7. Hopa Kültür-sanat Ve Deniz Festivali Sona Erdi

10/07/2006 13:14

Hopa Da Bu Yıl 7'ncisi Düzenlenen Ve 3 Gün Süren Kültür, Sanat Ve Deniz Festivali Atatürk Anıtına Çelenk Konulması İle Başladı, Yeni Türkü'nün Verdiği Konser İle Sona Erdi.

Haber: Hayati Akbaş







ATATÜRK ANITINA ÇELENK KONULARAK BAŞLADI

Hopa'da bu yıl 7'ncisi düzenlenen Kültür, Sanat ve Deniz Festivali Belediye Başkanı Yılmaz Topaloğlu'nun Atatürk Anıtına çelenk koyması ile başladı. Çelenk konulması törenine Arhavi Belediye Başkanı Musa Ulutaş, Kemalpaşa Belediye Başkanı Yalçın Emiralioğlu, kurum müdürleri, AKP Hopa İlçe başkanı Hüseyin Kavak, CHP Hopa İlçe Başkanı Fehmi Ustabaş, Artvin İşadamları Derneği Başkanı Şenol Toplaoğlu'nun yanı sıra Sivil Toplum Örgütlerinin başkanları katıldı.

Atatürk Anıtına çelenk konulması töreni ardından Hemşin Belediyesi Folklor Ekibinin folklor gösterisi izleyenlerden alkış aldı.

BİSİKLET YARIŞI

Festivalin ilk etkinliği olarak Sarp Sınır Kapısından başlayan bisiklet yarışması yapıldı. Bisiklet yarışması 18 Km. lik Sarp-Hopa etabında büyükler dalında yarışan ve varış çizgisini birincilikle geçen Serdar Yavuz, varış çizgisini geçtikten sonra önde duran araca çarptı. Kaza anında bisikletinden fırlayan Serdar Yavuz, bir anda yorgunluğun etkisiyle, kaza anında yere çarpmasıyla kendini kaybetti. Hopa Devlet Hastanesine kaldırıldı. Yapılan ilk müdahaleden sonra Serdar Yavuz'da kırık ve çıkık rastlanmadı. Sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi.

Yarışmada birincilik sevincini yaşayamadan kaza yapan Serdar Yavuz, geçen yıl Hopa Festivali'nde yapılan Bisiklet Yarışması'nda birinci olmuş ve hediye olarak bisiklet kazanmıştı.

BİRARADA YAŞAMI SAVUNALIM PANELİ

7. Hopa Kültür, Sanat ve Deniz Festivalinin ilk gün etkinlikleri kapsamında düzenlenen "Bir arada yaşamı savunalım" paneli Hopa Öğretmenevi toplantı salonunda yapıldı. Hopa Belediye Başkanı Yılmaz Topaloğlu ve ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Haydar İlker'inde dinleyici olarak katıldığı panelin panelistleri Funda Ekin ve Bülent Aydın idi. "Bir arada yaşamı savunalım" platformu aktivistlerinden Funda Ekin ve Bülent Aydın yaptıkları konuşmalarda şu düşünceleri savundular: "Ülkemizde bugün bir inisiyatif 'Özgür, Eşit, Demokratik bir Türkiye'de Bir arada Yaşama Savunma' seferberliği başlatmıştır. Çünkü biz Türk-Kürt ya da laik-dindar gerilimi yoluyla yurttaşlarımızın birlikte yaşama duygusu zayıflamasın istiyoruz. Doğduğumuz topraklarda barış, hoşgörü, karşılıklı anlayış içerisinde birlikte yaşamayı arzuluyoruz. Türkiye'nin sorunlarının ancak daha fazla demokrasiyle, daha fazla özgürlükle çözüleceğine inanıyoruz. Kürt sorununda milliyetçi şiddete başvurulması, linç kültürünün yaygınlaşması karşısında 'barıştan, hoşgörüden' yana bir seçenek oluşturmak için harekete geçiyoruz. İzmir Kemalpaşa'daki örneklerin yaygınlaşmasından, ortak yaşam pratiğinin zedelenmesinden kaygı duyuyoruz.

