Nurcanım Zirveye Emin Adımlarla Yürüyor

05/08/2009 10:15

Onun Amacı Sanatçı Olmak Değil Örnek Olmak.


Haber: Hayati Akbaş







Artvin'in yeni seslerinden biri o. Kendisi ile İstanbul'da Tantavi Festivali'nde tanıştık. Bu festivalde Artvinlileri Tantavi'de söylediği birbirinden güzel türkülerle coştururken, İstanbul Ümraniye Tantavi Parkı adeta yıkılmıştı. Aslında o henüz 3 yıl önce ilk albümü ile Artvinlilerle tanışmıştı. Belki küçük yaşlardan beri müziğin içerisinde bulunan Nurcanım, ilimizin geleceğine damga vuracak sanatçıların başında geliyor. Bunu biz iddia ediyoruz, siz de canlı olarak Nurcanım'ı dinleyince bizim ne denli haklı olduğumuzu anlayacaksınız. Şimdi sizleri fazla bekletmeden isterseniz biz soralım ve Artvin'in yeni vizyonu, yeni sesi Nurcanım cevaplamaya başlasın. İşte karşınızda Nurcanım:

Babasının bağlaması ile büyüdü ilk konserini 12 yaşında verdi

Nurcanım'ı biraz bize tanıtır mısınız? Nereden çıktı bu Nurcanım?

Artvin Kemalpaşa Doğumluyum. İlk orta Hopa'da, lise öğrenimimi ise Rize Fındıklı'da tamamladım. Çocukluğumdan beri sanata ilgisi olan, Türküler ile doğmuş ve büyümüş bir kişiyim. Ben, babamın bağlama sesleriyle büyüdüm. İlkokuldan beri bütün herkes sanatçı olarak çağırırlardı. Diyebilirim ki o zamanlardan beri nerede bir müsamere olsan bir tek ben idim. O yaşta bile yüzlerce repertuara sahiptir. Bu anlamda ilk konserimi 12 yaşında çıktım. Konseri tüm Kemalpaşa halkına vermiştim. Kemalpaşa spor salonunda geniş bir kitle ile önce halka ardından da askerlerimize konser vermiştim. Ortaokulun düzenlediği bir etkinlikti. Hatta Kemalpaşa'nın o dönemdeki komutanı konser sonrası benim yanıma gelmiş ve sarılarak babama kesinlikle elinden tutun ve mutlaka sanatçı yapın, şeklinde ifadeleri vardı. Bunları çok net hatırlıyorum. Dediğim gibi o dönemlerden beri sanatçı olarak yetiştiğim için, belki de o dönemler ilk keşfedende Kemalpaşa'da görev yapan komutan oldu diyebilirim.

Neden bu kadar gecikti Nurcanım?

Bazen insanın her şey elinde olmuyor. Müzikten bazı sebeplerden dolaydı bir süre uzak kaldım. Hayat bazen insanı istemese de kendi dışında farklı noktalara götürüyor. Bu arada birçok farklı mesleklere yönlendim. Ama müzikten asla kopmadım ve bağlamam ile sürekli beste yapmaya çalıştım. Hatta şunu söylemeliyim ki müzikten koptuğum o günlerde bağlamam ile yaptığım bestelerimi birinci albümüme koydum. Müzikten kopmuş gibi olsam da iyi bir alt yapı oluşturdum kendime. İşte Nurcanım bu. Hakkımda fazla da özel konulara girmeden kısacası Nurcanım bu diyerek kısa özgeçmiş bölümünü kapatalım isterseniz.

Müziğe tekrar nasıl döndünüz?

