Maçahel'de Hes Kamu Yararına Uygun Değil!..

24/07/2010 13:09

Dünyanın Türkiye'deki Tek Biyosfer Alanı Olan Artvin'in Borçka İlçesine Bağlı Camili Vadisinde Yapılması Planlanan Hes Projelerinin Kamu Yararı Başta Olmak Üzere İmar Mevzuatına, Planlama Tekniklerine Ve Plan Bütünlüğüne Uygun Olmadığı Kaydedildi.


Haber: Hayati Akbaş







UNESCO'nun, ‘Dünya Biyosfer Rezerv Alanı' ilan ettiği Artvin'in Maçahel (Camili) Vadisi üzerindeki 8 HES projesinden birisi olan Düzenli HES projesi için Rize İdare Mahkemesi kararıyla yapılan Bilirkişi İncelemesi'nin raporu açıklandı. Açıklanan raporda, Dünyanın Türkiye'deki tek Biyosfer Rezerv Alanı olan Camili Vadisinde yapılması planlanan HES projelerinin ‘kamu yararı' başta olmak üzere ‘İmar Mevzuatına, planlama tekniklerine ve plan bütünlüğüne' uygun olmadığı kaydedildi.

Artvin'in Camili Vadisi'nde Kiler Holding'e bağlı 4 enerji şirketinden birisi olan Gülkar Enerji firması tarafından yapımı planlanan 5. 05 megavat kurulu gücündeki Düzenli Regülâtörü ve HES projesi için Rize İdare Mahkemesi'nin vermiş olduğu ‘yürütmeyi durdurma' kararının ardından önceki ay içerisinde mahkeme kararı doğrultusunda bölgede ‘Bilirkişi İncelemesi' yapılmıştı. Proje kapsamında vadi üzerinde bulunan 11 ufak derenin 10 kilometrelik tünellerle HES'e taşınması planlanırken; önceki gün açıklanan Bilirkişi Raporunda bölgede HES yapılmasının kamu yararına uygun olmadığı vurgulandı.

Rize İdare Mahkemesi'nde Artvin İl Özel İdaresi lehine açılan 2009/675 Esas No'lu dosyaya sunulmak üzere, İdare Mahkemesi tarafından görevlendirilen ve KTÜ Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Acar, KTÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Osman Üçüncü ile KTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ersin Türk'ten oluşan Bilirkişi heyeti, hazırladığı raporu Rize İdare Mahkemesine gönderdi.

Doğal Varlıklarımız Yok Ediliyor

Düzenli HES projesi için Artvin İl Özel İdaresi Genel Meclisi'nin 06. 07. 2009 tarih ve 51 sayılı kararıyla onaylanan 1/5000 nazım ve 1/1000 uygulama imar planının ‘ürütmesinin durdurulması ve iptali' istemiyle açılan dava için Rize İdare Mahkemesi'ne sunulan Bilirkişi Raporunda, ‘davaya söz konusu HES projesinde olduğu gibi bilimsel dayanaktan yoksun, yalnızca amacına yönelik parçacıl planlarla doğal varlıklarımız yok olmayla karşı karşıya kalacaktır' denildi.

Çevre ve Orman Müdürlüğü Görevini Yapmadı!

Raporda, Çevre ve Orman İl Müdürlüğü'nün havza bazında koruma-kullanma dengesini belirleyecek gerekli inceleme ve araştırmaları yapması ve çevresel kısıtları ortaya koyması gerektiğine de vurgu yapılırken; Camili Vadisinin Doğu Karadeniz Bölgesindeki kaynak değerleri yönünden oldukça zengin ve diğer doğal alanlara sahip çok sayıdaki en önemli vadilerden biri olduğu, ekolojik, hidrolik, biyolojik ve peyzaj değerleri açısından oldukça önemli bir alan olduğu vurgulandı.

Koruma Öncelikli En Önemli Alan

Türkiye'de Dünyanın Biyosfer Rezerv Alanı olarak ilan edilen tek bölgenin Camili Vadisi olduğuna dikkat çekilen raporda ayrıca, Uluslararası Çevre Koruma Örgütü (CI), Dünya Bankası (WB) ve Küresel Çevre Fonu (GEF) tarafından da Dünyanın biyolojik çeşitlilik açısından en zengin ve aynı zamanda tehlike altındaki en önemli karasal ‘Ekolojik Bölgesi'nden biri olarak tanımlandığı; Avrupa-Sibirya Floristik Bölgesinin Kolşik kesiminde kalan bu alanın Batı Avrasya'daki Üçüncü Zamana ait ormanların en önemli sığınak ve reklit alanı durumunda olduğuna işaret edildi.

Uluslararası Sözleşmeler Yok Sayılıyor

Raporda, Anayasa'nın 90. maddesine de gönderme yapılarak, ‘Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası anlaşmalar kanun hükmündedir' ibaresine yer verilerek; Camili Vadisi'nin ulusal ve uluslararası birçok düzenlemeye göre korunması gereken alanlar arasında yer aldığı, 1992'de Rio'da imzalanan ‘Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi' ile 1979'da Bern'de imzalanan ‘Avrupa'nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarının Korunması Sözleşmesi' ile AB Katılım Müzakereleri çerçevesinde imzalanan aynı yöndeki sözleşmeden de söz ediliyor.

