Artvin Belediye Başkanı Özgün Pesoneliyle Biraraya Geldi

11/12/2013 14:23

Başkan Özgün 300 Spartalı’yla Harekete Geçiyor.


Haber: Hayati Akbaş







Artvin Belediye Başkanı Dr. Emin Özgün dün akşam yemeğinde bir araya geldiği 270 çalışanına yönelik bir motivasyon konuşması gerçekleştirdi. Tarihte benzeri görülmemiş bir başarıya imza atan 300 Spartalı’yı örnek veren Başkan Özgün; “Yüreğinizi ortaya koyarak 300 Spartalı olmaya hazır mısınız” dedi.

Artvin Belediye Başkanı Dr. Emin Özgün önceki akşam personeliyle akşam yemeğinde biraraya geldi. Yemekte bir konuşma yapan Başkan Özgün, M. Ö. 4810 yılında Perslilerle, Spartalılar arasında yaşanan savaşta 300 Spartalı askerlerin verdiği mücadeleden örnekler vererek, bugün Artvin Belediyesi’nde 270 olan personel sayısının çok yakında 300 olacağını ve bu insanların 300 Spartalı gibi harekete geçmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Başkan Özgün aile içi bir toplantı olarak belirtip başladığı konuşmasında geçtiğimiz ay bir ön seçim yaşandığını ve gelişen olayları herkesin farklı yorumladığına dikkat çekti. Kesinlikle aday olmamayı düşündüğü hususuna vurgu yapan Özgün, son 20 günde gelişen olayların kendisini bu noktaya getirdiğini ve aday olduğunu söyledi. Bu işin nasip kısmet işi olduğunu da dikkat çeken Özgün, bazen kaderin ağlarını ördüğünü söyledi.

Başkan Özgün “Cumhuriyet Halk Partisi ön seçiminden kazanan olmaz” diyerek devam ettiği konuşmasında; “Bu ön seçimde Cumhuriyet Halk Partisi ailesi bütün adaylarına oy vermiştir. Şu şuna oy verdi, bu buna oy vermedi, ben kim kime oy verdiyse ona saygı gösteriyorum ben daha öncede bir ön seçime girmiştim, bir oyla kazandım herkes dedi ki, bir oyu ben verdim. Şimdi ön seçimde bir kişi çıkacaktı. Lütfen dikkat ediniz kazanacak demedim, çıkacaktı dedim. İki kişi olmayacak. Bu kişi ben ya da diğer arkadaşlarım olabilirdi. Birisi Selim Bilgin kardeşim. Benimle birlikte bu düşünceye bu partiye emek vermiş hizmet etmiş biri. Birisi Yücel kardeşim o da üç dönem ilçe başkanlığımı yapmış. Netice de bir seçime girdik, ben sizinle bir şeyi paylaşmak istiyorum, ben yaklaşık 40 senedir siyaset yapıyorum. Dün 59 yaşına girdim. Ben siyaset yaptığım sürede böylesine kaliteli, böylesine seviyeli bir ön seçim görmedim. Bakınız Türkiye’de 15 yıl belediye başkanlığı yapıp ön seçime giren bir belediye başkanı yok. Bunun bir örneği yok. Hepsi atama istiyor. Nasıl yapıyorlar sadece kamuoyu araştırması yapıyorlar. Kamuoyu araştırmasındaki sonuçlarını biliyorsunuz buradaki. Bu noktada ufak tefek kırgınlıklar olmuş gibi gözükebilir. Bu her seçimde mümkün olan bir şeydir. Fenerbahçe, Galatasaray maçı oluyor, Cumartesi günü Fenerbahçe kaybettiyse ben Pazar günü gazete almıyorum. Bu öyle bir şey değil. Burada kazanan cumhuriyet Halk Partisi olmuştur. Her iki arkadaşımı belediye personelim huzurunda kutluyorum. Hakikaten Türkiye’de böylesine kaliteli, böylesine kaliteli, böylesine seviyesi yüksek bir seçim olmuştur. Salondaki heyecanı hep birlikte gördük. Vali bey bile CHP’yi merak ediyordu. Bakınız bu ön seçimde Artvin cumhuriyet Halk Partisi’ne kilitlendi. Herkes bu seçimi merak ediyordu. Türkiye’de yaşayan 1 buçuk milyon Artvinli bile bu seçimi merak ediyordu.