6 Yıl önce Trabzon'da gittiğim bir türkü evinde şarkı söyleyen sanatçı arkadaşım mikrofonu uzatarak, " Sen güzel türkü söylüyorsun. Birkaç parça söyler misin?", deyince o gün aldığım mikrofonu bir daha asla bırakamadım. Sahne tozu yutan bir daha bırakamıyor. Benim farklı bir tarzım var, aslında. Gerek ilk albümde gerekse de ikinci albümümde çıkış nokta Karadeniz ve yöre gibi olsa da repertuarımda bine yakın arabesk, Türk Halk, Sanat Müziğe ve özgün müziğe dayalı parçalarım var. Aynı zamanda çok iyi bir besteci ve söz yazarıyım. Parçalarımı kendim yazıp besteliyorum. Bu benim en büyük avantajımdır. Bu sebeptendir ki 51'e yakın ilde sahne aldım. Nurcanım'ı aslında Türkiye'nin birçok yeri iyi tanıyor ama Artvin ve Karadeniz yeni yeni tanıyor.

Müzik eğitimi aldınız mı?

Ortaokulda Kemalpaşa'da iken müzik öğretmenimiz Gürbüz Cumhur hocamız yetişmemde katkıları oldu. 3 yıl boyunca ayrıca benimle ilgilenerek çok güzel bir müzik eğitimi vermişti. İnsan zaten ne alırsa o yıllarda alıyor. Ayrıca burada Okyanus Müzik'in sahibi ve benim patronum olan Kerem Özdemir tarafından müzik eğitimi alıyorum. Kendisi müzik alanında haklı bir yere sahip olmakla birlikte müziğin profesörüdür. Mahsun Kırmızıgül, Songül Karlı, Özcan Deniz'in müzik eğitiminde katkıları olan bir kişidir. Ben eğitime çok önem veriyorum. Çok fazla bu konulara girmeyi sevmesem de müzik dünyasında hiç eğitim almadan bir iki parça ile repertuarı bulunmadan ünlü olan o kadar çok sanatçı var ki. Ben bunu doğru bulmuyorum. Geç olsun ama eğitimli olsun diyorum. Bir yerlere geldiğimde o yerleri hak ettiğime inanmak istiyorum.

51 ilde sahne aldım

Sahne yaşantısına başlama hikâyenizi bize anlatır mısınız? İlk mikrofonu aldıktan sonra neler oldu?

Solist arkadaşım beni bir menejer ile tanıştırdı ve böylelikle turneler başladı. İlk olarak Ordu'da başladım. Sonra da Türkiye'nin çeşitli vilayetlerinde sahne aldım. Diyarbakır'dan Van'a kadar, Ardahan'dan Giresun'a kadar çalıştım. Hatta bu illerde müzik altyapısı çeşitliliği açısından söylemek için saymak gerekirse, Yozgat, Kayseri, Manisa gibi illerde çalıştım.

Bu kadar fark ilde nasıl sahne alabildiniz? Sonuçta illerde farklı müzik kültürleri var. Bunu nasıl başardınız?

İlk başlarda kulaklıkla yatıp kalktığımı söyleyebilirim. Diyarbakır'da 4 yıldızlı bir otelinde sahne aldım. Otelin sahibinin annesi beni sahiplendi ve buradan Suriye'ye gittim. Ama çok güzel bir yer diyebilirim. Hatta bu kadına ben anne diyorum. Diyarbakır'a yolum düştüğünde mutlaka elini öpmeye giderim. Örneğin Yozgat'ta da sahne aldım. Neşat Ertaş'ın tüm parçalarını bildiğim için hiç zorlanmadım. Zaten bağlama çaldığım için benim tarzım olunca zorlanmıyorum. Ama diğer illerde de o yörelere ayak uydurabildim. Tabi ki çok çalışarak. Kendinizi mesleğinize verirseniz, severek bu mesleği yaparsanız kolay zaten. Pozitif enerji doluyum. Güler yüzlü olunca insanlarla direk bağlantı kurabiliyorum. Yozgat'ta patronumuz Feruh Bey vardı. Ona bile Hemşin horonu oynattım. Bunu başarmak çok güzel bir şey. Baktığınız zaman Karadeniz müziğini Diyarbakır'a, Yozgat'a dinletmişimdir. Oralarda Dido'yu benden dinlemeyi severlerdi. Karadeniz Müziğini oralara sevdirmeye çalıştım. Karadeniz sanatçıları bu bölgelerde tanınmıyorlar. Ben bu yörelerde iyi tanınıyordum, ancak Karadeniz'in Nurcanım'ı yeni yeni oluyorum.