Devletin artık bu sorunu bir asayiş sorunu görmekten vazgeçmesini, Başbakan'ın 'hepiniz eşit haklara sahip yurttaşlarsınız' sözlerine sahip çıkmasını; hükümetin bir 'sıfır nokta' ilan ederek herkesin demokratik, toplumsal yaşama katılmasının önünü açmasını; artık kimsenin bombadan, kurşundan, şiddetten, silahlı eylemden medet ummamasını istiyoruz. İsteyenin kendi kimliğini, kültürünü öne çıkararak, isteyenin de sade yurttaş olarak özgürce yaşadığı bir Türkiye amaçlıyoruz. Hiçbir kimliğin başka kimlikleri ezmediği, her kimliğe saygı duyulduğu bir ülkede yaşamayı arzuluyoruz. Siyasal ve emek-sermaye ekseninde toplumsal aidiyetlerin öne çıktığı bir ortamın da ancak böyle şekilleneceğine inanıyoruz. Özgürlükçü laiklik anlayışıyla, her insanın inanma ya da inanmama özgürlüğünü, devletin tüm din, inanç ve mezheplere eşit mesafede durmasını; kamu kaynaklarıyla, bizlerin vergileriyle hiçbir mezhebe teşvikte bulunmamasını; devlet işleriyle din işlerinin birbirinden ayrı tutulmasını; herkesin bir diğerinin yaşam tarzına, kılık kıyafet tercihine saygı göstermesini savunuyoruz. Devlet içinde gizli kapaklı hiçbir ilişki kalmasın; Susurluktan, Şemdinli'ye, Danıştay saldırısına kadar tüm çete ilişkileri derin devlet bağlantıları aydınlatılsın istiyoruz. Ergenekon anayasası değil, daha sivil, daha özgürlükçü yeni bir anayasa istiyoruz. Terörle Mücadele Yasası gibi baskı yasalarıyla değil, seçim barajlarının kalkmasıyla, temsilde adaletin sağlanmasıyla bu ülkenin önünün açılacağına inanıyoruz. Gazeteler bombalanırken 'bize de atıyorlar' diyebilen, yargı bağımsızlığını hiçe sayan, bürokrasi atamalarında kişi kafasının içine değil de eşinin kafasının dışına bakmayı adet edinen Başbakanlarla; Susurluk'un 'fasa fiso' lafıyla üstünü örten zihniyeti 'geçin bunları ıvır zıvır' diyerek hortlatan, adeta çete ilişkilerinin üzerine gidilmesinden rahatsızlık duyan muhalefet liderleriyle; vatanı kurtarıyorum bahanesiyle cukka doğrultan, her türlü kirli işe bulaşan Rambo özentileri, çete kalıntıları, mafya bozuntularıyla bu ülke bir yere gidemez. Zaten jeolojik fay hatlarının üzerinde bulunan bu ülke, bir de toplumsal fay hatlarını kaldıramaz. 'Biz bize mecburuz' Barış, kardeşlik, hoşgörü, dayanışma içersinde Bir arada yaşamaktan başka seçeneğimiz bulunmuyor. Ne Suudi Arabistan'a, ne de Kuzey Irak'a postalanacak yurttaşımız yok bizim. İşsizliğe, yoksulluğa, gelir dağılımı adaletsizliğine, bunları yaratan neo-liberal politikalara karşı güçlü bir direniş de, bir arada yaşama iradesini güçlendirmekten geçiyor. Bizler, 'Özgür, Eşit, Demokratik Bir Türkiye'de Bir arada Yaşamı Savunanlarla' bir buluşma gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Bu sadece bir partinin etkinliği olarak kalmayıp, ancak tüm 'demokratik kamuoyunun' sendikaların, meslek kuruluşlarının, yurttaş inisiyatiflerinin, aydınların, sanatçıların, tek tek bireylerin katılımını sağlayabilirse amacına ulaşır, toplumu parçalayan milliyetçik, ayrımcılık hak ettiği cevabı alır. Herkesin desteğine, katkısına, el ve omuz vermesine ihtiyacımız var. Özgür, eşit, demokratik bir Türkiye'yi yaratmak için bir arada yaşamı savunmaya kararlıyız; başka çaremiz yok. "