Bakın bu seçimde her aday adayı arkadaşımın kadın kolları ve gençlik kolları ekibi, kapı kapı Artvin’i dolaştılar. İnanın genel seçimin yarısı bitti. Şimdi diyorlar ki belediye işçilerinden birisi Yücel kardeşime oy vermiş. Verecek tabi, ne var bunda, öbürü Selim kardeşime oy vermiş, verecek tabi. Bu arkadaşlarım 4 ay önce çıkmışlardı, o arkadaşlarımda 4 ay önce size oy vereceğiz diye onlara söz vermişler. Bunun dışında konuşan düşünen doğru konuşmuyor doğru düşünmüyor. Bu toplantıya gelmeden 10 dakika önce Selim Bilgin kardeşim beni aradı; ‘ Abi nasılsın, iyi misin, abi hiç merak etme biz cumhuriyet Halk Partisi’nin emrindeyiz’ dedi. Ne kadar mutlu oldum. Ben ön seçimden çıkmasaydım bile 30 Mart’ta kadar yine belediye başkanıydım. Benim asla o ona oy verdi bu buna oy verdi neden verdi diye bir ön yargım asla olmadı. Bu konuda bir kinim olamaz. Benim Artvin’de küskün olduğum bir kişi bile yoktur.

Bakınız çok üzüldüğüm birkaç bir şey bir şey söyleyeceğim. Sizinle paylaşmak istiyorum. Dediler ki Emin Özgün küfrediyor. Adamın biri beni rüşvet almakla suçlamış. Ona ettim. Birisi bana rüşvet alıyorsun dedi mi o benim namusuma göz dikmek demektir. Yani sessiz mi duracaktım. Artvin değerlerine göz dikenelere karşı sessiz mi duracağım. Diyorlar ki Emin Özgün kızıp bağırıyormuş. Aile içerisinde hizmetin aksamaması ve daha kaliteli olması için olabilir. Bakınız bu ülkenin başbakanı vatandaşa, ‘Ananı da al git’ dedi, bu ülkenin Adana valisi vatandaşa, çok afedersiniz ‘g……t’ dedi. Ben böyle şeyler hiçbir zaman söylemedim. Ben 15 senedir belediye başkanlığı yapıyorum. Bana üç tane adam getirsinler, Bana küfretti diyen 3 tane adam getirsinler, yarın görevimden istifa ederim. Belediye başkanlığını bırakacağım, aday olmaktan da vazgeçeceğim. Değerli arkadaşlarım ben bu söylemlere üzülüyorum. Çamur at izi kalsın mantığı yanlıştır. Her kim olursa olsun bunu yapmamak lazım. Size soruyorum, 30 tonluk kamyonla Korzul ’un rampasını inen çıkan şoförümle, işçimle ne sorunum olabilir. Her akşam çöp konteynırlarını boşaltan gece gündüz, yağmurda, karda, çamurda buz gibi soğuk havada çalışan işçimle ne sorunum olabilir. Biz büyük bir aileyiz.

Sakın aklından farklı şeyler geçiren olmasın. Ben Selim Bilgin’e oy verdim, çok iyi yaptın, Yücel beye oy verdin, vereceksin tabi, bundan doğal ne var bu bir ön seçim. Ben daha önce Ahmet Biber ve Ahmet Varan’la yarıştım. Bu insanları tanıyor musunuz? Artvin’in siyaset adına yetiştirdiği iki tan dev, iki tane değer. Bunlar gayet normal şeyler. Ön seçim ayrı, esas mücadelemiz ayrı. Bu konuyla ilgili son bir cümle olarak şunu söylemek istiyorum, Artvin kimliği Türkiye siyasetine altın harflerle kazınmıştır. Herkesin ön seçimden kaçtığı bir dönemde aslanlar gibi ön seçim geçirdik.

15 senedir herkese kapım açık. Geçtiğimiz günlerde bir grup Ardahan Belediye Başkanı’na gitmiş. Ardahan Belediye Başkanı’yla görüşememişler. Bizim 15 senedir kapımız açık kimin girdiği kimin çıktığı belli değil. Bunları da konuşalım. Artvin belediyesini aldığım zaman ben, esnaf çimento vermiyordu. Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı’yı neden bu dönemde aday yapmadılar biliyor musunuz? Başbakanın memleketinin belediye başkanı işçisinin ikramiyesini ödeyemiyor. İşçisi emekli olduğu zaman tazminatını ödeyemiyor. Bunları konuşacağız. Ben geldiğimde çimento mazot vermiyorlardı belediyeye, para pul yoktu. Eski çalışan arkadaşlarım çok iyi bilir maaşlarını alamıyorlardı. Siz bunları görmediniz. Allah’ın izniyle bundan sonra da görmeyeceksiniz.