Bugün Diyarbakır'da Konya'da, Yozgat'ta Kayseri'de Karadeniz'in ünlü sanatçıları içerisinde 10 halk müziği söylemem 10 Karadeniz parçalarını söylemem sebebiyle kendimi sevdirdim. Oralarda Hülya Polat'ı kimse tanımıyor. Tanınan çok az Karadenizli sanatçıları tanımıyorlar. Nurcanım ile Davut Güloğlu'yu genelde herkes tanıyor.

Kürtçe dahi öğrendim. Kürtçe Türkü söylüyorum. Hatta İstanbul'da Karadenizli olmama rağmen bir Türkü Evi'nde çalışıyorum. Burada da Kürtçe parçalar söyleyince şaşırıyorlar. Sen Karadenizlisin, Kürtçe parçalar nasıl söylüyorsun?, diyorlar. Ben Ege'de de Zeybek parçalarını söylüyorum. Dediğim gibi emek istiyor. Çok çalışmak istiyor. 6 Yıl boyunca müzikte yatıp müzikle kalktım. Çünkü çalışmasaydım başaramazdım. Albümleri çıkaramazdım. Sonuçta çalışmalıyım ki para kazanabileyim. Para kazanamazsanız iki albüm çıkaramazsınız. Çünkü benim hiç sponsorum yok. Bütün sanatçılar sponsoru ile albüme girerler. Karadenizli sanatçılar içerisinde 5 klipli tek başına sponsorsuz olarak bunu başaran tek sanatçıyım, diyebilirim. İnşallah bu saatten sonra Artvinli iş adamlarından destek gelecektir, bize.

Unkapanı Kurtkapanıdır

1. Albümün hikâyesine girelim. Tabi ki zor bir yaşam geçirdiğinizi biliyoruz. Genelde bütün sanatçıların yaşantısı gibi sizde zor dönemler yaşadınız. Bunlar bizde kalsın ama 1. albümün hikâyesini anlatalım isterseniz.

Albümün Alt yapısı Likapa Müzik, Ayhan Taşkıran'ın stüdyosunda başladı. Rize'de. İstanbul'da Sen Seç Müzik Unkapanı'nda sona erdi. 2. Albüm daha zordu benim için. Aşırı bir heyecan duymadım. Nedenini bilmiyorum. Unkapanı Kurtkapanı derlerler ya Rize'den İstanbul'a menejersiz, kimsesiz Unkapanı'na girince maddi açıdan sıfırlanıyorsunuz. Aslında amaç para oluyor, iş ise önemli değil, kalitesizmiş, albümü yapılan kişinin reklamı, promosyonu falan kimse bunlara bakmıyor. Albüm oldu ya bakmıyorlar. Albümün parçaları bana ait. 11 parça bana ait. Bir parça Borçkalı bir hemşerimize ait. Ondan aldım. İlk albümündeki albümdeki eserler çok güzel ve benim çok üstüne düşerek ürettiğim eserlerdi. Üstüne düşülseydi, paraya bakmasalardı daha iyi olacaktı. Aslında ilk albümün daha güzeldi ama ikinci albüm daha çok tuttu. İlk Albümü çıkardılar ve bıraktılar. Sen ne yapabilirsin, neler yapmalısını bıraktılar. İkinci Albümü ben çıkardım. Firmadan ayrıldım. Bu arada İstanbul'a taşındım. Memleketten buraya bir şeyler yapılmıyor. Bir ara Mavi Karadeniz'de program yapımcılığı deneyimim oldu. En azından 30'dan çok yöresel kanallarda çıktım. Ekin TV gibi doğu kanallarına dahi çıkmayı başardım. Basın yayının etkisi ile 5 adet önen klipimin etkisiyle Trabzon'da ve Karadeniz'de tanınmaya başladım. İkinci Albümden sonra daha fazla tanındım. 2. Albümümde daha iyi tanındım. Böylece İstanbul'da da tanınmaya başladım. Destekler gelmeye başladı. 2. Yıl olmasına rağmen bu sene iyi gidiyor. Ben şanslıyım. 11-12 Albüm yapıp da bir yerlere gelemeyenler var.

