliği Platformu Ankara Yürütme Kurulu üyesi Mustafa Eberliköse ise yaşanan sürecin HES karşıtı mücadelenin son dönemde elde ettiği kazanımların ardından gelmesine dikkat çekerek, 22 Temmuz'da Hopa'nın Kemalpaşa beldesinde yapılacak ÇED toplantısı öncesi Derelerin Kardeşliği Platformu Türkiye Yürütmesi'nden iki kişinin gözaltına alınması ve birinin tutuklanmasının HES karşıtı mücadeleye gözdağı vermeyi amaçladığını söyledi. AKP iktidarının bir yandan baskıları artırırken diğer yandan da HES'leri halka sevdirebilmek için yollar aradığını belirten Eberliköse HES karşıtı Tarkan'a bile teklif götürdüklerini söyledi. Tarkan'ın AKP iktidarına gerekli cevabı verdiğini belirten Eberliköse 22 Temmuz'da da Kemalpaşa halkının AKP'ye ve sermaye gruplarına gereken cevabı vereceğini belirtti. Kemalpaşa'da ÇED toplantısını yaptırmayacaklarının altını çizen Eberliköse askerleriyle, polisleriyle kimle gelirse gelsinler o toplantı olmayacak diyerek sözlerini sonlandırdı.

Eylem yapılan açıklamaların ardından atılan sloganlarla son buldu.

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 22.07.2011 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Benzer Haberler
Benzer içerik bulunamadı.


En Çok Okunan Yaşam Haberleri
 » Şehir Plancıları Hopa’nın Haritasın...
 » Hopa’da Gergin Anlar...
 » Makedonyalı Türk Gençler Çaykur'un...
 » Bakan Uraloğlu’ndan Rize - Artvin H...
 » Kemalpaşa Kaymakamı Ayaz Denetime Ç...
 » Hopa Belediye Ekipleri Çalışmaya De...
 » Başkan Erhan Yılmaz’dan İşadamı İsm...
 » Okuyan Artvin Okul Koordinatörler T...
 » Kemalpaşaspor’a Destekler Devam Edi...
 » Hopa Belediyesi Vatandaşların Talep...