Bu seçimin yarısını tamamladık. Ön seçimde kapı kapı halkı gezdik. Her adayın kadın kolları gençlik kolları kapı kapı gezdiler çalıştılar insanlarla görüştüler. O kapıları gezerken başka partilerin üyeleriyle de görüştüler. Şimdi diğer yarısı kaldı. O kapıları da çalacağız. Bununla birlikte belediyemizde 270 kişi çalışıyor. Eğer 270 Spartalı olmaya karar verirseniz, bu seçimde yüreğinizi ortaya koyarsanız bu işi birlikte başarırız. 270 kişi demek ne demek, bu yakında 300 olacak, 300 kişi ne demek, 10 ile çarpacaksınız, 3 bin kişi demek, anneniz, babanız, kardeşiniz, sizi sevenler, 300 Sprtalı gibi harekete geçecek. O 300 Spartalı inanarak başarı elde etmiş. Sizde inanacaksınız! İnanmazsanız ekmeğinizden olursunuz aşınızdan olursunuz! Ben ne dedim benim siyaset anlayışımda eleştirmek yoktur.

Bir saat önce eski belediye başkanlarımızdan Seracettin Yazan yanımdaydı. ‘Senin yanındayım başkanım’ dedi. Ne kadar duygulandım. Benim siyaset anlayışım öyle eleştirmek falan değildir. Benim siyaset anlayışım iş ekmek, aş mücadelesidir. İş ekmek aş mücadelesi için benim yanımda 270 Spartalı olmaya karar veriyor musunuz? Haykırın lütfen karar veriyor musunuz? (salondan alkış ve evet sesleri yükseliyor) Eğer 270 Spartalı olmaya karar veriyorsanız 30 Mart akşamı zaferden yana hiç kuşku duymayın. Benim sizin yüreklerinize ihtiyacım var.

Biliyorsunuz benim kapım size hep açık. Ben bir hafta önce İstanbul’da Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ile birlikteydim. Size bir şey söyleyeyim, Türkiye’de işçisinin belediye başkanıyla konuşabileceği tek belediyedir, Artvin Belediye Başkanlığı buna inanın. Ufak tefek hatalarım, kusurlarım, eksiklerim olabilir ben bir insanım. Eğer birbirimiz tamamlarsak, birbirimizi seversek, sevginin olmadığı yerde başarı olmaz, birbirimizi seveceğiz. Birbirimizin yamasını söküğünü dikeceğiz. Küçük hatalarımız olabilir birbirimizin hatalarını eksiklerini düzelteceğiz. Biz 270 kişilik bir aileyiz.

Gördünüz İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı geldi. Daha öncede geldi. Recep Tayyip Erdoğan’da geldi sevgili başbakanımız. Faruk Çelik’te geldi. Yetti mi güçleri? Yetmedi, yine de yetmeyecek. Bu 3 ay bizim için önemli, 3 ay sonrası da önemli. 3 ay sonra Allah nasip ederse, Artvin’in kalesinden bu bayrağı indirtmeyeceğiz, her zaman olduğu gibi hizmetlere devam edeceğiz. Bu 15 yıllık tecrübe çok önemli benim için. Bana şöyle bir bakın hiç enerjisini yitirmiş bir Emin görüyor musunuz? Hiç yorulmuş bir Emin Özgün görüyor musunuz? Ben yorulmam. Yeter ki şu seçimde siz benim için yüreğinizi ortaya koyun. Siz benim için önemlisiniz. Siz benim ailemsiniz. Bizim bütün günümüz sizinle birlikte geçiyor. Sizlerle ailelerimizden daha çok birlikte vakit geçiriyoruz. Kendinize güvenin.

Ben ilkokul ortaokul ve liseyi Artvin’de okumuşum. 6 yılda üniversite okudum bir yıl sınıfta kaldım 3 yıl İstanbul’da memur olarak çalıştım Koşu Yolu Kalp Hastanesi’nde. 1 yıl Adapazarı’nda çalıştım. 1 yılda askerlik görevim. 59 yıllık hayatımın 47 yılını Artvin’de geçirmişim. Sevgili başbakanımız ‘beraber yürüdük biz bu yollarda’ diyor. Bende aynısını söylüyorum beraber yürüdük biz bu yollarda. Kar, kış, soğuk demeden. Saat 7. 30’da birlikte mesaiye başladık. İyi gününüzde, kötü gününüzde zor gününüzde birlikte olduk. 2013 yılında 261 tane nikâh kıydım. 2012 yılında 269 tane nikâh kıydım. Vatandaşımın cenazesine gittim acısını paylaştım. Artvin benim yaşam biçimim. Herkes zannetti ki Emin Özgün aday olmazsa Artvin’i terk edecek. Ben Artvin’i asla terk etmem. Burada doğdum burada öleceğim.

