Artvin Valisi Mustafa Yemlihalıoğlu'nun Cumhuriyet Bayramı Kutlama Mesajı

30/10/2009 08:22

Artvin Valisi Mustafa Yemlihalıoğlu, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Dolayısıyla Bir Kutlama Mesajı Yayınladı.


Artvin Valisi Mustafa Yemlihalıoğlu’nun Cumhuriyet Bayramı Kutlama Mesajı

Haber: Bayram Sarayoğlu







Değerli Vatandaşlarım, Sevgili Gençler,

Büyük Atatürk'ün eseri ve milletimize eşsiz bir armağan olan Cumhuriyeti, ilanının 86. yılında birlikte kutlamanın mutluluk, coşku ve heyecanı içindeyiz. Bu "en büyük bayramımızda" geçmişimizle gurur duyuyor, yarınlara güvenle bakıyoruz. Bu anlamlı günde, Ulusumuzun uygar dünyada hak ettiği yeri almasını sağlayan Cumhuriyet'e, Atatürk gibi insanlığın övgüsünü ve sevgisini kazanan büyük bir Önder'e, bağımsız bir vatana ve ülkesini gönülden seven kuşaklara sahip olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu büyük günde Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Atatürk'ü, O'nun kahraman silâh arkadaşlarını ve bu toprakları vatan yapan aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi milletçe sonsuz minnet, şükran ve rahmetle anıyoruz.

Değerli Artvinli Hemşerilerim,

İlimizde, 15 TEMMUZ akşamı Şavşat ilçemizde ve 23 EYLÜL akşamı Borçka ilçemizde milletçe hepimizi derinden üzen sel ve heyelan felâketi yaşanmıştır. Yaşanan bu felaketler Şavşat ve Borçka ilçelerimiz ile çevresinde ağır hasara yol açmıştır. Bu Elim olaylar neticesinde 10 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Bu felâketler karşısında siz kadirşinas vatandaşlarımız ve tüm kamu görevlilerimiz, canla başla çalışmış ve ağır tahribatın ortadan kaldırılması için gayret göstermiştir. Tarih boyunca, her türlü zorluğa birlik ve beraberlik içerisinde göğüs geren milletimiz, tüm fertleriyle, Devletimizin tüm kurumlarıyla el ele vererek, bu felâketlerin açtığı yaraları sarmıştır. Sel felaketlerinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, ailelerine ve milletimize tekrar başsağlığı diliyor, Şavşat ve Borçkalı vatandaşlarımıza da geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

Sevgili Vatandaşlarım,

Dünya, yeni bir inanç ve heyecanla 21. Yüzyılı yaşamaktadır. 20. Yüzyıl felâketlerin ve savaşların yanı sıra; dünyanın kaderini değiştiren çok önemli olaylara, dönüşümlere ve her alandaki başdöndürücü gelişmelere sahne olmuştur. 20. Yüzyılın tarihe yön veren çok önemli olaylarından biri de Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıdır. Cumhuriyet, yepyeni bir yönetim biçimine ve çağdaş ilkelere dayanan modern bir millî devlettir. Büyük Atatürk'ün eseri olan Cumhuriyet, 20. Yüzyılın en başarılı toplumsal ve siyasal değişim projesidir. Milletimizin ve Ordumuzun Atatürk'ün çevresinde kenetlenmesiyle yürütülen Kurtuluş Savaşı'nın zaferle sonuçlanması ve ardından ülkemizi karanlıktan kurtararak aydınlığa çıkaran Cumhuriyet'in kurulması tarihin ender kaydettiği bir başarıdır.

