Artvin Yine Ayakta

27/10/2007 18:27

Yeşil Artvin Derneği Başkanı Erdoğan Gazihan "Artvin'in Geleceği İle Oynamayın" Dedi.

Haber: Hayati Akbaş

Kaz Dağları'nda altın madeni şirketlerinin sürdürdüğü sondaj faaliyetlerinin büyük tepki yarattığı dönemde, bir başka benzersiz doğa hazinesi sessizce talan edilmek isteniyor.

Artvin'de Avrupa'nın en yaşlı doğal ormanlarının bulunduğu, biyolojik çeşitliliğin en zengin olduğu Hatila Vadisi Milli Parkı Sınırları içinde yer alan Cerattepe bölgesinde maden şirketlerinin yıllardır sürdürdükleri ısrar, tekrar gün yüzüne çıktı. Yöre halkı, 20 yıl önce gelip altın, bakır, gümüş ve çinko aramak için ruhsat alan Kanadalı şirkete direnmiş, şirket direnişi kıramayınca ruhsatı bir başka Kanadalıya satıp gitmişti.

Artvin halkı şimdi Artvin Bakır İşletmeleri adıyla faaliyete geçen yeni şirkete de Cerattepe'de maden aratmamakta ısrarlı. Maden arayıcılara karşı direnen Artvin halkı Cerattepe'de çevrenin altından daha değerli olduğunu haykırmak için Yine yerel yönetimi ile siyasi partileri ile STÖ'leri ile yine ayakta. . Bu arada Yeşil Artvin Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Gazihan ve Artvin Gönüllü Tümikom Temsilcisi Nejmi Asuman'da ortak bir basın açıklaması yayınlayarak Artvin halkının yıllardır karşı olduğu ve direndiği bir olaya karşı niye hala ısrarla ve inatla devam edildiğini anlayamadıklarını ifade ederek "Artvin'in, çocuklarımızın geleceği ile kimsenin oynamaya hakkı yoktur. Artvin halkı geleceğine sahip çıkacaktır ve bu altın arayıcılarına Artvin'in yok olması fırsatını vermeyecektir" dediler.

Gazihan ve Asuman yaptıkları basın açıklamasında herkesten ve her kesimden destek istediklerini belirterek şu görüşlere yer verdiler; "Türkiye'nin değil, Dünya'nın da doğal ve kültürel özellikleri ile tanıdığı Artvin'den, Yeşil Artvin Derneği ve Artvin Halkı adına başımızdaki bir sorunun çözümünde herkes çözüme katkıda bulunmalıdır.

Son yıllarda hızla artan bir şekilde Türkiye'nin birçok farklı noktasında ortaya çıkan madencilik faaliyetlerini sanıyoruz takip ediyorsunuzdur. Önceleri Bergama, son günlerde ise Kaz Dağları ile gündeme taşınan bu doğa düşmanı faaliyetlerin belki de en acımasızlarından biri de burada, yemyeşil Artvin'imizin hemen tepesinde yer alan Cerattepe mevkiinde yapılmaktadır. 1990'ların başında, önce siyanürle "altın" çıkarmak için Cerattepe'ye gelen ve altın, bakır, gümüş ve çinko madenleri için ruhsat alan tamamı yabancı kaynaklı Cominco Madencilik şirketi o zamanlar Artvinlilerin başarılı karşı koymaları sonucu bu emellerinden "o zaman için ve şimdilik" vazgeçmişlerdi. Cominco Madencilik daha sonra maden işletme hakkını yine aynı kaynaklı Inmet Mining şirketine (bir Kanada firması inmetmining'e : (www. inmetmining. com) )satmış, bu şirket altın madeninin çıkarılmasını kolaylaştırmak için önce bakır madenini çıkartmaya karar vermişti. Böylece, bakır madenciliğinden sonra zaten tahrip edilmiş bir bölge olacak olan Cerattepe'de sonraları altın madeni çıkartmak daha kolay olacaktır. Bu faaliyete karşı Türkiye'de pek sık görülmeyen bir bütünlük gösteren Artvinliler, Derneğimizin öncülüğünde; Belediye Başkanlığı, Baro Başkanlığı, Artvin'deki tüm siyasi partiler, tüm STK'lar, tüm oda birlikleri, tüm muhtarlar ile birlikte 15 yıldır süren mücadelelerine devam etmektedirler. Bu konuda, Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi de Cerattepe'de yapılacak olan madenciliğin olası zararlarını içeren ayrıntılı bir "akademik görüş" yayınlamıştır.

Ne yazık ki, bizim tüm uğraşlarımıza rağmen, bu tip şirketlerin önüne geçmek, yeni çıkan Maden Kanunu ile neredeyse imkânsız hale gelmiştir. Yeri gelmişken belirtelim ki biz, genel anlamda, madenciliğe karşı değiliz. Bizim mücadelemiz, en başta 2004 yılında çıkarılan bu Maden Kanunu'na karşıdır. Çünkü özellikle uluslar arası şirketler bu Kanun'dan güç alarak orman, su, toprak, kültür ve insan yaşamını göz önünde bulundurmadan faaliyetlerine devam etmektedirler.