YAZAR AYDIN ENGİN ALKIŞLANDI

Hopa'da havanın yağışlı olmasından dolayı ilk gün açık havada yapılması programlanan etkinliklerde 2. güne ertelendi. Yazar Aydın Engin'in Hopa Belediyesi Kültür Merkezindeki iletişim konulu söyleşisindeki ana tema da, "İnsanların yazılı ve görsel medya vasıtasıyla zehirli bir bombardımana tutuldukları ve tüm değerlerin alt-üst edilerek halkın artık müşteri noktasına taşındığı" üzerine kuruldu. Yazar Aydın Engin söyleşisinde şu görüşlere yer verdi: "Evimize artık bizim irademiz dışında bir misafir sokuldu. Televizyon denen alet artık evimizin en hâkim noktasında yerini alarak bizleri zehirli bir bombardımana tutmaya başladı. Eski o güzelim sohbet ortamları yerine TV dizileri, magazin programları aldı. Bu zehirli bombardımandan paçayı kurtaran kalmadı desek yeridir. Basit bir magazin programını seyrederken bile kimliğimizden kişiliğimizden bir şeyler kopartılmaya başlandı. Dilimizin mantığı bozuldu. Ekranda görüp etkilenmelerimiz sonucu bizim konumsa şekillerimiz bile bozulmaya başladı" dedi.

Yazar Aydın Engin konuşmasının ekonomik politikalar ile ilgili bölümünde Türk insanının bu zehirli bombardıman sonucu sessizliğe büründürüldüğünü savunarak, "2000 yılı krizlerinde cebimizdeki 100 liranın 50 lirasını çaldılar. Kimse çıkıp da 'hırsız var' diye sesini çıkarmadı. Son olarak daha birkaç gün önce yaşanan kriz sonrası bu defa da cebimizdeki 100 liranın 30 lirasını çaldılar. Hem de göz göre. Onlar 30 lirayı cebimizden çalarlarken yine hiçbirimizin kılı kıpırdamadı. Niye tepkisiz bir toplum olduk? Niye cebimizdeki para çalınır iken 'hırsız paramızı çalıyor' diyerek tepki gösteremedik. Anlı şanlı ekonomistler TV programlarına çıkıp gözümüzün içine baka baka bizleri kandırmaya devam ettikleri için. İşte görsel ve yazılı medyadan yansıyan o zehirler, Türk toplumunu bu noktaya taşıyabilmiştir. Çözümü var mıdır derseniz ben çözüm noktası göremiyorum, ancak bir çözüm noktasının artık Yurttaş olabilme kimliğimizi kazanmaktan geçtiğini biliyorum. Bu bombardımana ve zehirli saldırıya karşı itiraz hakkını kullanana, alınacak kararlarda artık bende konuşmalıyım, benimde söz hakkım var diye bilemek yoludur yurttaş olmak. İtiraz eden, artık sözünün geçmesini isteyen vatandaş yurttaştır. Çözüm noktasını bu seslerin ülkemizde dalga dalga çoğalmasıdır diye düşünüyorum" diye konuştu.

Yazar Aydın Engin söyleşisinin son kısmında Türk halkının görsel ve yazılı medya kanalı ile adeta mal satılan müşteri konumuna getirildiğine değinerek, "Evet artık biz müşteriyiz. Haberlerin, reklâmların dizilerin müşterisiyiz. Mal alınıp satılan veya parası yerine oyu alınan, itiraz etmeyen birer müşteriyiz artık. Bu zehirli bombardımanın etkileri bizi müşteri noktasına taşımıştır. Buna karşı durmanın yolunu yine hep birlikte duyarlı insanlar olarak, kendini yurttaş yerine koyma düşüncesini kafasına yerleştirebilmiş yurttaşların tepkilerinin çoğalması ile mümkündür" diye bitirdi.

BRİÇ VE TAVLA TURNUVALARI

7. Hopa Kültür, Sanat ve Deniz Festivali etkinlikleri içinde Briç ve Tavla Turnuvası düzenlendi. Festivalde ilk kez düzenlenen Briç Turnuvası, Hopa Öğretmenevi salonunda büyük heyecan ve çekişme ile yapıldı. Briç turnuvasına Artvin merkez ve çevre ilçelerden de katılan ekiplerin beyin mücadelesi ile geçti.