Söz yazıp beste yapmak en büyük avantajım

Kendini hangi noktada görüyorsun.

Benim şöyle bir avantajım var. Beste yapmam ve söz yazmam benim için güzel bir avantajım var. Yavaş ama sağlam adımlarla adım atıyorum. Amatörce değil profesyonelce yapmaya çalışıyorum. Sonradan olunmaz derler, doğulur derler. Çocukluğumdan beri geldiği için düşünüyorum. Pat diye olunmuyor. Böyleleri de var. Ünlü sanatçılardan bazıları böyle. 2 kelimeyi bir araya getirmeden söyleyenler var. Müthiş bir eğitimi olan sanatçılarında adı sanı belli değil. Bazı değerlerimiz var bizim, sahiplenmiyoruz, katkıda bulunmuyoruz. Benim için onlar cevherdir. Bu işte en önemli şey maddi. Ülkemizde maddi gücün yerinde ise sese eğitime çok fazla önem verilmiyor. Bence çok yazık. Paran varsa her kanala çıkarsın. Bizim gibi eğitimli gelenlere, kendi paraları ile zar zor kaset yapanlara yazık oluyor. Olsun buna rağmen ben işime baktım albümlerime yatırım yaptım. Yoksa iyi bir evim olurdu. Bakın halen kiradayım. Karadeniz'de ciddi bir kadın sanatçı var. Yöresel anlamda Artvin'de tekim. Özellikle Artvin'de tekim. Bu benim için ciddi bir avantaj.

Pekiyi Kadın sanatçı olmak bu ülkede zor değil mi?

Türkiye'de bir kadın olmak başlı başına bir sorun. Büyük bir sorun. Birde kadın olup sanatçı olmak ikiye üçe katlanıyor. Kadın sanatçısın doğru gözle bakmıyorlar. Sen doğru olsan da onlar sana eğri bakıyorlar. Ben tırnağımla geldim. Emekle geldim. Benim verdiğim tek ödünüm emeğim oldu. Alnımın teri ile bir noktaya gelmeye çalıştım.

İstanbul'da kadın olarak yaşamını sürdürmek daha da zor. Ama mücadeleye devam ediyoruz.

Onun hedefi sanatçı olmak isteyen Artvinli bayanlara örnek olmak

Pekiyi Nurcanım'ın hedefi ne?

Asıl hedef örnek olmak ve kültürümü en iyi şekilde temsil etmek. Benim kültürümdeki müzikleri temsil etmek. Artvin'in müziklerini oradaki yaşayan insanları, basında yayında ne kadar olabilirsem orada temsil etmeye çalışıyorum. Kendi bölgemi temsil etmeyi, türkülerimizi söylemeyi seviyorum. Artvin'in iyi bir sanatçısıydı dedirtmeyi seviyorum. Benden bahsederken insanlar ya boşver değil de işimi kaliteli iş yapan biri diye tanımlamalarını istiyorum. Bunu başarmak için çalışıyorum. Belki ben iyi bir örnek olurum. Ciddi bir bayan sanatçı örneği olurum. Artvinli kadın sanatçılarımız benden cesaret alarak çoğalır ve türkülerle Artvinli veya Karadenizli sanatçıların arasına yeni kadın sanatçılarımız olur. Aslında ciddi bir ihtiyaç var, Karadenizli ve Artvinli kadın sanatçılara ihtiyaç var.

Bakın bir olay anlatmak istiyorum. Mecidiyeköy'de Artvinlilerin bir toplantısına katılmıştım. Lütfü Kırdar'da yapılacak olan büyük konser ile ilgili toplantı vardı. Çok kalabalıktı. Artvinli iş adamlarından oluşan ciddi bir kalabalık vardı. Oraya ben sonradan gitmiştim. Hopalı bir iş adamı bana hem Hopalı, hem Hemşinli, hem kadın hem de sanatçı. Beni tebrik ederek elimi sıkmıştı. Bende olmuyor mu diye sorunca olmuyor demişti. Bende bundan sonra olacak dedim. İşte orada çok güzel bir şey yaptığımı anladım. Benim gibi birine ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.