Nedir bizim karşı çıkışımızdaki başlıca nedenler? Sadece en önemli ve çarpıcı olanları sıralamak gerekirse:

1. Artvin'in hemen tepesinde "doğal yaşlı ormanlarla" kaplı Cerattepe'de yapılacak madencilik, doğamızı (ki uluslar arası sözleşmeler tarafından korunması gereken bitki ve hayvan türlerine sahiptir), suyumuzu, toprağımızı, kısaca yaşam alanlarımızı kirletecek ve yok edecektir.

2. Zaten çok sarp ve dağlık bir arazi yapısına sahip olan Artvin'de, bu faaliyetlerde kullanılacak dinamit patlatmaları, ormanlık alanların yok edilmesi, orman içerisinde yeni yolların yapılması gibi müdahaleler sonucu heyelan tehlikesinin artacağı MTA raporlarında bile tespit edilmiştir.

3. Çıkarılacak madenin ülke ekonomisine hiçbir katkı yapmayacağı açıktır. Çünkü çıkarılacak madende devletin hakkı sadece ve sadece kar miktarı üzerinden %2 olacaktır. Üstelik kar miktarı şirketin kendi beyanına göre belirlenecektir. Bu miktar zenginleştirme işleminin ülkemizde yapılması halinde %1'e düşürülecektir. Buna karşılık, hem Maden Kanunu hem de teşvikleri düzenleyen ilgili kanundaki maddeler nedeniyle, devlet tarafından bu tür işletmelere verilen muazzam teşvikler (5 yıl vergi muafiyeti, %50 elektrik yardımı, çalışanların sigorta primlerinin %50'sinin ödenmesi vb. ) sayesinde, verilmesi öngörülen bu %1'lik payında hiçbir önemi kalmadığı gibi, bu paydan daha fazlası da devletimiz tarafından maden şirketine geri ödenecektir.

4. Şirketin kendi ifadeleri ile belirttiği istihdam yaratma potansiyeli 8090 kişi ile sınırlıdır ve bu istihdam sadece 7-8 yıllık bir dönem içindir. Ayrıca, çalışacak olan bu elemanların önemli bir kısmı yabancı uyruklu teknik elemanlardan oluşacaktır. Hâlbuki Artvin'in herhangi bir yöresinde kurulacak olan turistik bir otel veya yeni açılan Artvin Çoruh Üniversitesi'nde kurulacak yeni bir bölüm, bir yüksekokul veya bir fakülte ile daha fazla sayıda insan daha uzun süreler için istihdam edilebilir. Bu sayede artacak olan turist veya öğrenci sayısı ile bölgenin ekonomik gelişimine doğaya zarar vermeden katkıda bulunulmuş olacaktır.

Sonuç olarak; sizden, hem Artvinlilerin yaşam destek alanlarına hem de Türkiye ekonomisine zarar veren bu tip madenciliğin yanlışlığını gündeme taşımanızı, herkesin bu yanlışları bilmesinde aracı olmanızı rica ediyoruz. Bu konuda, sizin de yardımlarınızla oluşacak olan ulusal çapta bir kamuoyu ile daha güçlü olacağımıza inanıyoruz.

Bize nasıl yardımcı olabilirsiniz?

Yeni çıkarılan Maden Kanunu'nda yer alan ağır maddelerin (özellikle de Madde 7) doğaya ve yaşam alanlarımıza yapacağı geri dönüşü mümkün olmayan zararların ortaya konmasını sağlayarak;

Çıkarıldıktan kısa bir süre sonra CHP tarafından yürürlüğünün durdurulması ve iptali için Anayasa Mahkemesi'ne gönderilen yeni Maden Kanunu'nun, geçen 3, 5 yıla rağmen halen bir karara vardırılamamasını sorgulayarak ve belki bu işlemin hızlandırılmasına katkıda bulunarak;

Yürütülen bu faaliyetin yanlışları ve olumsuzlukları hakkında Türkiye'nin gerçekleri daha iyi görmesini sağlamak amacı ile bir röportaj/haber yapılmasına destek vererek;

04 Kasım 2007 tarihinde, Artvinlilerle beraber Milletvekillerimizin, Belediye Başkanımızın, tüm siyasi parti örgüt temsilcilerinin, tüm STK'ların, bazı sanatçılarımızın ve konuyla ilgili bilim adamlarının da katılımı ile gerçekleştirmeyi düşündüğümüz büyük bir miting için kamuoyu oluşturarak yardımcı olabilirsiniz.

Uluslar arası maden tekellerinin kâr hırsı, ülkemizin bütün doğal kaynaklarını sömürmeyi hedeflemiştir. Sorun sadece Artvin'in sorunu değildir. Ulusal bağımsızlığını can vererek kazanmış bir ülkenin emperyalizme karşı mücadelesinde bir bütün olduğumuzu ve Artvin halkının yalnız olmadığını göstererek bize yardımcı olabilirsiniz.

Göstereceğiniz ilgiye ve yapacağınız her türlü yardıma şimdiden teşekkür ediyor, çalışmalarınızda başarılar diliyoruz. ".

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 27.10.2007 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.