Kurtuluş Savaşı, Milletimizin varolma savaşımı, Cumhuriyet ise, yeniden dirilişin simgesidir. Cumhuriyet sayesinde Türkiye evrensel hukuk prensipleriyle buluşmuştur. Cumhuriyetin getirdiği çağdaş açılımlarla Türk insanının ufku genişlemiş, ekonomik, sosyal ve siyasal hayatımız yeni bir dinamizm kazanmıştır. Cumhuriyet, Türkiye için sadece bir yönetim şekli değil, aynı zamanda tarihimizin en kapsamlı çağdaşlaşma hamlesidir. Cumhuriyet, Türk milletinin uygar toplumlar arasına girmesini sağlamıştır. Büyük Atatürk, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" diyerek yeni Türk Devletinin çağdaş istikametini çizmiş ve böylece, millet devletin sahibi olmuştur. Cumhuriyeti ayakta tutan yegâne kuvvet milletin kendisidir. Bu ülkede yaşayan herkes hürdür, herkes birinci sınıf vatandaştır; temel hak ve özgürlükler kanunlarla çerçevesi çizilen bir sistem içerisinde özgürce kullanılabilmektedir. Herkes, aynı geçmişi ve ortak bir geleceği paylaşmaktadır. Herkes, tasada, kederde ve sevinçte ortaktır. Devlet halkın devletidir, üstün irade ve her türlü yönetim yetkisinin kaynağı millet iradesidir. 19 Mayıs 1919'da Atatürk'ün Samsun'a çıkarak Milli Mücadeleyi başlatıp, 29 Ekim 1923 tarihinde de "Türk Milletinin karakterine ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir. " diyerek ilan ettiği Cumhuriyet, Türk Milletine bırakılmış en büyük miras ve vazgeçilmez bir değerdir. Türk Milletinin özlemlerini, inandığı değerleri, toplumsal dinamiklerini çok iyi bilen Büyük Önder, tam bağımsızlık ve ulusal egemenlik gibi ilkelerin yaşama geçirilmesinin, ancak Cumhuriyet rejimi ile mümkün kılınabileceğini görmüş;"Türk Ulusu'nun doğasına ve geleneklerine en uygun yönetim biçimi" olduğu için Cumhuriyet'i seçmiştir. Cumhuriyet, bilgisizliğe, yoksulluğa, çaresizliğe karşı verilen mücadelenin adıdır. Büyük Önder'in deyişiyle, "Cumhuriyet, bilhassa kimsesizlerin kimsesidir. "Bölgesinin ve dünyanın önemli devletlerinden biri olan Türkiye Cumhuriyeti, benimsediği büyük hedeflerle geleceğe yönelmiştir. Türkiye, sorunlara karşın, küresel bir güç olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir. Bugün Birlik ve beraberliğe daha çok ihtiyacımızın olduğu bir dönemden geçiyoruz. Herkes şunu iyi bilmelidir ki, birlik ve beraberliğimizi korumaya ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ilelebet yaşatmaya kararlıyız. Cumhuriyeti ayakta tutan yegane kuvvet; milletin kendisidir. Türk milleti, Cumhuriyeti benimsemiş ve bütün değerlerine sımsıkı sarılmıştır. Cumhuriyetin verdiği güç sayesinde Türkiye Cumhuriyeti; uluslararası camiada önemli bir yere sahip olmuş, bölgesindeki gelişmelerde aktif rol oynamış, "yurtta ve dünyada barış" düsturuyla iç ve dış tehditleri bertaraf etmesini bilmiştir. İleri medeniyet yolunda hızlı ve kararlı adımlarla ilerleyen ülkemiz, dünyanın sayılı ülkelerinden biri olmaya namzettir.

Ülkemiz, üzerinde bulunduğu coğrafya itibarı ile politik, stratejik ve ekonomik bir cazibeye sahiptir. Bu nedenledir ki; binlerce yıldır bu topraklarda aynı bayrak altında yaşayan insanlar üzerinde hep plan üstüne plan yapılmış, oyun içinde oyun oynanmıştır. Ancak, tek yürek olmuş milletimiz sayesinde bu oyunlar boşa çıkarılmıştır. Bundan sonra yapılacak planlar da bozulmaya mahkumdur. Bu toprakları yurt edinmiş bütün insanları kucaklayan bir millet kavramını bizlere öğreten Büyük Atatürk'ün izinden her zaman yürümeye devam edeceğiz. Bizler, Cumhuriyeti korudukça Cumhuriyetimizin nice yıldönümleri huzur ve mutluluk içinde kutlanacaktır. Türk insanı bu günlere nasıl geldiğini unutmayacak ve şanlı geçmişini koruyarak aydınlık geleceğine sımsıkı sarılmaya devam edecektir.

Türkiye Cumhuriyeti, önünde uzanan aydınlık yolda, emin adımlarla ilerlemeye devam edecek, benimsediği evrensel ilkeleri muhafaza ederek, uygar dünyanın onurlu bir üyesi olmak için verdiği kararlı mücadeleyi sürdürecektir.

Sevgili Vatandaşlarım,

Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Devlet, bir kurumlar ve kurallar devletidir. Büyük Atatürk önderliğindeki kadın-erkek, genç-yaşlı tüm halkımızın kahramanlıklarıyla yazılmış bir destan olan Cumhuriyet, kısa zamanda bizi yeniden bölgemizin en güçlü devleti hâline getirmiştir. Anadolu, tarihinin en mamur ve müreffeh dönemini Cumhuriyetten sonra yaşamıştır. Sağlık hizmetleri, yol, su, elektrik, telefon ülkenin her köşesine demokratik Cumhuriyet tarafından ulaştırılmıştır. Genç ve dinamik bir girişimci gücüne, büyük bir turizm potansiyeline sahip olan ekonomimiz dünyanın yükselen pazarından biridir. Türkiye hâlen Doğu Avrupa'daki, Balkanlar'daki, Karadeniz ve Hazar havzalarındaki ve Ortadoğu'daki en büyük ekonomidir. Bu durum, dünya ekonomisiyle bütünleşmiş Türk ekonomisinin Cumhuriyetle birlikte kazandığı gücün yeni ve önemli bir göstergesidir. Tüm bu gelişmeler, 86 yıl gibi, milletlerin tarihi içinde uzun sayılmayacak bir zaman diliminde ve sorunlarla dolu güç bir coğrafyada gerçekleştirilmiş büyük başarılardır. Türkiye, 2010'lu yıllarda da çağdaş ülkelerle aynı kulvarda yaşamaya ve yarışmaya devam edecektir. Türkiye, her alanda bunu başarmak mecburiyetindedir.