Artvinliler Nurcanım'ı yeni yeni tanıyor

Artvinlilerin desteklerini alabiliyor musun?

Beni tanındıkça Artvinlilerde destek olmaya başladı. Yeni yeni başladı desem yeridir. Gerçektende böyle oldu. Bilmedikleri bir şeye varlığından haberdar olmadıkları bir insana nasıl destek olacaklardı. Ramazan Balcıoğlu, 08 Artvin Dergisi'nden bahsedeyim. Sonra Ramazan aracılığıyla Lütfü Kırdar'daki toplantıda tanıştık. O çok önemliydi. Bazı etkinliklerde benim ismimi verdi. İstanbul içi menajerliğimi üstlendi. Dergisinde yakında bir röportaj yapacağız. Gebze Artvinliler Dernek Başkanı Metin Gümüş bana en çok destek veren kişi oldu. 2 Adet Gebze konserine götürdü. Ve her türlü her zaman yanımda olacağını söyledi. Ayrıca Ümraniye Dernek Başkanı Metin Kar'a teşekkür ediyorum. Etkinliklerde benim olmamı istiyor. Desteklerini görüyorum. Böyle yeni yeni başlıyor. Artvin Şavşatlı iş adamı İsmail Temiz bu anlamda bana sponsor olarak Şavşat Festivali'ne aldırdı. Yani yeni yeni tanınıyoruz ve desteklerde geliyor.

Hangi festivallere katılıyorsun

Kâğıthane'de iki şenliğe çıktım. Karadeniz etkinlikleriydi. Tantavi Şenlikleri, Gebze ve İzmit Darıca Festivalleriydi. Lütfü Kırdar Spor Salonu'nda 15 Mart tarihinde. Muhteşemdi. Başarılı geçen bir konser oldu.

Yakında ise Şavşat Sahara Festivali, Hopa Festivali, bir aksilik olmaz ise Curispil festivaline katılacağım. Trabzon Of'ta bir festivale katılacağım. 24 Temmuz'da Büyükçekmece Şavşatlıların düzenleyeceği şenliğe katılacağım.

Herkesin hayatında destekçileri vardır. Sizin kim bu destekçileriniz?

Öncelikle ailem. Çok sevdiğim arkadaşım var maddi ve manevi desteklerini alıyorum. Ama ismi bende kalsın. İstanbul'da Ramazan Balcıoğlu sürekli yanımda hem kendi hem de dergisi. Bayar Şahin'den bahsetmek istiyorum. Müzik ile fikirlerimi ona paylaşıyorum. Bana o yardımcı oluyor. Sürekli görüşüyoruz. Tabi ki bir asistanım var. Benim sağ kolum. Her şeyim ile o ilgileniyor. O olmazsa ben olmam. Bu kişilere ve bana desteği olan herkese teşekkür ediyorum.

Bu vesile ile mutlaka bahsetmem gereken insanlar. Aslında memleketim Artvin Hopa'da 9 Mayıs'ta tanıtım gecesi yaptım. O gecede beni destekleyen Hopa Belediyesi, Hopa Belediye Başkanı Turan Kasımoğlu, Hopa CHP İlçe Başkanı Fehmi Ustabaş'a ve beni yüreğiyle destekleyen Artvin Baro Başkanı Av. İzzet Varan'a, ayrıca Ardanuç'tan benim için kalkıp geceme Hopa'ya gelen Ardanuç Belediye Başkanı Yıldırım Demir'e ve Hopalı dostlarıma ve iş adamlarına çok teşekkürlerimi iletiyorum. Muhteşem bir tanıtım gecesi oldu. Hemşerilerim bizzat geceme gelerek destek oldular. Maddi manevi olarak bana destek olan hemşerilerimin bu desteklerini asla unutmayacağız. Organizasyonda emeği geçen başta asistanım Özlem, Ağabeyim Ali Yıldız, Özkan Hatinoğlu'na teşekkürlerimi de iletmeliyim. Beni o gecede yalnız bırakmayan sanatçı arkadaşlarım Bizim Yaşar ve Gökhan Birben'e teşekkür ediyorum.