Festival kapsamında ilk kez düzenlenen Tavla turnuvasına ilgi büyük oldu. Hopa Dumlupınar Caddesi üzerinde yapılan turnuvaya 56 kişi katıldı. Rakipler birbirleriyle eşleştirilerek elemasyon sistemle müsabakalar yapıldı. Tavla ve Briç Turnuvasında dereceye girenlere festivalin son günü aksamı ödülleri verildi.

KANSER YAŞAMIMIZI TEHDİT EDİYOR

Hopa Belediye binasında gerçekleştirilen panelde de Dr. Demet Alemdar ve Dr. Yavuz Akaltın "Kanser yaşamımızı tehdit ediyor" konusunu işlediler. Yoğun ilgi gören panel sonrası Belediye başkanı Yılmaz Topaloğlu'da panelistlere günün anısına birer plaket verdi.

HOPA'DA HALUK LEVENT RÜZGÂRI ESTİ

Türkiye'nin ünlü Rock sanatçısı Haluk Levent, 7. Hopa Kültür, Sanat ve Deniz Festivali'nde adeta sahnede rüzgâr estirdi. Ünlü sanatçı festival alanını dolduran binlerce hayranına neşeli ve coşkulu anlar yaşatırken, zaman zaman yaptığı esprilerle herkesin gönlünü fetih etti.

HALUK LEVENT'TEN SİMİT ZİYAFETİ

Ünlü sanatçı Haluk Levent bir ara kalabalık arasında gördüğü simit satan Samsun'lu vatandaşı sahneye çağırdı. Sahnede çok sıkı bir pazarlıktan sonra tepside duran bütün simitleri almak istedi. Sanatçının verdiği parayı kabul etmeyen simitçi, sonunda "Çarşambayı Sel Aldı" şarkısını söylemesi halinde bütün simitleri bedava vereceğini söyledi. Ünlü sanatçı Haluk Levent, bunu kabul ettiğini ancak yinede tüm simitlere 50 YTL'de para vereceğini, ancak kendisinde sahnede oynamasını istedi. Haluk Levent simitçinin istek şarkısını yerine getirirken simitçide, sahnede simit dolu tepsiyi kafasının üzerine koyup simitleri dökmeden göbek atarak oynadı. Tüm simitleri alan Levent, simitleri festival alanını dolduran hayranlarına dağıtırken içinden bir tanesini alıp yemeyi de ihmal etmedi.

Yaklaşık 2 saat büyük coşkuyla süren Haluk Levent konseri sona ererken herkesin gönlünde taht kuran ünlü sanatçı alkış yağmuruna tutuldu.

Hopa Belediye başkanı Yılmaz Topaloğlu festival hakkındaki görüşlerini açıklayan bir konuşma yaptı. Başkan Topaloğlu şunları söyledi: "Geçen yıl bu alanda başka bir ruh, başka bir heyecanla buluşalım demiştim. Şimdi sizlerle başka bir heyecanla buluşmanın heyecanı içindeyim, hepiniz hoş geldiniz. Türkiye'nin birçok şehirlerinden gelen tüm konuklar hoş geldiniz. Özgür, eşit, demokratik bir Türkiye talebiyle insanların cinsine, rengine, inanışına bakılmaksızın, bir dünya kurmak mümkün deyip aramızda panellerimize katılan tüm konuklara ve panelistlerimize de hoş geldiniz diyorum.

Festivallerin bir umut, festivallerin bir dayanışma, paylaşıldıkça da yaşamın kendi olduğunu söylemiştik. Bugün sizlerle bir kez daha ne kadar güçlü ve isabetli tarif ettiğimizi görüyorum. Bunun için dilinden, renginden korkulmadan yaptığımız bu etkinlikte, Gürcistan topluluğunun daha açılışta bizlere sunduğu gösteri, hepimizi heyecanlandırdı diye düşünüyorum. Onlara yürekten teşekkür ediyorum. Bu alanda sadece onlarla değil, Gürcistan topluluğu gibi, Ermeni topluluklarıyla, Azeri topluluklarıyla, Kafkasya'da yaşayan bütün halkların buluştuğu bir festivali umut ediyorum her zaman. Onun için Kafkasya'da burada yaşam, bir başka türlü sürüyor. Şöyle ki; Tulumun sesi hepimizi diriltirken, özellikle de buruk dahi olsa, şimdi aramızda olsa dediğimiz yerde kanserin alıp aramızdan ayırdığı sevgili Kazım Koyuncu'nun bu serin havada bize sıcak duygularıyla çok coşkulu anların yaşatacağını bildiğimiz yerde, neden kanser olduğumuzu da, düşünerek sürdürüyoruz festivalimizi. Kazım Koyuncu'yu saygıyla anıyoruz. İşte böyle bir buluşmayı sizinle paylaşmanın gerçekten çok tatlı heyecanını duyuyorum. Hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Hepinize iyi eğlenceler diliyorum" dedi.

