98. Yılında Çanakkale Zaferine Farklı Bir Bakış

20/03/2013 08:57

Chp Borçka İlçe Başkanlığı Tarafından 18 Mart Çanakkale Şehitleri Anma Günü Dolayısıyla Açıklamalarda Bulunuldu.


Arif Solmaz

Haber: Hayati Akbaş







CHP Borçka İlçe Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada; “Tam 98 yıl önce 1915'de Anadolu'nun her köyünden, kasabasından Çanakkale'ye giden yiğitler ve analar, Türk ve dünya savaş tarihinin en önemli destanını yazdılar. Aradan bir asırlık süre geçmesine rağmen Çanakkale ile ilgili anlatılan hikâyeler tüylerimizi diken diken eder, bizi gururlandırır ve Ne Mutlu Türküm Diyene sözünün boşa söylenmediği gerçeğini bize gösterir.

Bugün demokrasi ve barış havariliği yapan Avrupa, o zamanlar dev gemilerle, destroyerlerle Çanakkale boğazını kuşattığında hiç zorlanmayacaklarını ve bir kaç gün içinde zaferle bu toprakları işgal edeceklerini düşünüyorlardı. Ancak Anadolu insanının içindeki vatan sevgisini hiç bir savaş makinesinin yıkamayacağından haberleri yoktu. Geldiklerinde mermilerin önüne ''ALLAH ALLAH'' nidalarıyla atlayan gençler görünce hesaplarının tutmayacaklarını anlamaya başlamışlardı. Çanakkale cephesinde binlerce savaş suçu işleyen emperyalist güçler yinede zaferlerine ulaşamamışlardır.

Her savaşta olduğu gibi insan faktörünün öne çıktığı bir savaştır Çanakkale. Dünyanın bir yerinden gelip hiç tanımadığı bir insanı öldürmeye gelen askerler bile Türk askerinin o vicdanlı tavrına hayran kalmıştır. Matarasındaki son suyu düşman askerine veren, yaralı düşman askerini iyileştirmek için kendi tedavisinden vazgeçip son ilacı onun için kullanan ve bir neslin torunları olmak bize gurur vermektedir

Çanakkale Savaşları’nda savaşıp, bir kolu ile bir ayağını kaybeden Fransız Generali

Bridges, yurduna döndükten sonra anlattığı bir savaş hatırasında şöyle diyor: “Fransızlar, Türkler gibi mert bir milletle savaştıkları için daima iftihar edebilirsiniz. Hiç unutmam. Savaş sahasında dövüş bitmişti. Yaralı ve ölülerin arasında dolaşıyorduk az evvel, Türk ve Fransız askerleri süngü süngüye gelip ağır zayiat vermişlerdi. Bu sırada gördüğüm bir hadiseyi ömrüm boyunca unutamayacağım. Yerde bir Fransız askeri yatıyor, bir Türk askeride kendi gömleğini yırtmış onun yaralarını sarıyor, kanlarını temizliyordu. Tercüman vasıtası ile şöyle bir konuşma yaptık:

— Niçin öldürmek istediğin askere yardım ediyorsun? Mecalsiz haldeki Türk askeri şu karşılığı verdi:

Bu Fransız yaralanınca cebinden yaşlı bir kadın resmi çıkardı. Bir şeyler söyledi, anlamadım ama herhalde annesi olacaktı. Benim ise kimsem yok. İstedim ki, o kurtulsun, anasının yanına dönsün". Bu asil ve alicenap duygu karşısında hüngür hüngür ağlamaya başladım. Bu sırada, emir subayım Türk askerinin yakasını açtı. O anda gördüğüm manzaradan yanaklarımdan sızan yaşlarımı dondurduğunu hissettim. Çünkü Türk askerinin göğsünde bizim askerinkinden çok ağır bir süngü yarası vardı ve bu yaraya bir tutam ot tıkamıştı. Az sonra ikisi de öldüler. . . " Bu hikâye bize her şeyi anlatmaktadır.