Klasik ve Amaca Yönelik Planlamalar Bilimsel Dayanaklardan Yoksun

Proje, raporda hidrolik ve inşaat teknikleri açısından da değerlendirilirken; yapılan çalışmaların oluşturduğu geri dönüşümsüz zararlar ile yapılacak çalışmaların oluşturacağı tehdit ve tehlikeler de sıralanarak, fotoğraflarla destekleniyor.

Toplam 12 sayfalık Bilirkişi Raporu'nun sonuç bölümünde ise söz konusu çalışma ve planlamaların, ‘doğal/kırsa' bir alanın planlanmasının sürdürülebilir bir planlama anlayışına uygun olmadığı, bilimsel dayanaktan yoksun HES projelerinin, yalnızca amacına yönelik klasik ve parçacıl planlama anlayışıyla doğal varlıklarımızı yok olmayla karşı karşıya getirdiğine dikkat çekiliyor.

Dosya kapsamında bulunan tüm bilgi ve belgelerle birlikte bölgenin bütün ayrıntılarıyla ele alındığı raporun son bölümünde ise, "Bu yönleri ile dava konusu Artvin İl Özel İdaresi Genel Meclisinin 06. 07. 2009 gün ve 51 sayılı kararı ile onaylanan 1/5000 nazım ve 1/1000 uygulama imar planının, planın kapsadığı alan, yakın çevresi, hidroelektrik santrali kurulacak olan alan, çevrenin flora ve faunası, habitatı dikkate alındığında, imar mevzuatına, planlama tekniklerine, plan bütünlüğüne ve kamu yararına uygun olmadığı görüş ve kanaatindeyiz" denildi.

Kiler Holding Enerji ve Petrol Sektöründe

UNESCO'nun, ‘Dünya Biyosfer Rezerv Alanı' ilan ettiği Camili Vadisi üzerindeki 8 HES projesinden birisi olan ve Kiler Holding'e bağlı 4 enerji şirketinden birisi olan Gülkar Enerji firması tarafından yapımı planlanan 5. 05 megavat kurulu gücündeki Düzenli HES projesi için vadi üzerinde bulunan 11 ufak derenin 10 kilometrelik tünellerle taşınması planlanıyor.

Başbakan Erdoğan ile AKP'ye yakınlığı ile bilinen Kiler Holding'in Artvin Camilideki Düzenli HES projesinin yanında Ekol Enerji, Nur-tek Enerji ve Özbey Enerji firmaları ile de HES projelerini sürdürüyor. Kiler Holding'in çatısı altındaki enerji firmaları Camili HES'in dışında Antalya Bulgular-Gebeş HES, Erzurum Tortum-II HES, Muş Akhes HES ve Muş Eralan HES projeleri ile enerji üretim kapasitesini 450 milyon Kwh olarak planlamakta, 2 yılda ise bu rakamı 1 milyar Kwh'e çıkarmayı ve enerji sektörüne 500 milyon Dolar yatırım yapmayı planlıyor. Kiler Holding, enerji üretimin yanında ayrıca petrol arama çalışmalarına da el atarak Türkiye'de 7 ayrı bölgede petrol arama ruhsatı almış.

Dünyanın Biyosfer Rezerv Alanı HES'lere Açıldı

Rize İdare Mahkemesi'ne sunulan Bilirkişi raporunu değerlendiren Avukat Yakup Şekip Okumuşoğlu, Çevre ve Orman Bakanlığı'nın, Maçahel'e UNESCO tarafından verilen ‘Biyosfer Rezerv Alanı' statüsünü tanımasına karşın, Biyosfer Rezerv Alanlarının nasıl korunacağına dair yönetmeliği çıkarmadığına dikkat çekerek; "Yönetmelik çıkmayınca da ülkenin prestiji olabilecek Maçahel'in nasıl korunacağı belirsizleşiyor. Böyle olunca da Maçahel'de 8 adet HES için izin verilebiliyor. Diğer yandan, örneğin korunan alanlar listesi içinde ÇED Yönetmeliğinde Dünya Biyosfer Rezerv alanlarından bahsediliyor ama sıra HES'e gelince ‘yönetmeliği yok' diye ÇED süreçlerinde ‘ÇED Olumlu' veya ‘ÇED Gerekli Değildir' kararları verilebiliyor. Bilirkişi incelemesi yapılan proje ÇED'den muaf. Yani hem ÇED'den muaf, hem Biyosfer Rezerv Alanında, hem de 11 derenin suyunu toplayan ve bu sebeple de benzerlerinden ayrılan bir proje" dedi.