Bu konuşmanın ardından Gürcistan Halk Dansları Topluluğu şefine Belediye Başkanı Yılmaz Topaloğlu festival plaketini sundu. Gürcistan Halk Dansları Topluğu şefi de başkan Yılmaz Topaloğlu'na küp vazo hediye etti.

HALK KOŞUSU YAPILDI

Festivalin 3'üncü günü Birlikte Yaşam Halk Koşusu ile başladı. Koşu öncesi basına kısa bir açıklama yapan festival komitesinden Selçuk Topaloğlu, Festivalde ilk defa böyle bir koşu organizasyonu yaptıklarını ifade ederek, "Herhalde koşunun amacını halkımıza iyi anlatamadık ki katılım fazla olmadı. Buradaki amacımız, halkımızı spora yönlendirme ve birlikte yaşam mücadelesinde sporunda iyi bir etken olacağı görüşünü savunmaktı. Festival kapsamı içinde ilk defa organizasyon yaptık. Gelecek yıl daha yi bir organizasyonla daha fazla bir katılım sağlamak için çalışmalarımız yapacağız. Hatta halk koşusu adı altında uluslararası bir koşuda düzenleyebiliriz. Halk koşusu dereceli bir koşu anlamına gelmemeli. Buradaki koşu sağlıklı bir yaşam için birlikte yaşam için halkın el ele vermesidir. Bunu sağlamaya çalışıyoruz" dedi.

Birlikte yaşam halk koşusunda her ne kadar derece yapmak önemli olmasa da 5 Km. lik etabı gençlerde ilk sırada Selim Merttürk tamamladı. 2'nciliği Serdar Güven, üçüncülüğü de Çağlar Eremci aldı. Büyüklerde ise Zafer Şahin, Selçuk Topaloğlu ve Murteza Kılınç varış çizgisini el ele vererek birlikte geçerek örnek davranış sergilediler.

NÜKLEER ENERJİ ÇEVRE VE YAŞAM PANELİ İLGİ GÖRDÜ

Daha öncede Hopa'ya gelerek panel sunan Tanay Sıtkı Uyar ve Ali Osman Karababa, Nükleer enerji çevre ve yaşam konulu sunumlarını yaptılar. Salonun tamamen dolduğu panel sonrası Satranç-Tavla ve Briç turnuvası final karşılaşmaları yapıldı.

Gündüz etkinliklerinin son durağı da Belediye Kültür merkezi oldu. Yağma anıları-11 Eylül konulu belgesel de izleyiciler yine salonu doldurdu.

HOPA'DA ŞÜKRİYE TUTKUN RÜZGÂRI ESTİ

7. Hopa Kültür, Sanat ve Deniz Festivali sona ererken, son geceye Şükriye Tutkun ve Yeni Türkü damgasını vurdu. Son gün akşamına damgasını vuran isim kendisi de Artvinli olan Şükriye Tutkun oldu. Hopa Festival alanını dolduran 5 bine yakın izleyiciyi Türküye doyuran Şükriye Tutkun, "Hopa'da ilk defa bir konser vermenin mutluluğunu yaşıyorum. Hele birde bu coşkuyu görünce sevincim bir kat daha arttı. Sizlerle beraber olmaktan gerçekten mutluyum" dedi.

Hopa Festival alanını dolduran izleyiciler Şükriye Tutkun'un peş peşe söylediği bütün parçalara eşlik ederken görülmeye değer manzaralar da yasandı.