Son olarak Artvin'e mesajların

Bence biz bize lazımız. Onlar bize sahip çıksınlar ki bizde göz önünde olan sanatçılar olarak sürekli olarak basın yayında Artvinli olduğumuzu söyleyelim. Biz bahsediyoruz ama onların maddi ve manevi desteği ile iyi bir yere geleceğiz ki Artvin'in adını daha fazla yansıtmamız lazım. Bizim iyi yerlere gelmemiz Artvin'in iyi yerlere gelmesini sağlar. Artvin'de bir sürü etkinlik oluyor. Bizim sanatçılarımız varken, bizi bizden iyi kimse temsil edemez. İyi bir yere gelebilmek için Artvin'in desteği lazım. Halk olarak da halk olarak da sıkça adımızdan bahsettirebiliriz. Bu vesile ile ilimize, ilimizin tüm ilçelerine selamlarımı iletiyorum. Memleketimi çok seviyorum.

Son olarak da size ve Çoruh Postası'na teşekkürlerimi iletiyorum. Hemşerilerim ile beni buluşturduğunuz için.

Bizde gerçekten bize zaman ayırım samimiyetle bizimle konuştuğunuz için teşekkür ediyor ve meslek yaşantınızda zirveye çıkmanızı ümit ettiğimizi belirtmek istiyoruz. Adet olduğu üzere şimdi sizi merak edenler için soruyoruz ve bu röportajı sonlandırıyoruz.

Özel yaşam ile ilgili soralım. Kısa sorular kısa cevaplar! Sizi merak edenler için…

En sevdiğin renk: Kırmızı

En Sevdiğin yemek: Taze FasulyeBurcun: Aslan

Futbol ile ilgileniyor musun: Çok fazla ilgileniyorum, spor ile ilgileniyorum.

Takım: Koyu bir Galatasaraylı

Boş vakitlerinde ne yapıyor: Kitap okumayı çok seviyorum. Zaman buldukça, yalnız kalmayı seviyorum. Kalabalığı sevmiyorum.

En sevdiği il: Artvin

En nefret ettiğin kelim: Nerdesin kelimesi

Cep Telefon Markan: Nokia

En sevdiğim kelime: Evet

Issız bir adaya düşersen ne götürmek isterdin: Kalem, defter, bağlamam

Asla vazgeçmeyeceğin şey: Annem ve sevmekten

En sevdiğin saç rengi: Sarı

En sevdiğin giyim türü: Spor

Modayı takip eder misin? Bana yakışanı giymeyi severim.

Seyahat etmeyi seviyor musun? Evet, genelde otobüs ile seviyorum. Bir günlük seyahatlerde otobüs.

Artvin'i takip edebiliyor musun? Elimden geldiğince.

Artvin'in en çok neyini seviyorsun? Çoruh'u, Denizi ve yeşili

Dinlemekten bıkmadığın şarkı: Bu ayrılık neden oldu?

En sevdiğin sanatçı: Zülfü Livaneli, Erdal Erzincan ve karısı Merdan Erzincan

En sevdiğin Televizyon'da dizisi: Dizi izlemiyorum yabancı filmler

Aklında kalan sinema filmi? Cesur Yürek

Türk Filmi? Selvi boylum Al yazmalım!

En sevdiğin parfüm: Caldion

En sevdiğin isim: Tauna, İlayda ve Umut

En sevdiğin çiçek: Kırmızı Gül ve Papatya ayrım yapmıyorum

En Sevdiğin Televizyon Kanalı: Show TV.

İstanbul'un en sevdiğin yeri: Bahçelievler

En sevdiğin Karadeniz Sanatçısı: Bayar Şahin

Araba kullanıyor musun? Evet

Araba Markası: Mercedes marka olsun çamurdan olsun

Ayakkabı Numaran: 37

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 05.08.2009 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Benzer Haberler
Benzer içerik bulunamadı.