Bu akşamki toplantımıza sevgili eşimi de getirmedim. Dedim ki ben bu akşam ailemle dertleşeceğim. Sevgili il başkanımı aradım dedim ki bu akşam ailemle sohbet edeceğim kusura bakmayınız. O da ‘ne demek başkanım’ dedi.

Şöyle geriye doğru gidin sonra bugüne doğru gelin. Bakın nereden nereye? Türkiye’de borcu olmayan, işçisine memuruna, sigortaya, esnafına, emekli sandığına borcu olmayan tek belediye. Adam belediyemizin borcu yoktur diyor. Niye SGK’ ya borcunu borçtan saymıyor. Emekli sandığına borcunu borçtan saymıyor. Allah’ıma bin kere şükür bana bugünleri de gösterdi” dedi.

Başkan Özgün’ün son sözü vatandaşın her zaman haklı olduğu oldu. Özgün; “Benim sizden ricam vatandaş ilişkilerinizde sokak ilişkilerinizde, vatandaş ne kadar haksız olursa olsun, vatandaş her zaman haklıdır bilinciyle hareket etmenizdir. Toplum psikolojisi budur. Size inanıyorum, size güveniyorum. Allah yolumuzu açık etsin” dedi.

300 Spartalının Hikâyesi

M. Ö. 4810 yılında Kral Kserkses emrindeki, Herodot’un belirttiğine göre, iki milyon askerden oluşan Pers İmparatorluk orduları Hellespontosu geçerek, Yunanistan’ı istila etmek üzere yola çıktılar.

Çaresiz kalan Spartalılar, bir oyalama taktiği olarak Termopilai geçidine 300 seçilmiş asker gönderdiler. Burada, dağlarla deniz arasındaki geçitler o kadar dardı ki, Pers kuvvetlerinin en azından bir kısmının etkisiz kalacağını umuyorlardı.

Canlarını feda etmeye hazır seçkin bir kuvvet bir kaç günde olsa istilacı milyonları durdurabilirlerdi.

Üç yüz Spartalı ve müttefikleri, istilacılara yedi gün boyunca karşı koyabildi. Sonunda yenildikleri ana kadar, silahları parçalanıp tükendiğinde bile(Herodot’un kayıtlarında belirttiği gibi) ” dişleriyle ve elleriyle” savaştılar.

Spartalılar ve Thespialı müttefikleri, kanlarının son damlasına kadar savaşmışlardır; kendi canlarını feda ederek gösterdikleri bu cesaret sayesinde Yunanlılar bir araya gelerek: o güz ve o bahar, Persleri, Salamis ve Plataiaide mağlup ederek, Batıda yeni yeni filizlenmekte olan demokrasi ve bağımsızlık kavramlarını henüz beşikteyken yok olmaktan kurtarmışlardır.

Bugün Termopilaide iki anıt kalmıştır. Bunlardan yeni olanı, orada şehit düşen kralın onuruna Leonidas Anıtı adını taşır. Üzerindeki yazıtta, Kserksesin Spartalılardan silahlarını bırakmalarını istemesi üzerine kralın verdiği yanıt kazılıdır. Leonidasın yanıtı iki sözcükten oluşur: Molon labe. “Gel ve bunları kendin al. ”

İkinci anıt, eski olanı, Şair Simonidesin sözlerini taşır. Bu dizeler tüm savaş yazıtlarının en ünlüsüdür:

Yoldan geçen yabancı, git Spartalılara söyle ki; burada onlara hep sadık kalan bizler yatmaktayız.

Tüm Spartalı veThespialı askerler kahramanca savaşmışlarsa da, hepsinin en cesuru olarak Spartalı Dienekes gösterilir. Söylentiye göre savaşın arifesinde bir Trakya yerlisi on Pers okçularının ne kadar kalabalık olduklarını anlatmak için, attıkları okların güneşin yüzünü örttüğünü söylemiştir. Dienekes buna yanıt olarak gülmüş ve “İyi öyleyse biz de gölgede savaşırız, ” demiştir.

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 11.12.2013 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Benzer Haberler
Benzer içerik bulunamadı.


En Çok Okunan Politika Haberleri
 » Arhavi’de Yaşanan Seçim Heyecanın G...
 » Erhan Yılmaz Sıkılmadık El Bırakmıy...
 » Faruk Çelik’ten Sert Açıklamalar...
 » Hopa’da Chp Farka Koştu...
 » Faruk Çelik Bir Gecede İki Önemli C...
 » Hopa’da Utku Cihan Rüzgârı Esiyor...
 » Utku Cihan Sundura Mahallesinde Çal...
 » Ati Utku Cihan’da Durmak Yok...
 » Kemalpaşa’da Sandıklardan Chp Adayı...
 » Bakan Faruk Çelik’ten Kapı-kapı Seç...