KAZIM KOYUNCU BELGESELİ MUHTEŞEMDİ

Festivalin son gecesi akşamında gösterilen Kazım Koyuncu belgeselinde, Kazım Koyuncu'nun değişik yerlerde verdiği konserlerinden canlı ve kendi sesinden şarkıları ve söyleşilerinin belgesel içinde yer alması festival alanını dolduran binlerce insanın ilgisini çekerken büyük de alkış aldı.

Festivalin son günü akşamına Of'tan gelerek katılan folklorcular ve folklor derneği sanatçılarının gösterileri de ilgiyle izlenerek alkışlandı.

Festival süresince yapılan yarışmalarda dereceye girenlere ödülleri de son gün akşamı verildi.

YENİ TÜRKÜ'DE ÇOŞTURDU

Hopa Festivali Yeni Türkü'nün verdiği konserle sona erdi. Bir gün önce Suriye sınırında bir konser verdikten sonra Hopa'ya gelerek Hopa festivallerinde ilk defa sahne aldıklarını ifade eden Yeni Türkü Grubu söyledikleri birbirinden güzel parçalarla Hopalıları coşturdular. Hopa festival alanını dolduran binlerce kişi Yeni Türkü'nün parçaları ile coşarken, festival alanında da oluşan horon halkaları ayrı görülmeye değer görüntüler ortaya çıkardı.

Bu yıl 7'incisi düzenlenen Hopa Kültür, Sanat ve Deniz Festivalini izlemeye gelenler arasında Artvin merkez ve ilçelerinden ayrı olarak Rize'den, Trabzon'dan, Samsun'dan, Ordu'dan, Ankara'dan ve İstanbul'dan çok sayıda insan Hopa'ya geldi. Hopa caddelerini, parklarını, festival alanını dolduranlar arasında sanatçılar, yazarlar da Hopalıların sıcak misafirperverlikleri ile Hopa da konuk edildiler.

BAŞKANDAN TEŞEKKÜR

Hopa Belediye Başkanı Yılmaz Topaloğlu festivallerinin sona ermesi nedeniyle yaptığı açıklamada, "Hopa'mız yine bir etkinlikten alnının akıyla çıkmıştır. Misafirlerimize, konuklarımıza, dostlarımıza en güzel ev sahipliğini yapan Hopa halkına sonsuz teşekkür ve şükranlarımı sunuyorum. Festivalimizin bu başarılı noktaya taşınmasında emek sarf eden bütün belediye çalışanlarımıza, gönüllü destek veren bütün dostlarımıza, misafirlerimizi evlerinde konuk eden bütün Hopalı hemşerilerime, hatasız bir organizasyon gerçekleştirmede il dışından gelerek bizlere teknik destek veren bütün arkadaşlarımıza, sınır ötesinden ilçemize gelerek halkımıza güzel bir dostluk örneği sergileyen Acara'lı folklorcu kardeşlerimize ve hocalarına, festivalimizin açılışını onurlandıran Sayın Arhavi ve Kemalpaşa Belediye başkanlarımıza, kurum müdürlerimize, Siyasi parti ilçe başkanlarımıza Sivil toplum örgütleri başkanlarımıza, muhtarlarımıza, festivalimizin son gecesinde yanımızda yer alan Hemşin Belediye Başkanımıza, sanatçı ve yazar dostlarımıza, kanser konusunda verdikleri panel ile bizleri bir defa daha aydınlatan doktorlarımıza, düzenlediğimiz yarışmalarımızda mücadele eden bütün kardeşlerimize, Of'tan gelerek bizlere destek veren Of Folklor derneğine, etkinliklerimizi izleyen saygı değer Hopa halkına, festivalimiz süresince saat mefhumu düşünmeden görev yapan bütün emniyet teşkilatı mensuplarına Festivalimize verdikleri destek için Hopalı işadamı ve esnaf dostlarımıza ve sanatçı dostlarımıza ve adını yazmakla bitiremeyeceğimiz onlarca kişi, kurum, dernek ve kooperatifimize, Çay Kur genel müdürlüğümüze, açtıkları telefonlar, gönderdikleri destek mesajları bizlere moral veren Sayın ÖDP Genel Başkanı Hayri Kozanoğlu başta olmak üzere bütün dostlarımıza, ayrı ayrı teşekkür ediyorum. " dedi.

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 10.07.2006 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Benzer Haberler
Benzer içerik bulunamadı.