Hopa'da yaşanan olaylar ve olaylar sırasında hayatını kaybeden Emekli Öğretmen Metin Lokumcu'nun cenaze törenine katılmak üzere ilçeye gelen ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, beraberinde Eğitim-Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız, ÖDP PM. Üyesi Başaran Aksu, ÖDP Rize İl Başkanı Yaşar Aydın, ÖDP Artvin İl Başkanı Semra Güven, Hopa ÖDP İlçe Başkanı Nefise Yenigül ve partililer olduğu halde Hopa Belediye parkında bir basın açıklaması yaptı.
ÖDP Genel Başkanı Alper Taş "Konvoya Saldırı Yok Hopa Halkına Saldırı Var!" diyerek başladığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Hopa'da yaşananlar kamuoyuna 'AKP konvoyuna saldırı' olarak yansıtıldı. Ve medyanın genişçe bir bölümünde bu biçimiyle yazıldı. Başbakan 'eşkıyalar konvoyumuza saldırdı' diye açıklama yaptı. Peki gerçekten Hopa'da ne yaşandı?
Derelerin satılmasını ve çayda yaşanan sömürüyü protesto etmek için Hopa halkı Başbakan Erdoğan'ın miting yapacağı alanla arasında 'üç karayolu' olan meydanda toplandı. Meydanın yanında inşaata bir gün öncesinden asılan pankartlar yer alıyordu. İlk gerginlik inşaata 'Karadenizin asi çocukları çayına ve suyuna sahip çıkıyor' pankartı asılırken polisin gazlı müdahalesi ile başladı. Daha sonra polis meydanda bir açıklama yapılmasına izin vermedi ve gazla müdahale etmeye başladı.
Hopa halkının bir açıklama yapmasına ve orada asılan pankartlara tahammül edemeyenler tarafından Hopa'da 'olay' çıkarılmıştır. Polisin acımasız saldırısı sonrasında Hopa'da gerginlik büyümüştür. Neredeyse tüm ilçe gaza boğulmuştur. Metin Lokumcu kardeşimiz de işte bu müdahalenin sonrasında hayatını kaybetmiştir.
Hopa'da yaşananların sorumlusu halkın kendi sözünü söylemesine tahammül edemeyen AKP iktidarı ve onun emriyle halka saldıran polislerdir. Tayyip Erdoğan kendileri için bir cennet yaratmak için kendisine karşı olan herkesi ve her şeyi polis zoruyla baskı altına almaya, susturmaya çalışıyor.
Türkiye'nin her yerini kendi fotoğraflarıyla, pankartlarıyla dolduran Başbakan'a soruyoruz 'Hopa meydanında asılan pankartlardan niye rahatsız oldunuz? O pankartlara neden müdahale edilmiştir? Hopa meydanında halkın basın açıklaması yapma isteğine neden gazla, copla cevap verilmiştir?
Koruma Taşla Değil Otobüsten Düşerek Yaralandı
AKP'nin konvoyunun Hopa'da ayrılması sırasında koruma polisi Servet Erkan otobüsten düşerek yaralanmıştır. Otobüsten düşme anı televizyonlarda da yayınlanmıştır. Görülüyor ki arka kapıda duran koruma polisi otobüsün hızlanması ile birlikte aşağı düşüyor. Ancak günlerdir polis memurunun atılan taş sonucu otobüsten düştüğü tekrarlanmaktadır. Söylenen her şeyin tek kaynağı ise Tayyip Erdoğan'ın konuşmalarıdır.
Başbakan bilinçli olarak yaşanları çarpıtarak 'terörize' etmeye çalışmaktadır. Trabzon'da yaptığı konuşmada verdiği işaretle bunu başlatmıştır. Bir protesto eyleminden 'terör örgütü ve terör eylemi' yaratılmaya çalışılmaktadır. Bu Bush'un 'ya bizdensiniz ya teröristsiniz' faşist mantığıdır. Ve hukuk siyaset tarafından belirlenmekte Türkiye giderek bir polis devletine dönüştürülmektedir.
Gözaltına Son Gözaltındakiler Serbest Bırakılsın
Hopa'da yaşananların sorumluluğu AKP'nin talimatıyla Hopa halkına ve devrimcilere yıkılmaya çalışılmaktadır. İki gündür Hopa'da adeta sıkıyönetim ilan edilmiş durumdadır. Polis ve jandarma ellerindeki liste ile baskınlar yapmaktadır. Şu anda 22 kişi gözaltına alınmıştır.
Hopa'da yaşananların sorumlusu Hopa halkı ve devrimciler değildir. Göz altılara, baskınlara artık son verilmelidir. Gözaltına alınanlar bir an önce serbest bırakılmalıdır.