Fakat 2013 yılına geldiğimizde ne yazık ki aynı şeylerden bahsetmek pek mümkün olmuyor. Yıllarca “Çanakkale Geçilmez” diye lanetlediğimiz düşmanlar bu kez topla tüfekle değil şirketleriyle, medya organlarıyla, ajanlarıyla Çanakkale’yi çoktan geçmiş durumda bulunmaktadır. Şehitlerimizin kanları ile çizilen bu cennet vatan toprakları bu günlerde iç ve dış düşmanların oyunları ile bölünmek istenmektedir. Büyük Ortadoğu projesinin eşbaşkanlığını yapanlar, emperyalistlerin “böl-parçala-yut” oyununa çanak tutmaktadır. Küresel güçlerin kontrolünde olan medya ise bu olanları tamamen görmezden gelerek sindirme politikası ile yavaş yavaş insanların bilinçaltına bunları işlemektedir. Kimimizin komşusu, kimimizin asker arkadaşı, kimimizin can yoldaşı olan Kürt kökenli vatandaşlarımızla barış içinde yaşarken özellikle son 20 yıldır ayrıştırma politikası izlenmektedir. Bizleri savaşla yenemeyeceğini anlayan küresel güçler kendi içimizde ayrıştırarak, parçalayarak yenmek istemektedir. Çanakkale savaşında omuz omuza vatanları için savaşan onlarca etnik kökenden gelen insanların bugün ayrılmak istemesi mantık dışı bir olaydır. Fakat ne var ki son 10 yıl içinde olmayan sorunlar varmış gibi gösterilmiş, Güneydoğuda kendi insanlarına kıyan PKK illeti, Kürt halkının savunucusu gibi insanların bilinçaltına işlenmek istenmiştir. 30. 000 insanın ölümünden sorumlu terörist başı muhatap alınmış şehit ve gazi ailelerinin onurları kırılmıştır. Biri halkın % 11'ini diğeri yüzde 26'sını temsil eden iki siyasi parti hükümet tarafından yok sayılmış terörist başı ve onun yandaşları ile bu meselenin çözüme kavuşturulacağı hayali görülmeye başlanmıştır.

98 yıl önce olduğu gibi para pul, yasalar, psikolojik düzenek her şey bölücülerin arkalarında yer almaktadır. Dedelerimizin, ninelerimizin uğruna can verdiği bu topraklar BDP-AKP-PKK ortaklığı ile yok edilmeye çalışılıyor. Amaç petrol sahalarını ve diğer madenler üzerinde yer alan toprakları ele geçirmektir. Irak'ta milyonlarca insan öldürülürken kadınlara tecavüz edilirken ABD askerlerinin sağlığı için dua edenlerin yönettiği bu sürecin nasıl sonlanacağını kestirmek çok zor değildir.

Medyası ile yazarları ile TV programları ve dev küresel şirketleriyle bugün içimizde olan düşmanı bu kez topla tüfekle değil, bilgiyle yenme zamanı gelmiştir. Çocuklarımızın izlediği çizgi filmlerin içine bile gizli mesajlar yerleştiren bu ruh hastası insanların yönettiği düzeni yıkmak tabii ki kolay olmayacaktır. Şu bir gerçektir ki tarih tekerrürden ibarettir ve 98 yıl önce düşman ne istiyorsa bugün aynısını istemektedir. Bunun için özellikle gençlerimiz tarihi iyi bilmeli geçmişten ders almalıdır. Sorgulayan, araştıran ve gerçekleri gören toplumlar her zaman ayakta kalmışlardır. Silah satarak savaştan ve kandan beslenen vampirlere karşı birleşmeli halkların barış içinde yaşadığı bir dünya kurmak için elimizden geleni yapmamız gerekmektedir. Kore savaşına giden bir Türk askerine annesi ''kimi öldürmeye gidiyorsun Ahmet'' demiştir. Bu söz savaşın ne kadar anlamsız ve hiç kimseye bir çıkar sağlamayacağını anlatan müthiş bir derstir. Çünkü birbirlerini hiç tanımayan iki insanın savaşması çok saçmadır. Petrol ve enerji sahalarına konmak için ülkemiz üzerinde oynanan bu oyunlar ülkemiz halkı tarafından iyi analiz edilmelidir.

Çanakkale'de, öncesinde ve sonrasında bu vatan için canını feda etmiş tüm şehitlerimize Yüce Allah'dan rahmet diliyoruz. Onlara minnettarız. ” ifadelerine yer verildi.

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 20.03.2013 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Benzer Haberler
Benzer içerik bulunamadı.


En Çok Okunan Yaşam Haberleri
 » Türklim Olağan Genel Kurulu Yapıldı...
 » Necmettin Orman Vefat Etti!...
 » Hopa’da Gözyaşı Ve Acı Vardı...
 » Chp’den Sonra Akparti’den Miting Ha...
 » Rauf Başar Ödül Töreni Düzenlendi...
 » Artvin’de Kayak Şenliği Sona Erdi...
 » Doğu Karadeniz İçin Yeni Bir Fırsat...
 » Hopa’nın Kadınları, Muhteşemsiniz!...
 » Hopa Tso Açü Meslek Yüksekokulu’nu...
 » Hopa’da Sivil Savunma Programı Gerç...