Sözün Bittiği Yerdeyiz…

Söz konusu projenin ÇED'den muaf tutulmuş olması nedeniyle proje hakkında ‘imar planının iptali, orman tahsis izninin iptali ve toprak koruma projesi' ile ilgili Artvin Tarım İl Müdürlüğü'nün işlemlerini dava konusu ettiklerini anlatan Okumuşoğlu, "Proje ÇED'den muaf olsa bile Çevre Kanunun 1 ve 3 maddeleri gereği her türlü çevresel riskler dikkate alınmalıydı. Alan üstelik Türkiye'deki tek Dünya Biyosfer Rezerv Alanı. Yani Çevre ve Orman Bakanlığı, Dünya Biyosfer Rezerv Alanını dahi HES'lere açmışsa, üstelik ÇED'den de muaf tutmuşsa geriye diyecek ne kaldı. Bu, sözün bittiği yerdir" şeklinde konuştu.

Valilik İmar Planına İtirazı Reddetti

Dava konusu İmar Planlarına Maçahellilerin de itiraz ettiğini, itiraz üzerine yapılan değerlendirmede Artvin Valiliğinin söz konusu HES projesinin bölgede istihdam yaratacağı gerekçesi ile itirazları reddettiğini anlatan Okumuşoğlu, "İmar planlarına; şehircilik esaslarına, planlama ilkelerine aykırı olması gerekçe gösterilerek yapılan itirazı, istihdam yaratacağı gerekçesi ile reddeden Valiliğin işleminin iptali davasıdır işte bu dava. Bilirkişiler, Valiliğin onayladığı planların nasıl da planlama anlayışından uzak olduğunu raporları ile ortaya koymuşlardır. Bu projede 11 derecik borulara alınacak. Macahel gibi bir yerin ve vadiye can veren 11 dereceğin 10 km boyunca borulara hapsedilip, yollar açıp, ağaçlar kesip, hafriyatları şevlerden aşağı bırakılacaktır. Bütün bunları yaparak 5 megavat elektrik üretme hedefinin nasıl bir kamu yararı vardır anlamak mümkün değildir. Söz konusu olan HES olunca bütün mekanizmalarının kilitlendiği bir yasal düzende doğa koruma mücadelesi veriyoruz" ifadelerini kullandı.

Hukukun Üstünlüğü Zedelenirse AHİM Yollarına Düşeriz

Okumuşoğlu açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Ülkenin en önce korunması gereken Vadisi'nin, bu ve diğer 7 proje ile telafisi imkânsız zararlar görecekken ve idari prosedürü tamamlandığından yargıya taşınan ve halen de yürütülmesi durdurulmuş iki adet HES projesine rağmen bir diğer proje olan Uğur 1-2 HES'in de ÇED süreci devam etmekte. İdare ise sanki hiç bir şey yokmuş, insanlar mutlu mesutmuş, yasal alt yapı tamammış gibi ve üstelik pek çok mahkeme kararına rağmen, halen de bu vadide ve diğer pek çok vadide ÇED süreçlerini devam ettiriyor. Bu anlayışının yanlış olduğunu, ülkenin tüm değerli ekosistemlerini yok edecek projelere imza koyduklarını defalarca kendilerine iletmemize, defalarca verilen yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarına rağmen ÇED süreçlerini devam ettiren Çevre ve Orman Bakanlığı'na bizim artık söyleyecek sözümüz de kalmamıştır. Çevre ve Orman Bakanlığı, mahkeme kararları ile hakkında yürütmeyi durdurma verilen, iptal edilen projeler için bile halen yeni ÇED süreçlerini devam ettiriyor. Anayasanın 138. maddesi varken, ‘hukuk devletiyiz' derken, geldiğimiz noktada aldığımız mahkeme kararlarının uygulanmadığı, her alınan mahkeme kararından sonra yeni yeni idari işlemlerle projelerin yenilendiği bir süreç ile karşı karşıyayız. İdarenin hukuk devleti ilkesini ihlal ettiği her bir eylem ve işlemi için AHİM'ye başvurmayı düşünüyoruz. Diğer yandan mahkeme kararlarının uygulanmadığı her bir durumda ilgili kamu görevlileri hakkında hem cezai hem de tazminat yönü ile hukuki girişimlere başlama kararı aldık. "

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 24.07.2010 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Benzer Haberler
Benzer içerik bulunamadı.


En Çok Okunan Yaşam Haberleri
 » Hopa Belediye Başkanı Seçilen Utku...
 » Artvin’i Yasa Boğan Ölüm...
 » Turgay Ataselim Teşekkür Mesajı Yay...
 » Bilgehan Erdem Hem Ziyaret Ediyor H...
 » Hopa Belediyesi Geleneği Devam Etti...
 » Ati Utku Cihan’dan İddialı Çıkış...
 » Hopa Belediye Meclis Üyeleri Belli...
 » Nöbette Olan Kamu Görevlileri Ve Ha...
 » Ulaştırma Bakanı Hopa Yolunda İncel...
 » Hopaspor Yönetimi Kongre Kararı Ald...