Türkiye, neye sahip olduğunun değerini iyi bilmeli ve sorunlar ne kadar büyük ve ciddî de olsa, bunalmadan; devletten ve kendisinden güvensizliğe düşmeden, sorunlarını demokratik zeminlerde çözmenin yollarını daima aramalıdır. Kendine güveni olmayan bir toplum başarıyı arama gücünü ve kudretini kaybetmiş bir toplum demektir. Aydınlık bir gelecek kurmak için yepyeni fırsatların doğduğu bir dönemde, Türkiye, geleceğe güvenle bakan ve bunun gereklerini de yapan güçlü bir ülkedir. Çağdaş toplum, bugün ile yarın arasındaki köprüleri doğru kurabilen, ortak hedefleri görebilen ve bunların etrafında birleşerek geleceğini planlayabilen toplumdur.

21. Yüzyıl her alanda amansız bir rekabetin yaşandığı ve bilgi toplumu olmayı başarabilmiş ülkelerin ileri gideceği bir yüzyıl olacaktır. Dolayısıyla daha yapacak çok işimiz bulunmaktadır. Türkiye, demokrasi ve insan hakları idealine ve prensiplerine içtenlikle bağlıdır. Bu, kimseyi memnun etmek için değil yalnızca kendi vatandaşlarımızı mutlu etmek içindir. Türkiye birliğini, dirliğini, beraberliğini daima muhafaza edecektir. Türkiye ekonomik alanda küreselleşmenin gerektirdiği açılımları sürdürürken, hukuk alanındaki çağdaş gelişmeler doğrultusunda da aynı kararlılıkla yürüme iradesine sahiptir. Bu iki boyutun, çağdaş dünyanın vazgeçilmez unsurlarını oluşturduğunun hiçbir şekilde unutulmaması gerekir.

Cumhuriyet'i yaşatmak, toplumun tüm kesimlerinin, yöneteni ve yönetileniyle herkesin sorumluluklarını, hiçbir kuşkuya yer bırakmadan yerine getirmesiyle başarılabilecek bir amaçtır.

Cumhuriyet, bizi geleceğe bağlayan en önemli halkadır.

Cumhuriyet, yeni ufuklar demektir.

Cumhuriyet, aydınlık bir gelecek demektir.

Cumhuriyet, pırıl pırıl genç zihinler demektir.

Cumhuriyet, yüce Türk milletinin bin yıllık şanlı tarihinde ulaştığı en parlak, en muhteşem zirvedir.

Türk insanı, Cumhuriyeti kuranlara ve O'nu yüceltenlere minnet ve şükran duymaktadır.

Cumhuriyetimizin 86. yılında günümüzü ve geleceğimizi düşünürken bize bırakılan mirasın anlamını doğru algılamalı, kendimize güvenmeli ve sorumluluklarımızı sahiplenmeliyiz.

Sevgili Gençler,

Konuşmamı Büyük Önder Atatürk'ün manalı sözlerini bir kez daha anımsatarak sonlandırmak istiyorum:"Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizindir. Cumhuriyet'i biz kurduk, O'nu yükseltecek ve sürdürecek sizlersiniz. " "Ey Türk gençliği, birinci vazifen Türk istiklalini ve Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. . . Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur. "

Belirtmek isterim ki, Atatürk'ün "büyük eserim" dediği, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti, O'nun işaret ettiği yolda ilelebet yaşayacaktır.

Bu emanetine bugün de aynı yüksek ruh ve şuurla sahip çıkarak Cumhuriyetimizi daha da yükseklere taşıma azim ve kararlılığında olacağız. Bu vesileyle; Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'ü, Kurtuluş Savaşı'nın başarıya ulaşmasına katkıda bulunan silah arkadaşlarını, Türk Milleti adına giriştiği savaşlarda canlarını feda eden aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi, bu anlamlı günde gönül borcu içerisinde saygı, rahmet ve minnetle anıyor, Bu duygu ve düşüncelerle, siz değerli vatandaşlarımın Cumhuriyet Bayramı'nı kutluyor; hepinize saygı ve en iyi dileklerimi sunuyorum. "

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 30.10.2009 tarihinde Bayram Sarayoğlu tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Benzer Haberler
Benzer içerik bulunamadı.


En Çok Okunan Yaşam Haberleri
 » Hopa Belediye Başkanı Seçilen Utku...
 » Artvin’i Yasa Boğan Ölüm...
 » Turgay Ataselim Teşekkür Mesajı Yay...
 » Bilgehan Erdem Hem Ziyaret Ediyor H...
 » Hopa Belediyesi Geleneği Devam Etti...
 » Ati Utku Cihan’dan İddialı Çıkış...
 » Hopa Belediye Meclis Üyeleri Belli...
 » Nöbette Olan Kamu Görevlileri Ve Ha...
 » Ulaştırma Bakanı Hopa Yolunda İncel...
 » Hopaspor Yönetimi Kongre Kararı Ald...