Biraz İnsanlık Biraz Vicdan
Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarın gücüyle o kadar vicdansız olmuş ki öldürülen arkadaşımızdan 'birisi' diye söz etmekten hiç utanmıyor, hiç sıkılmıyor. Hatta 'baş sağlığı' dileyeni kınıyor. Düşünün böyle bir Başbakan olabilir mi? AKP iktidarı kalpleri körelmiş, vicdanlarını kaybetmiş zalimlerin iktidarıdır.
Ortadoğu'da yeni 'kral' olmak isteyen padişah özentisi Tayyip Erdoğan, Diyarbakır'da 'helalleşmeye geldiğini' söylerken 'birisi' diye söz ettiği arkadaşımızın ailesi ve arkadaşlarıyla 'helalleşebileceğini' düşünüyor mu?
Zalimin Zulmüne Direnen Eşkıyalarız!
12 Eylül faşist cuntasının başı Kenan Evren devrimcileri 'şaki' ilan etmişti; AKP faşizminin başı Erdoğan ise 'eşkıya' ilan ediyor. Evet, biz eşkıyalarız! Ama Köroğlu gibi, Atçalı Kel Mehmet gibi, beylerden
aşalardan halkın hakkını soran, zalimin zulmüne karşı mazlumun sesi olan, sömürüye, yalana, talana, baskıya isyan eden 'sosyal eşkıyalarız! Dünyaya hükümdar da olmayacağız; ama halkın hükmünü kuracağız.
Tabii bir de 'Bolu Beyi' kılığındaki 'haydutlar' var. 'Din, iman' diye diye emekçi halkın kanını emen, Karadeniz'in ve Akdeniz'in derelerini ve yaylalarını yağmalayan, maden veya tersane işçisini ölüme mahkûm eden, Kütahya'da kendi sermayesinin yarattığı siyanür tehlikesini değil de bu tehlikeye işaret edenlerin sesini bastıran, 'ileri demokrasi' den dem vururken Kürt halkına saldıran ve muhaliflerini zincire vuran, halkın yarattığı zenginliği gasp eden sermayenin haydutları! Devrimciler bu haydutlardan ve onların temsilcilerinden hesap soracak olan eşkıyalardır!
'Bolu Beyi' Tayyip Erdoğan ve yandaşları bilsin ki, şairin deyişiyle 'mevsimin dönüp de rüzgârın yeniden yeşermeğe başlaması' ve 'o şarabi eşkıyaların yine 'ortalığa şan vermeleri', yine 'o atın çıplaklığında koşmaları' yakındır!
Metin Hocaya Sözümüz Var!
Metin hocamızı sonsuzluğa uğurladık. Bir kez daha Metin Lokumcu'nun ailesine, Hopa halkına ve tüm devrimcilere baş sağlığı diliyoruz. Metin hocamız biliyoruz ki şimdi gökyüzünde yumruğunu sıkmış bir yıldızdır. O'nu yüreğimizin en gizli sığınaklarında saklayacağız. Değerlerini yaşatacağız ve onun sesini zalimlerin, sömürücülerin yüzüne her gün haykırmaya devam edeceğiz. " dedi.
EĞİTİM SEN GENEL BAŞKANI ÜNSAL YILDIZ, "MESLEKTAŞIMIZ ÖLDÜRÜLMÜŞTÜR. "
Basın açıklamasına katılan Eğitim Sen Ünsal Yıldız yaptığı konuşmada Hopa halkının yasal haklarını kullanarak bir basın açıklaması yaptıklarını ama yasal bir basın açıklaması sonrası yapılanların ise yasal olmadığını ve saldırı olduğunu, Hopa halkının saldırıya karşı kendini koruduğunu ifade etti.
Ünsal AKP'nin Hopa'da başlattığı bu saldırı ortamı ile yaratmak istediği düzenin de işaretlerini verdiğini ve bu düzene karşı gelebilecek olan STÖ'lerini ve toplumu şimdiden ayrıştırmaya, kendisi gibi düşünmeyenleri susturmaya ve sindirmeye çalışmaktadır" dedi.
Grubun basın açıklaması sırasında Belediye parkı etrafında da Polisin kordon oluşturması gözlerden kaçmadı. Herhangi bir olayın yaşanmadığı basın açıklaması sonrası Alper Taş, Ünsal Yıldız, Yaşar Aydın, Semra Güven ve partili bir grup'ta olaylar sırasında hayatını kaybeden Metin lokumcu'nun Kemalpaşa da bulunan evine, ailesine başsağlığı ziyaretinde bulunmak üzere Beldeye gittiler.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 02.06.2011 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle