Sevginin, aşkın olmadığı yerde, hiçbir şekilde insani ilişkiler beklenemez. Olumlu insan ilişkilerinin en temel kriteri sevgi, aşk ve karşılıklı hoşgörüdür. Bu hoşgörüyü yakalayan, sevgiyi yüreklerinde hisseden, aşkı kendinin bir parçası olarak görenler ve bu temelde şekillenen topluluklar her zaman ve her daim kendilerinden daima olumlulukla bahsettirirler.
Sevdanın, sevginin her insan yaşamında ayrı bir yeri vardır. Hele geçmiş yıllarda bizden önceki kuşakların yaşadıkları sevgiyi, aşkı ve bu sevgi ve aşk hikayelerini ele alıp irdelemek ve günümüz insan ilişkileri önüne iyi örnekler olarak koyabilmek en mutlu olma sanatını gerçekleştirebilmeyi başarabilmek demektir. Geçmiş yıllarda güzelim Bucak Mahallesinde yaşanan aşkları ve sevgileri ele almak, sevgi temelinde gerçekleşen yaşantıları tatlı tebessümlerle yad etmek, Bucak Mahallesinin sevgi kültürü bahçesinde bir meyve fidanı dikme görevini yerine getirmek demektir. Ne olmuştur? Nasıl olmuştur? Bucakta sevgi ve aşk. Yaşanan aşkların hikayeleri başka başkadır, ancak sonuçları bazen sevinçli bazen üzüntülü ve acı olarak tarihlenmiştir. Bundan 65-70 yıl önce Azaklı Mecit ile Dilara’nın aşkları nasıl gelişmiştir. Sevgilisini her gün görebilmek uğruna evinin karşısındaki Dilara’sının evinin önündeki armut ağacını bir sabah kökünden kesip yok etmek ve sevgilisini her zaman rahatlıkla görebilme amacıyla bu iş gerçekleştirmek sevgiliye duyulan tutkunun sanırım derecesini vermektedir. Ya başka bir zaman Dilara’sının evinin üstündeki bahçeden ayağım kaydı bahanesi ile evin önüne dek yuvarlanarak bayırdan aşağı inmek ve evin önünde bayılma numarası yapmak, bütün ev halkı (sonradan kaynana olacak dahil) ve komşuların bütün çabasına, yüzüne kolonya ve su dökülmesine rağmen ayılmamak, ancak Dilara’sı evden çıkıp başucuna gelince ayılmak, eski zaman aşıklarının muzipliklerini bize en sade şekilde göstermektedir. Trabzonlu Şair Yaşar Miraç’ın şiirlerinde yer verdiği, Yine Trabzonlu Yazar Çiğdem Sezer’in “Kalbimin Kuzey Kapısı Trabzon” adlı eserinde genişçe bahsettiği, ayrıca Trabzonlu yazar Ahmet Özer’in söyleşi yaptığı Trabzon’un ünlü fotoğrafçısı Nimet ablanın bundan yaklaşık 75 yıl önceki Bucaklı Mehmet Azaklı ile olan sevgileri ve bu sevginin de evliliğe dönüşmesi. Ya amca kızına sevdalanan, ancak annesi tarafından evinin bir oğlu olduğundan, O’nu öksüz büyüttüğünden, evlenirse biricik oğlunun elinden uçup İstanbul’a gideceğini bildiğinden bu sevdaya ve evlilik isteğine hayır diyen bir ana, biricik anasının bu olumsuz tavrına karşı bir şey diyemiyen ama aşkından yataklara düşen, günlerce yemeden içmeden kesilen Kilercioğlu Yaşar. Bu aşkın sonu da mutlulukla bitmiştir. Sonunda anne yüreği fazla direnememiştir biricik oğlunun istemine. Bu kara sevdaların ve kara sevdalıların hiç mi, hiç hikayeleri bitmemiştir Bucakta. Hele birbirlerini delicesine seven Ayhan Özer ile Özlem Kara’nın sevda hikayeleri bambaşkadır. Onca olumsuzluğa rağmen aşklarının mutlulukla bitirmesini bilmişlerdir bu sevgili kardeşlerim. Birbirlerine olan sevgilerine hiçbir şekilde ihanet etmemişler, genç yaşlarında bu dünyadan göçmelerine rağmen kalplerindeki sevgi erdemliliği ile yıldızlara uğurlanmışlardır. Yaşanmış sevgilerin geçmişte değişik bir örneği de Rıfat Kara ile eşinin yaşadığı fırtınalı aşktır. Ama Rıfat biçare durumundadır. Sevdalısı başka biri ile evlendirilmek istenmektedir. Sevdalısı Rıfat’a haber uçurmuştur, durumdan haber etmiştir. O çaresiz Rıfat bütün engelleri yıkarak sevdalısını bir gece aldığı gibi Ankara’ya uçurmuştur hem kendini hem de sevdalısını. Böylelikle mutluluklarına kavuşmuşlardır. Bucakta sevdalanmak, Bucakta aşık olmak bir başkadır. Öyle bir aşk ki, mahalleye gurbetten gelen Remzi dayı’nın güzel kızı Şahindar’a bundan 50 yıl önce aşık olmak ve sevdalısını kaçırıp evlenmek Hasan Özçep’in ayrı bir hikayesidir. Bucakta bilinen sevdalardır bunlar, yaşanmış aşklardır bunlar. Ya aşık olup da sevdalarının bütünleşemediği, hüzünlü ayrılıklar, sevgilerin bir araya gelememesi nedeni ile mahalleyi terk edenler, bunlar da mahalledeki aşka ve sevgiye verilen değeri bize göstermektedir.
Yaşanmış aşklarla, tutkulu sevdalıklarla bir başkadır Bucak Mahallesi. Sevdaları şiirlere konu olmuş, Sevdalandıkları kişilere karşı içlerindeki sevgiye ihanet etmeme kültürünü benimsemiş bir mahalledir güzelim Bucak Mahallesi.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz köşe yazısı sitemize 18.07.2012 tarihinde Hasan Azaklı tarafından girilmiştir. Metnin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, köşe yazısı metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu yazarın iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle